Scudo Sports

Obezitenin gittikçe artması

Bir ulkenin egitim ve bilinc duzeyi yukseldikce gelismisligi artar. Insana, spora yatirim, gelir artisi ve bunun gibi pekcok sey birbirine entegre olarak gelisir.
Turkiye sartlarinda buyuk cogunluk maalesef egitimsiz ve kendini gelistirmeye niyeti bile yok. Egitim ise sadece okulla olan birsey degildir. Baktiginizda pek cok universite diplomasi tasiyan cahil gordugunuz gibi, tarlasinda calisirken doga ile yasadigi kultur ile aydinlanmis ancak kimsenin farkinda olmadigi sanatci ve yoresel filozoflarda gorursunuz.
Herhangi bir konuda yatirim once populasyonun yuksek oldugu yerlere gelir. Spor tesisleride bu nedenle metropollere yapilir oncelikle. Gelgelelim parka bir pota, cevresine 300 metre kos ve bisiklet yolu yapmakla olmuyor bu isler. Turkiye'deki en yaygin spor tesisi ozel hali saha tesisleridir maalesef...
Bunlarda da bol bol dizini parcalayip bilincsiz oynayarak - oynayanlarla karsilasarak spor hayatini bitirmis binlerce insan var!
Aileler cocugunun spor yapmasini tesvik ederken bile buyuk kluplerin futbol altyapisina gondermeyi "hayatini kurtarsin bari" mantigini guderken, devlet buyuk paralarin dondugu ve kumar tarzi yan gelirde saglayan (futbol, at yarışı vb.) dallara yatirim ve tesvikte bulunuyor.
Medya zeten futboldan baska bir sey gormuyor. O futbol programlarinin 10 luk dilimi haricinde futboldan baska herseyi konusan yuzlerce yorumcuya verilen paralarla ne kadar cok spor dali tanitilir, izlenir ve yayginlastirilir siz dusunun!
Bu durumda diger spor dallarinin yayginlasmasi, sporcu basarilarinin azimli ve bir sekilde cikis yakalayabilen bireysel sporculardan oteye gidememesi, sokakataki insanin spora bakis acisinin farklilasmasi beklenemez!
Bu kadar araba sevdalisi bir toplum olmamiza ragmen dunyanin en onde gelen motor sporlarindan F1 Turkiye'den cekildi. Trilyonluk tesis cope donduruluyor.
Naim Suleymanoglu'nun donemin hukumet politikasi geregi kacirilip Turkiye'ye gelmesi ile ciddi basarilar getiren haltercilerin yetismesi devri kapandi yine.
Su an cok populer olan basketbol Turkiye'de bilinmezdi. 1980 li yillarda "Beyaz Golge" isimli liseli bir basketbol takimi ve koclarinin hikayesini anlatan dizinin TRT de yayina girmesi ile Turk basketbolu basladi desek yalan olmaz.

Basta dedigim gibi spor; ulkenin egitim ve bilinc duzeyi yukseldikce gelismisligi artar. Insanlar kendi sagligi icin, keyif ve rahatlama icin spor yapmaya baslarsa arkasi gelir. Profesyonel ve basarili sporcularin onu daha kolay acilir, tesisler, antrenorler cogalir.
Bunun icin devlet yani hukumet politikalarinin dogru olmasi gerekir. Insanlarin bunlari algilamasi, birbirini etkilemesi, yetersiz gordukleri alanlarda taleplerini dile getirerek mahalli ve genel idarelere baskida bulunmasi gerekir.

Yoksa her yesil alan, her kamusal spor alani "mangal" tesisine donusur.

En basitinden bana spor yapan bir tane devlet buyugu gosterebilir misiniz?
Balik bastan kokar :(
 
Scudo
Bizde spor, futbol takımı tutmaktan ve evde maç izlemekten öteye geçmiyor. Göbeğin, yağların seviyeleri tavan yapıp, fiziksel deformasyona uğranıldığında spor akıla gelir, bir çoğu yılların spor yapmayarak biriktirdiğini 1-2 ayda ortadan kaldıracağını zannedip 1 ay sonra spor yapmaktan vazgeçer. Yediğine içtiğine dikkat etme, spor yapma sonra "ne yesem yarıyor" diye söylen dur.

Diğer arkadaşların dediği gibi bunların eğitimle alakası çok, toplum olarak spor yapmanın bilincinde olmamız gerektiğinin bilmemiz gerekiyor. Şu TV'deki kamu spotlarına spor ile alakalı bir şeyler koysalar iyi olur. (Spor yaparsan ömrünü uzatırsın vs.)

Bilmem kim doktorun şifalı bitkiler macunu, gergedan boynuzu, yok bilmem ne, ne olduğu belli olmayan bir çok şeyi kullanmaktan çekinmeyip, bedavaya ve %100 sonuçları olumlu olan spor yapmayı hiç düşünmemek çok acı. (Gergedan bile daha çok spor yapıyordur, zaten kerameti olsaydı 35-50 sene yaşamazlar)
 
Gecen otobusle yan yana gidiyorum oyle cok bi hiz felan da yapmiyodum 30-35 felan sonra otobus beni sıkıştırmaya basladi arkamdada araba var fren yapamiyorum yolda bom bos iyice sıkışıp kaldirima carpip dustum dizim yarildi
 
Bisikletimle çıktığım ilk gün bir arkadaşımla yolun en sağında tek sıra halinde bir kaç saniyeliğine durmuştuk, yolun bomboş olmasına rağmen arkadan gelip kornaya basıp el kol hareketi yaparak geçmişti Porsche li bir godaman, o gün gelir düzeyine, sosyal sınıfa göre yorum yapmamanın önemini birkez daha anladım.
 
