Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Mütevazilik de bir yere kadar...

Kask takmama gerek yok, ben kendimi korurum, kaska ihtiyacım yok mesajları biraz fazla erkeklik olmuş sanki.

Nedense aklıma, "abi bak şu viraja 200'le giriyorum şimdi
Emniyet kemeri takmasak da olur, airbag var" diyen insanları getirdi.
 
Scudo
@AYDIN DİRİCANLI

bir tane insana "bak lafıma geldin, biliyorum ben işte, sen de şimdi boyun eğiyorsun bana" dedirtmektense, inadım bir tutarsa hayatım boyunca kask takmam ve mezar taşıma da "inadı uğruna öldü" yazın diye vasiyet bırakırım :D

şaka bir yana; bu zamana kadar takmıyor olmama rağmen güvenliğe katkısını da biliyorum evet. ama bisikletimin daha bir ton eksiği varken, onları karşılamak benim için daha öncelikli. en ucuz kaska vereceğim 20 lirayı elimde tutar, 60 liralık kilometre sayacını daha erken alırım. benim için bu daha önemli. kaskın da bir önceliği var; sırası gelince onu da alacağım. ama şimdi değil...

zaten kendimi yeterince güvende hissediyorum; ve ferhat köse abimin verdiği cesaretle şunu da söylüyorum: ben kask takmak istemiyorum. gerisi beni ilgilendirir.

evet büyük bir gereklilik, evet olası bir düşme anında ölmekten ya da sakat kalmaktan kurtarıyor, ama artık bu kaskla ilgili bu başlıktaki yazılar tavsiyeden ya da bilgilendirmeden ziyade baskıcı bir hale gelmeye başladı. o yüzden hepinizden, kask konusuna daha fazla takılmamanızı rica ediyorum...
 
@Ahmet Can Yakışır

Ahmet kötü örnek ettin beni :) ben o kadar sert yazmamıştım; bazen takarım bazen takmam demiştim.Takmamak için ise sebep aramam o gün canım istememiştir takmam bu kadar basit dedim.Hatta bir kaç şey daha dedim düşmeyi biliyorum cevabın olmamış dedim :) yukarıda verdiğin cevap mantıklı kaska vereceğim paraya başka ihtiyaçlarımı alırım demişsin buna saygı gösteririm ama düşmeyi biliyorum cümlesi cidden kötüydü sende kabul et :)

Son olarak şunu da söyleyim km sayacından daha önemli kask ama cst lastik kullanıyorum kask mı alayım dersen kesinlikle kask alma cst leri değiştir diyebilirim.
 
@Abdullah Safa Karabacak

kıyamadığından diildir o, o kadar hızlı gitmeyi gözü kesmediğindendir :D

(kesmeli mi... bence de kesmemeli... insan kendini tanımalı, boşuna risk almamalı ;) altına iyi bisiklet alan herkes kafayı gözü yarmak zorunda bırakılmamalı :rolleyes: )
 
@Ahmet Can Yakışır

ilk mesajda yazılanlara katılmama rağmen, ilk mesajda yazılanlara gerekçe olarak özetle "selama karşılık veriş veya karşılık vermeyiş şekli"nin gösterilmiş olması... yemin ediyorum dumur oldum :eek:

ben bu selam verme alma, durup muhabbet etme telaşını anlamış değilim hala... anlayamam da... yahu adam bisiklet üstünde, konsantre olmuş... niye selam veriyoruz anlamıyorum...

dün akşam biraz geç vakte kaldı sürüşüm... ormandayım hava karardı... asfaltta sürmek istemedim, saati tamamlamadan da bırakmak istemedim... kapıdan çok uzaklaşmadan, ring yaparak ormanda binmeye devam ettim..

o arada biri de benim geçtğim yol üstünde, yine kapıya yakın kısımda, depar çalışıyodu...

valla ne diyim, bana güç verdi... sanırım ben de ona... ikimiz de gayet rahat rahat çalıştık...

en son turumda, bi iyi geceler iyi çalışmalar diyim, öyle çıkıyım ormandan diye düşündüm... tam yanından geçiyodum ki, fırladı koşmaya başladı... nasıl bi konsantrasyon... ben şahsen bozamam yani...

hadi buna karakter meselesi, bakış açısı deriz geçeriz... ben de geçtim...

onu geçtim de, yahu "bi selamdan bi insanın ne olduğunu çıkarabilecek kadar insan sarrafı olduğuna inanmak" da benim anlayamayacağım bi'şey şahsen... bu inanç bence pak çok kişiyi yanlış değerlendirmeye ve önyargılara kurban etmeye neden olur... gibi geliyo bana... şahsen...

