Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Kas gücüyle 1 günde irtifa rekoru?

bisikletcanavari

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Temmuz 2005
Mesaj
1.757
Tepki
1.192
Kas gücüyle bir günde çıkılabilecek irtifa rekoru veya buna benzer daha önceden ölçülmüş bir deneme varmı acaba?

Bahsettiğim reokun iniş versiyonu mevcut. (link)

Bilgisi olan arkadaşlar paylaşırsa sevinirim ;)
 
Scudo
Benim kendi denemem, deniz seviyesinden 1965mt. Zirveye varınca bitti.

Enes, eğer yazdıklarını yanlış anlamadıysam, sanıyorum bu yolun fiziksel olasılığı ile sınırlı. Eğer yol olsa 24 saatte 4-5bin metreye kadar -ben bile- tırmanabilirim.
 
  • Beğen
Tepkiler: bisikletcanavari
@gurol
Olur şey değil 4-5 bin demek ağrı dağı demek. 3 bin de bile 20 m çıkmak için 2 kere mola veriyosun. Ordu da bu rekor 3 binle sınırlı kalır. o da zor
 
Bir günde değil elbette ancak kas gücü ile dünyanın zirvesine çıkmak mükün .

bu anlamda Erden Eruç un sitesini takip etmekte fayda var.


İlk kez yapan kişi de Erden Eruç un arkadaşı ;


Göran Kropp
(12 Kasım 1966 - 30 Eylül 2002)

Göran, 1996'da İsveç-Nepal arasında bisikletiyle kendi dağcılık malzemesini bir römorkta çekerek katetmesiyle tanınırdı. Göran'ın bu yolculuğuyla modern taşıtlar, hamallar ve oksijen tüpleri kullanarak aslında Everest'i dize getirdiğimizi, zirveyi kendi seviyemize indirdiğimizi ve işe hile kattığımızı vurgulamıştı. Everest'e giden kalabalık ekiplerin getirdiği erzak konvoyları, bu dağın eski el değmemiş görüntüsünü bozmuş, gelenlerin hayallerini süsleyen o doğal ortamı yok etmişti. Bütün bunlara bir alternatif sunmak istiyordu.

Everest'e tek başına, oksijen tüpü kullanmadan çıkacaktı. Gereken bütün malzemesini bisikletinin arkasında bir römorkta çekerek getirecek, Stokholm'den yola çıkıp, Avrupa'nın doğusundan, Türkiye üzerinden İran, Pakistan, Hindistan yoluyla binlerce kilometre yol aldiktan sonra dağa ulaşacaktı. 100 kiloya yakın malzemesini yüklenip Nepal'e vardıktan sonra bunları Everest'in ana kampına kendi sırtında taşıdı.

1996 sezonu Everest'te Jon Krakauer'ın Into Thin Air kitabında yazdığı gibi ölümlü geçti. Tecrübeli rehberler de dahil olmak üzere bir çok dağcı zirveye yakınken fırtınaya yakalanmış, aşağıya inememişti. Bütün bu karmaşa sırasında hırsına hakim olup aşağıda kalmayı yeğleyen Göran'a diğerlerine yardıma koşmak nasip olacaktı. Fırtınadan önceki denemesinde başarılı olamayan Göran, ancak daha sonraki ikinci çıkışında başarılı olabilmişti.
 
@gurol

Doğru anladın Gürol abi ve hevesimi kırdın :) Şaka bi yana asıl amacım bisikletin, kas gücüyle çalışan bütün alet ve yöntemlerin ulaşım açısından en verimlisi olduğunu öne çıkarmak ve toplumumuzun genelinde yaygınca inanılan ''Bisikletle yokuş çıkılmaz'' ön yargısının yanlış olduğunu bir nebze olsun kanıtlamaya çalışmaktı. Sonradan daha farklı düşüncelere dalıyor insan :)

Geçen sene 1800 metreye performanslı bir şekilde tırmanış gerçekleştirmiştik. Yarım saatlik dinlenmenin ardından tüm gün yaylada bisikletle gezip minibüsle tekrardan Ordu'ya inmiştik.Şimdiki hedefim Karagöl dağı.(3107m) Bu irtifanın ancak 2300 m kadar bisikletle tırmanabilecek kadar yolu var. Gerisi tabana kuvvet :)

Napalım en azından Karagöl'e çıkılmanın imkansız olmadığını kanıtlayayım bari :) Çevremde (ki işin garibi bisiklet çevremde bile) oraya ''çıkılırmı?, sen kafayımı yedin?'' gibi karşılık alınca artık buraya tırmanmak farz oldu :)

@Soner Sarihan

Zaman buldukça sitesini ziyaret edip, yazılarını okuyorum ;)

(link) yazının bizim konuyla uzaktan-yakından bir alakası varmı acaba?
 
