Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Kapitalizm ve Bisiklet

Taygun Kon

Forum Demirbaşı
Kayıt
12 Temmuz 2018
Mesaj
591
Tepki
1.486
Şehir
istanbul
İsim
Taygun K.
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Sosyal medyada sürekli şu paylaşımı görüyorum:

"Kapitalizm bisikleti sevmez.
Çünkü bisiklet sürmek ekonomi için kötüdür.
Bisiklet süren insan otomobil almaz,
akaryakıt almaz,
kasko yaptırmaz,
motorlu taşıt vergisi ödemez,
arabayı servise götürmez,
yedek parça satın almaz ve işin kötü tarafı sağlıklı olur.
Sağlıklı insan doktora gitmez, ilaç almaz
."

Bunu yazanı görüldüğü yerde ıslak odunla dövün ya.

Hemen araba ile bir tezatlık kurulunca hoş gibi geliyor ama bisiklet üretimi de kapitalizmin taşlarından biri. Bisiklet görece daha ucuz diye bu onun daha az kârlı olduğu anlamına gelmiyor.
Hepimiz bisiklete ve bu spora hele ki Türkiye'de ne kadar para harcadığımızı biliyoruz. Artık o kadar çok gözüme battı ki bu saç başlık açtım hani...
 
Scudo
Minimalizmi pek sevmez ama onu da fırsata çevirdiği durumlar var.
Yine de minimal bir yaşam tarzı ve tercihleri karşısında duruyor. Bisikletse bazı durumlarda gayet minimalist bir araç.
Ben bununla ilgili bir konu açmıştım vaktiyle de bir kaç kişi linç etmişti beni forumda.
İnsanlar bir şeyler yazmaya çekiniyor ondan sonra.
 
İlk evrede bir bisiklet alayım da haftasonu fırsat buldukça binerim düşüncesi hakimdir. Sonrasında biraz zaman geçer ve insan bakar ki bu alet süper zevkli. Tutar bisikletçinin yolunu. Orada alüminyum giriş seviyesi bir yol bisikleti göz kırpar. Onu alır. Sonra arkadaşlarla buluşup sürmeye başladı ve baktı ki tayt, kask, ışık, gözlük, spd ayakkabı, eldiven vs. Hepsinden gitti aldı. Tabii normal bir ayakkabı fiyatının 2 katını vererek spd aldı. Araba farı alır gibi bisiklete ışık aldı. Kask zaten şuanda ateş pahası. Tayt dedik forma dedik bu adam oldu bisiklet lobisi için bir av. Sonra arkadaşlardan gördükçe dedi ki karbonunu alayım. Karbonunu aldı sonra dedi ki karbona biniyosun bu tayt forma olmaz daha kalitelisi. Bu ayakkabının rengi uyumlu değil daha kaliteli ve uyumlu renklisi. Şu gözlük daha iyiymiş hop onu da al. Efendim iş öyle bir boyuta evriliyor ki bu bisiklet işi araç olmak yerine amaç haline geliyor. İnsanların sağlıklı olmak ve keyif almak için yaptığı bir spor bir anda çoluk çocuğun rızkından çalan bir kapıya dönüşüyor. Gerçekten bahsettiğiniz gibi kapitalizm bisikleti daha çok seviyormuş. Buna hiç dikkat etmemiştim.
 
Sosyal medyada bugüne kadar ne gördüm nede duydum. Bekli 3-4 defa bisiklet ile araba karsilastirmasi görmüslügüm var ve o karsilatirma nekadar sacma sapan bir sey ise altdaki yazilan yazida benim icin sacma sapan bir sey.
Bisiklet süren malesef hem araba alir hemde doktora gider.

"Kapitalizm bisikleti sevmez.
Çünkü bisiklet sürmek ekonomi için kötüdür.
Bisiklet süren insan otomobil almaz,
akaryakıt almaz,
kasko yaptırmaz,
motorlu taşıt vergisi ödemez,
arabayı servise götürmez,
yedek parça satın almaz ve işin kötü tarafı sağlıklı olur.
Sağlıklı insan doktora gitmez, ilaç almaz
."

Kendimden aktif bisiklet süren birisiydim ve yaklasik 2 senedir aktif doktor ziyaretcisi oldum.
 
