Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Pahalı bisiklet ve giyimlerle halktan kopmak

@soner kalaycıoğlu

Amacımız neden örnek olmak, sporu benimsetmek olsun ki? Bisiklet bizim hobimiz, keyif aldığımız için yapıyoruz. Daha hafif bisiklet veya daha güzel giysiler daha çok keyif verdiği için de paramızı bunlara harcıyoruz.
 
Scudo
Bisiklete gelene kadar nelere para veriliyor. Bisiklet devede kulak kalıyor. Bisiklete binmese o hafta sonu orda burda 150-200₺ bi yerlere gidiyor. Bisiklete binmek tasarruf ve sağlıktır. Bu oran kişinin gelirine göre değişir. Sağlıkla pedallayın. :)
 
İnsanın varoluşundan beri süregelen bir büyük çelişkinin forum sayfalarına yansımasını gördüm okuduğum satırlarda. Arkadaşımızın önermesinde ana öge olan bisikleti çıkarıp yerine ev, araba, yat, motosiklet, saat, takı, ayakkabı, parfüm vs gibi bilumum emtiayı koyup konuyu çeşitlendirebilirsiniz. Ama esasında her çeşitlendirmede temeldeki sorun yine aynıdır. Bu kadim soruna ilişkin dün okuduğum bir yazıdan alıntılar yapacağım. Biraz felsefi bir yaklaşım oldu belki kusura bakmayın, bu sorun bisiklet üzerinden tartışılacak bir sorun değil.

“İnsan hayatı sonsuz bir isteme, tatmin olma, can sıkıntısı ve sonra yeniden isteme döngüsünden başka nedir ki? Bu döngü belki bütün canlı türleri için geçerlidir ama insanlar için daha da kötüdür. Çünkü zeka arttıkça acının yoğunluğu da artmaktadır.” (Schopenhauer: Aforizmalar)
"Bir kimsenin kendi içinde ne olduğu ve kendinde neye sahip olduğu kısacası onun kişiliği ve değeri mutluluğunun ve esenliğinin biricik dolaysız nedenidir. Geri kalan her şey dolaylıdır. Bu yüzden onların etkisi ortadan kaldırılabilir ama kişiliği etkisi asla. Arzularımıza bir hedef koymak, hırslarımıza ket vurmak, öfkemizi dizginlemek, bireyin arzulanabiir olanların sadece sonsuz küçük bir bölümüne ulaşabileceğini, buna karşılık herkesin payına çok sayıda kötülük düştüğünü sürekli akılda tutmak yani tek bir sözcükle, vazgeçmek ve katlanmak- bu öyle bir kuraldır ki buna uymadığımızda ne gözlem, ne zenginlik ne de erk kendimizi sefil duyumsamamızı engelleyebilir." (Schopenhauer: Aforizmalar)
“Mutluluk kazalara fırsat verdiğinden, bu kazalar da hiç eksik olmadığından pek kolay yıkılır. (…) Buna göre, kişinin kendi taleplerini elindeki imkânların her türüne kıyasla olabildiğince alçak düzeyde tutması, büyük mutsuzluktan kaçıp kurtulması için en güvenilir yoldur.” (Schopenhauer: Aforizmalar)

"Üzüntü, sevilen şeylerin elden gitmesinden ya da amaçlanan şeylerin gerçekleşmemesinden doğan nefsânî bir acıdır. Sevdiklerimizi kaybetmemek ve isteklerimizden mahrum kalmamak istiyorsak akıl âlemini gözetmeli; seveceğimiz ve istediğimiz şeyleri bizim için elverişli kılınmış olanlardan seçmek suretiyle elimizden geldiğince mutlu olmaya çalışmalı, mutsuz olmaktan kesinlikle kaçınmalıyız. Elimizden gidene üzülmemeli, duyusal varlıklardan olup sürekliliği bulunmayan şeyleri istememeliyiz. İstediğimiz şey olmadıysa olabilecek şeyi istemeli, böylece üzüntünün devam etmesini sevincin devam etmesine tercih etmekten kurtulmalıyız. Geçici nimetlerin elinden gitmesinden, zaten olmayacak şeylerin yokluğundan dolayı üzüntü çeken bir kimsenin üzüntüsü bitmez. Yiyecek, içecek, elbise ve evlenme ile bunlara benzer daha başka hissî hazlardan (siz bu kısma isterseniz karbon kadrolu bisiklet koyun :) ) yararlanıp bunlarla sevinen ve neşelenen kişinin, bunlara aykırı durumları eksiklik ve musibet saydığını görürüz. İnsanın ellerinde bulunan şeylere başkalarından daha layık değiliz. İnsan bunlara sadece elinde tuttuğu sürece sahip olur. Oysa asıl kazançlarımız, manevî hayırlarımızdır. Kaybedecek olursak üzülmekle mazur sayılacağımız şeyler manevî hayırlardır. İnsanlar tabiî olarak sahip olacakları şeyleri elde etmesinler diye kederlenmek hasetçinin işidir. Kıskançlık ise kötülüklerin en fenasıdır. Kendisi için faydalı olduğunu düşündüğü şeyden dostunun mahrumiyetini isteyen kişi, kötü olanı dostu için istiyor demektir. Dostlarının başına kötülük gelmesinden sevinen kişi kötüdür. Dostunun iyi şeylere sahip olmasından üzüntü duyan kişi tam bir hasetçidir." (Kindî: El- Hîle li- def’i’l- ahzan-Üzüntüden Kurtulma)