2. paragrafa da kendi adıma cevap veriyim... polemikçi insanım ben.. ondan bu başlığa yorum yazdım diğerlerine yazmadım :D

şaka bi tarafa, elinize sağlık, şahsen hepsine göz attım, ama şu anki biniş seviyemde ve bisikleti sürmek için tercih ettiğim yollarda sizin konu başlıklarınızda yazdıklarınıza ihtiyaç duymuyorum... ihtiyaç duyduğumda illaki okurum :)

(polemikçi insanım ama ben, o doğru :) )
 
@ferhat köse

abi eminim seni tanıyan biri bu başlıktaki cevapların kimisini hızlı hızlı geçiyorken seninkini görünce bir durur, konsantre olur da okur :) ama bu hatayı bir kereden fazla yaptığımı farkettim, o yüzden bundan sonra senden örnek verirken üşenmeyip cümlelerini alıntı şeklinde koyacağım :in:

bu arada lastikler konusunda da haklısın; bisiklete iyice alışıp limitlerini sonuna kadar zorlayabilmeye başlayabildiğimden beri özellikle virajlarda lastikler yüzünden kısıtlanıyorum. fırsatını bulunca o dertten de kurtaracağım kendimi :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ferhat Köse
@CandanC

polemiğe itina ile dahil olunur :p

selam verme olayı şöyle; malum trafikte pek adam yerine konmuyoruz. ayrıca işin bir spor kısmı var; psikolojik olarak çok zorlandığımız zamanlar oluyor. bunun dışında günlük hayatımızda da bisiklet sürüyor olmamız diğer insanlar tarafından yadırganabiliyor. haliyle bir bisikletçi kardeşliği, bir dayanışma ihtiyacı ortaya çıkıyor. zaten bisikletçiliğin felsefesinde de var bu; ama bir yerlerde yazılı olarak böyle bir felsefe bulunmadığından ya da insanlar bisiklet alırken "...bisikletçi kardeşliği'ne uyacağıma..." diye bir yemin ettirilmediğinden her bisikletlinin haberi yok bundan. ayrıca hiç bir gruba kendini dahil etmeden, turlardan haberi bile olmadan, tamamen şahsi arzuları doğrultusunda bisiklet almış kullanan insanlar da var. onlar da varlığından bile haberdar olmadıkları bisiklet kardeşliğine katılmıyorlar haliyle.

ancak bu işi spor olarak yapan, turlara katılan, etrafındaki insanların bisiklet sahibi olmalarını teşvik eden, birikimini arttırmak için gerekli çabayı gösteren insanlar; camiadan birini görünce selam verirler. bu biraz kültür, biraz da dayanışma meselesidir dediğim gibi. bunun en iyi örneklerini de tecrübeli, yaşı 40'ın üzerinde olan bisikletçilerde görürüz ;) onların arasında bir tane bile yoktur ki öyle burnu havalarda gezsin, kendisine selam verilince "sen kimsin lan ezik" bakışı atsın. gençlerin bu değerli büyüklerimizi örnek alması gerekiyor...

az önce bisikletliler camiası dedim; ama aslında dahil olduğumuz başka camialar da var bisiklet sürerken. iki tekerlekliler var mesela; motorcuların da dahil olduğu. özellikle çok kalabalık olmayan yollardayken, bir motorlu gördüm mü ona da selam veririm ben; hoşlarına gider ve ya elleriyle, ya da kornayla selamımı alırlar. uzun yolda ise; uzun yol çilesinin ne demek olduğunu belki de bizden daha iyi bilen kamyoncularla aynı camiada oluruz, onlarla da selamlaşırız.

