Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Halkı bisiklet üzerinde doğan ülke: Hollanda

googoo__

Üye
Kayıt
23 Mart 2015
Mesaj
49
Tepki
35
Şehir
izmir
İsim
gökhan
BBC Radyosu'nun "Yüzyılın buluşu" anketinde bisikletin ilk sırada yer alması, Türkiye'deki birçok arkadaşıma anlamsız gelmişti.
Onlara göre bisiklet, çocuklukta karne armağanı olarak alınıp, birkaç kere binildikten sonra kömürlüğe ya da tavan arasına atılan bir araçtı.
Ancak eğer Hollanda, İsveç, Danimarka gibi Batı Avrupa ülkelerinden birinde yaşıyor olsaydınız neden bisiklete "Yüzyılın buluşu" dendiğini daha iyi anlardınız.
Günlük yaşamın vazgeçilmezi

Muhtemelen Somaili Fathya da, muhtemelen bisikletin "Yüzyılın buluşu" seçilmesini anlayamıyordu. Ta ki, sığınmacı olarak Hollanda'ya gelene kadar.
Hollanda'nın Zwolle kentinde 4 çocuğuyla yalnız yaşayan Fathya için alışveriş ya da hastane randevusuna gidip gelmek, büyük bir eziyetmiş.
Ehliyeti olmayan, hayatında hiç otomobil kullanmayan Fathya, hastaneye belediye otobüsüyle gidip gelmiş. Ancak evine biraz uzaktaki süper markete alış veriş için yürümek zorundaymış.
Hollanda'ya yeni gelenler için belediyeler tarafından açılan bisiklet kursunu duymuş. 10 haftalık bir eğitim sonrası bisiklet kullanmayı öğrenmiş. Somali'de böyle bir alışkanlık olmadığı için ilk günler yadırgamış. Hatta biraz da korkmuş.
Ama sabırlı eğitmenlerin desteğiyle de sonunda öğrenmiş. Şimdi küçük çocuklarının birini bisikletin önünde diğerini arkasında okula götürüp getiriyor. Randevularına, alışverişe bisikletle gidiyor.
Bütçesinde önemli bir yer tutan otobüs bileti harcamasından kurtulduğu için sevinçli.
Başbakan da bisikletle işe gidip geliyor

Bisiklet Hollanda'da günlük yaşamın vazgeçilmezidir. Hollandalılar neredeyse bisiklet üzerinde doğar. Çok küçük yaştan itibaren bisiklet kullanmasını öğrenirler.
İlkokuldan üniversiteye kadar hemen hemen bütün öğrenciler okula bisikletle gidip gelir.
Sadece öğrenciler mi? Memurlar, işçiler, işadamları hatta bakanlar ve başbakan işe gidip gelmek için çoğunlukla bisikleti tercih eder.

Lahey'de sabah saatlerinde çantasını bisikletinin arkasına bağlamış, takım elbisesiyle pedal çeviren Başbakan Mark Rutte'ye rastlamak sıradan olaylardan biridir.
Zaman zaman ülkeye gelen resmi konuklarla görüşmeye de bisikletle giden Başbakan Rutte, bu nedenle sık sık uluslararası medyada haber olur.
Trene binerken katladığı bisikletini Lahey Merkez İstasyonu'na inince açıp parlamentoya doğru ilerleyen milletvekili ya da bakanlar da başkentin değişmeyen görüntülerindendir.
Nüfus 16 milyon, bisiklet sayısı 20 milyon

Bisiklet hem ucuz, hem sağlıklı bir ulaşım aracı. Bu nedenle özellikle Avrupa'da kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
Avrupa Bisiklet Federasyonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Danimarka ve Hollanda bisiklet kullanımı açısından ilk sıralarda.
Hollanda ve Danimarka, 2013 araştırmasında birinciliği paylaşmıştı. Bu kez Danimarka az farkla Hollanda'nın önüne geçmiş.
Günlük yaşamda en fazla bisiklet kullanımı, güvenlik ve bisiklet turizmi açısından Hollanda ilk sırada. Ancak bisiklet satışı ve bisiklet derneği üyeleri açısından Danimarka'nın gerisinde.
Nüfusu 16 milyon civarında olan Hollanda'da yaklaşık 20 milyon bisiklet bulunuyor. Her Hollandalı bir ya da birden fazla bisiklete sahip. Nüfusun yüzde 84'ü bisiklet kullanıyor.
Trafikte öncelik bisikletlilerin

