Scudo Sports

Hadi Bildiğimiz Osmanlıca Kelimeleri Paylaşalım!

Kelime sayısı dilin zenginliğidir.
Dil yaşayan bir organizma gibidir, kurgulamak, yönlendirmek çok mümkün değil.
Kullanılan yerleşir, kullanılmayan zaman içinde atılır.
Kendi dilinize "hafiye" karşılığında bir kelime yoksa
ve kısa sürede karşılığı olacak bir kelime türetilemiyorsa
ister istemez kullanılacaktır.

Arapça güzel bir dildir. Hangi dile çirkin denilebilir ki?

Mahkeme ( hüküm verilen yer )
Hakem - hakim ( karar veren )
Mahkum ( hakkında karar verilmiş )
Muhakeme ( karar vermek için düşünme )
vb.
 
Scudo
@Soner Sarihan

arapçada fiiller temelde üç harften oluşur ve bunlar da 14 ayrı kalıba dönüşebilir. yukarıda verdiğiniz örnek gibi....
burada h,k,m harflerinden oluşan fiilin değişik çekimlerini görebiliyoruz.

ve evet dediğiniz gibi dil kelime zenginliği ile zenginleşir. dilimize de sahip çıkmamız lazım.

güzelim Türkçe'mizi "turkche" leştirmeyelim yeter.
 
bilgisayar ın osmanlıcası ne ola ki misal? iki kelam ingilizce öğrenip bunu her konuşmasında kullanıp, karşısındakine "benim senden bir farkım var" demek isteyen kendini bilmezler ne kadar komik değil mi? çünkü dil, en az iki kişi arasında anlaşmak için kullanılan çok önemli bir araç. diline yabancı kelimeleri iliştiren ve böylelikle farklı ve derin bir kişi olduğunu karşısındakine itelemeye çalışan kişi için üzülmekten başka birşey gelmiyor elden.

dilinize osmanlıcayı yerleştirmek isteğinizi saygıyla karşılıyorum. bu sizin hayatınız ve onu dilediğiniz gibi yaşamak hakkınız. diline osmanlıcayı yerleştiremeyen, yerleştirmek istemeyen kişilerle etkileşimde bulunmanız gerektiğinde; her iki tarafında birbirini anlayacak kadar ortak bir dilde buluşmaları gerekiyor. ülkemizde bunu düzgün ve temiz bir Türkçe ile sağlamaya çalışmak bana daha sağlıklı geliyor. dilimize giren ingilizce kelimeler kültür emperyalizminin de bir sonucu üzülerek belirmek gerekirse. bilimsel, sanatsal, kültürel yenilikleri yaratan her toplum yarattığı herşeyi, kendi dilinde biri isim vermek hakkına sahiptir. örneklendirmek gerekirse computer kelimesini ele alalım. 1960-70 arasında, hacettepe üniversitesinde bir ekip, bilgisayar ile ilgili terimleri taa o zamandan Türkçeleştirmiş; günlük yaşamda, Ahmet, Mehmet efendi bu cihazlarla tanışmak zorunda kalmadan çok önce. data yerine veri, database yeribe veritabanı, mouse yerine doğrudan fare gibi. sonra giren cihazları evirip çevirmekte daha sonraki ekipler yeterli olamamış. fransızlar o fransız gururları ile computer değil ordinateur diyor bilgisayara. alamanlar gariplerim computer demek zorunda kalmış.

eger insanlığa katkınız zamanında yoğurttan ileri gitmediği için tüm dillere neredeyse tek hediyeniz joghurt olduğu sürece; uyanık olup, ahalinin karşısına yeni birşey çıkmadan önce dilinizin kurallarına göre o yeni şeyi tarifleyen bir kelime koyamadığınız sürece; dilinizin yerine ne koyarsanız koyun, birbiri ile anlaşamayan bir kuru kalabalık oluşturursunuz.