hemen her söze milliyetçilikle savunmaya geçen arkadaşlar var..hedefimiz nedir? daha iyi olmak değil mi ? söylenenler ve gördüklerimiz yalan mı ? ülkenin yuzde kaçı hangi durumda ? elbete çoğunluğumuzun çok daha gelişmeye ihtiyacı var ve bu maddiyat anlamında değil..para maalesef kültürü sağlayamıyor..ne sportif alanda ne bilimde ne toplumsal yaşamda ne de gelişmişlikte maalesef durumumuz parlak değil..sanki olmayan eleştiriliyormuş gibi hemen savunmaya geçmek bize bir şey kazandırmaz.eksiklerimiz sahip olduğumuzun yanında dağlar kadar çok..kalp belki temiz de mantık olmayınca bir işe yaramıyor..daha çok eğitim ,gerçeklerle yüzleşme ve çözüm yollarını bulma..
 
İnsanımızın çoğunluğunun spora bakış açısı 180 derecedir. Böyle tam karşıdan. O da ekranda futbol falan varsa işte.
 
Spor: önce spor yapıp ardından tatlıları götürmektir.
 
Son yıllarda spor yapan arttı.gerçi geçen televizyonda gördüm.10 çocuktan 9'u spor yapamıyormuş
 
insanımız spora iyi bakar. futbol izleme olsun at yarışı olsun çok iyi takip ederiz.
 
Yazılanların hemen hepsini okudum, uzun olanları ise tarayarak okudum. Ana meselemiz Memleket olarak spor kültürümüzün olmaması. Bu kültürü oluşturmak bir devlet politikasıdır. Olayı siyasi boyuta cekmek istemem ama beden eğitimi derslerinin 1 saate indirilip seçmeli yapılmasını düşünen bunun yanında sınav konularını İyice arttırıp ustelik 13 yıldır saibesiz tek sınav yapamayan bir hükümetle yonetildik. Hükümet sadece bir ornek, devleti belediyeleri ve valilikleri ile beraber siyasiler yönetir ve hiçbir siyasi parti için spora bakış açısı göstermelik bisiklet turları ya da halısaha maçlarından öteye gidemiyor.

Tekrar ediyorum amacım siyasi tartışma çıkartmak değil bu işin bir devlet politikası olduğunu belirtmek.

Akdeniz kuşağındaki 4 ülke (İspanya, İtalya, yunanistan, Türkiye) insanının da benzer özellikleri var. Rahatına duskun ve yatisçi.(hatta İtalyanların AB vs. İtalya videosu izlerken hepimiz "anaa aynı biz" diyoruz) Bu ülkelerin olimpiyat başarılarına 90 öncesi ve 90 sonrası diye bakarsanız, benzerlikleri görürsünüz. Kırılma noktası ise İspanya'nin 92 olimpiyatlarına ev sahipliğini aldığı 86 yılında sporu devlet politikası haline getirmek için yaptığı atılımlar. Yunanistan 2004'de Atina olimpiyatlarini almasına rağmen böyle bir politika geliştirmediği için başarıları tıpkı bizim gibi sistematik değil anlik, tesadüfi, dönemsel, jenerasyona bağlı oluyor.

Ornek bir yazı olarak:(link)
 
spor.. valla nereden başlasam bilemedim. 6-7 yaşından beri hep bi uğraş içinde oldum. futbol oynadım ilk yaşıtlarımdan fazla güçlüyüm diye bir kademe üste aldılar beni. orada olgun olmayı öğrendim. kamp hayatını takım disiplinini öğrendim. sonra baskete yazıldım. yaşıtlarım anne babası olmadan dışarı çıkamaz iken ben taksim yollarında klubun yolunu tutuyordum kendi başıma. benden büyüklerdi her birinden birşeyler kapmaya çalıştım. bi ara voleybol bile oynadım. okuldaki beden hocam 198lik prof. bir voleybolcuydu bir süre onda takıldım. tabi bu sıralar futbolu hiç bırakmadım ve seneler sonra tekrar kulübe döndüm. sonra sarıyere transfer falan derken 18 yaşında okumayı tercih ettim ve kariyerimi başlamadan bitirdim. üniversite dönemi boksa merak saldım. 4 sene boks yaptım. hocalarım bende gelecek gördüklerini bahsediyorlardı ama ailem bu spora çok sıcak bakmıyordu. velasıl onu da bıraktım :)

8 senedir spor salonlarını arşınlıyorum. haftada min. 4 gün. haftada 1 maçımı yapıyorum. ve hafta sonları da bisikletimi kullanıyorum.
spor ile ilgili her şeyi kendim öğrendim. araştırdım denedim ve öğrendim. ne yazık ki okulda teorik ve pratik bir eğitim almıyoruz. hiçbir şey öğretmiyorlar o çocuklara dolayısı ile o yetenekli çocukları kazanamıyoruz.

çevremde çok görüyorum mesela bir şekilde şişip ortada Arnold gibi gezen insanlar var. tamam indirip kaldırmak güzel ama bu salt bir spor değil ki?
sporcu adam koşar hareket eder bisiklet sürer ne bilim paten kayar surf yapar.

toplumda henüz bir spor ve sporcu tanımı yerleşmedi. herkesin kendi doğruları var , en doğruyu bulmak dileği ile..
 
  • Beğen
Tepkiler: ghostt
Geri