Pazar günü saat 1 de karşıyakanın göbeğinde boyuyoruz diye bisiklet yolunu kapatan ve muhtemelen bundan haberi olmayan muhterem belediye reisine çok, çok teşekkür ederiz.
Seleukeia (Lybre) Antik Kenti
Aralık ortası olmasına rağmen çok sıcak gündü. Rotada sağlam tek bir ağaç yoktu(orman yangını), o methiyeler hak eden yokuşları tırmanıp şarıl şarıl terlerken bir yandan da orman yangınına sebep olanlara uzun uzun sövdüm. Üzüntü, öfke, kan ve ter içinde yokuşu tamamlayıp Antik Kente vardım. Bir öfke ve üzüntü dalgasını da orada yaşadım!
O güzelim antik surların, su kemerlerinin, köprülerin, mahzenlerin içi dışı is, içki şişesi ve çöple doluydu. Yerlerde işlemeli taşlar, kabartmalar, mozaikler vardı. Talan edilmiş, sağı solu define avcıları tarafından köstebek yuvasına çevrilmiş olmasına rağmen eskiden cennet gibi bir şehir olduğu belliydi. Düşünmeden edemiyorum şu kent Türkiye'de olmasaydı ne halde olurdu acaba?