Osmanlı biliyorsunuz, 3 kıtaya yayılan, 600 yıllık bir imparatorluk. ana kurucu unsur, oğuzların kayı boyundan osman oğulları. hatam var ise düzeltin. tarihini ister resmi tarihten ister vakanüvislerin (tarih yapılırken, egemen gücün emri ile resmi tarih yazarlarından ayrı olarak o süreci yaşayan remi olmayan dönem şahitlerine vakanüvis deniyor) eserlerinin cevirilerinden takip edin, bu asli unsur çoklukla savaşlarda canını veren kişiler olmuş. balkanlardan, kuzey afrikaya, kırımdan arap yarımadasına kadar ki bölge Osmanlı iken; bu bahse konu bölgelerdeki hiçbir ülke, hatta hatta din kardeşimiz araplar bile osmanlıyız demiyor ne hikmetse. sadece ülkemizdeki bir grup osmanlı olmakla gururlanıyor (buna da saygı duyuyorum yanlış anlamayın) ve osmanlının eski güzel günlerini en azından günlük hayatında yaşayarak hissetmeye çalışıyor.

Fatih Sultan Mehmet, istanbulu fethettiğinde kendisini Roma imparatoru olarak da ilan etmiştir ve bu tariften sonra Osmanlı imparatorluğu 3.Roma imparatorluğu gibi bazı uygulamalara imaza atmış ve iç ve dış politikasında roma imparatorluğu politikalarına paralel uygulamalarda bulunmuştur.

yakın gelecekte, fırat ve nil nehirleri havzalarında büyük israil devletinin 1800 yıllarının sonlarında atılan sağlam temelleri üzerinde, adına büyük ortadoğu projesi denen ama tarih bilgisi ve algısı olan herkesin bildiği üzere bütük israil devleti kurulacaktır.

osmanlıca, osmanlının dilidir. ve yeni osmanlıcılık, büyük israilin kuruluşuna hizmet etmek adına bu coğrafyada geçici olarak canladırılmak istenmektedir. zaman ayırıp okuyanlara teşekkür ederim.

dillere kelimeler ve ifadeler girer ve çıkar. eğer bir kelime o toplumun hepsinin düşüncesinde aynı şeyi canladırıabiliyorsa, toplum o kelime ifade ile aynı şeyi anlıyor ise anlaşabiliyor demektir. o ingilizce ile kendini toplumdan ayırır, beriki osmanlıca ile kendini soyutlar ise; birbirini anlamayan bir güruh olur gider o toplum. bu da bu toplumu şekillendirmek isteyen toplum mühendislerinin tam da istediğidir.

filhakika, velev ki, bu cemiyeti bir araya getiren unsurlar tarumar olur, ol vakit, birbirine tiksinerek bakan bu garip gurühlar, ecnebi tasması burunlarına iliştiğinde, birbirlerine hasretle bakar olurlar.

adamım, şimdi sen 3-5 yabancı phrase ile konuşup, gibberish koşan bu insanlara bakıp oha falan oluyorsun ya; ne dediğini kimse anlamıyor ya, yalnızsın ya. toplum çok değişik sana göre. sen çok artistik ve kreatifsin, über ilerisin ya. nah öylesin.

büyüklerime saygılar, küçüklerime sevgilerimle.
 
mehmet bey,
güzel yazmışsınız.
bazı yazdığınız şeylerin referanslarını merak ettim. örneğin bu cümlenin dayanağı / doğrulanmış kaynağı nedir?

@Mehmet Levent
 
@halil ibrahim duran

theodor herzl in hayatını ve eserlerini okuyun. saygılar
 
@Mehmet Levent

bir ara okurum inşallah.

yanlış cümleyi alıntı yapmışım :D

şu cümlenizi soracaktım aslında:

@Mehmet Levent

bu cümlenizi neye dayandırıyorsunuz?
 
birinci siyonist kurultayında bugünkü israilin kuruluşu olarak 1950den (1947-1948) öncesi kesinleştirilmiş. büyük israil içinse tarih 2045-2050 arası olarak planlanmış. 32-37 yıl daha var. muhtemelen ben kanser olur vefat etmiş olur o günleri görmem.
 
@Mehmet Levent

Diyelim ki pek sağlıklı bir ömür sürdünüz ve o günleri gördünüz. Büyük veya küçük İsrail falan da kurulmadı. Okuduğunuz onlarca kitap ne olacak? Sağa sola "çok okudum, görün bakın, dediğim çıkacak..." şeklindeki cümlelerinizi bulup tek tek değiştirecek misiniz?