Aslında özetle kapitalizm metaya takılmaz. Kar ve kazancına odaklanır. Burada insanın da önemi yoktur , bir sayı verisidir insan .
Meta konusu bu başlıkta bisiklet olduğundan ve arkadaşların yukarıda belirttiği güzel örneklerden ötürü buradan da sistem yararlanmaya başlamıştır.
Esasen iyi yönü de yok diyemeyiz, gelişim için de , ar-ge için de para gerekir ve sistem acımasız da olsa buradan kendini besleyip büyümeye devam eder.
Kapitalizmin amacı insanı aç gözlü, doyumsuz hale getirip harcama yapmasını sağlamaktır. Bunun için de reklamları , sosyal medyayı v.s. kullanır , seni sürekli almaya ikna etmeye çabalar.
Eh çevreden de etkilenen birisi gider borçla da olsa alır. Sistem çarklarına girer.
Örnekleri yüzlerce yazabiliriz , sonuçta kendini kontrol edebilen sisteme biraz da olsa direnebilir.
 
Bisiklet : kaf dağının görünen yüzü.
Kask +tayt+forma+gözlük+ eldiven : olmazsa olmaz.
Spd ayakkabım eksik kaldı onu da alayım. Ama ilk kilitli pedal almam lazım. Bu çoraplarla da olmuyor corap alayim.
Hava serinledi bi uzun tayt ve uzun forma alayım. Balaklava yada buff lazım. Yağmurluğum eksik kaldı. Mont güzelmis onu da alayim. Suluk lazim. Suluk kafesi lazim. Isik almam lazim tehlikedeyim. Kondisyonum artti hafta sonlari biraz km yapayim. Yedek lastik pompa levye anahtar lazim. Onlari da aldim ama bunlara en azindan bi sele alti çanta lazim. Evet yola ciktim ama kendimi test etmem icin bi garmin cihaz almam lazim almisken nabiz bandi da olsun bundle ini alayim. Of form tutmaya basladim kış geliyor. Trainer almam lazim en akillisindan alayim ki zwift yaparim. Zwiftte aylik uyelikliymis. Mecbur onuda almam lazim. Bisikletin selesi bana uygun degil sanirim bi sele almam lazim gidon bogazi almam lazim. Bunlari dogru yapmam icin bikefit yaptirmam lazim. Arkadas grubum mtb de yapiyor arada en azindan orta yollu bir de mtb yapayim. Sil bastan kask lazim. Elbise lazim.... Bitmiyor bitmiyor bitmiyor senin anlicaan 😀 Malesef ki bizi de kapitalizmle bas basa biraktilar. Heleki guzel marka bisikletlerin artik 50 binden basladigini varsayarsan yeni baslayip bunlari yapacak vatandasa 100k para lazim. Bu da bisiklet sporunu hakkiyla yapmak gariban isi degil demek oluyor malesef. Oysa ki iyi bisikletlere binmek herkesin hakki olmalı. 2000-3000 birim para verilebilir ama tl ye carpinca o paralar verilemiyor malesef
 
Son düzenleme:
İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir..(Alıntı)

Bana göre; kapitalizm bu zehiri, insanın bitmeyen hırsının ve egosunun içine serpiştirir.Ego ne kadar büyürse zehirin dozu o kadar artar..
 
Bunu yazan bir kişi en son şöyle cevap verdi.
Kafalar baya karışık...

9hesqa.jpg
 
Bize bir şeyi ( bisikleti) para karşılığında temin eden her marka her kurum kapitaldir, kapitalisttir. Kapitalizm dışında kalınamaz, yaşanılamaz.. Artık çok geç.. Sadece etkisi azaltılabilir.. Uyabildiğimiz kadar bisiklete biniyoruz..malesef 😔
 
Bisikleti almak, aksesuarlar ve giyim ile koruma elemanlarını almak = setup kurmak. Bu kurulum maliyeti. Bunu kapitalizmin tuzağı olarak görmemek lazım.

Bisiklet ile yol almak için yakıt almanıza gerek yoktur. (protein bar dersiniz ama ben açıkçası onları saymıyorum).

Doktora gitmez konusu bence spor yapan insanlar görece daha iyi beslenir, az doktora gider mantığından yola çıkılmış.

Doğru kurulmuş bir setup ile 6-10 yıl kadar hiç para harcamadan bisikleti kullanabiliriz.

