manifestom

Manifestom

Zor bir iş yapıyoruz, bisiklet kültürüne ve spora katkı sağlıyoruz. Bizi gören ve bisiklet ile bu kadar km gidilebiliyorsa , bende şehir içi kullanabilirim , bende eşimle sürmeye başladım diyen, bunu bize yazan o kadar çok kişi var ki ?

Yurt dışında ülkemizi tanıtıyoruz, o sınır kapısından bisikletle geçen ilk ve uzun süre tek Türk olmak bir gurur yaşatıyor insana.

Bunu yaptığımız için direkt para istemiyoruz insanlardan, dediğimiz bu çabaya destek olun, ürününüzü tanıtın , kendi ürettiğiniz üründen kullanımımıza sunun . Çok şey istemiyoruz. Firmaların maillerimize cevap vermesi bile çok memnun ediyor bizi.

Ama çoğu kalıbı kıramıyorsun. Biz o yüzden hep gelişmekte olan bir ülkeyiz. Fikir kalıpları kırılmıyor.

Çoğu kişi destek talebimizi ilk duyduğunda “ siz gezeceksiniz ben niye para vereceğim diyor”
Hayatı boyunca “adam futbol oynayacak ben para mı vereceğim” demiyor insanlar mesela . Bize yukarıdaki gözle bakanlar ; Neden mesela bir futbolcuya , sen uçakla maça gideceksin, 5 yıldızlı otelde kalacaksın , eti butu 90 dk koşacaksın, toplumun spor bilincine olumlu katkı yapmayacaksın , hatta insanları birbirine düşüren mesajlar verip , gol atarsan türbine el kol hareketi yapacaksın ve benden masraflarını karşılamamı ve üzerine bir de yüz milyarlar vermemi istiyorsun diye düşünmüyor anlayamıyorum ?


Futbolcu sahada oynarken , nefret mi ediyor yaptığı işten ? Döverek mi oynatıyorlar adamı ? Ayrıca aldıkları ücret ile bizim istediğimiz katkı karşılaştırılabilir mi ?
Futbolun genel manada spor kültürüne faydası nedir ?
Nedir futbol oynamanın zorluğu , yanından kamyon mu geçiyor, sahada bin türlü hırsız mı var, cankurtaran çağırsa bizim gibi 1 saatte mi gelecek, sahanın kenarında uçurum var da , düşerse belki saatlerce bulunamayacak mı yoksa, ayakkabısı mı bozulacak da , tamir etmeye mi çalışacak kendince, topu mu patlayacak da , kendisimi onaracak, kale direği ( kadrosu ) kırılacak da dişinden tırnağından ayırdığı paralar için ah mı edecek .

KRAL ÇIPLAK.

Gerçek sporcular biziz. Biz kendimizle yarışıyoruz sadece. İnsanlara umut oluyoruz.

Kim derki , futbol – tur bisikletçiliğinden daha zordur. Ve işte şurası daha zordur.

Futbolcu da bizim gibi çocukluğunda başlamamış mı bu işe. Bir yerde okuluna falan mı gitmiş , diplomamı vermişler eline, bu işi yapar , bu kadar da para kazanır, ayrıca trilyon kazansa vergi vermez mi demişler.

Soruyorum

Hangisi kolay günlerce çadırda kalıp , kendi yemeğini yapıp, binlerce km pedal basmak mı ?

Otobüsle stada gidip, 90 dk koşup , masajını yaptırıp , evine gidip yatmak mı ?

Bizim yaptığımızı üzerine para verseniz yaptıramazsınız insanlara. Evinden , sevdiklerinden 2 ay uzakta kalmak için kaç para ister insan.

Bir hafta 5 yıldızlı otele gidince evini özlüyor bazıları .

Her gün efor harcadıktan sonra , yemeğini yapıp , çadır kurup , gece tedirginliği üzerinden atabilirsen uyumak ve bunu günlerce yapmak ne kadar zor tahmin edebiliyor mu bu bize garip garip bakanlar ?

Bursa da değil futbolcuya , maça giden taraftara bedelsiz , karşılıksız, tonla malzeme veren, otobüs tutan firma var. Mailimize bile dönmüyorlar geri. ( bugüne kadar yazdığım , yabancı tüm firmalar geri cevap yazdı o ayrı )
Ayrıca tur bisikletçiliği için istenen cüzi katkı ile , herhangi bir futbolcunun kazandığı para karşılaştırılabilir mi ?
Bu çok izleniyor ( spor sadece izlenen değil , asıl olarak yapılan bir şeydir ) elbette buna destek çok olacak sözü de tartışmaya açık.

Çok izlendiği için mi destek çok, destek çok olduğu için ( başka sporlar yok sayıldığı) mi futbol fazla izleniyor.