Bisikletlilerin trafikte önceliği var. Kazalarda, diğer araçlara karşı bisikletlilerin mutlak üstünlüğü var.
Bisiklet yollarının oto yollarla kesiştiği kavşaklarda, bisikletlere yol vermek için çok bekleyen sayıda TIR ya da başka araçlara rastlarsınız.
Ülkenin tamamı bisiklet yollarıyla birbirine bağlanmış. En güneydeki Maastricht'ten en kuzeydeki Groningen'e hiçbir trafik tehlikesi yaşamadan, bisiklet yoluyla ulaşabilirsiniz.
Bu nedenle bisiklet turizmi de hızla gelişiyor. Siz bisikletle ülkeyi dolaşırken, bağlı olduğunuz turizim acentası konaklayacağınız otele eşyalarınız yerleştiriyor.
Bisiklet hırsızlığı en fazla işlenen suçlardan. Yıllık yaklaşık 1 milyon bisiklet çalınıyor Hollanda'da. Halkın büyük çoğunluğu ikinci el bisiklet kullanıyor, bu nedenle bisikleti çalınan birçok kişi polise gitmiyor.
Gitse de sonuç almak zor. Çünkü o anlık ihtiyaç için çalınan bisiklet, kullanım sonrası ülkenin her köşesini çevreleyen kanallardan birine atılıyor.
Her yıl kanallarda yapılan temizlik sırasında çok sayıda bisiklet bulunuyor.
İstasyonların çevresi bisikletler için park yeri olarak ayrılmış. Ancak artan bisiklet sayısı yüzünden parklar yetersiz kalıyor.
Dünyanın en büyük bisiklet parkı

Bu nedenle Hollanda'nın ve demiryollarının merkezi sayılan Utrecht'te dünyanın en büyük bisiklet parkı yapılıyor. Geçen yıl temeli atılan park, 12 bin 500 bisiklet kapasiteli.

Hollanda'da, Harley Davidson modelinden yatarak sürülene kadar çok sayıda bisiklet görmek mümkün. Ön ve arkasında çocuklar ve bebekler için özel oturma bölümü olan "anne bisikleti" de en yaygın olanlardan.
Bisikletlerin ön ve arkasına takılan, çocuk ya da köpek taşımak için tasarlanmış vagonlar da Hollanda sokaklarında sık rastlanan araçlardan.
Geçen Perşembe günü İsa Peygamber'in göğe çıkışının kutlandığı dini bayram (Ascension) nedeniyle resmi tatildi.
Lüksemburg'a gitmek için yola çıktığımda, uzun karavan kuyruklarıma rastladım. Hepsinin arkasında en az 2 bisiklet asıldıydı.
Uzun hafta sonunu Belçika ve Lüksemburg'daki kampinglerde geçirecek olan Hollandalılar'ın vazgeçilmez aksesuarlarından biri de bisikletlerdi.
Lüksemburg'da da tatili ve güneşli havayı fırsat bilen bisiklet sürücüleri yollardaydı. Hollanda gibi her tarafta bisiklet yolu yok. Ancak Avrupa'nın bu sakin ülkesinde sürücüler bisikletlilere oldukça saygılı.
Engebeli ve dar yollara rağmen kaza oranı çok düşükmüş. Bu nedenle Avrupa Bisiklet Federasyonu'nun araştırmasında bisiklet sürücüleri için en güvenli ülke seçilmiş.
Araştırmaya göre Slovenya, Avrupa'da en fazla bisiklet satılan ülke. Avrupa'da "bisiklet dostu ülkeler" sıralamasında Danimarka ve Hollanda'nın ardından İsveç üçüncü sırada. Onu Finlandiya, Almanya, Belçika, Slovenya, Macaristan ve Avusturya izliyor.

Kaynak :
(link)
 
Scudo
Hollanda bizden 100 yıl ileride ise bu bisiklet kültürü de normaldir bize halen mal bakış atan şahıslar şuna bak bsklet sürüyor tayt giyiyor diye trip atıyor yurdumun insanları..
 
@bekotechno

Dümdüz ülke , her taraf kanal , nüfus 16 milyon , arazi konya kadar. Birde üstüne devlet desteği gelince ülkede bisiklet kullanımı artmış.

Adamların suriye , ırak gibi komşuları , terör gibi dertleri de yok. Yıllarca endonezyayı , güney afrikayı , surinamı bilumum vs yeri sömürmüşler çalmışlar çırpmışlar . Keyifleri yerinde . Keyiften ne yapacaklarını şaşırmışlar.