32-37 yıl daha var nedir yahu? :) Çok gülüyorum ben bunlara. Dayanak nedir diyorlar, dayanak olarak oda dolusu kitap ima ediliyor, sonra muhtemel tarihte de nasılsa ölmüş olurum deyip konu kapatılıyor. Yapmayın, yazıktır.

Bu arada imlâ kurallarından bihaber olup, üstüne de dili kurtarmaya çalışanlar var. Bence asıl mesele bu. Paragraf kullanmayı bilmeyen, büyük ve küçük harfleri yerli yerinde kullanamayan, dahi anlamındaki "de"yi ayırmaktan aciz, "-ebilmek, -abilmek" eklerini ayrı yazan insanları uyarmaya gayret edin. Sizi bilemem ama ben bu kurallara uymayan kişinin yazdıklarını okumakta ve anlamakta güçlük çekiyorum. Hatta daha da ötesi; ciddiye almıyorum çoğu kez.
 
@ahmetcan44

Söylemeye çalıştığım şey de tam olarak budur. İdeolojik kitaplar birilerinin tezidir. "Yeni Osmanlı'cılık akımı İsrail için var" gibi çıkarımlar gerçekten bir takım komplo teorileri gibi geliyor.

@ahmetcan44

Buradan kendime pay biçiyor ve özür diliyorum. Ben de genelde büyük ve küçük harf kullanımına dikkat etmem. Devrik cümle kullanmak ve bu hata benim yazım dilindeki en büyük hatamdır.
 
küresel anlamda tarihin akışını elbette bilemeyiz, en azından bizler tespit edip yönlendirme şansına sahip değiliz. imparatorlukların veya hanedanlıkların bitirilmesi, bunun için ulus devletlerin doğuşu; ulus devletlerin tek dünya içeriği ile sonlandırılması; 1948de israilin kurulması ve 2050 den evvel büyük israilin kurulması birinci siyonist kurultayında konulan, şimdilerin tabiri ile ingilizceden birebir apartılan yol haritasında mevcut. bugün bir ingiliz kraliyet ailesi, ülkenin siyasi ve ekonomik kararlarını veren bir yapıda değil, ingiliz halkının ölesiye saygı duyduğu daha çok magazin malzemesi bir aile. bulgaristanın kurtuluşu (osmanlıdan kurtuluşu) ve kuruluşu için yurtsever bulgarların sloganını merak edenler için söyleyelim "ya istiklal ya ölüm". benzer içeriklerle, avrupadaki kralların ve krallıkların etkisizleşmesi ve milliyetçiliğin parlatılmas,. osmanlı imparatorluğunun ortadan kaldırılması, rusyada çarlığın çöküşü ve benzeri tarihsel olaylar; bir küçük yol haritasındaki gibi gerçekleşti. geleceğe bakabilmek için geçmişe bakmak gerekiyor.
bu arada, elle gelen düğün bayram; dediklerim ve okuduklarım çöp olarak karşıma çıkarsa, 2050lerde hala yaşıyorsam beni bulun; o zaman özür dilerim sizlerden.
 
@Ertuğrul

Ertuğrul kardeşim öncelikle bu genç yaşında şanlı ecdadımıza duyduğun saygı ve ilgi için seni tebrik ederim. Şahsen senin yaşındayken "giyimimle konuşmamla yaşayışımla nasıl daha çok amerikalıya benzerim" derdindeydim.

Osmanlı'yı araştırdıkça okudukça öğrendikçe hayran kalmamak mümkün değil;

Ecdadın Ticaret Ahlakı
Yabancı bir kumaş tacirinin Osmanlı ülkesine gelerek bir kumaş imalathanesinin mallarını beğenip hepsini almak istedikten sonra, mal sahibinin kumaş toplarını denklerken bir top kumaşı ayırdığını görüp bu hareketinin sebebini sorması üzerine, Osmanlı esnafının “Onu sana veremem, kusurludur” cevabını verdi. Yabancı tacirin “Ziyanı yok, önemli değil” demesine rağmen Osmanlı esnafının o kumaş topunu vermemekte direterek: Benim malımın kusurlu olduğunu söyledim biliyorsunuz. Fakat Siz onu kendi memleketinizde satarken, alıcılarınız orada benim bunları bize söylemiş olduğumu bilmeyeceklerdir. Böylece de müşterilerinize kusurlu mal satmış olacağım Neticede Osmanlı’nın gururu şeref ve haysiyeti rencide olacak, bizi de hilekar sanacaklardır. Onun için bu sakat topu asla size veremem… diyerek kumaşı vermeyişinin sebebini izah etmiştir.
Kaynak:Ayverdi, Samiha;Küplüce’deki Köşk, Hülbe Yay., İst.1989, s. 189

