Kanser neden çoğaldı?

İnternette çok araştırdım okudum moralim bozuldu motivasyonum düştü. Her şey kanserin nedeni arkadaşlar yediğimiz içtiğimiz, dişlerimizi fırçaladığımız, çamaşırlarımız güzel koksun diye makineye koyduğumuz yumuşatıcı bile deri kanseri sebebi. Nasıl bi dünyada yaşıyoz doldum buraya deşarj oldum kusura bakmayın. Alıp başımı döneyim köye yavaştan.

Biz kayinvalidemizi kaybettik bu yüzden. Konuyu uzun zaman araştırdık. Bana kalırsa abartmadan ve çok da kasmadan yaşamak lazım. Yani cips mips filan yılda 3-4 kez yiyoruz, beyaz ekmek yemiyoryz spor sigara filan bunları zaten biliyorsunuz.. onun dışında Allah Kerim mümkün mertebe bu düşünceyi hayatınızdan çıkartın araştırmayı bırakın derim...

Şöyle bir mantık yürütelim hocam: Kanser ilaçları pahalı. Neden? Çünkü hasta için alınması zorunlu, elzem bir ihtiyaç. Ve bu ilacı üreten veya aracı olan kişiler, bu durumdan faydalanarak deyim yerindeyse adamı soyuyorlar. Peki bu kanser hastları azalır, toplum bilinçlenir ise...

Kanser ilaçlarını üreten ve fahiş fiyat ile satan kişiler bu duruma engel olabilmek için elinden geleni yapıyorlar. Örneğin Israil, biliyoruz ki tohum ihracatında lider bir ülke. Aynı zamanda kanser oranının da düşük olduğu bir ülke. Bu ülke ihraç ettiği tohumları kendi ülkesinde piyasaya sürmemekte. Hatta kaliteli tohum üreten ülkelerden ithal ettiği bir çok tohumun orada kullanıldığını bile görebilirsiniz. Ve acayiptir ki (!) bağımsız laboratuvar araştırmalarında Israil tohumlarında kısırlaştırma haricinde bir çok genetik değişiklik de saptanmıştır.

Bir de şöyle bir durum vardır ki; içeriği aynı olan, A bölgesinden gelen ilaç örneğin 600 tl iken, B bölgesinden gelen ilaç 10.000 tl dir. Ve yasa dışı yöntemler ile A bölgesinden gelen ilaç zararlı, farklı içerik gibi sonuçlarla veya hiçbir rapor bulunmaksızın safdışı edilir. Kazanan yine kimdir?

Yani özet olarak bu hastalık belli bir bölüm için para kaynağı. Ve bu bölümün amacı bizi bu ilaca ömür boyu bağlayarak ömrümüzün yettiğince para kazanmak. Ve bizi öldürmek istemiyorlar, süründürmek istiyorlar.

@dodurgalı_06
Neler dönüyo be usta artık son damla taştı yani başlarım sigortasınada işinede.

@dodurgalı_06
Siz olsanız kaliteli ürünleri kendi vatandaşınıza mı satarsınız yoksa dışarı mı? Örneğin Türkiye fındığın kalitelisini dışarı satıyor, belirli bir kesim harici kimse fındık bile yiyemiyor. Şahsen en son ne zaman yedim hatırlamıyorum. Ucuz alırsan da tadı tuzu olmayan bir şey yiyorsun.

İsrail' in kanser oranı... Hıııım nüfusu çok az olduğu için kansere yakalanan insan az olabilir mi?

İlaç parasına gelirsek; kanser gibi bir hastalığın tedavisi için geliştirilmeye çalışılan ilacın maliyeti elbet yüksek olacaktır. O ilaçların nasıl üretildiğini, harcanan çaba, zaman ve masrafı bilmeden "bizi süründürmek istiyorlar" demek bana mantıklı gelmiyor.

Mesela alerjinin tedavisi olmasa alerji ilacı pahalı olurdu. Çünkü şıp diye geliştirilebilen bir şey olmazdı o ilaç. Ben böyle düşünüyorum, doğrudur yanlıştır bilmiyorum.

Josep De Souza - Mehmet Topal

@dodurgalı_06
-Örneğin Israil, biliyoruz ki tohum ihracatında lider bir ülke.
-Aynı zamanda kanser oranının da düşük olduğu bir ülke.
-Bu ülke ihraç ettiği tohumları kendi ülkesinde piyasaya sürmemekte.
-Ve acayiptir ki (!) bağımsız laboratuvar araştırmalarında Israil tohumlarında kısırlaştırma haricinde bir çok genetik değişiklik de saptanmıştır.

