Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Havaalanındaki Bisiklet: Fakirlik mi? Özgürlük mü?

@BlueMaxBana pek öyle gelmiyor. Suni olarak fakirleştirilmiş bir bisiklette altyapı tamdır, sadece görünüm fakirleştirilir. Bu da genellikle kaliteli parçaların markaları silinerek, abartılı logolu parçalardan kaçınarak, ve bisikleti pis tutarak yapılır. Pislik içindeki ve markasız gibi görünen parçaları dikkatlice incelediğinizde pahalı komponentleri tanırsınız. Öte yandan adi bir bisiklet hırsızı bu farkı anlayamaz, görünüşe bakarak bisikletin para etmeyeceğini sanır. Aynı şeyi üst-baş ve ekipmanlara da uygulayarak kendinizi de emniyete alabilirsiniz.

Resimdeki bisiklet ise gerçekten içler acısı vaziyette. Her bir komponenti tek tek inceleyin. Öndeki hub-motor bu bisiklete sınıf atlatmaya yetmiyor. Hurdaya çıkmış bir motorlu jant takıldığını, motorun çalışmadığını düşünüyorum. Bisikletin her parçası hurdacılardan kiloyla alınmış gibi duruyor. Arka janta bakın, o da öyle. Amortisörlü çatal keza (o kaynaklı ve çarpık amortisör çalışıyor olamaz).

Güney sahillerinde turlarken tanıştığım biri vardı. Birkaç gün aynı yönde birlikte pedallamıştık. Çalıştığı zamanlarda ekonomik bir dağ bisikleti almış, eline para geçtikçe bir-iki parça ilave etmiş. Vasat bir bisikletti. Sonra işten çıkmış. Bir tek lirası yoktu cebinde. Çöpten ve ağaçlardan geçiniyordu, bir de sağdan soldan bulabildiği ikramlarla yaşıyordu. Battaniyesine kadar tüm ekipmanı çöpten toplamaydı. Çadır, uyku tulumu vs yoktu. Bir yandan da pedallıyordu ama. Gerçi onun bisikleti resimdeki bisikletten daha iyi durumdaydı ama giderek ona benzeyecek gibiydi. Bisikletin bir yeri kırılsa, bedava kaynakçı buluncaya kadar sanayideki kaynakçıları dolaşacaktı. Bir parça pert olsa, bedava parça bulana dek hurdacıları dolaşacaktı, vesaire. Ön jant pert olsa mesela, hurdacılardan bedavaya ne bulursa onu takacaktı. Hurdaya çıkmış bir amortisörlü çatalmış, hub-motorlu jant cesediymiş, seyyar satıcı arabasının tekeriymiş... hiç farketmez. Sanırım resimdeki bisiklet de bu şekilde evrimleşmiş. Jantların biri kebap diğeri şişhane. Çatal, sele, çamurluklar... keza. Bu arada bisiklette fren yok, hub-motorun entegre göbek freni varsa onu kullanıyor veya frensiz gidiyor.

Bu bisiklet fakir gösterimli üst düzey bir makine değil. Hatta "fakir bisiklet" bile değil. Hurda parçalardan oluşmuş bir "beleş/çöp bisiklet" bu.

İyi de bu arkadaş uçak biletinin parasını nasıl ödedi, onu açıklayamıyorum işte. :)
 
Scudo
Felsefe de bi yere kadar. Bana göre bisiklet sürene keyif vermeli. Hurda parçalardan derme çatma toplanmış saçma sapan bir alet.
 
adam bizi trollemiş resmen :D
 
Forumdaki güzel konulardan biridir. İyi şeyler anlatır falan. :)
 