"Musibetlerinin az olmasını isteyen kişi, harici ihtiyaçlarını azaltmalıdır. Tabiatta her canlı varlıklarını sürdürecek, hayatlarını rahatlatacak şeylere bir ölçü ile ulaşır. Geçimleri bolluk içindedir. İnsanın durumu başkadır. İnsan canlılara hâkim oldukça cahilleşmektedir, akıl ve temyiz gücü arttıkça hiç de gerekli olmayan şeyleri elde etmek istemektedir. Göz alıcı varlıklar, zevk alınan süslemeler, hoş kokular. Bunların elde edilmesi yorgunluğa, kaybedilmesi acıya, ulaşılmaması özleme yol açar. Kaybedilmeye elverişli dileklerde musibet, geçici şeylerde acı ve keder, imkânsız olanı ummakta üzüntü ve dert, her güvenliğin sonunda korku vardır. Bir insanın nefsi, kendi varlığına ait olmayan sonlu ve geçici şeylerle meşgulse onun ebedî hayatı yıkılmıştır. Toplayıp sırtlarına aldıkları, akıllarını çelen, hürriyetlerini ellerinden alan, rahatlarını kaçıran, yerlerini daraltan, yüklerle ağırlık yapan metalar insanın eziyetidir. Nesneler bizim için üzüntü kaynağıdır." (Kindî: El- Hîle li- def’i’l- ahzan-Üzüntüden Kurtulma)

Netice; insan var olduğundan beri daha fazlasını istedi, istiyor ve isteyecek. Sahip olduklarıyla mutlu olmadı, mutlu olmuyor, mutlu olmayacak.

İnşallah ölmeden hepimiz kendi iç huzurumuza kavuşur ve gerçek mutluluğun sırrına varırız.
 
Turlarımda gittiğim ücra dağ köylerinde bile yabancılık hissetmiyorum.Giyimim ve bisikletimle halkımdan kopmuyorum.Yolda 80 lik dedeme selamımı verir köy kahvesindede sohbetimi ederim.
Halktan kasıt bu ise biz bu halkın evlatlarıyız bisikletimiz ve giyimimiz altta üstte olsa özümüz aynı kalır.
Sonradan görme ,görgüsüzlük ve kibir ayrı bir mesele.Bunu yapacak kişi zaten bisiklet dışındada ego tatminine gider..

Nureddin_Gonulal_Yol_.jpg
 
Bu konuda sadece çocuklar kısmına katılıyorum. Onlar için bir şey yapmalıyız. Gerisi sıkıntı olmamalı, konuyu her açıdan bakana. Örnek saçma olacak ama, cbf 150 motosikletimle sohbet ettiğim adamın, gs 1200 adv motoru ve 50 milyona yakın serveti vardı.Ve bu adamlaçay içiyorduk.Sonra hala çay içiyoruz ve cbf motosikletimde yok artık .sadece bisiklet:). insanlar değiştiremezsin, ama çocuklara değişmeleri için bir yol yapabilirsin. saygılarımla
 
Herşeye sahip olmak isteme duygumuzdan ve bilinçsiz tüketim alışkanlığından dolayı.Çoğu insan sahip olamadığı için eleştirir.Gerçekten farkında olanın az sayıda olduğunu düşünüyorum.
 
Yahu bırakın isteyen istediği şeye istediği kadar para versin kimi ne ilgilendirir...

http://49.media.tumblr.com/eba0d0d34108b18657b36811c53b924d/tumblr_ncetn88ZjL1rtmb0zo1_400.gif
 
Bence bir insan temel ihtiyaçlarını ve lükslerini kendisi belirlemeli. Sizin için lüks olan bir şey, başkası için temel ihtiyaç olabilir. Bu da yadırganacak bir durum değil.