Hocam bu iddialarınızı doğrulayacak bilimsel çalışmaları alıntılayabilir misiniz acaba?

Insanin kusursuz ve mukemmel bir canli olmadiginin gostergesidir. Yapay gidalar ve kimyasallarin elbette etkisi var ancak kanser hastaliklari cok eski caglarda yasayan insanlarda da vardi. Buradan şu sonuç cıkıyor, hicbirseyi kafaniza takmayin, pozitif olmaya calisin ve sahip olduklarinizla yetinmeyi ogrenin.

Bu konuda Soner Yalçın'ın son kitabını okumanızı öneririm Ben biraz okudum midem fena bulandı İnsanın insana yaptığını yapan başka bir canlı yoktur herhalde evrende

Eyvah eyvah, ilaç şirketlerinin komplosu olduğu muhabbetti başlamış bile. Beyler, bayanlar sakin ! Çay, kahve koyun, biraz uzun yazacağım.

@TuTKuN İnternette araştırdım herşey kanser yapıyor demişsin. İnternette ne arasan var ne okursan o doğru gibi gelebilir. Özellikle sağlık ile ilgili konular, eğitimsiz bir göz için çok korkutucu olabilir (eğitimsizden kastım medikal alan ile ilgili bir meslek eğitim almamış olmak). Hikaye uzun ama kısaca şunu söyleyebilirim. 2 türlü yayıncılık var.

1) Akademik : Bunlar yapılan araştırma sonuçlarını bilimsel bir dille yazar, kullanılan metot bellidir, kısıtlamaları bellidir. Alan ile ilgisi olmayan kişilerin anlamadığı bir üslupla yazılır (Son yıllarda bu durum çok eleştiri almaya başladı ama kolay kolay değişmeyecek gibi maalesef)
2) Medyatik : Bunlar da bilimsel sonuçları daha okunur hale getirirler. Ama bunu yaparken detayları öyle bir atlarlar ki yalan yanlış bilgiler havada uçuşur.

Şimdi bir örnek uyduralm. Ben laba girdim, plastik kaplarda büyüttüğüm kanser hücresinde "Caner" bitkisinin özütünü uyguladım. Baktım ölüyorlar akademik yayın yaptım. Dedim ki, "şu bu şu koşullarda, şu kadar doz, efendim şu kadar süre ve bu sonuç". Sonra bir gazete bunu gördü ve şu haberi yaptı "Caner bitkisi kansere iyi geliyor!". Gelmiyor efendim. Plastik kapta yapılan deney ile insan etkisi bulunmaz. E boşuna mı yaptım, hayır o bilginin de yararı, kullanım alanı var ama uzatmayayım.

Bakın şimdi alttaki resme, çok enteresan. Başlığında şu yazıyor : "Herşey kanser yapıyor ve herşey kanserden koruyor" Her kırmızı nokta bir bilimsel çalışma. Solda kalanlar kanserden koruduğunu iddia ediyor, sağda kalanlar kanser yaptığını. Mesela domates için 7 çalışma kanserden koruduğunu, 2 çalışma kanser yaptığını iddia ediyor.



Peki bu ne demek? Bilim güvenilmez mi? Tam tersine, bilimsel yayınlarda bu sonuçların neden farklı olduğunu anlayıp doğruya gitmek mümkün. Düşe kalka ama nihayetinde olacak. Ama internette okuduklarınız? Oradan bir noktayı seçip mutlak doğru olarak sunabilir ! "Flaş flaş flaş! Domates kanser yapıyor!"

Kanser vakaları artıyor mu? Son baktığımda görülme sıklığı dünya çapında artıyor. Ama geçen yıl ABD'de kanserden ölüm oranı düştü. Vaka artarken ölüm oranının düşmesini gelişen ilaç çalışmalarına borçluyuz.

@dodurgalı_06 Geçen gün internette gördüm yine, İsrail'de son bilmem kaçyıldır kanser görülmüyor, yok efendim ölen yok vs. Biraz araştırdım, haber yalan tabii ki. (Oranlar az evet ama facebookta dolaşan yazı külliyen yalan). Tohum meselesine gelirsek, genetiği değiştirilmiş tohum üreticilerinden birisi İsrail, evet. GD ürünler için ayrı başlık lazım ama kısaca şunu söyleyebilirim. Sağlık açısından zararlı olduğu konusunda bir konsensus yok. İsrail tohumlarında benim karşı çıktığım tek şey tohum vermemesi ve ekonomik bağımlılık yaratması. GD ile ilgili gözünüz korkmasın. Yediğimiz gıdaların genetiğini 1000lerce yıldır değiştiriyoruz. Daha biyolojiyi bırak, yazı yazmayı bilmezken de iyi ürün veren tohumu sakladık, diğerini yok ettik insanlık olarak. Eskiden uzun yıllardır yapay seçilim ile yaptığımız şeyi şu an kısa sürede ve labta yapabiliyoruz. Yediğiniz domatese mavi eldivenli, beyazlar giymiş biri dokundu diye korkmayın. 3000 yıl önceki domatesi yok edeli çok oldu.