Merhaba;
İlk bisikletimi babam 8 yaşımda almıştı bindim ama pek beğenmediğim için 12 yaşımda sanayide onu bir kalfa ya satmıştım, 15 yaşımda biriktirdiklerimle ilk bisikletimi toplamaya başladım her hafta sonu Doğu Bank’ın oradaki bisikletçilere gider Bülent Abinin dükkanının vitrinine hayran hayran bakıp esnafları rahatsız etmemeye çalışarak utana sıkıla bilgi almaya çalışırdım. bisikletim en son haline uzun bir zamanda ulaşabilmişti.
İsyan ettiğim yetersiz kaldığını hissettiğim ve düşündüğüm birkaç zaman oldu ama 12 yıl hiç yolda bırakmadı beni; ta ki çalınana kadar.
Biraz uzak kalsam da iyi bir bisiklet sahibi olacağıma dair kendime söz verdim.
Belki bir kaç tane den fazlası var ancak; insan hiç yetinmeyebiliyor hep daha fazlasını ve en iyisi olsun istiyor. Doyumsuzluk insanın içinde var, şu an belki biraz daha durulmuş haldeyim bu konuda bu fotoğraftaki gibi bir kaç örnek ile karşılaştığımda onlarla mutlaka tanışmaya eksikleri varsa elimde olan bir parça ise gönül almak için yardım edip eksik tamamlamaya çalışıyorum.
Onlar böyle sevdiği için ya da yetindiği için olmayabilir, bu ihtiyaç ile ilgili, elinde yalnızca bu var arkadaşlar ihtiyaç sahibi durumunda olmayan o evrelerden geçmeyen anlayamaz diye düşünüyorum . ilk bisikletimi toplarken bunun eksikliğini az da olsa yaşadım ama buna beni sürükleyen ilk edindiğim şey bana gelen raleigh marka çelik bir kadro idi...
Son bir kaç yılda çok kaliteli insanlarla tanışma fırsatım oldu.Taner Kunt Hocam ve Mordekay abim en kıymetlilerinden.
Bu değerli bisiklete ve böyle değerli bisikletlere keyifle binmeye ya da mecburiyetten binmek zorunda olan tüm bisikletçi abi ve kardeşlerime selam olsun, bir gaf ya da densiz bir cümle kurduysam affola...
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemil Dada
Havaalanında gezerseniz,tabi ki bu bisiklet size garip gelir ama sokaklarda bu bisikletlerden çok var..Asıl bisiklete binen insanlar da,bu dar gelirli insanlar..Bu insanlar zorunluluktan biniyor bisiklete..Maddi durumları bir anda değişse,bir TREK alıp,bisiklete binmeye devam edeceklerini hiç sanmıyorum ben:D
 
Burada sorulması gerek soru belkide şudur: Mali durumları elvermediği içinmi böyle bir bisiklete biniyorlar yoksa böyle bir hayatı tercih ettikleri içinmi mali durumlarını elvermiyorlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hamzaaltunbas
@Anonim
Bu konuyu arşivde bulup meydana çıkardığınız için teşekkür ederim. Muhteşem bir konu. İlgiyle okudum ve bilgi sahibi oldum.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve A.l.t...
Bu gördüğünüzün fakirlikle yada özgürlükle alakası yok bu düpe düz mutluluğun ta kendisi en azından bana göre öğle.Elimde CUBE nin üst sınıf bisikleti olmasına rağmen hala SANTOS un VSF nin hayalini kurduğum zamanlar oluyor.Bu adamsa bu bisikletle kimbilir nereleri gezmenin hayalini kuruyor ve ne mutludur şimdi.. Yok ya bizden adam olmaz..?
 
  • Beğen
Tepkiler: gok
Fakirlik. Mutluluk falan diyenler olmuş ama ben şuan fakirliğimden dolayı keçeleri patlamış ve bu yüzden çalışmayan süspansiyonumla, vidaları düşmüş aynakolumla, yamuk sele borumla, bacağı yamulduğu için vites geçmeyen arka aktarıcımla ne kadar mutluysam, bu bisikletin sahibi de en fazla o kadar mutludur ki ben bu sporu severek yapan biriyim. Fotoğraftaki bisiklet bana direkt selesi en düşük ayarda, 30 kadansla mecburiyetten bisiklet süren dayıları hatırlattı.
 
Geri