beni şimdiye kadar hiç bir kamyoncunun sıkıştırmamış olmasının sebebi de budur belki; ben yolda bireysel olarak konsantre olmuş "hiçbiriniz umurumda değilsiniz" modunda ilerlemiyorum, benimle ortak bir yanı bulunan herkesle selamlaşıyorum. tamam bazı insanlar hırsla sporunu yaparken ya da sadece A noktasından B noktasına giderken yol dışında hiç birşeyle muhatap olmak istemiyor olabilirler; onlara da bir yere kadar saygı duymak boynumun borcudur, ama kimisinin tavrı artık başkalarına aşağılık bir yaratık olarak bakmaya giriyor. yahu sen nesin ki başkalarını bu kadar uzak durulası varlıklar olarak görüyorsun; en nihayetinde sen de iki ayaklı, zeka düzeyi belli bir canlısın işte. bu tarz tavırlar da saygı sınırlarını aşıyor haliyle... hem ben bu yaşıma kadar insanları birazcık olsun tanıdıysam; böyle tavırlar sadece kompleksli insanlar tarafından sergileniyor. gerçekten bir yerlere gelebilmiş insanlar belli şeyleri de aşmış oluyor, öyle havalarda gezmeye ihtiyaç duymuyorlar.

asıl konumuza tekrar dönersek... sadece bir selam verme olayından belki bir insanı tamamen tanıyamayabiliriz; ama o 1-2 saniyelik zaman dilimindeki surat ifadesinden ya da vücut dilinden, o insanla ilgili önemli ipuçları elde edebiliriz. gülümsemesi, kimseyi kırmak istemeden sadece yalnız kalmanın derdinde olması, ya da karşısındaki insanı aşağılaması; tek bir yüz ifadesiyle gayet net görülebir. bunun için insan sarrafı olmaya gerek yok ;)

ayrıca sadece selam veriş şekli ya da vücut dili de değil; tur sırasında veya yol kenarında dinlenirken gerçekleşen bazı bireysel olaylar da ayrı olarak benim bu başlığı açmamı tetikledi. gerekirse onlardan da bahsederim, ancak kişilere tekil olarak değinmek değil benim derdim. olayın çapını mümkün olduğu kadar geniş tutmak istiyorum ki, ders çıkarması gereken herkese hitap etsin yazdıklarım.

polemiğin devamı gelirse ben buradayım ;)
 
polemik için hiç açık kapı bırakmamışsın... çok ayıp :p

ama yine de var söyliycek bi'şeylerim... polemik için diil.. doğru anlaşılmak için :)

şimdi, bi şekilde selamlaştığım, hatta ters yönde gittiğimiz için (göl çevresi) sürekli karşılaştığımız, her turda illaki birbirimize bi laf attığımız, bi hal hatır sorduğumuz kişiler oldu...

yolda kalan birini görürsem illaki sorarım malzeme ihtiyacı var mı, yama, pompa vs vs...

bi yokuş çıkmaya çalışırken, bahsettiğin 40 yaş üstü bisikletçilerden olan biriyle de tanıştım... yanımdan geçerken herşey yolunda mı dedi... yolunda dedim, gülümsedik, iyi sürüşler diledik... bastı gitti (itiraf ediyorum, arkasından bakakalınca utandım :rolleyes: )

başka bi gün aynı kişiyle bi kere daha karşılaştık, bu sefer ben çıkışta mola vermiştim, o iniyodu... durdu, baya uzun muhabbet ettik... pompaya da ihtiyacı varmış, bu arada lastiklerini şişirdi, benim lastikleri kontrol ettik vs vs...

bunları niye anlattım, şundan...

selamlaşmaya, durup sohbet etmeye tabi ki karşı diilim... karşı olmaya da ne karakterim ne (görüldüğü üzere) çenem müsait zaten :D

benim sorunum zoraki selamlaşmaya çalışmalar...