@Mustafa Zeybek Ağzına sağlık. Kanser ilacı geliştirmek için gereken süre 10-15 yıl, tahminen de 1-2 milyar dolar. Tabi bir tane işe yarayan ilaç çıkana kadar 10larcasına bu yatırımı yapıyorsunuz. İlaç şirketleri hayır kurumu değil, zaten olsalar çoktan batarlardı şimdi 10 liralık antibiyotik bile bulamazdınız.

Bir de genel bir yanılgı var. Kanser bir tane hastalık değil! Bulunduğu organa göre bile bir sürü çeşidi var değil mi? Sanıyor musunuz ki hepsine aynı tedavi işe yarıyor? Farklı organları geçtim, aynı organdakinin bile bir sürü alt türü var. Mesela meme kanseri. Meme kanserinde 3 tane reseptör (hücre yüzeyinde bulunan bir protein) fazla miktarda bulunabiliyor. Bunlara A,B,C diyelim. Bazı meme kanserlerinde A fazla mesela. A reseptörünü hedef alan ilaç yolluyorsunuz, mis gibi ! Diğerinde B mi fazla? Ona da farklı ilaç. Üçü de yok mu? İşiniz daha zor. genel kemoterapötikler maalesef Yani kanser 1 hastalık değil, onlarca farklı hastalığın genel adı. Öyle kolay değil 2 ilaç bir radyason vereyim de tedavi edeyim.

Çayım bitti benim Görüşmek üzere

merhaba arkadaşlar,

maddelerin kanserojen olup olmadığıyla ilgili araştırmalarda otorite durumunda bulunan Dünya Sağlık Örgütü'nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nın bu konuda bir sistematiği var. Araştırılan maddeler bilinen ya da şüphe edilen etkilerine göre kategorilere ayrılıyor:


Bu tabloda gördüğünüz sınıflandırma, kanserojen özelliği bilimsel yöntemlerle kanıtlanmış, henüz kanıtlanmamış ancak doğrudan ilişki bulunmuş, doğrudan ilişkisi olmayan, vb. gibi sistematikle ilerliyor.

Tabloda gördüğünüz maddelerin hangileri olduğunu şu listeden görebilirsiniz:
(link)

Aynı web sitesinden Dünya Sağlık Örgütü'nün şu anda hangi maddeleri araştırmaya tabi tuttuğunu da öğrenebilirsiniz, ancak ben size bir örnek vereyim buradan: KAHVE. Evet, kahve. Dünyada en çok ticareti yapılan ikinci emtia olan kahve şu anda kanserojen olabileceği şüphesiyle araştırılıyor, sonuca ulaşmanın bir 15 yıl daha alacağı tahmin ediliyor.

Kalın sağlıcakla.

Arkadaşlar Annem Ömrünün yarısını neredeyse köyde yaşamış hiçbir paketlenmiş ürün yememeye çalışan lahana turşu sebze bilimum kendi yetiştirdiği patates fasulye soğan ile beslenen yoğurdu yumurtayı bile marketten değil köyden alıp tüketen bir insan ama yinede kansere yakalandı. sülalede en son kanser olmasını beklediğimiz insandır yani ama oldu bize soruyorki acaba neden ben oldum çok sebze turşu yedim ondanmıdır acaba gelde cevap ver??????*

Son 1 yılda çevremde ileri derecede kansere yakalanmış insan sayısı sanırım 7 civarında. Bu durum beni çok endişelendiriyor.