Herşey serbest . Uyuşturucu , eşcinsel evlilik , bilumum sapkınlıklar devlet güvencesi altında . Evet her konuda bizden 100 sene ilerdeler

Herşeyi bahane edip bu ülkeyi karalamayın. Millete öküz falan demeyin.
O öküz dediğiniz insanlar dağlarda savaşıyor , tarlalarda çalışıyor , inşaatlarda vs. . Herkesin diğerleri gibi imkanı olmayabilir. Haddini bil önce bu ülkenin insanı ne şartlarda yetişmiş ona göre değerlendir.

O adamların dedeleri bisiklete binerken bizim dedelerimiz 1876- 1923 kadar savaştı. Sonra da ülkeyi ayağa kaldırmaya çalıştı.

Seyret hiç savaş görmüş bi ülkemi . İkinci dünya savaşında bile bombardımana uğramadı. Birinci günden almanlara yalakalık yaptı.

 
Onlar bisiklete binen insanlar biz bisikletcileriz
 
Dün eşim ve çocuğumla bisiklet turu yapıyoruz izmirde o kadar cahil o kadar insan müsvettesi hatta hayvan desem hayvancıklara hakaret olacak tipler var ki neler neler yaşıyoruz trajikomik..
 
hollanda_1244.jpg


Ne otomobilin bugünkü halini almasında esas olan icatlar, ne motorlu araçlar, ne de benzinli arabalar Hollanda’nın bisikletini alt edemedi. Hollandalılar adım atmaya başladıkları an iki tekerleğe atlar ve kelimenin tam anlamıyla ayakları tutmayana kadar pedal çevirmeye devam ederler. Gençler, büyükanneler, yeni yürümeye başlayan çocuklar, CEO'lar… 17 milyon nüfusu olan bu ülkede 23 milyon bisiklet var. Öyle ki; Hollandalılar kendilerine ''Biz bisikletçiler değiliz, sadece Hollandalıyız" diyorlar. İstanbul gibi trafik çilesi bitmeyen bir şehirden ziyade, Hollanda'dayolculukların yaklaşık yarısı bisikletle yapılıyor. Bu, sahip olduğumuz düzenin dışında bir dünya.

HOLLANDALI BİSİKLETLERİN TARİHİ SERÜVENİ
Kendi gücüyle hareket eden bir araba düşüncesi, 18. yüzyılda makina çağının ilerlemesiyle gerçekleşti. Motorlu ve benzinli araç furyası tüm dünyayı etkisi altına aldı. Avrupa'da da, pek çok ülkede olduğu gibi, yollar giderek daha da sıkışık hale geldi ve bisikletçiler kaldırıma sıkıştı. Araba kullanımındaki sıçrama, yollardaki ölüm sayısında büyük bir artışa neden oldu. Hollanda, buna karşılık, çocuklar için daha güvenli bisiklet koşulları talep eden bir sosyal hareket başlattı. De Kindermoord (Çocuk Cinayetini Durdur) adındaki kampanyalar ülkede büyük ses getirdi. Bu gelişmeler, Hollanda hükümetini gelişmiş bisiklet altyapısına yatırım yapmaya ikna etmede yardımcı oldu.

OKULLARDA ZORUNDA BİSİKLET EĞİTİMİ ALIYORLAR
Hollandalı şehir plancıları bisikleti daha güvenli ve daha davetkar hale getirmek için tüm şehre bisiklet yolu ağıyla çevirdiler. Tabelalar, bisiklet durakları, özel kaldırımlar ve kiralıkbisikletler de çok geçmeden ülkede yer buldu. Öyle ki, pek çok şehirde öncelik, pedal gücü kullananlardır. Bisiklet kullanımı Hollanda’nın vazgeçilmez bir parçası: İnsanlar eğitim ve öğretimde de zorunlu bisiklet dersleri alıyorlar.

''BİZ BİSİKLETÇİ DEĞİL, HOLLANDALIYIZ''
Hollanda'nın dört bir köşesi bisiklet park tesisleriyle dolu: Okullar, ofis binaları, dükkânlar, alışveriş merkezleri… Tıpkı araba kullanımı gibi, bisiklet için de ülkede ceza yaptırımları da uygulanıyor. Durumu daha açık haliyle anlatmak istersek; burada insanlar "Biz bisikletçiler değiliz, sadece Hollandalıyız" diyor.

KURALLARA UYMAMANIN CEZALARI VAR
Hollanda’da bisikletçiler de yolun kurallarına uymak zorundalar. Çünkü bu alete binmek sadece keyfi bir bahçe gezisi değil, trafikte yadsınamaz kullanımı olan bir araç. Dikkatsizce, yanlış yere ya da kırmızı ışıklara atlamanın bedelleri var. Bisiklet kurallarına uymadığında ciddi para cezasına çarptırılabilirsin.