şöyle bi hava esiyor sanki "mümkün olduğu kadar çok bisikletçiye selam vermeliyiz, mümkün olduğunca çok selamı almalıyız... bisiklet kardeşliği bunu gerektirir"

eğer böyle bi hava varsa gerçekten... yani benim yanlış hissim değilse... karşıyım... :rolleyes:

[ben burdaki selamlaşma mesajları yüzünden ciddi ciddi stres yaşadım bi ara ya.. o kadar yani :D (bakıyım da bi, başlığı bulursam linki eklerim)]


EDIT : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=80727&page=5&highlight=selamla%FEma

sayfanın son mesajı :D
 
@CandanC

böyle tatlı dille cevap verilince de diyecek bişi bulamıyor ki insan... ama çok güzel anlatmışsın, fikirler de çok hoş ve doğru gerçekten. o yüzden bu polemik burada biter, yenilerine artık kısmet :)
 
  • Beğen
Tepkiler: CandanC
@CandanC

Yemiyor kısacası adı kıyamıyorum yoruldum frenler tutmuyor yok efendim bisikleti yeni yağladım toz olur :D yemiyo de canımsın ama tutupta milyarlar verme bisikletin hakkını vermeyeceksen.
 
@Abdullah Safa Karabacak

bisikletin hakkı farklı şekillerde verilebilir.. bunlardan ikisi şöyle olabilir mesela:

1- bisiklete binmeyi çok seversin mesela... sürekli üstündesindir... hakkını vermiş olursun... ne kadar yokuş çıktığın, indiğin, hızın önemli diildir...
2- bisikleti çok seversin mesela... çok nadir binebilirsin... ama mutluluktan uçarak binersin... bence o bisikletin hakkı yine verilmiştir.

yani çok da hızlı gitmeyen bi arkadaş, benden, senden çok daha fazla keyif alıyordur, bisikletin hakkını öyle ödüyordur... bence olabilir

(benim söylemeye çalıştığım, bi bisikletçi azıcık hız sever.... yapabiliceğinin mksimumuna ulaşmak ister ve bundan da keyif alır... bu maksimum kişiye kalmış... kimse bisiklet üstündeyken, bu tür kaygılar yaşamamalı... "aldıysan bisikleti hakkını ver" biraz yanlış bi yaklaşım gibi geldi bana... risk de bi yere kadar... dedim ya, göz göre göre, kafayı gözü yarmanın anlamı yok)
 
@Ahmet Can Yakışır

Evet ilk paragrafını şaka olarak aldım. :) Yazılarımı iyi okuduysan tamamı tavsiye niteliğindeydi.Ancak niyetimi aştıysam veya üslubum sert görünüyorsa kusura bakma ;)

Benimde bütçem her zaman kısıtlıdır.Ama ben tam tersini yapmış yani önce kaskı, sonra kilometre saatini almıştım.Ama herkesin tercih ve öncelikleri farklıdır.

Sonuç olarak tercih ve irade senindir kimse karışamaz. :)
 
Sonuna kadar haklısın kardeşim şimdi insanlar insanlığa değil dış görünşe bakarak ön yargı ile davranıyorlar.
 
@Abdullah Safa Karabacak

Evet belki adam elindeki parayı birçok yerden kesip bisiklete ayırdı ve milyarları verdi bisikletine.Her milyarlık bisikleti olanın milyon dolarları yok arkadaşım.Çoğu kişi anca bir tane alabilir,ayırabilir o kadar parayı.Elini salladığında yeni bir tane daha alacak kişiler var ama istisnalar kaideyi bozmaz.Yokuş aşağı deliler gibi "korkusuzca" inerek anca kendi egonuzu tatmin edersiniz.Ben ne kendimi,ne de altımdaki bisikleti riske atarım.Çünkü bir tane daha alamam aynısından.Aynı zamanda bana birşey olursa uzak kalırım bu çok sevdiğim spordan yada daha kötü birşey başıma gelebilir...Bisikletin hakkının verilip verilmediği benim için alan kişinin zamanı olmasına rağmen o bisikleti balkonda çürütüyor mu çürütmüyor mu bu kadardır.Gerisi kimseyi ilgilendirmez ne yaptığı,yiyip "yemediği" falan...
 