Kanser yüzlerce - binlerce nedene bağlı ortaya çıkabilen bir hastalık türü. Sadece gıda veya yaşam tarzınız değil her tür mutasyon sonucu tetiklenebiliyor. Tüm evreni kuşatan fizik yasalarından en kritik olanı entropi ile alakadar olarak, sistemlerde düzensizlik artma eğilimindedir. Kanser de hücresel sistemin düzensizliğidir. Bu nedenle kırılma yaratacak an bulduğu anda ortaya çıkar. Suçu sadece gıda sektörüne atmak kolay görünsede (Büyük suçlular orası ayrı) gezegende yaşadığımız tüm canlılarda (Birkaç istisna dışında) kanser görülüyor. Son zamanlarda kanser vakalarında artış olmasında ise iki etken var. Birincisi kanseri tetikleyici gıda ve yaşam tarzının yayılması. İkincisi ise eskiden "hastalandı - yaşlılıktan öldü" gibi durumlara artık daha iyi tanı koymamız, köy yerinde bile olsa kişilere kanser teşhisini yapabilmemiz. Yani kanser oradaydı. Ama o isimle seslenmiyorduk. Bugün 2-3 Bin yıllık mezarlarda kanser hastalarına rastlanıyor. Çok hücreli bir canlı olmanın ağır cilvesi diyorum ben kanser için. Entropi ile savaşabilirsiniz ama 0'ın altına indiremezsiniz. Basit ve acımasız bir doğa yasasıdır bu.

@Bisikletreis
o ne demek??? Ben niye anlamadım!!??

Yiyecekler ilk olarak akla gelse de daha farklı nedenler de var.
Yüksek gerilim enerji nakil hatları, trafolar, baz istasyonları, cep telefonları, wifi, tüplü tv ve monitörler, elektrikli ev aletleri....
Saydıklarım modern toplumun birer nimeti gibi dursa da (bilhassa cep telefonu) etkileri hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz.

Ayrıca stres ve üzüntü göz ardı edilmemelidir.

Son zamanlarda artan kanser illeti özellikle bizim karadenizde çok sık görünüyor tabi bunda 30 yıl önce yaşanan çernobil faciasınında katkısıda bence çok fazla. dönemin bakanları tv lerde çay içerek show yapıyorlardı vs vs. anlatmak istediğim esasında devlet sağlıksız ürünlere hiçbir zaman önlem almıyor rusya bile domatesi bizden alınca bir sürü testten geçiriyor tohumlarımız israil ilaçlarımız amerikan menşei ülkemizde tarım devrimi yapmadan kanseri azaltamayız ne yazıkki

Herhangi bir hastalığa yakalandığımız vakit, harici bir müdahele olmaz ise nasıl iyileşiriz?

Hepimizin bildiği gibi bağışıklık sistemimiz sayesinde.

Kanser hücreleri vücudumuzdaki teröristler gibidir. Bunlar her daim, yaşınız ne olursa olsun, vücudumuzda belirli bir miktar olurlar. Ancak bağışıklık sistemimiz sayesinde belirli bir sayının üstüne çıkamadıkları için zarar verecek bir boyuta ulaşamazlar.

Ancak çoğu insanın sürdürdüğü yaşam şeklinden kaynaklı olarak ( yediğimiz içtiğimiz, soluduğumuz havanın kalitesizliği, düzensiz uyku, hareketsizlik, aşırı stress...) bağışıklık sistemi zayıflıkyor ve belirli bir eşikten sonra kanser hücrelerinin önünü kesemez hale geliyor.

Ancak malesef ki hepimizin duymuş olduğu ve dünyada kanser hastalarında en çok basvurulan yöntem kemoterapinin bir işe yaraması için öncelikle ağır ilaçlar alınması gerekiyor.

Bu ilaçların amacı bağışıklık sistemini zayiflatıp kemoterapi için gerekli zemini hazırlamaktır. Ancak böyle olunca zaten yerlerde surunen bağışıklık sistemimizi elinden tutup kaldırmak yerine bir darbe de biz vurmuş oluyoruz.

Bu aşamadan sonra neler olduğunu da kansere yakalanmış bir yakını olanlar çok iyi bilir. Hasta gözlerinizin önünde giderek yaşayan bir ölüye dönmeye başlar.

Kanserden dolayı çok sevdiğim bir yakınımı gözlerimin önünde izlemiş olan ben de haklı olarak bu yöntemin gerçekten ne kadar güvenilir ve işe yarar bir yöntem olduğunu sorgularım.

@Işıklar Gazisi Bağışıklık sistemi, vücutta yabancı/zararlı gördüğü hücreleri yok etmek için ilk adım olarak "Bu yabancıdır" tanımlaması yapmak zorundadır. Mesela bir virüs girdi, haberleşme elemanları bakar onun üstünde başında ne var ne giymiş, sonra bir bakar ki bizim gardropta bu giysiler yok. Alarm verir, makrofaj denilen "reyis"ler gelir, o virüsü ham yapar. Kanser hücresinin çeşitli mutasyonlarla geliştirdiği birçok özellik arasında en önemlilerinden birisi, kılık kıyafet değiştirebilmesidir. Yani o defansın ilk elemanları bakar geçer, "aman bizden bu yahu" der.