Hercai şekilde onu da alayım bunu da alayım , olmadı bu gelsin yok o da gelsin diyenler bisiklet değil her alanda aynını yapan insanlar. Görmemişlik, hazımsızlık, doyumsuzluk, caka satma gayesi gibi, en yenisi bende olacak, en pahalısı, en hafifi, en sağlamı diyr uzar gider.

Sen ne istediğini bildikten sonra patlayan lastik dışında açıkçası bir masrafı olmaz.

Bu sebeple o lafa tam katılmamakla birlikte karşısında da değilim.
 
Komünizmin idealindeki, devletin tüm üretim araçlarına sahip olduğu, her vatandaşın da işçi olduğu bir düzende falan olmadığımıza göre, bisiklet endüstrisi de kapitalizme, sermaye sahibine hizmet eden bir endüstri tabii ki. Aldığımız her bisiklet ürünü birilerinin cebini doldurmasına katkı sağlıyor nihayetinde.

Ama otomobil endüstrisinin yanında çok daha masum kalır, onu belirtmek lazım. En başta, bisiklet, petrol tekellerine ve petrolü işleyerek akaryakıta çeviren firmalara para kazandırmıyor. Otomobildeki gibi devasa hacimde bir metal endüstrisine, bu endüstri için iş gücüne, elektrik ve hammadde tüketimine sebep olmuyor. Lastik endüstrisi de hem enerji hem doğaya zarar olarak en büyük suçlulardan. Ayrıca, bir bisiklet kullanım sınırları içinde kullanıldıkça bir otomobilden çok daha uzun ömürlüdür. Akaryakıtla çalışan motorlu otomobil 100 seneyi çıkartamaz, ama bisiklet çıkartır. Elektrikli otomobillerde durum ne olur onu bilemiyorum.
 
Anladığım kadarıyla bu söz bisikletini sadece ulaşım aracı olarak kullanan ve aldığı bisiklete ışık hariç bir aksesuar takmadan ve herhangi bir güncelleme yapmadan binen insanlar için geçerli .
Bisikleti spor, hobi veya bir hayat tarzı olarak benimsemiş sürekli güncellemeler yapan, farklı tarzda bisikletleri olanlar için kısmi olarak geçerli 😀
 
Aynen oyle. Eger ben oylesine binecem dersen bi zincir yagi yeter de. olabilir. hatta onu bile yapmayip zincir kopunca bisikleti hurdaciya verenleride goruyoruz.
 
Kapitalizmin ne olduğunu gerçekten biliyor muyuz?
Bence bilmiyoruz. Ve bilmediğimiz gibi kapitalizmi emperyalizm tarzında zararlı birşey olarak görüyoruz.
Eskiden kapitalizm karşıtları ile çok tartışırdım ama artık yorucu oluyor.
Bize sosyalizm sosuna bulanmış politbüro çakması devletçi sistemler müstahaktır.
 
Kapitalizmin ne olduğunu gerçekten biliyor muyuz?
Bence bilmiyoruz. Ve bilmediğimiz gibi kapitalizmi emperyalizm tarzında zararlı birşey olarak görüyoruz.
Eskiden kapitalizm karşıtları ile çok tartışırdım ama artık yorucu oluyor.
Bize sosyalizm sosuna bulanmış politbüro çakması devletçi sistemler müstahaktır.
Şimdi Lenin'i mozolesinden kaldırıp diriltsek, kapitalizm bisiklet sevmez argümanına o da gülerdi 😀
Emperyal tartışmalara burada girmeyeceğim Tşkn😀
 
Bence kapitalizm bisiklete bayılır :)

Yorumları okudum da, bisikletin tam olarak arabanın yerini aldığına ben de katılmıyorum. Hollanda en çok bisiklet kullanılan ülke ama yer altı garajları gibi yeni planlamalar sayesinde araba sahipliği de artıyormuş. Kapitalizm her zaman kazanır.

Yine Hollanda gibi ülkelerde bisiklet toplu ulaşım kullanımını azaltıyor olabilir ama bu da belediyelerin sosyal sorumluluklarını azaltıyor, bu da kapitalizmin ekmeğine yağ sürmek gibi birşey değil mi?

İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir..(Alıntı)

Özellikle depremden sonra kendi kendimi bu konuda çok sorguluyorum. Normalde minimalist yaşama ben razıyım ama toplum baskısı ile zor. Kapitalizm kazanıyor işte.