2004 yazinda Izmir -Karaburun AKDAG (Karaburun Yarımadası’nın orta kesiminde kuzey-güney doğrultusunda uzanan Akdağ (1.218 m)) Henuz 18 yasimda yanima 2 adet matara su alip cikmayi denedim ,ama mevsimden yaz mevsimi bu tirmanis konusunda hic bir sey bilmiyorum,hava sicak diye ustume bir sey de almamistim,bisikletim suspansiyonsuz bir bisiklet ,300 metrede su buldum cesmeden ve 1100 metreye kadar tirmandim 4 saat 40 dakikada 1100 metrede "bayildim" hava hem soguk hemde hizli cikistan sonra terden dolayi yigildim kaldim tepe 100 metre onumde degil adim atmak ayaga kalkamadim ,yanima "saf" gibi cep telefonumuda almamistim (Babam arayipta bana bir suru kizar diye:)), 1 saat kadar bulutlar hatirliyorum o kadar .Sonra artik dedim olum bu kadar yakin ,sonra bir yol bulup ayaga kalktim bisiklete bindim geri donus yolunda fuze rampalarina giden yolda kuma saplanip dustum ,cok sukur bir kac siyrik ,500 metre inisten sonra sag tarafimdan ruzgar aldi beni firlatti atti , o da kucuk siyrik ,ilce merkezime vardim ilk denize karsi Adem in kafesinde elinde yedigi Akdeniz tostunu ve ustune 1 lt ayran ictikten sonra ancak hastaneye gidebildim ...
Kissadan hisse olan bu hikayemi niye anlattim ,hocam burdan bir kac sonuc cikarirsin umarim insallah anlatip SIKMAMISIMDIR :)
 
@murty

iyi güldüm :) geçmiş olsun
 
  • Beğen
Tepkiler: murty
Burada sanırım tırmanışın tarzı da önemli. Yani dağcılık literatürüyle vurgulayacak olursak, alpin stil mi, yoksa ekspedisyon şeklinde mi olacak?
Alpin stil tırmanış günübirlik ya da günübirlik olmasa bile tek bir hamlede yapılan tırmanışlara verilen genel addır. Bir dağ rotasını hızlıca, beklemeden çıkmaya denir. Ekspedisyon ise çok daha uzun sürer. Önce tonları bulan kamp malzemeleri kampa taşınır, ekip çalışması yapılır, sabit hatlar döşenir, günlerce hatta aylarca kampta kalınabilir, vs vs.
Sanırım rekordan kastedilen alpin stil oluyor. Yani tek seferde.
 
Evet tek seferde ve 24 saat içerisinde gerçekleşecek. Ve bisikletle yapılacak. Fakat şuanki çevremdeki coğrafyanın el verdiği max yükseklik 3090 m. Bununla idare edicez artık :)
 
24 saat içinde çok yüksek irtifalara çıkılabileceğini düşünüyorum. İrtifa derken irtifa farkı demek istiyorum tabii, 2000 metreden yola çıkıp 2300 metrede rekordan bahsedecek uyanıklara papuç bırakmamak lazım :p
Trabzon sahilden çıkıp 2800 veya 3080 metreye ulaşıp geri dönüyorum; hatta her yaylaya gidişimde 2600 metre garanti yapıyorum. Yol devam etse ne kadar yükselebilirim bilmiyorum zira hayatımda 3100 metreden yüksek bir rakımda bulunmadım. 2000 metre civarında mekik dokudum hatta uzun yıllar senede 3 ay geçirdim ama daha yukarısı pek yok bizim oralarda. Rizede var 4000 metreler ama bisikletle 3000 üstüne çıkılabilecek yol pek yok orada da. Araziden ilerleyerek çıkış da öyle rekor getirecek bir hızda olmaz.

Türkiyede en yüksek rakıma çıkan yollar nerelerdedir acaba?
 
Bafra 'dan Çorum'a pedalladım, 221 km... uzun zamandır bunu hedefliyordum. Acaba bu rotada kaç m irtifa kat ettim, bunu bilmek mümkün mü? İrtifa bakımından bu rota zorlu bir rota mıdır? Çünkü hem kızgın güneş hem de yokuşlar yüzünden anam ağlamadı değil hani.
 
  • Beğen
Tepkiler: necmeddin
Bafra 'dan Çorum'a pedalladım, 221 km... uzun zamandır bunu hedefliyordum. Acaba bu rotada kaç m irtifa kat ettim, bunu bilmek mümkün mü? İrtifa bakımından bu rota zorlu bir rota mıdır? Çünkü hem kızgın güneş hem de yokuşlar yüzünden anam ağlamadı değil hani.