vahşi kapitalizmin etkisi ve tüketim çılgınlığının sonuçlarını yaşıyoruz tüm dünya gibi.
ihtiyaca göre alım yapmak yerine,suni ihtiyaçlar yaratıp para harcamaya yer arıyoruz.çoğumuz her gün öyle veya böyle,gerekli gereksiz birşeyler alma durumunda.
her konuda işimizi görecek şeyler dışında,belki de sadece bir kez kullanacağımız bir sürü ıvır-zıvıra kamyonla para döküyoruz.
ayda yılda bir kez bisiklete binen ,günde 2 paket sigara içen 100 kg.üstü adamlar tanıyorum,2000 liralık bisikleti var.soruyorum "niye bunu aldın?" cevap;"iyisi bu dediler ondan aldım"

full ekipmanlı genç arkadaşlara ben de gıptayla bakıyorum ama işe spor penceresinden bakarak şunu da merak ediyorum;
giyinip kuşanıyoruz,bağdat caddesinde 2 saat gezinti temposunda turlamak için karbon kadrolu 2-3 bin liralık bisiklet kullanıyoruz da,70 küsur milyon nüfusu olan bir ülkeden dünya çapında neden bir tane bisiklet sporcusu çıkaramıyoruz acaba?ya da ahmet örken den başka adı geçen bir sporcumuz yok.

geçen hafta dünya yol bisikleti yarışları yapıldı danimarkada.
birçok sporcumuz vardı şampiyonada...eritrea denen ülkeden bile bir sporcu kısa süre de olsa bir atak yaparak kendini gösterdi,ülkesinden söz ettirdi.
zamana karşı yarışlarında malezyalı da dahil birçok sporcu boy gösterdi.derece yapamadılar ama göründüler.bizimkiler zamana karşıya katılmadılar,yol yarışında da grubun içinde durumu idare ettiler.sprint finishinde de yok oldular.

bisiklet te diğer herşey gibi genel anlamda bir kültür meselesi ve belki de batıdakiler sanayi devrimi yaptıkları sırada biz "uyuyor"olduğumuz için bu kültürü edinmemiz daha çoook uzun yıllar sürecek.
 
Burada dert yanan bir çoğunun cebindeki telefon, altındaki bisikletten daha pahalıdır eminim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Aziz Özkan
@rahmi kocaman

aynen;bizim kuzende ya bırak bu işleri diyor bana ama, gitmiş kendisi de ıphone almış :D
 
@rahmi kocaman

hayat sadece bisikletten ibaret değil. kimisi çok istediği güzel bir cep telefonuna para yatırır, kimisi eğlenceye döker, kimisi bilgisayar alır, kimilerinin de daha birçok farklı mutluluk kaynağı vardır. sonuçta parayı harcamak için kazanıyoruz, kimin ne için harcadığı da başkasını ilgilendirmez.

eline geçen bütün parayı bisikletine yatıran adam ise; zaten olayın felsefesini bu forum ortamındaki herhangi birinden çok daha iyi çözmüştür ve kimseye karşı burnu havada bir tavrı olmaz.

ayrıca başlığın ilk mesajında da; başkalarının iyi ekipmanlara sahip olması değil, üzerine formayı geçirince kendini pro zannedip havaya girme olayı eleştiriliyor.

konuyu saptırmayalım lütfen...
 
Sizin mesajlarınıza cevap yazdığımı nereden çıkarttınız ? Ancak belli ki doğru bir tespit :)

Kaldı ki son yazdıklarınız harcı alem şeyler, benim tespitimle bir alakası yok bunların. Konu içinde bulunan onlarca safsataya cevaben yazdım :) Neyse siz kendi konunuzu "sonuçta parayı harcamak için kazanıyoruz, kimin ne için harcadığı da başkasını ilgilendirmez." diyerek kapatmışsınız zaten. İsteyen havasını atmak için harcar, isteyen ihtiyacını karşılamak için :) :)
 
Ahmet herzamanki gibi güzel yerinde bir yazı olmuş ama
karıştırmışsın ortalığı yahu :D:D

@önder aşık

Yuh diyorum hakkaten, ben böyle bir grupla bir daha tura katılmazdım herhalde. Çok yazık
 
Geri