Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

neden bisiklet ve parça değiştirilir?

Scudo
Ben ideolojik görüşüme ve dünya görüşüme uygun bir bisiklet ararım. Açıkçası bir partiye gittiğim zaman benimle uyum içinde olacak ve beni utandırmayacak, iyi eğitimli, aklı başında, gerektiğinde insiyatif kullanabilecek, prezentabl, esnek çalışma saatlerine uyum gösterebilecek bir bisiklet ararım.
 
  • Beğen
Tepkiler: Taylan A.
Ne gösteriş istiyorum nede kalite sadece ve sadece ihtiyacım olunca parça değiştiriyorum. Elbette kalite iyidir ama, 100000 dolarlık bisikletin olsa ne olur? Önemli olan ne amaçla bindiğindir. Eskiyen parçamın daha kalitelisini almak istiyorum elbet. Ama her zaman maddiyat buna izin vermez. Kaliteye ihtiyacımda yok. Varsın Xtr setli biri ile yarışalım...
 
Sadece hayalim bir caad9 Kardo seti alabilmek. Bundan üstüne ne ihtiyacım var nede 'param'
 
bu bir tür modern şehirli insan hastalığı galiba..sadece bisiklet ile ilgili değil.. modern şehirli kendine bir hobi edinir(fotograf,model uçak,avcılık,balıkçılık, bisiklet v.s.)sonra bu hobisine para harcar, tatmin olur. ama hobiden zevk aldığı için değil, ona para harcadığı için. çünkü modern şehirli sadece para harcadığı için mutlu olabilmeği öğrenmiştir. asıl hobisi kazandığı veya henüz kazanmadığı parayı harcamaktır.
neyse..zenginin malı züğürdün çenesini yordu yine:)
 
  • Beğen
Tepkiler: Eser Sevinç
Konu sanırım oldukça sapmış. Mesajları sırayla okudukça her mesajda lüks bisiklet sahipleri biraz daha fazla eleştririliyor.

Şuanda bir bisiklete sahip değilim ama 1 aydan fazladır araştırıyorum. Aldığım bisiklet sanırım sedona borla düzeyinde birşey olucak ama ilerleyen zamanlardaki planım: paramın yettiği kadar yüksek performans, paramın yettiği kadar estetik görünüş veya paramın yettiği kadar da hafiflik.. artık neler eklerseniz... Bu değişimler için de sınırlarımı zorlamaktan kaçınmıycağmı düşünüyorum. Herkez gücünün yettiğince yapar kısmıda bana biraz gerçeğe uzak geliyo, yapmak isteyen gücünü arttırmayı denesin birazda.
 
türkiyede doğa sporlarıyla uğraşanların harcadığı paralar sporun esas amacını aşmış durumda. yırtık sandaletle ve külüstür bisikletiyle avrupa turu yapanlarla yüzlerce dolarlık spd ayakkabıları aldıktan sonra beğenmeyip yarı fiyatına satan ve daha iyisini arayan ülkemiz insanını karşılaştırınca birçok masrafı gereksiz yaptığımızı anlıyorum. (sporla profesyonel olarak ilgilenenleri bu konunun dışında tutuyorum)
 
Alet fetişistliği, başka birşey değil, aynı haltı bende yiyorum, oradan biliyorum:) şu an iş yerinden yazıyorum vede sabahlayacağım:) benim bu parçaları alma nedenim, açık söyleyeyim performans filan değil, sabahlara kadar çalışıyorum diye kendimi ödüllendiriyorum:) 3 bisikletsever oturup konuşurken de mevzu çıkıyor işte:D özetle verdiğin para ürküttüğün kurbağa ya değmez:)
 