Strava ya da herhangi bir program kullanmıyor musunuz?

garminden rota oluştur diyince 242 km 4900m irtifa diyor.
 
Bafra 'dan Çorum'a pedalladım, 221 km... uzun zamandır bunu hedefliyordum. Acaba bu rotada kaç m irtifa kat ettim, bunu bilmek mümkün mü? İrtifa bakımından bu rota zorlu bir rota mıdır? Çünkü hem kızgın güneş hem de yokuşlar yüzünden anam ağlamadı değil hani.

(link)

Şu linkten start ve bitiş noktalarından rotayı oluşturup irtifa bulunabilir
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Ben genellikle şöyle hesaplıyorum, 4.900/242=20,24 yani her bir kilometre başında 20,2m irtifa kazanmışsınız. Örneğin, bu seneki Fransa Bisiklet Turu'ndaki Puy de Dome tırmanışıyla biten etap 3950 metre irtifa kazanımlı 182,5 kilometrelik bir etaptı, kilometrede 21,6m irtifa kazanımı olmuş. Turun geneli de 56.480 metre irtifa kazanımlı 3.404 kilometrelik mesafeyle tamamlanmış, o da kilometrede 16,4m yapıyor.

Yani iyi tırmanmışsınız.

Ama tabi teoride sürekli %2 gibi bir eğimle 200 küsür kilometre gitmekle 200 küsür kilometre içinde 2-3 tane 10-15 kilometrelik ortalama %8-10 eğimi olan tırmanışlar yapmak birbirinden çook farklı şeyler..
 
24 saat içinde çok yüksek irtifalara çıkılabileceğini düşünüyorum. İrtifa derken irtifa farkı demek istiyorum tabii, 2000 metreden yola çıkıp 2300 metrede rekordan bahsedecek uyanıklara papuç bırakmamak lazım :p
Trabzon sahilden çıkıp 2800 veya 3080 metreye ulaşıp geri dönüyorum; hatta her yaylaya gidişimde 2600 metre garanti yapıyorum. Yol devam etse ne kadar yükselebilirim bilmiyorum zira hayatımda 3100 metreden yüksek bir rakımda bulunmadım. 2000 metre civarında mekik dokudum hatta uzun yıllar senede 3 ay geçirdim ama daha yukarısı pek yok bizim oralarda. Rizede var 4000 metreler ama bisikletle 3000 üstüne çıkılabilecek yol pek yok orada da. Araziden ilerleyerek çıkış da öyle rekor getirecek bir hızda olmaz.

Türkiyede en yüksek rakıma çıkan yollar nerelerdedir acaba?


Merhaba,

Sorunuza cevaben...
En yüksek karayolu geçidi :Karabet Geçici 2.985 m. irtifa (Burayı geçme hedefim vardı Van Gölü turunda ama kısmet olmadı. )
Ejder zirvesine çıkış - Erzurum : 3.200 m. irtifa

Son turda da Çaykara'dan Uzungöl üzerinden Şekersu'ya çıktık. (2.450m. irtifa) (2.153m. yükselme)


Kazasız ve keyifli turlar.

five
 
  • Beğen
Tepkiler: Özcan
Vay be kimler gelmiş kimler geçmiş. Bisikletcanavarı kardeşimiz bu konudan kısa süre sonra yazmayı bırakmış. Umarım iyidir ve hala sürüyordur.

Gürol abi de 2011'den beri yazmamış ama hala spor dünyasında.

Soner abimiz ailesiyle ingiltere'ye taşındı, sürmeye devam. 2019'a kadar da buralardaymış.

Araya ben de girmişim. O mesajı attığımda ciddi kararlar almıştım. 5 yıl 0 aktiviteden sonra spora döndüğüm yıldı. Tam o günlerde(nisan ayı) istifamı vermiş ve Ağustosta askere gitmeden önce 2 ay bisiklet sürmeye karar vermiştim.

Bir cumartesi gecesi stresli bir projeyi canlı sisteme geçirmiştik (proda almak). Pazar sabahı uykusuz kafayla Ümraniye'de bir plaza çatısında güneşi karşıladık. Nice sabahı cennet gibi dağlarda karşılayan ben için o güzel sabah ve güneşli günün boşa gitmesi bardağı taşıran son damlaydı. Boktan çayımı içip kararımı verdim. Annemin çoktan kalktığını biliyordum, aradım. Dedim işi gücü bırakıp geliyorum, aynı eski günlerdeki gibi haziranın birinde ordayım. Pislet sürecem. Yaylaya gidecem.

Mübarek kadın, la sigortalı iş bırakılır mı, 30 yaşında serseri mi olacaksın demedi. A ne güzel, özlemiştim o günleri dedi.

Sonra bir daha da dikiş tutmadım zaten.
 
Geri