PEDAL ÇEVİREMEYECEĞİN SOKAK YOK
Üstelik şehirlerde dikkat çeken bir diğer özellik iki teker üzerindeki pedalları olan klasiklerden ziyade ihtiyaca yönelik pek çok farklı türde bisiklet olması. Ebeveynler, yavrularını taşımak için, biri arkaya, biri yana gelecek şekilde, önünde sepeti olan bisikletlere sahipler. Bisikletle evden çıkıp da, trafiğin müsait olmadığı tek bir sokak yok. Şehri baştan aşağı bisikletle gezebilirsin.

CEOLAR BİLE İŞE BİSİKLETLE GİDİYOR
Bisiklet çocuk kullanımlarından da ziyade çalışan insanların ve hatta CEOların bile vazgeçilmezi. Takım elbisesi ve şık çantasıyla bisikletle işe giden insanları izlemek oldukça alışılageldik bir durum.

GİT VE BİR BİSİKLET KİRALA
Oteller, kiralama şirketleri ve tur şirketleri turistlere de bisiklet kiralamayı seviyor. Amsterdam ruhunu Hollanda’yı anlamak için birkaç saatlik yapacağın bir bisiklet turuyla şehrin düzenini anlayabilirsin. Eğer bir gün Hollanda’ya gidersen burada insandan çok bisiklet görmeye hazır ol.

Haber: Selen KALDIRIM/ selen.kaldirim@ensonhaber.com
(link)
 
Çeyrek asırdır Ankaradayım. Gelişim, eski belediye başkanının başa geçmesine denk gelir neredeyse. Çeyrek asır içinde, ankarada halkın kullanımına açılan 1cm (yazıyla bir santimetre ) değil bisiklet yolu, kaldırıma rast gelmedim.
Ekonomik tetikçinin itirafları denilen kitabı okuduğunuzda, bizim gibi sömürgelere biçilen rolün otomobil kullanmak olduğunu görürsünüz.
Kabul etseniz de, etmeseniz de, kağıt üstünde bağımsız olsak da, pratikte sömürgeyiz. Patrolü ithal eder, neredeyse yarıdan fazlası ithal parçalardan oluşan yabancı marka otomobilleri üretir, ülkeyi otobanlaştırır, sonra da en ithal araba benim ki, en güzel de o diye hava atarız. 25 senede 1cm bisiklet yolu yapılmaz mı?
Ayrancıdan çıkar, eski şehir yolundan anadolu bulvarı, istanbul yolu, gar yolu ile kızılaydan eve dönerdim. Önce, aoç içinden otoban açtılar, traktör ( eskiden uçak fabrikası) fabrikasının ordan bu yola katilim verdiler, bisikletle geçmem imkansıza yaklaştı. Sonra odtüden konya yoluna eskişehir yolunu bağladılar. O günden sonra yanılıp birkez girdim. Sağ-salim çıktığıma dua edip bir daha uğramadım.
Ayrancıdan ümitköy köprüsüne gider gelirdim. Şimdi şehir hastanesi katilim köprüleri yapıyorlar. Artık orası da hayal. Araban yoksa kıpırdama diyorlar kısacası.
 
Mesele yol, bisiklet ve sair şeyler değil. Önemli olan bisiklet kültürünun çocukluktan itibaren yerleşmiş olması. Avrupa'da da insanlar işlek bulvarlardan üstelik kasksiz gidebiliyorlar ama orada bisiklet süren biliyor ki araba sürenlerin bana saygısı var. Bizler de anaokulundan itibaren çocuklarımıza bisiklet bilincini aşılayarak çok fazla yollara yatırım yapmadan büyük bir adım atmış oluruz.
 
Yakın zamanda Hollanda bisiklet yollarını nasıl elde etti başlıklı bir video izlemiştim. Videoya göre bu bisiklet yollarının var olmasının 3 nedeni var.

1) Çoğalan otomobil kullanımı sonrasında, yıllık ortalama 400 çocuk trafik kazasında hayatını kaybediyor. Çocuk ölümlerine hayır sloganı ile Hollanda ayağa kalkıyor.

2) 1970’li yıllarda yaşanan petrol krizi sonrasında, halka bisiklet kullanın çağrısı yapılıyor. Bu sayede, hem ekonomik kalkınma sağlanıyor hem de krizi teğet geçmiş oluyorlar.

3) Yine otomobil kullanımının artısı ile trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Trafik sıkışıklığının önüne geçilmek isteniyor.