Bu arada konuyla alakası yok ama yine de;
Nasreddin Hoca’ nın Merkebine Ters Binmesinin Hikmeti
Türk halkının nüktedan hazır cevap ve zeki bir fıkra kahramanı olarak tanıdığı Nasreddin Hoca’nın (1208-1284 ), aslında medresede ders veren büyük bir müderris ve ayrıcada kadı olduğunu. . . Talebeleri arasında oldukça sevilen Nasreddin Hocanın, ders verdiği medreseden merkebine binip evine giderken dahi talebeleri tarafından yalnız bırakılmayıp yolda kendisine sualler sorulduğu,.. Hem yol alıp hem de talebelerin sorularına cevap veren Nasreddin Hoca’nın, sual soran talebelerine arkası dönük olarak cevap vermenin İslami edebe aykırı olacağından dolayı merkebine ters binip, talebeleri ile yüz yüze gelerek ders verdiğini biliyormuydunuz?
 
@ahmetcan44


aslında görebilen gözler için israil topraklarında yaşıyoruz :) dünya bilgisayar güvenliği konusunda dünya lideri bir çok ürün israil malıdır. bir RADware bir checkpoint ve uzunca bir liste ürün, bugün internet bankacılığını kullandığınız her bankamızda kullanılmaktadir. geçenlerde, güya halk sağlığı bahane edilerek yerli tohum kullanan çiftçilere para cezası verileceğine dair haberler çıktı; tarım bakanlığının onayladığı, dağıttığı veya satılmasına izin verdiği tohumları ekip biçip yiyeceğiz. Tarım bakanlığı tohum bankası kapatıldı ve dağıtıldı bu basında okuyamayacağınız birşey, bakanlıkta çalışan arkadaşlarımdan aldığım bir bilgi. ülkedeki gazetelerin, televizyon ve radyo kanalları sahiplerine ortak olan, bazılarının tamamına sahip olan yabancıların kökenlerini biraz inceleyin. bugün, aynı filistinde zamanında yabancılara toprak satışı ile bugünkü israilin doğuşuna benzer toprak satışları yapılıyor ülkemizde.

bence de kafayı kuma gömmek huzur verici ancak; açıkta biryerlerin kalmaması şartıyla. komplo teorisi yazayım size.

bankada kullanılan güvenlik cihazlarını size satan adam, al kardeşim sana kapalı kutu, istediğin gibi kullan demez. kendisine backdoor diye bir açık kapı yazar ki, darda kalırsa bağlanıp neler yaptığınızı gözlemyebilsin diye. bir sabah kalktığınızda banka hesabınızda olan paranın tamamının, başka bir ülkede bir başka kişinin hesabına sizin şifreleriniz ile havale edildiğini görebilirsiniz. imkansız değil. ama komplo teorisi.

urla da çiftçi akrabalarımız kısır tohumlardan bahsediyor yıllardır. karpuz yediğinizde çekirdekleri tohumdur normalde. o çekirdeği eker ve yeni karpuz alırsınız. bu işler yüzyıllardır böyle. ancak belki 20 yıldır, karpuz çekirdekleri kısır. tohumu satın alıyorsunuz, ekiyorsunuz tek bir karpuz alıyorsunuz. o kadar. bir sonraki sene karpuz yemek için tekrar tohum ofisine gidip tohum almanız gerkiyor. peki bir zaman sonra tohum fiyatları artarsa; mühendislerce işlenmiş bu tohumları satan adam satmak istemezse? komplo teorisi tabii. ne olacak, karpuz yemeyiveririz olur biter ;)

urla da, İTO kent diye bir yer yapıldı verimli ovanın ortasına. güya izmir ticaret odasının üyeleri oturacaktı. evler yapıldı, tek tük taşınan oldu. sonra koca site tamamen ingilizlerce satın alındı. o tarlaların sahibi şimdi sitede bekçi. tarlada çalışmaktan daha rahat elbet. ssk lı bir işi var :)

