Batılıların, değişen dünyayı anlamakta zorlandıklarının bir göstergesi daha.
Almanlar, adeta "anlama özürlüsü" gibi davranıyorlar yıllardır; Mesut Özil'in olayı, bunun zirve noktası oldu.
Avrupa daha çok "siyasî göçmenleri" almaya alışmış. X ülkesinden kaçıp gelen birisi mesela Almanya'ya göçtüyse, zaten X ülkesindeki ideolojiden, toplumdan, kültürden, siyasî rejimden, vb. kurtulmak istediği için kaçıp geliyordu. Öyle olunca, Almanya'nın değerler sistemine entegre olma konusunda zorluk yaşamıyordu (örnek: İslam Devrimi'nden kaçıp dünyanın dört bir yanına dağılan İranlılar).
Halbuki 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'ya göçlerin büyük çoğunluğu ekonomik amaçlı gidenler oldu. Göçenler, Batı aşkıyla dolup taştıklarından ya da kendi memleketlerini beğenmediklerinden değil, sırf para kazanmak için Batı'ya gitti. Bu kesimler doğal olarak Batı'nın değerlerini ve bakış açısını benimseme motivasyonu taşımıyorlardı. Yeterince paraları olsa belki oralara turist olarak bile gitmezlerdi.
Şimdi bu ekonomik göçmenlerin çocukları kendilerini içine doğup büyüdükleri Batı toplumunun bir parçası olarak değil, kökenlerinin geldiği ülkenin/milletin bir mensubu olarak görüyorlar.
Özellikle Avrupalılar bu durumu algılamayı başaramadılar bir türlü. İstiyorlar ki sınırları açık olsun, göçmenler gelsin, hem kendileri para kazansın hem de Batılıya para kazandırsın. Bunu yaparken de Avrupalı gibi düşünüp yaşamayı benimsesin. Doğma büyüme Avrupalıdan hiçbir farkı kalmasın (zihniyet anlamında).
(Öyle kebap göçmen varsa, onu biz alalım bence).
Mesut Özil, siyasî görüşümden ötürü değil, bir devlet başkanı çağırdığı için gittim, kim olsa giderdim minvalinde bir şeyler söylemiş.
Bunun boş laf olduğunu biliyoruz; herhalde mesela Romanya başbakanı seni çağırmayacaktı. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, seni millî ve dinî aidiyetin temelinde çağırdı. Senin başka bir ülkenin vatandaşı olman bir şey fark ettirmedi; çünkü hem sen kendini doğup büyüdüğün ülkeye değil, kökeninin olduğu ülkeye ait görüyordun hem de Türkiye Cumhurbaşkanı seni öyle görüyordu.
Liberal görüş, Batılılara "beyin felci" yaşatıyor. Beyin felç olunca da iş, ırkçılığa gidiyor.
Mesut Özil ve diğer ekonomik amaçlı göçmenler de işlerine bakıyorlar: Batılının parasını alıp, kendisine pek de prim vermiyorlar. Zaten bunun için oradalar. Nitekim, güya çok yerli ve milli duruşu olan Mesut Özil (ve Almanya'daki diğer Türkler) Alman pasaportunu/vatandaşlığını reddedip Türkiye'ye dönmüyorlar (Ayrıca, Avrupa'dayken, kendileri gibi göçmenlerin menfaatlerini destekleyen sol partilere oy verip Türkiye'de ise kendi gerçek dünya görüşlerini ve kimliksel çıkarlarını yansıtan sağ partilere oy veriyorlar).
Acaba neden?