iyi akşamlar. ben carraro speed 262 kullanıyorum. bisikletimi tam olarak 1 ay 17 gün önce aldım. aldığım günden beri ön lastiğe 2 kere yapıldı ardından iç lastik değiştirildi. arka lastiğe ise önce 2 yama yapildi sonra iç lastik değiştirildi ardindan tekrar 2 yama yaptırmak zorunda kaldım. sürdüm yollar genelde bisiklet yolu. her sürüşten sonra lastiği dıştan kontrol ederim. en son bu sabah arka lastiğe yama yaptirdim şu anda arka lastik inmiş durumda. ne yapabilirim önerileriniz nelerdir?
Bisiklete yeni başlayanların anlam veremediği şeylerin başında gizemli lastik patlamaları gelir
Lastiğin havasının inmesine veya patlamasına sebep olabilecek çok fazla etken var, hatta çoğu zaman lastiğimizi patlatan şeyin ne olduğunu tespit dahi edemiyoruz yeni başlayanlar olarak.
1- Hava basıncı yeterli olmayan lastik daha kolay patlar. En basit anlamda, lastiği iki parmağınızla sıkmaya çalıştığınızda belli belirsiz sıkabiliyor olmanız gerekir, lastik yumuşacık olmamalı. Havası az olan lastik yoldaki en ufak bir çukurda, tümsekte veya kuru bir dal parçası veya ufak bir taş gibi şeylerin üzerlerinden geçerken jant tarafından ezilerek patlatılır. Kaldırıma çıkarken patlayan lastikler bunun en güzel örneğidir. Tekerde yeterli hava olmadığı için kaldırımın kenarına çarpmanın etkisiyle jant kaldırıma değer hatta sesini bile duyabiliriz ve işte tam bu anda iç lastiğimiz jant ile kaldırım arasında sıkışarak yarılır. Buna "snake bite" deniyor. Yılan ısırığı. Çünkü jantın U yapısı sebebiyle iç lastikte 2 adet yılan dişine benzer noktasal kesilme oluşur, adı da buradan gelir
2- Kalitesiz dış lastik daha kolay patlar. Bunu söylemek bile gereksiz elbette ne kadar ekmek o kadar köfte. Fakat piyasada satılan hemen her bisiklet ucuz dış lastik setiyle geliyor. Sebebi çok açık: Firmaların maliyeti düşürme arayışı. Çifti 50 lira olan bir lastiği takıp, satışa sunuyorlar çoğu bisikleti. Bu sebeple de çoğu yeni kullanıcı daha ilk ayını devirmeden 10'a yakın patlakla yüzleşiyor, üstelik buna bir de yetersiz hava basılması ve sürüş sırasında yolun iyi gözlenmemesi eklenince, lastik patlakları yeni kullanıcının kabusu oluyor
Yeni bisiklet alanlara önerim, bisikletin üzerinde gelen lastiklerin marka ve modellerini araştırarak kaliteleri hakkında bir yargıya varmaları ve lüzumu halinde kaliteli ve zırhlı, hatta daha yüksek örüm değerine sahip (TPI=inç başına örüm sıklığı değeri) bir lastiğe terfi etmeleri. Yeni bir bisiklette yapılması gereken ilk geliştirme lastik geliştirmesidir çoğu zaman
3- Bilinçli sürüş. Bisiklette yeni olmak zordur, aynı anda pek çok şeye odaklanmanız gerekirken siz sadece sınırlı birkaç şeye odaklanabiliyorsunuzdur. Yanınızdan geçen araçlardan belki de korkuyor, elleriniz frende tetikte bekliyor, sık sık dönüp arkanıza bakıyor, bir yandan kaldırımdan önünüze yaya atlayıp atlamayacağını kestirmeye çalışıyor ve bir yandan da vitesinizi değişen hızınıza uygun hale getirmeye çalışıyor olabilirsiniz. Buna büyük şehirlerde hızla akan trafiği, sürüş sırasında görsel ve duyusal olarak dikkat etmemiz gereken pek çok şeyi de eklediğinizde sürüş sırasında kafamız gerçekten dolu oluyor, sanılanın aksine kır yollarında ıslık çalarak sürmüyoruz çoğu zaman