Benimde bir kaç sözüm var.38 yaşıdayım 1990 yılında Yeşilyurt Spor Klübünde bisiklet sporuyla tanıştım. (aslında su topuna başlamıştım)Bisiklet aklımı aldı.O zaman sirkecide ve saraçhanede bisikletçiler vardı hala varlar ama ... Pinokyo türü bisikletler satılırdı.Az daha unutuyordum pedal ticaret üsküdardaydı onda aradığını bulurdun galiba ismi bülent abiydi o zaman da bisikletçi arkadaşlar yetiştirirdi.Yok malzeme kaç gram, ne renk,ne seviye,ne marka,yağmurlukmuş,eldivenmiş,formaymış,gözlükmüş,ayakkabıymış yok beyler yok şimdi ki bolluk bereket çoktan seçmeli şıklarımız yoktu.Anadoluya yarışa gittiğimizde Konya Köy Hİzmetleri takımından arkadaşın bir tanesi benden Gidon Bandı istemişti buraya dikkatinizi çekmek isterim affınıza sığınarak ''kıçı kırık gidon bandı'' aksesuar ya. siparişi antalya da aldım teslimatı aylar sonra denizli deki yarışta yapmıştım.hiç unutmam yarıştan birgün önce lastiğim patlamıştı gece yedeğim olmadığı için bilenler bilir tubless lastik jilet,iğne iplik birde baly le tamir ediliyordu sonra janta biraz baly sürüp lastiği janta takarsın balyi fazla sürersen bir daha ki patladığın da lastiği çok zor sökerdin bu arada bindiğim bisikleti kulüp vermişti geçmiş zaman sonra motor aldım bisiklet sevdam uçtu gitti.gelelim şimdiye geçen sene ağustos ayında sedona 741 aldım ev de trainer a binmeye başladım 1 ay geçmeden kuzenim triatloncu onunla beraber dışarıda binmeye başladım.işte o zaman jeton düştü bende biraz daha para ya kıysaydım da hafif, üst donanımlı adam gibi senelerce işimi görecek bisiklet alsaymışım son pişmanlık fayda etmiyor.forum da herkesin tanıdığı Gaziyle 3 ay kadar haftasonları polenezköy,riva ve beykoz cıvarın da mtb ağırlıklı bindim sağ olsun gazi öyle alıştırdıki çamurlanmadan dereden geçmeden lastik patlatmadan köpekler tarafın dan kovalanmadan kendimi bisiklete binmemiş sayıyorum işte arazide o gramların malzemenin kalitesi öne çıkıyor ben 15, 16 kg ya biniyorum imkanı olanlar karbon kadroda uçuyorlar.kullanım amacına göre bisiklete masraf etmekte yanlış görmüyorum.ben malzemenin amacı doğrultusunda kullanmak şartıyla masraftan kaçmamak fikrinden yanayım. o parayı veriyorsam hakkımı isterim evimin salonun da tablo gibi saklamak bana ters yağmurlu hava, güneşli hava ayırmadan binerim.herkese istediği bisiklete sahip olmaları dileğiyle kolay gelsin
 
mtb için söylüyorum, benim gibi mtb nin tüm faydalarından yararlaniyorsanız çamura-balçığa girmekten, atlayıp-zıplamaktan, düşmekten korkmuyorsanız kimsenin olmadığı patika yerlere girip sınırlarınızı zorluyorsanız bisikletin hafif olması bence (akselerasyon-frenleme-yol tutuş-hakimiyet) önemli illa yarışa da girmeniz gerekmiyor. Yazın nerede ise 6-7 gün (işe de bisiklet ile gidiyorum) Kışın 2-3 gün bisiklete biniyorum ve bindiğim bu süre içerisinde bisikletteki en ufak değişimi hissediyorum. Bisiklet benim için ulaşım aracı, stress ilacı, spor aleti. İşe bisiklet ile 22km yol yaparak gittiğim de güne daha zinde başlıyorum, yani benim için hobi değil yaşamımın bir parçası ve benim gibi bir çok arkadaş var ve illa karbon/çok pahalı bisikleti olanlar çerçeveleyip salona koyuyorlar diye düşünülmemeli, araba fiyatında bisikletler ile yürüyerek girmeye kortuğunuz yerlerde bisiklete binen çok kişi var. Belgrad a gidip asfalt yolda bisiklete binmek değil yani.
 
  • Beğen
Tepkiler: akifberkant
Sonucta bisikletler de harekletli araclar, zamanla parcalar eskiyor. Hele benim gibi kisin buz gibi havada vitesler dondugu icin vites gecisi bile yapilamazken biniyorsaniz parca omurleri kisa oluyor. Ama bu zor sartlarda ornegin acera aynakol 1 yil kullanilabiliyorsa deore 1.5 yil kullanilabiliyor. Elbette vites gecis performansi da ustlere ciktikca daha tatminkar oluyor, belli bir sure sonra diger parcalarin da ust seviye olmasini istiyorsunuz. Iste bu is boyle gidiyor...
 
Bence ihtiyaç öncelikli olmalı, bizim hoca "Çalışan şey değiştirilmez" derdi....

Kısaca ihtiyaçlar:
- Rahatlık,
- Performans,
- Görüntü,
- tasarlanan işlevini sağlama (arızalar)
Bu nedenle değişim yapabilirsiniz... Belki daha başka nedenlerle, ancak, bu konudaki ihtiyacın belirgin olmasına dikkat etmek gerekir derim ben...
 