50 yıl evvel dedeme burlarda ingilizler oturacak dese birileri; komplo teorisi yapma yürü git derdi. illa ki. eldeki verilere göre de gidişata bakmak lazım. okuyarak illa ki olmuyor bazı şeyler.

sütaş ın da israillilerce satın alındığına dair haberlerin çıktığını okudum güzide basınımızda. milli içkimizin en sevdiğim endüstriyel markası.
 
Sonuç olarak kahrolsun İsrail, değil mi? İşte böyle başkalarının yaptıklarını tartışmaktan, kendimiz yapamaz olduk. Türk toplumu topyekün Yahudi uzmanı. Her şeyi onlar üretiyorlar, her taşın altından onlar çıkıyorlar, bizim kafamız çalışmıyor hiçbir şeye. Popüler ifadeyle; bizde her şey var ama yaptırmazlar. :p

Geçiniz bunları. Ülkenin başındakiler bile buğdayın ithal edilmesini bu millete reva görüyorlarsa, İsrail'in çaba sarfetmesine gerek yok. Her sene Aselsan mühendislerinin esrarengiz olaylarda can verdiği teranelerini bıkmadan, usanmadan anlatıyorlar sağda solda. Her seferinde yüz küsür tesis açıyor birileri televizyonlarda ya allah bismillah diyerekten. Yahu bu ülkede Aselsan mühendisi kıtlığı mı var? Nerede bu tesisler? Neden sürünüyoruz, tüm kalifiye Aselsan mühendisleri kazalarda ölüp gidiyorlar mı? Okullardan yüzbinler mezun ediliyor; sanayi, ticaret tesislerinin bini bi' para olmuş, neden arpa boyu yol katedilemiyor? İsrail'in işi gücü yok, her şeye engel oluyor, öyle mi?

Hiçbir milletin, diğerinden üstünlüğü falan yok. Aklını kullanan kazanıyor. Birileri kendini "yaptırmıyorlar işte :(" diye avutacaksa, ona kolay gelsin. Boş boş oturup beklemek kadar büyük zahmet yoktur insana. Kim hangi kelimeyi kullanmış, hangi kelimeyle vatanı kurtarırız gibi boş uğraşlar, üretemeyen toplumlara hastır.

Bu yazıda "Aselsan mühendisleri" tabirini, yetişmiş eleman olarak kullandım. Üzerinde durmayın.
 
Arkadaşlar, lütfen yapmayın. Yeni bir konu açın orada tartışın ama bu konuyu mahvetmeyin. Ben Osmanlıca öğrenmek istediğimi bunu da kullanmak istediğimi söyledim ama karşımda ki Osmanlıdan bihaber kişiye de böyle konuşacak değilim. Ha, ciddiye bile almam onu o ayrı...
Ben İngilizce de öğrenmekteyim, İngilizce bilmenin önemli olduğa laf edemem, ben dilimize karışmasına karşıyım, zaten buna karşılıkta Osmanlıcayı konuşacağımı belirttim. İçinde yabancı sözcükler olduğunu biliyorum, bana karşı adam cool ol filan diyorsa ve ben anlamıyorsam ona karşı bende böyle konuşurum, anlar sonra anlamamanın nasıl olduğunu...
Neo - Osmanlıcılık ile ilgili görüşe asla katılmıyorum. Komplo teorisinden başka bir şey değil. Bunları -başta da dediğim gibi- yeni bir konu açın orada tartışalım. Konumuz Osmanlıca kelimeler. Ben neden öğrenmek istediğimi belirttim sadece... Lütfen daha fazla konuyu saptırmayın, Görüşünüz varsa kısaca yazarsınız ve bildiğiniz Osmanlıca kelimeleri ekler devam edersiniz, burada (konu altında) Osmanlıca konuşuruz vs. güzel olur. Siz gidip eski Türkçeyi öğrenmiş olabilirsiniz ama bende Osmanlıcayı öğrenmek istiyorum? Osmanlı ve ll. Abdülhamit hayranı olduğumu söyledim, eski Tükçeyi de başkası öğrensin.