Her gazetenin spor köşesinde sadece badmington gösterilse, televizyon da badmington maçları canlı yayınlansa, bir sene sonra , her köşede, çocukları ellerinde raketler ile görmez miyiz ?

Gelin bisiklet sürün, tur bisikletleri ile dünya ya açılın. Kendinize küfür ettirmeyin , başkasına küfür etmeyin.


Olmuyor işte, işte olimpiyatlar geliyor, göreceğiz futbol un gölgesi altında kalmış Türk sporunun halini ( maalesef ve çok üzülerek ) , ileride sende trafikte bekleyeceksin arabanla , biz bisikleti özendirmedikçe, farklı sporlar gelişmedikçe, bir gün seninde çocuğunu boynunda kaşkolu var diye ( bilmem hangi renk ) dövecekler. Bir gün sende kalp krizinden gideceksin, spor yapmadığın için , avrupaya gidince sende ahhh çekeceksin , neden bizim de böyle düzenli şehirlerimiz yok diye ….

Ve hiç aklına gelmeyecek bize destek olmadığın ….

Biz duracak mıyız elbette HAYIR, gölge etmesinler başka ihsan istemez.

Çünkü buna inanıyoruz.

“Hayatın en büyük zevki insanların , YAPAMAZSIN dediği şeyi yapmaktır.”

Waltor Bageho

"Yapabileceklerimin kudreti, hayal gücünüzün sınırlarını aşar"

Fatih Sultan Mehmet

Namık Kemal
"Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim /
Heyhat! Ben nevâib-i eyyâmı inlerim"

demiş.

Bu anlatılanlar hepimizin derdi arkadaşlar .

Ben zaten turlarımı yaptım, yapıyorum, yapacağım, Bize destek olan , tüm firmalarıda tenzih ederim.

ama şehir içi sürmek hepimizin ortak derdi. Yok sayılmak, üzerine araba sürülmek, dikkate alınmamak vs vs.

Çözüm tabuları yıkmak.

Surlarda , gedik açmanın tarifsiz heyecanını yaşamak.

paylaşım için çok teşekkürler. yazınızı çok büyük bir zevkle okudum. bu meselede benimde içimde bir nebze olsun birşeyler yatıyor.
saygılar

@atahan07

Hepimiz için birşeyler yatıyor.
bende katkınıza teşekkür ederim.

Selamlar

Trübünde durup, sıgara bıra ıcıp, ona buna kufretmek, hayatın stresını hakeme laf atarak cıkarmak, cıkısta da tatlı nıyetıne üç beş yumruk yiyip, karşıt tarafla dalaşmak sanırım daha çekici geliyor ki futbol bu denli seviliyor.
Eee taş atıyorlar da kolları mı yoruluyor, trübünde oturmak ya da kahvehanelerde toplanıp dumanlar arasında maçı izlemek de sporla ugrasmak sayılmıyoryor mu?
Zoru kimse sevmiyor.
Ben bisiklet ve doğa sporları konusunda ogrencılerımı bılınclendırmek ıcın elımden gelenı yapıyorum ve sunu goruyorum kı (kulagıma gelenler de bunlar) Bozkır'da bısıkletlı sayısı bu yıl epey arttı, bunda payımın olması cok guzel, şenliği de yaptım mı deymeyin keyfime

@ateze

Evet hocam,
Surda gedik açmanın mululuğu bu işte.

Hepimiz bir kaç gedik açtığımızda, sur yavaş yavaş zayıflayacak ve çökecek.
spor kavramı gerçek yerini bulacak.

maça satır ile gidenler kaybedecek.
spor haberleri sadece futbol haberleri olmayacak.

Türkiyenin güya en büyük klüpleri ( fener - gs. vs... ) tek şubelik garabetler olmaktan çıkacak.

Türkiyenin en büyük bankasının tek şubesi olduğunu düşünün. olur mu böyle saçma şey.

her ile , ilçeye yayıldıysa büyüktür bir şey.

Sahalar açar, çocuklara imkan sağlarsa büyüktür.

Şifo mehmet hariç hangisi trilyonlarından , çocuklara bir şey aktarmış , futbolu bırakınca spor okulları açmış .
Gazetede , her gün aynı zırvaları yazmaktan başka ne yapmışlar.

Drazan petroviç basketbolda ülkesinin kaderini değiştirdi açtığı okullar ile, Beckam ın futbol vakfı var İngilterede bildiğim kadarı ile.

KRAL ÇIPLAK.