Bize sosyalizm sosuna bulanmış politbüro çakması devletçi sistemler müstahaktır.

Bu ağır kaçmış sanki :) Bizim anayasada sosyal devlet ve devletçilik özellikle vurgulanmıştır. Hatta hiç google'a bakmadan, anayasamızın ilk 3 maddesinde devletin tanımında "sosyal" kelimesi geçiyor diye biliyorum. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil, tahminime göre çoğu ülkenin anayasası bu yöndedir.

Anayasalar sosyal devlet diyor ama esasında vahşi kapitalizm malı götürüyor. Blackwater gibi şirketler dünyayı yönetmeye başlamış. Emperiyalizm ve kapitalizm arasındaki çizgi buralarda yok olmaya başlıyor işte, para babaları ülkeleri yönetiyorsa vatandaşın gözünde kapitalizmin emperiyalizm olarak gözükmesi de normal... Son verilere göre 2022 yılında ülkemizde çalışanların ekonomiden aldığı pay %23'e gerilemiş. Burada ciddi bir sıkıntı var.

Prensip olarak ben de serbest piyasa ekonomisini (kapitalizm kelimesi ayıplı kelime :) ) tercih ediyorum. Biri daha kaliteli bisiklet yapabiliyorsa, yapsın. Önüne engel konulmaması gerekiyor.
 
Bence kapitalizm bisiklete bayılır :)

Yorumları okudum da, bisikletin tam olarak arabanın yerini aldığına ben de katılmıyorum. Hollanda en çok bisiklet kullanılan ülke ama yer altı garajları gibi yeni planlamalar sayesinde araba sahipliği de artıyormuş. Kapitalizm her zaman kazanır.

Yine Hollanda gibi ülkelerde bisiklet toplu ulaşım kullanımını azaltıyor olabilir ama bu da belediyelerin sosyal sorumluluklarını azaltıyor, bu da kapitalizmin ekmeğine yağ sürmek gibi birşey değil mi?



Özellikle depremden sonra kendi kendimi bu konuda çok sorguluyorum. Normalde minimalist yaşama ben razıyım ama toplum baskısı ile zor. Kapitalizm kazanıyor işte.



Bu ağır kaçmış sanki :) Bizim anayasada sosyal devlet ve devletçilik özellikle vurgulanmıştır. Hatta hiç google'a bakmadan, anayasamızın ilk 3 maddesinde devletin tanımında "sosyal" kelimesi geçiyor diye biliyorum. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil, tahminime göre çoğu ülkenin anayasası bu yöndedir.

Anayasalar sosyal devlet diyor ama esasında vahşi kapitalizm malı götürüyor. Blackwater gibi şirketler dünyayı yönetmeye başlamış. Emperiyalizm ve kapitalizm arasındaki çizgi buralarda yok olmaya başlıyor işte, para babaları ülkeleri yönetiyorsa vatandaşın gözünde kapitalizmin emperiyalizm olarak gözükmesi de normal... Son verilere göre 2022 yılında ülkemizde çalışanların ekonomiden aldığı pay %23'e gerilemiş. Burada ciddi bir sıkıntı var.

Prensip olarak ben de serbest piyasa ekonomisini (kapitalizm kelimesi ayıplı kelime :) ) tercih ediyorum. Biri daha kaliteli bisiklet yapabiliyorsa, yapsın. Önüne engel konulmaması gerekiyor.
Doğru, serbest piyasa ekonomisi desek hemen herkes destekler.
Önüne engeli koyanda devlet regülasyonlarıdır. Halbuki devletin görevi müdahale değil sadece hakemlik etmek olmalı.
Oysaki bizde de dünya çapında bisiklet markası üretebilecek yetenekli kapitalistler var.
Ama kapitalizm dediğimiz zaman öcü gibi bakılıyor ve olur olmaz örneklemeler yapılıyor.
Halbuki kapitalizm serbest piyasa ekonomisi demek.

Türkiye anayasasında sosyal devlet yazması önemli değil.
Bu ülkede sosyal devlet yok, yağma ekonomisi var.
Sosyal devlet üreten ve yeraltı kaynakları olan ülkelerde çalışır. :)
Ülkedeki nüfusun %50’si devlete yük olmuş durumda, herkes kamuya kapağı atmaya veya bir şekilde nemalanmaya çalışıyor. Böyle bir ülkede sosyal devlet çalışmaz.