Bu arada Ertunga bey, sizin verdiğiniz kelime de doğrudur benimki de, Sultan Abdülhamit döneminde her iksi de kullanılmıştır. Mesela Harfiye teşkilatı kurulmuştur, ama ondan önce Yıldız İstihbarat Teşkilatında olanlara hafiye deniyordu.

Olumlu mesajlarınız için "Ziyade"siyle memnunum, Halil bey, güzel paylaşınız için teşekkürler. Diğer olumlu mesajlara sonra cevap vereceğim.
 
@Ertuğrul

Yukarıda konuyu açtığınız ilk mesajın bir kısmı var. Sizde görürsünüz ki dilime Osmanlıca kelimeleri sokup kullanmak istiyorum diye siz yazmışsınız. Saygı göstermeniz gerekir ki sizin İngilizce Fransızca vs dillerden dilimize giren kelimelere gösterdiğiniz tepki ne ise başka insanlarında Osmanlıca dan destek ayağı alınarak Arapça ve Farsça kelimelerin sokulmasına tepki göstermesi gayet normaldir. Şuan kullandığımız dil Türkçe dir. Bana göre Türkçe milli benliğimizin çimentosudur. Osmanlıca öğrenme istemeniz diğer mesajımda da yazdığım gibi takdir edilebilir bir davranıştır. Ecdada bir saygıdır. Milli bir bilinçtir. Ama ecdadımızın büyük topraklara hükmetmesi birçok kültür ile etkileşim görmesi sonucu birçok dilden bir çok kelime dillerine girmiştir. Bu kelimeleri ben tekrar dilime sokmak istiyorum demeniz benim şahsi görüşüm olarak ben 'tamam' yerine 'ok' kelimesini kullanacağım demenizle aynı kefededir. Osmanlıca öğrenme ve kullanabilir duruma gelme hakkındaki görüşlerinize sonsuz saygı gösterdiğimi tekrar belirterek mesajlarıma göstermiş olduğunuz ve göstereceğiniz saygı için teşekkür ederim. Bu arada bir önceki mesajımda size bir kitap önermiştim. Yavuz Bülent Bakiler in Sözün Doğrusu 1 ve Sözün Doğrusu 2 kitapları. Bu kitapları sizi görüşünüzden vazgeçirmek yada kendi düşüncemi benimsetmek için tavsiye etmedim bunu da bilmenizi isterim. 3 4 yıl önce okuduğum kitaplardı. Ne zaman dil mevzuu gündeme gelse herkese önerdiğim bir kitaptır. Sizin de faydalanabileceğiniz belki kendi düşünceniz hakkında da daha doğru şeyler öğrenebileceğiniz bir kitaptır. Avrupa dillerinden kelimelerin hoşunuza gitmememi bile dile önem verdiğiniz bir göstergesidir. Bu düşünceniz bağlamında kitapları beğeneceğinizi düşünüyorum. Dile verdiğiniz önem için tekrar teşekkür ederim. Saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: ufuk şimşek
Sevgili kardeşim Ertuğrul,
Öncelikle karararına saygılıyım. AMA öncelikle sen kendinle çelişiyorsun. Hem günlük dile batılı dillerden kelimelerin girmesini eleştirip hem de ölü bir dilin( ki dil olduğu kesinlik kazanmamıştır) kelimelerini sokarak.
Ayrıca eleştirdiğin şeyi hala yapıyorsun. Türkçe karşılığı varken bu konuyu açtıktan sonra yazdığın mesajlarda bile MTB kelimesini kullanıyorsun. Dağ bisikleti tam olarak neyi karşılamıyor? Daha teknik terimler için bile forumda karşılık bulmaya çalışılırken birebir karşılığı olan kelimeyi kullanmak en azından senin bu konuda yeterince samimi olmadığını düşündürüyor. Tüm bu nedenlerden dolayı eleştiriliyorsun. Yoksa isteğin gayet masum ve güzel.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ömer KARAN
Sen şimdi Çalıkuşu;Feride ve Kamuranı da izliyorsundur.
 
Geri