Helal Olsun!! Ağzına, eline saglık! Yemin ederimki bunları okuyunca ne kadar yanlnız kaldımızı anlıyoruz Hayat sadece futbol olmus Bizi düşünen kalmamış cidden de öyle!
Ben her bir cümlenizden ayrı ayrı dersler çıkardım, ben sizin gibi sabırla bunca yazıyı inanın ki arka arkaya sinirlerime hakim olarak yazamazdım ama bir bisikletçi olucaksam bu sabrı kendimde görüyorum ve geliştirecegim!
Bu kadar zorlu engelleri aşıp Bisikleti ve Sağlıklı Yaşamayı insanlara empoze edebiliyorsak ne mutlu bize! size! Yemin ederim ki duydularıma rehber oldunuz
Bu yazıyı her bisikletsever okumalı ki kendisiyle gurur duysun! Ne zorluklarla o harçlıklar birikir de böyle her derde deva hatta çevre kirliligi ve küresel ısınmaya destek çıkan agrılara ve hastalıga birebir bir icat olan bisiklet sporu yapılır!! .Eminim ki bu yazıyı okuyan her bisikletsever yaptıgı işlerin büyüklügü ve zorlugu altında bir gurur ve onur tablosu altında ezikligin vermiş oldugu güçle pedallamanın keyfine varmış olucaklardır!!! valla içimden geldigi gibi yazdım ne yazdıgımı bilmeden oldugu için anlam kayması varsa affola!

@BMX_rider07


Hiçbir anlam kayması yok, Tv de futbol görünce kusasım geliyor.
Ben tüm diğer yok sayılan spor branşları için konuştum.

Magazin - diziler - futbol kulllanılarak Türkiye vasatlığa mhkum ediliyor.

Magazin konusunda konuşmaya gerek yok. iğrenç artık seviye falan kalmadı.

Diziler ;
1- yakın çekim suratlar ( dekor , yapmaya , dış çekim ayarlamaya, kamera açısı ile uğraşmaya gerek yok ) onun suratından bunun suratına , döndür dur kamerayı, bazen 20 sn kadar gösteriyor , bir bakışı, adam bakıyor bakıyor

2- çocuk varsa kaçırılır, yada çaresiz bir hastalığa düşer,

3- muhakkak araba kazası olur

4- konu bitince , yan rollerdekiler ( mesela evin hizmetçisi , ilk bölümde sadece su getiren garson , kapıcı ) aşık olur , başlar onu anlatmaya, asıl konu olan kişiler bir kaç bölüm hiç bir şey yapmaz, eee uzatmak lazım

5- var mı Seinfield gibi 4 kişilik kadro ile 5 yıl boyunca dizi çekecek kafa

Futbol

Bir milyon kere, maçtan önce "---- iyi hazırlandık " diyen futbolcu, maçtan sonra "---- lig böyle gitmez , hakemler ...... " vs diyen yönetici ( genelde kendi çıkarlarını yönettikleri malumunuz ) göstermekten bıkmadılar ya.

Erden Eruç,
Dünya da , 2 okyanusu kürek çekerek geçen 4. kişi oldu . ( tarihte 4. kişi )
İlk ve uzun süre tek Türk olacağı da kesin.

Nerede haberler, nerede yorumlar, hani canlı bağlantılar.

Spor bence , insan bedeninin zorluklar ( genelde doğa şartları ) karşısındaki gücünün ölçülmesidir.

312 gün okyanusta tek başına kalıp , kürek çekerek , okyanusu geçen kişi , Türk olmasa bile , spor haberlerinde saatlerce ( ara kedisi oynayan futbolcular yerine ) gösterilmelidir.

HANİ NEREDE ?

Budur insanları spor yapmaya itecek olan , bende yapabilriim duygusu uyandıracak, ben evde otururken ( tv izlerken ) son bir yıldır, birisi her gün , 7 metrelik kayığında , bazen gece , bazen gündüz kürek çekiyordu diye düşündürecek olan.

Kendisini sorgulamasına sebep olacak olan ?

insanoğlunun , şartlara uyum ve intibak yeteneğine hayranlık duymasına sebep olacak olan .

Kas gücü ile neler yapılabileceği konusunda , tabuları kırmasına sebep olacak olan .

BUDUR.

Ama bunları göstermezler, o zaman para babaları , futbol üzerinden paralarını aklayamaz. Dikili tek ağacı, çakılmış tek çivisi olmayanlar klüp başkanı diye ortada caka satanlar haline gelemez.

Merhabalar,

Soner Hocam o kadar güzel yazmışsın ki katılmamak elde değil. Bizim bunu anlatmamız da bi o kadar zor. Belki biz göremeyiz bisiklet sporunun manşetleri kapladığını ama inşallah bizden sonraki nesil görür.

