bir makina mühendisi olarak şunları söylemek isterim:
bir arkadaşımız alüminyumun kilosu bu kadar ucuzken kadroların neden pahalı olduğunu sormuş. anlatacaklarımla buna da bir açıklık getireceğim...
kadrolar genellikle boruların veya bükülmüş levhaların birbirine kaynaklanmasıyla ortaya tek parça bir yapı çıkartılması şeklinde üretilirler. kullanılan malzemenin (metalin) çekme, basma, eğilme, burulma gibi çeşitli etkilere karşı dayanım sınırları vardır ve bir kadro tasarlanırken; o kadronun maruz kalacağı kuvvetlere karşı malzemenin dayanabilmesini sağlayacak şekiller verilir.
bir kadronun hem hafif, hem de sağlam olması istenir. hafiflik elbette mümkün olduğunca az miktarda malzeme kullanılmasıyla sağlanır, sağlamlık içinse tam tersine daha çok malzeme kullanmak gerekir. işte bu ikisinin tam ortasını buldurmak; mühendisliğin asıl işin içine girmeye başladığı noktadır.
işte tam bu noktada; kadro açıları ve boruların çapları, uzunlukları gibi faktörler devreye girer. en uygun boyutlarla; kadroya farklı yönlerden teker teker ve bileşik halde gelecek tüm kuvvetlere karşı malzemenin dayanım potansiyelini en üst düzeyde ortaya koyabileceği bir yapı oluşturularak kadro tasarlanır.
ancak işin asıl kilit noktası; doğru malzemeyi seçmektir. öyle bir malzeme ki; hem hafif olsun, hem sağlam. sağlamlık da hem maruz kalınacak kuvvetlere karşı dayanıklılık, hem de esneklikle sağlanır. öte yandan kadronun öyle lastik gibi esnek olmasındansa, mümkün olduğunca rijit (sabit) olması istenir. rijit malzeme de kırılgan olur; dayanabileceği maksimum kuvvete kadar neredeyse hiç esnemez, sonra bir anda çat diye gider. işte kadroda kullanılacak malzemenin; hem çok az bir esnekliğe, hem her türlü kuvvete karşı dayanıma, hem de zaman içinde malzemeyi zayıflatacak metal yorulması, paslanma, titreşim gibi mevzulara karşı yüksek dayanıklılığa sahip olması istenir.
böyle bir malzemeyi üretmek, güzel bir kadro üretmenin en önemli şartıdır. o malzemeye ulaşmak için bir ana metal seçilir ve içine katılacak çeşitli alaşım metalleri, ayrıca üretim aşamasında geçirileceği ısıl işlemler ve şekillendirme yöntemleri üzerine kafa patlatılır. kadro üreticilerinin ar-ge bölümlerinde metalürji ve malzeme mühendisleri çeşitli malzemeler üzerinde çalışarak, işlerine en çok yarayacak bileşimi bulmaya çalışırlar. makina mühendisleri ise kendilerine verilen bileşimleri en doğru yöntemlerle şekillendirerek, ona en yüksek dayanıklılığı vermeye çalışırlar. sonuçta ulaşılan işe yarar bilgiler ise sır olarak saklanır, çünkü o bilgiler ticari olarak çok yüksek değere sahiptir.
işte tüm bu tasarım, ar-ge, vb. çalışmaların büyük bir maliyeti vardır. herhangi bir fabrikada sırf tasarımda kullanılan bilgisayar programlarının lisanslarına her yıl onbinlerce dolar para ödenir; ayrıca ultra hassas test ekipmanları, malzemelerin incelendiği ve modifiye edildiği birçok laboratuvar cihazı, workstation olarak geçen ultra güçlü bilgisayarlar, ve bunlar gibi çeşitli yatırımların maliyetleri oldukça yüksektir. üzerine bir de ticari anlamda büyük üstünlük sağlayan şirket sırları eklenince, bir kadronun neden bu kadar pahalı olabileceği ortaya çıkıyor.
siz bir kadro üretecekseniz; muhtemelen şu an piyasada olan herhangi bir orta kalitedeki kadrodan daha yüksek bir maliyete, en uyduruk kadrodan bile daha kötü kaliteye sahip bir kadro üreteceksiniz. çünkü kusura bakmayın ama, tasarım ve üretim aşamasında kullanacağınız yöntemler; fabrikaların elindeki imkanların yanında epey bir ilkel kalacak. yine de bir şekilde kimsenin akıl edemediği bir şekilde kadro piyasasına bir yenilik getirebilirseniz, sırrınızı çok iyi saklayın ve seri üretime geçip paraya para demeyin
ama böyle bir imkanınız yoksa, hazır bir kadro almanız çok daha akıllıca olacaktır. sizdeki kadronun benzersiz olmasını istiyorsanız da tek yapmanız gereken; piyasayı didik didik ederek sınırlı sayıda üretilmiş özel tasarım bir kadro bulmaktır.
bütün bunlara rağmen hiç birşeyi önemsemeyip sadece ve sadece kendi tasarımınız olan bir kadro üzerinde pedallamak istiyorsanız da; alaşımsız alüminyumu hiç tavsiye etmem, çünkü saf alüminyumun dayanım değerleri folyo olarak kullanmaktan daha öteye gidemeyecek kadar düşüktür