Celal Şengör hocamız bir keresinde, çok eski bir kitabın ilk basımı için birkaç bin Euro ödediğini söylemişti. Kendimden örnek vereyim, eski bilgisayar parçaları koleksiyonu yapıyorum ve bazı nadir bulunan parçalar için birkaç yüz lirayı gözden çıkardığım da oluyor. Ortaya konulan "bu gibi şeylere para dökeceğine git bir fakiri sevindir" argümanından yola çıkarsak, insanlar geçmişten geleceğe hiçbir birikim yapamaz hale gelir. Ayrıca bu argümanın ardında "bu gibi şeylere para harcayanların aklına başkalarına yardım etmek gelmiyor" gibi korkunç bir önyargı da gizli. Hiç tanımadığınız, kimlere ne şekilde yardım/destek olduğunu bilmediğiniz insanları bu şekilde itham etmeyi, onlara bu şekilde akıl vermeyi, böylesine bilgiçlik taslamayı hangi hakla kendinizde gördüğünüzü bir sorgulamanız lazım.

Hobileri, rafine zevkleri olmayan insanlar olalım istiyorsak, bu tür şeylere para harcamayalım hay hay. Ama o zaman da renksiz, tatsız tutsuz, tekdüze insanların oluşturduğu bir topluluk çıkar ortaya.
 
bu konunun mantığına göre neden herkes dokuz on binliralık şahine binmiyor neden herkesin altında lüks araba var hepside aynı gidiyor yüztane şahin değerinde araba kullanan var en dandik araba kırk ellibin
 
Pahalı bisikletlerle, ekipmanla oyla buyla atılan havadan etkileniliyorsa bence hava atanlar kadar bu davranışdan etkilenenlerdede ciddi bir özgüven sıkıntısı var. Aynı imkanlara sahip oluncada rahatsızlık ifade edilen kişilerden bir farkları olacağını sanmıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
Kapitalizm sayesinde her geçen gün daha çok tüketim toplumu olduğumuz bir gerçek. Bunların çoğu da gerçekten de çok ihiyacımız olan şeyler değil. Çünkü başta medya ile her yeni çıkan "şey" bizim kullanmamız için teşvik ediliyor, kullanmayan bir nevi dışlanıyor. Artık bu düzene ses çıkarmadan uyar hale geldik, kanıksadık... Herkes kendi meşrebince bir şeylere para harcıyor. Kimi daha geçen sene aldığı son model telefonunu en son çıkanıyla değiştiriyor, kimi aynı mantıkla iki yaşındaki arabasını yeniliyor, kimi de parasını bisiklete harcıyor.

Kendi adıma, son derece subjektif bir şekilde, parasını bisiklete harcayanı, telefon değiştirene yeğ tutarım. Mesela "S6 yerine S7 telefon alıcam abi" diyen adamın ağzına kürekle vurasım gelirken, "105 setimi Ultegra ile değiştiricem abi" diyen adamın omzuna patpat yapar "helal olsun birader, doğrusun" derim :)
 
@Kurtuluş E.

işte onun içindirki tüketime savaş açtım,yeğen bana bi adet cep verdi,kötü resim çekiyor ,resim çekecem dedim ,kontür montür almam,yıllarca araba almadım,ama 8 adet bisiklet aldım,bir adet mp3 aldım,ps2 aldım,bendeki teknoloji manyaklığı bu kadar,37 ekran cep tv bozuldu verdim eskiciye,evde tv yok,107 ekranda yok o neki,:komik:
benim için en önemli demirbaşlar,

1-cep buzdolabı-var
2-ikili ocak -var
3-tuvalette küçük su ısıtıcısı telefonlu-var-yeni yaptırdım

öyle eşek kadar şohbende ne ayak:komik:
:koptum:

mobilyamı o ne ayak,büroya kavuşunca sadece küçük bir yemek masası alacam
mevcut plastik masa çöpe gidecek,
dolapmı ne dolabı
büroda dolap olmaz,
yatakmı ,yerde yatıyorum
bürodada yerde yatacam

4500 gaymelik gıant yoluda duvara monte edeceğim
giyim eşyalarım ise valizde durur
kafam aynen dingin....
 
@Kudret Kurtcebe

İdolümsün :)
 
@Kudret Kurtcebe
hayalimdeki hayat bu aslında ama malesef kendi istediğimiz gibi yaşayamıyoruz
 
@barış barış

hiç bi şey götüremiyeceğiz,bisikletimizide 3 metreye gideceğiz ,han kat yat bunlar boş işler...
bu dünyada en önemli 2 şey var

1- barınak
2-aş
bunlar varsa gerisi yalandır
 
Velominati kurallarını hatırlatmakta fayda var.

Rule #12 // The correct number of bikes to own is n+1.
While the minimum number of bikes one should own is three, the correct number is n+1, where n is the number of bikes currently owned. This equation may also be re-written as s-1, where s is the number of bikes owned that would result in separation from your partner.

Rule #25 // The bikes on top of your car should be worth more than the car.
Or at least be relatively more expensive. Basically, if you’re putting your Huffy on your Rolls, you’re in trouble, mister. Remember what Sean Said.
 
Geri