Süleyman Şatır
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 22 Mart 2005
- Mesaj
- 1.151
- Tepki
- 2.710
- Şehir
- Fatih / İstanbul
Bugün geçirdiğim kazadan sonra kaskın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım. Sabah, Sarıyer turuna katılmak için Kabataş'a doğru giderken yolda bir kaza geçirdim. Geç kaldığım için telaşlı telaşlı gidiyordum…
Galata Köprüsü'nü geçtikten sonra, alt geçide inmek istedim. Her zaman kullandığım yüksek bir yerden bisikletle inerken 1 metre yükseklikten, betonun üzerine yüzükoyun kapaklandım.
Yüzümü yere vurduğum için, burnum ve çenem çok kötü soyulmuş… Daha doğrusu o anda bunu anlamadım. Burnumun kanamasını durdurduktan sonra bisikletlette fazla sorun olmadığını görünce, Kabataş'a doğru tekrar yola koyuldum.
Kabataş'ta Murat Bey, uzun süredir tanışmak istediğim Haluk Bey, önümüzdeki Pazar günü 1 haftalık tura çıkacağımız Necdet Bey, önceki gezilerde tanıştığım Mert, Gökhan, şu an isimlerini hatırlayamadığım pek çok arkadaş, sağolsunlar ilgi gösterdiler.
Murat Bey, hemen bir hastaneye gitmemi ve yüzümü pansuman yaptırmamı söyledi. O ana kadar yüzümün bu kadar kötü olduğunu bile anlamamıştım. Ve kaskımı incelediklerinde kaskımın ön tarafının ezik, içinin de çatlamış olduğunu gördük.
Günlerdir bu geziyi beklediğim halde eve geri döndüm. Eşimle birlikte Vakıf Gureba Hastanesi'ne Acil'e gittik. Hastane çok kalabalık olmasına rağmen büyük ilgi gösterdiler. Bir sürü film çekildi (Kafa grafisi, eklem grafisi). Çok şükür ki, tehlikeli bir şeyin olmadığını öğrendik.
Yüzüm ve adele zedelenmesi olan ayağım için birkaç ilaçla eve döndük… Ama, yüzümün bu haliyle herhalde bir süre sokağa çıkamayacağım…
Bugün benim hayatımı kask kurtardı diyebilirim… Son dönemlerde bana kask kullanmamı tavsiye edenlere teşekkür ederken, kasksız bisiklete binenleri de şimdi ben uyarıyorum...
Süleyman Şatır
Galata Köprüsü'nü geçtikten sonra, alt geçide inmek istedim. Her zaman kullandığım yüksek bir yerden bisikletle inerken 1 metre yükseklikten, betonun üzerine yüzükoyun kapaklandım.
Yüzümü yere vurduğum için, burnum ve çenem çok kötü soyulmuş… Daha doğrusu o anda bunu anlamadım. Burnumun kanamasını durdurduktan sonra bisikletlette fazla sorun olmadığını görünce, Kabataş'a doğru tekrar yola koyuldum.
Kabataş'ta Murat Bey, uzun süredir tanışmak istediğim Haluk Bey, önümüzdeki Pazar günü 1 haftalık tura çıkacağımız Necdet Bey, önceki gezilerde tanıştığım Mert, Gökhan, şu an isimlerini hatırlayamadığım pek çok arkadaş, sağolsunlar ilgi gösterdiler.
Murat Bey, hemen bir hastaneye gitmemi ve yüzümü pansuman yaptırmamı söyledi. O ana kadar yüzümün bu kadar kötü olduğunu bile anlamamıştım. Ve kaskımı incelediklerinde kaskımın ön tarafının ezik, içinin de çatlamış olduğunu gördük.
Günlerdir bu geziyi beklediğim halde eve geri döndüm. Eşimle birlikte Vakıf Gureba Hastanesi'ne Acil'e gittik. Hastane çok kalabalık olmasına rağmen büyük ilgi gösterdiler. Bir sürü film çekildi (Kafa grafisi, eklem grafisi). Çok şükür ki, tehlikeli bir şeyin olmadığını öğrendik.
Yüzüm ve adele zedelenmesi olan ayağım için birkaç ilaçla eve döndük… Ama, yüzümün bu haliyle herhalde bir süre sokağa çıkamayacağım…
Bugün benim hayatımı kask kurtardı diyebilirim… Son dönemlerde bana kask kullanmamı tavsiye edenlere teşekkür ederken, kasksız bisiklete binenleri de şimdi ben uyarıyorum...
Süleyman Şatır