  • Beğen
Tepkiler: Aydın Hiçyılmaz
Evet ben bu konudan bahsederken sadece performansı belirttim. Oysa performans dışında başka şeylerde var. Mesela Scott S40 ile Addict R1'i karşılaştırmıştım. Bu iki bisiklet arasında yokuşlar dışında performans farkını hissedebileceğinizi zannetmiyorum. Ama her şeyde performans değil. Mesela addict bisiklet ile karbon kadro olduğu için titreşimleri alimunyum S40'a göre nerdeyse hiç hissetmiyorum. Çok rahat. Buda daha uzun süre vucudunuz yorulmadan bisiklet sürebilmenizi sağlıyacaktır. Ayrıca sadece frenlemesi bile harika. Hemen farkı hissediyorsunuz.
 
İnsanların sigara,alkol,kumar gibi şeylere para yatırmasındansa bisiklete para yatırması daha hayırlı.Herkesin güzel bisikleti olsa keşke olmuyor.Ekonomik güçle ilgili şeyler.Bisikletler güzel araçlardır.Ben bölümüm olduğu için söyleyeyim.Tasarım prensibi olarak bu kadar disiplinli başka makine sektörü yoktur.Zaten yüksek performans istiyorsanız küçük farklar için para yatırırsınız.Şeytan ayrıntıda gizlidir.O küçük farkları sağlamak, zor olan kısımlardır.Çabuk hissedebileceğiniz farkları aşmıştır üst seviye mühendisliğe sahip bisikletler.Artık daha üst seviye,küçük ama önemli farklar peşinde koşulur.

Bisiklette şuna karşı çıkıyorum sadece.Yol bisikletlerinde parçaların ağırlıkları yazıyor ama hıza çok büyük katkısı bulunan hava sürtünme katsayısı verilmiyor.Hafif hafif diye bağıranlara cevap vereyim,hafif bisiklet güzeldir ama aerodinamik bisiklette tadından yenmez.Bu arada aerodinami sadece bisiklet için değil sürücü için çok büyük öneme sahiptir.Kıyafetler ve oturuş şekli size büyük bir hız artışı olarak geri yansıyacaktır.

Ulaşımda hızlı bisikletlerin olması, motorlu araçlara bağımlılığı da azaltır.Enerji verimliliği için bisiklete devam.
 
Düz yolda ağırlık performansı pek etkilemediği için bugüne kadar pist bisikletçiliğinde aerodinamik olan fakat daha ağır olan bisikletler kullanılıyordu ve kullanılıyor. ( Aerodinamik bir bisiklet yapmanın negatif getirisi ağır kadro oluyor ) Fakat bugüne kadar pist dışında normal yollarda geçen ve yokuşlara sahip olan yollar için aerodinamiklikten çok hafifliğe önem verildi. Zaten hafiflik, yokuşlu yollarda aerodinamikliğin önünde tercih edilen bir öncelik. Fakat artık hem aerodinamik hemde hafif olan yol bisikletleri üretilmeye başlandı. Fakat bunlar genelde pist bisikletleri ile yol bisikletleri arası bir kategoriye giriyorlar. Hala çok az daha ağırlar normal yol bisikletlerine göre. Vede pist bisikletleri kadar da aerodinamik değiller sanırım. Mesela Cervello’nun böyle bisikletleri var. Scott’da yakında Foil bisikletleriyle bu pazara girecek.
 
Sağlık açısından belli bir fiyata kadar çıkılmalı... onun dışında profesyonel yarışçı değilsen parça değişimi bilmem ne eskiyip bozulmadıkça hiç gerek yok...

Ama market bisikleti dandik vitesli bisikletlerden en kısa sürede kurtulmak lazım,yüksek hızda yandan rüzgar eserken vites değişikliğinde bisiklet sarsılıyorsa kontrolü kaybetme ihtimali çok fazla...(dün denenmiştir)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ongun Yücesan
Aslında biraz da kesenize göre,
performansı takib eden arkadaşlara sanırım bayiler kesenize bereket diyorlardır...
 
Bende donanım fetişi yok ama her koşula göre ayrı bir bisikletim var buda bir nevi fetiş sanırım :)
mesela işe git gel bisikletim ayrı yagmurlu hava bisikletim ayrı tur bisikletim ayrı antireman bisikletim ayrı dağ bayır bisikletim ayrı.ama donanım almam bisikletleri en iyisini alırım zaten 10 binlerce km onlar idare eder.1 yada 2 bisiklete indirmeye düşünüyorum ama
 
Bisikletin ve parçaların hakkını verebiliyorsanız bu spora yapılan hiç bir masraf benim düşünceme göre fuzuli değil. İnsanın monotonluktan kendini kurtarabilmesi adına hayatta işi dışında bir takım ek uğraşlarıda olmalı. Spor bu uğraşların içierisindeyse özelliklede merak bisiklete ise bütçenizde müsaitse bisikletide değiştirin parçalarınıda öenemli olan sağlığınız ve de aldığınız haz.
 
Geri