Konudan çok sapmamak için kapitalistlerin yarattığı kolay ve lüks hayatı yaşayıp da sırf etkileşim almak için kapitalizme sallamak komik oluyor.
Kapitalizm kusursuz mu?
Tabiki değil, kimsenin de böyle bir iddiası yok.
Fakat günümüz şartlarında insan hayatına olumlu etki eden en optimum sistemdir.
Bir gün belki daha iyisi olur, o zaman onu destekleriz.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: MutluGezgin
Doğru, serbest piyasa ekonomisi desek hemen herkes destekler.
Önüne engeli koyanda devlet regülasyonlarıdır. Halbuki devletin görevi müdahale değil sadece hakemlik etmek olmalı.
Oysaki bizde de dünya çapında bisiklet markası üretebilecek yetenekli kapitalistler var.
Ama kapitalizm dediğimiz zaman öcü gibi bakılıyor ve olur olmaz örneklemeler yapılıyor.
Halbuki kapitalizm serbest piyasa ekonomisi demek.

Türkiye anayasasında sosyal devlet yazması önemli değil.
Bu ülkede sosyal devlet yok, yağma ekonomisi var.
Sosyal devlet üreten ve yeraltı kaynakları olan ülkelerde çalışır. :)
Ülkedeki nüfusun %50’si devlete yük olmuş durumda, herkes kamuya kapağı atmaya veya bir şekilde nemalanmaya çalışıyor. Böyle bir ülkede sosyal devlet çalışmaz.

Konudan çok sapmamak için kapitalistlerin yarattığı kolay ve lüks hayatı yaşayıp da sırf etkileşim almak için kapitalizme sallamak komik oluyor.
Kapitalizm kusursuz mu?
Tabiki değil, kimsenin de böyle bir iddiası yok.
Fakat günümüz şartlarında insan hayatına olumlu etki eden en optimum sistemdir.
Bir gün belki daha iyisi olur, o zaman onu destekleriz.

Kapitalizmin güncel hali, yani SSCB'nin yıkılmasına giden süreç ve sonrasında oluşan, günümüz küresel sisteminin ve Batı'da Şikago Okul'nun öncülüğü ile gelişen Neoliberal Kapitalizm'dir. Ülkemizde devlet, özellikle Özal sonrası başlayan ve BOP Eşbaşkanı şahsın politikaları ile devam eden süreçte tam anlamı ile Pinochet benzeri bir neoliberal ekonomik şok doktrini uygulamıştır. Dünya üzerindeki sayılı özelleştirme hamlelerinden biri bu dönemde gerçekleşti. İşçi hareketleri ve hakları bastırıldı. Bugün bir KHK ile grev yasaklanıyor şak diye. Milyar liralarca vergi afları oluyor onları da mı görmüyorsunuz? Seçim dönemi popülizmi ve toplumun en fakir kesimine verilen sadakalar hariç, sosyal devlet diye bir şey de kalmadı. Hayali asalak devlet aygıtını eleştirirken onlardan daha asalak olan oligopolileri de eleştirebilseniz keşke. Ama ülkenin 60 yıldır ABD uydusu olması, orta sınıf ve beyaz türk dediğimiz kesimin Batı düşünü baloncuğu dışına çıkamamış olması bunu imkansız kılıyor.

Kapitalizm'in en kapitalist olanlarından birini yaşayıp da birilerinin kapitalizme salladığından yakınmak komik olmuş :)

Batı'nın sömürgecilik, kaynak hırsızlığı ve köle emeği birikimi ile elde ettiği refah ve bunun sayesinde yaptığı bilimsel ve toplumsal atılımların aslında kapitalizm sayesinde olduğu gibi yanlış bir tarih okumasından kaynaklanıyor yanılgı.
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Can Çelik
Çin ve Kuzey Kore dışında kalan bizler bu vahşi tüketim kültürünün yegâne hedefleriyiz..
Farklı zaman ve konular ekseninde Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu başlığında bu derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
Yaşam kaynaklarımızı - hobi yada spor - hiç farketmeden minimum tüketim anlayışı ile kurgulayıp uygulamalıyız.
Haa bütçesi ile afra tafra satan gösteriş budalaları olacak tabi..
Bisiklet kültürü için kimi egoların bastırılması ya da rütuşlanması hele şu zamanlarda şart oldu, anlayana...
 
Geri