Eş zamanlı yaşanan bu 3 konu, halkı ve hükumeti tetikliyor. Bisiklet yolları hakkında çeşitli denemeler yaparak şimdiki yapıya karar veriliyor ve sehri bisiklet yolları ile çevreliyorlar.

İstanbul’da, Balat’tan Bebek’e kadar sürekli gidip geliyorum bisikletle. Baktığımızda bu yol da bisiklet yolu. Ama her seferinde otobüslerin aynaları omuzumu sıyırıyor.

Bisiklet yollarının geliştirilmesi için darısı ülkemizin başına diyelim.

 
Aslında başlıca yolu eğitim,eğitim ve kaliteli egitimdir. Fakat popüler kültürün kasıp kavurduğu Türkiye'de yapılacak şey belli:Sosyal medya. Evet instagram, Twitter, Facebook vs
Rahmetli Müslüm Gürses Baba'mızı dinleyen bizlere, bir zamanlar "kro,cahil,eğitimsiz"gözüyle bakılan ülkemizde(ki dinleyenlerin büyük bir kısmı öyle olabilir ama genellemeler yanlıştır) güzel bir pr çalışması ile bisiklet kullanımı moda haline getirilirse fevkalade bir Hollanda, Danimarka olabiliriz bizde. Ne mangal yapan kalır bisiklet yollarında,ne de bisiklete binmek çocukluk olarak görülür
 
  • Beğen
Tepkiler: mhlc ve cember3454
Türkiye'nin bir Hollanda olması için benim gibi AHLAKSIZ insanların yönetimde olması lazım..Türkiye ne yapıyor?Ahlak fetişisti ile faşizm uyguluyor ve sonrasında ''beyin göçü'' inanılmaz bir ivme kazanıyor..Ülkeden kaçan kaçana..Çünkü herkesin ağzında bir ahlak ama uygulamada/pratikte bunu göremiyorsunuz..Haliyle insanlar da,dürüstlüğün/adaletin olduğunu düşündükleri ülkelere kaçıyorlar..
Bir yandan pırlanta gibi insanlar ülkeden kaçarken,diğer yandan ışid kafalı insanlar yetiştiriliyor veya ülkeye muhacir bilmem ne diyerek sokuluyor..
 
Samsun’da Samsun Bilim Gönüllüleri adında bir topluluk oluşturduk geçen sene. Bu toplulukla yaptığımız çeşitli etkinliklerin içerisinde anaokulu/ilk ve orta okullar/ liselere gidip bilimi sevdirmeye yönelik dersler anlatıyoruz. İçeriğinde önyargılar, sağlık ve spor, pozitif bilimler vs her türlü çeşitli alanlar var. Ben bu derslerde sık sık küçük arkadaşlarımıza bisikletin yararından bahsetmeye çalılıyorum( misal fizik ile ilgili basit makineleri anlatırken bisikletin mekanizmasına değinmek gibi). 1 kişi bile olsa kafasında bisiklete ilgi oluştuysa kar olarak görüyorum.
Yukarıda da bahsedildiği gibi bu tamamen küçük yaşlarda bilinçlendirmeyle alakalı. At gözlüklerini çıkaran her insan hayatını asıl o zaman yaşamaya başlıyor.
 
@Cem Unden yoruma şapka çıkartılır. .......
 
@SEYYAH OZİ
Yanılıyor o arkadaş..Hadi Hollanda savaşmadı diyelim,ya diğer ülkeler?!
Almanya,Fransa mesela..Bırakın savaşmayı,taş üstünde taş kalmadı bu ülkelerde..Bugün ne durumdalar?!
''Benim dedelerim savaştı,o yüzden biz çok geri kaldık'' falan filan..Hadi deden savaştı,ya baban?Babanda mı savaştı?Sen?
100 yıldır ne yapıldı bu ülkede?100 yıldır dedelerimiz,dedelerimiz dendi..Ne dedeymiş be..
 
@Cem Unden
Merhaba,
Pek çok yanlışınız var malesef mesajda. Özellikle tarih konusunda. Hollanda'nın arazi yapısının düz olması dışında bahsettiklerinizin bisiklet kullanımı ile alakası yok malesef.
Savaş görmedi dediginiz ülke de ispanya ile seksen yıl savaştı bağımsızlık için.
2. Dünya savaşında da Rotterdam dümdüz edildi baştan inşaa ettiler ki hiç bombardımana uğramadı diyorsunuz.
Birinci günden yalakalik yaptığı dediginiz naziler de işgal etti. Herhangi bir hollandalı için nazi de çok çok büyük hakarettir.
 
Geri