Şu an yeni geliştirilmeye çalışan tedavi stratejileri arasında, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi (doğru tanıma yapabilmesini sağlama) var ve belirli türlerde olumlu sonuçlar gelmeye başladı. Belirliyi vurguladım, çünkü yukarıda da yazdım kanser tek bir tip hastalık değil.

Son birkaç yıldır bilim camiasını çok heyecanlandıran bir genetik müdahale yöntemi var (ilgilisine CRISPR/Cas9 metodu). Çinde yapılan bir denemede, bir kanser hastasının bağışıklık sistemine ait hücreleri aldılar, labta genetiğini değiştirerek kanseri tanıyacak hale getirdiler, adama geri verdiler. (Genetiği değiştirilmiş insan, yani adam GDO oldu). Sonuç olumlu oldu! Fakat bu çok yeni bir teknoloji ve standart tedavi olması (olabilirse!) için yıllar geçmesi gerekli.

Konvansiyonel kemoterapi (herşeyi öldüren ilaç diyebiliriz) maalesef elimizdeki en ilkel yöntemlerden, ama kanser türüne göre işe yarıyor ya da başka deneyecek bir şey yok. Belki sorgulanması gereken hastanın kanser tipi/ evresi, kemoterapi ile alacağı yarar, sağkalım şansı hakkında bilgilendirilmesi,ve buna göre tedavi olmayı reddetme seçeneği sunulması olabilir. Ama burası çok hassas. Seçenekten sorumlu birinin, çok ama çok iyi bilgilenmiş/bilgilendirilmiş olması gerekiyor.

Evet, kemoterapi çok yan etkisi olan ve hastayı mahveden bir terapi. Fakat unutmamak lazım, bazen elimizdeki en iyi tedavi sevimli olamayabiliyor

@furkantrojka
Izrayil oyunu oldugunu nasil goremezsiniz? Onlar degil mi her seyin arkasinda olanlar? Buyuk izrayil projesinde kendi haric tum ulkeleri ninja kaplumbagaya donusturme maddesinden habersiz misiniz? Bu ayrica Lozanin da gizli bir maddesidir. Ayrica dunya duzdur herkes bizi kandiriyor. Bu yavudilerin oyunlari say say bitmiyor, daha illuminatiye gelmedim bak.

20 Kasım 2013 tarihli İsrail gazetesinin bu haberine göre kanser oranları ve kalp hastalıkları oranı diğer OECD ülkelerine göre düşüktür, israil çölü bahçe yapan bir ülke, siyasi olarak eleştirebiliriz ama adamların çölü bahçe yapacak bilim ve teknolojiye hakim olduklarını unutmamak gerek.

CANCER TOPS LIST OF CAUSES OF DEATH IN ISRAEL

BY (link)
NOVEMBER 20, 2013 17:48

The prevalence of cancers and heart disease is lower relative to most other countries in the OECD, according to the CBS.

1 minute read.



Share on facebook Share on twitter


Coronary Artery 311. (photo credit: Creative Commons)
The leading cause of death in Israel in 2011 was cancer, as the rate of heart disease has dropped by 80% since the 70s.

The prevalence of cancers and heart disease is nevertheless lower relatively to most other countries in the OECD, according the Central Bureau of Statistics, which released its data for 2011 on Wednesday.

Be the first to know - (link)


This significant improvement in cardiovascular disease results from prevention: less smoking, improved medications, improved treatment techniques, better surgical skills and better medical skills.

The mortality rates of breast cancer, kidney disease and diabetes are, however, higher in Israel than in most OECD countries.

A total of 40,668 Israelis died in 2011, 49.3% males and the rest females. Of these, 79% were over the age of 65 when death occurred. From those 79%, 65% were over the age of 75 and 35% over the age of 85.

Of all 2011 deaths, 6% were below age 45 and 1.4% were babies before their first birthday.
(link)
(link)
Sponsored by (link)


Three-quarters of those who passed away died as a result of one of 10 most common causes of death, and of these 40% died from cancers and cardiovascular diseases.

The other leading causes were stroke, respiratory disease, complications of diabetes, infections, external trauma (such as road accidents and suicides), pneumonia and hypertension.

A total of 23.7% resulted from other medical causes.

Lung cancer was the most common malignant tumor causing death in men while breast cancer was the main cause of death among women.

Cancers cause almost 26% of deaths among Jews and less than 20% among Arab Israelis – partly because the Arab sector is younger than the Jewish sector.

External trauma and diabetes complications were higher among Arabs than Jews.