Fakat, öyle olsa bile çok önemli bir şeyi unutuyoruz: Yol takibi
Yani kabaca lastiklerimizin geçtiği yerleri 1-2 saniye öncesinden ön görüp, buna göre ufak hamlelerle yolun daha prüzsüz, çakılsız,taşsız,camsız,çivisiz, çukursuz yerlerinden gitmek. Bunu yapmamızı gerektiren en önemli şey çoğu dış lastiğin yanaklarının (lastiğin yan yüzeyi) gerçekten çok dayanıksız olması. Örneğin ceviz büyüklüğündeki fakat üzerinde sivri bir noktası bulunan bir taş bile, bazen tekerimize öylesine talihsiz bir açıyla denk geliyor ki, bir şekilde lastiğimizin yanak kısmını kesiyor ve anında patlatabiliyor... Veya kalitesiz, patlama direnci çok düşük olan bir lastik kullanıyorsak, yoldaki bir gül dikeni bile lastiğimizi patlatabilir (başıma geldi
). Sürüş sırasında hem kendimizi güvene alacak önlemleri yerine getirirken (akan trafiği kontrol etmek, mazgallardan kaçmak, dikkatli olmak gibi) bir yandan da tekerlerimizin yolun mümkün olan en prüzsüz yerinden gitmesine özen göstermeliyiz. Yeni özetle,tekerlerimizin neyin üzerinden geçeceğini sürekli bilmeliyiz. Tabiiki sürekli yere bakarak sürmekten bahsetmiyorum, bu tehlikeli olur. Milisaniyelik de olsa yolun durumunu kısa aralıklarla mutlaka kontrol etmeli ve tekerlerimizle körü körüne her şeyin üzerindne geçmemeliyiz
4- Esrarengiz lastik patlaklarının nirvanası sayılabilecek "iyi traşlanmamış jant iç yüzeyi"
Bu madde biraz daha ileri seviye işçilik ve tecrübe gerektiriyor, fakat birkaç cümle ile bahsetmek iyi olur. Artık çoğu bisiklet jant bandı ile geliyor olsa da, nadiren de olsa kötü işçilikle üretilmiş jant çemberlerine denk gelmek mümkün. Özellikle çemberin bükülerek kaynatıldığı birleşim noktasındaki kötü işçilik ve zımpara eksikliği, jant bandıyla kapatılamıyor, çünkü jant bandı sadece tabanı koruyor. Oysa bu kaynak yan duvarlardan da devam ediyor. Yeni bir aluminyum jantta kontrol edilmesi gereken ilk yer kaynak noktasında aluminyum kıymıkları olup olmadığıdır. İkinci yer ise benzer sebeple, jant üzerinde açılan tel delikleridir (Bildiğiniz gibi bu tel delikleri matkapla delinerek açılıyor). Bu deliklerin tamamı jant bandıyla kapatılmasına rağmen bazı durumlarda gözden kaçan bu aluminyum kıymıkları iç lastiği tehdit edebiliyor. Dahası, tehlikeli gibi görünmeyen, pek de sivri görünmeyen bir kıymık, bir tümseğin veya çukurun içinden geçerken bizim de ağırlığımızın etkisiyle iç lastiğimizi patlatabiliyor ve 40 yıl arasak bulamıyoruz lastiğimizi neyin patlattığını: Zararsız görünen sinsi bir aluminyum kıymık
5- Lastik değişimi sırasında iç ve dış lastiğin janta iyi oturtulmadan hava basılması ve iç lastiğin sıkışması, yapılan yamaların iyi tutmaması veya zamanla atması, sinsice hava kaçıran sibop ve daha niceleri eklenebilir... Hepsi yaşanılmayı bekliyor
Bu uzun yolculukta başarılar!