Ben 100 gün reklam yapacağım diyerek yine hiç bir sponsor bulmadım. Amacım gezmek diye. Öyle ya gezmek. Neden ben Anamur'da bir gece kaldım, neden ben Alanya'da denize girmedim, Neden ben Olympos'u es geçtim o kadar yaklaşmışken. Bunu anlatmak çok güç. Ama olsun biz yine kendimizi bu yola adadık. Öyle ya da böyle bu turlar yapılıyor, yapılacakta. Kaybeden tabi ki biz değiliz. İnşallah bundan sonra herşey değişir...

Sevgiler...

@Serkan Taşdelen

Canım Kardeşim Serkan,

Sen tabuları yıktın. Sınırları kaldırdın. Çıtayı o kadar yükseğe koydun ki , artık çok fazla şehir içi tur fotoğrafı eklemiyor arkadaşlar farkındaysan. Tabi keşke ekleseler, onların da keyfi bir ayrı.

aynı şekilde mesela İRONLAR 300 km yaptıktan sonra , bugün 170 km sürdük diye bir başlık göremiyoruz. çünkü sınır yukarı çekildi. ve bunlar çok güzel gelişmeler. birbirimizi engellemiyor, baltalamıyoruz.

ben forumda bildiğini başkası ile paylaşmayan kimse tanımıyorum. her konuda dev bir kütüphane haline geldi forum.

Biz göreceğiz manşetleri kapladığını , çünkü biz yapacağız bunu.

Şunu herkes yazsın bir kenara lütfen.

İZNİK = BİSİKLET olacak bir gün.

Türkiyede bisikletin başkenti iznik.

Ne kadar sonra mı ?

yaklaşık 3 yıl içinde.

Soner Hocam,

Bisiklet üzerinde üşkeler geçerek uzun mesafeler alan ve azda olsa bunu yaparken destek arayan biri olarak sizi çok iyi anladığımı söyleyebilirim. Manifestonun başından sonuna kadar katılmadığım tek bir kelime yok. Hepsi tarafımca yaşanmış ve ne yazık ki tecrube edilmiş...

Biliyorsunuz geçen hafta Avrupa'da bir tur yaptık. Viyana'ya ulaştığımızda turun sonuna yaklaşmıştık. Sona yaklaşmanın, başarmanın verdiği haz ve grurun yerine hüzün ve moral bozukluğu içerinde pedal basarak gezdik Viyana caddelerinde. Bisiklete olan ilgiyi, Bisiklete olan saygıyı görmek ilk önce belki sevindirdi. Hatta yadırgadık ama daha sonraları bizde neden böyle değil, biz ne zaman toplum olarak böyle diğer spor dallarına saygılı olacağız? soruları ile yüzü asık gezdik o güzellikler arasında.

Viyana'da belki biraz ümidim vardı ama yurda dönüp hava alanından eve dönerken tekerin döndüğü ilk km'lerde yaşadığım taciz o azıcık ümidimide yitirmeme sebep oldu.
Karamsar olmamaya özen gösteriyorum ama sanırım bizim ömrümüz Avrupada ki bisiklet kültürüne ulaşmamızı görmeye vefa etmeyecek. Çocuklarımız görürmü ondan da şüphe duymaktayım. Şehirde canbazlık yaparak bisiklete binmeye devam edeceğiz. Umarım AB'ye bir an önce girerizde AB zoruyla da olsa bisiklet yolları ve trafik kuralları yeniden yapılanır.

Ümitsizlik en büyük bataklık biliyorum ama şu an ki durum ve gelişmeler biraz daha sabretmemiz gerektiğini gösteriyor.

Batıda ki gelişmeleri epey geç algılıyoruz. İnsanların hareketsizlikten yavaş yavaş sağlıkları bozulmaya başlayınca anlıyorlar TV karşısında futbol maçı izlemenin trübünde bağırıp çağırmanın spor olmadığını ve kendilerine hiçbirşey vermediğini anlamaları. Yaptığımız sporun güzelliğini yeni yeni kavrayanlar var. Özenerek alıyorlar bisikletlerini biniyorlar ama binme kararı alanlar (benim tanıdıklarım) fiziki güçlerini ve sağlıklarını yitirilmiş oluyorlar ve bundan sonraki yaşantılarını da kaybettikleri sağlıklarını yerine geitirmek için çalışıyorlar.

Sadece İznik değil bütün Türkiye için önümüzdeki seneler Bisiklet adına uyanış ve diriliş yılları olacak. Gelişmelerden bunu şimdiden görmek mümkün. Bu noktada en önemlisi ise toplumun ve sürücülerin bilinçlenmesi.

Galiba biraz karamsar bir tablo oldu ama hocam daha güzel günler bizleri bekliyor.

Son olarak Berlinden son bir fotoğraf ile bitirelim. Umarım bu tür karaleri toplum olarak yadırgamadığımız günleri en kısa zamanda gelmesi ümidiyle.
http://i207.photobucket.com/albums/bb215/g-trek/DSC04462-1.jpg