Gerçekten zilyon tane sebebi var, hepsini yazabilmem mümkün değil ama başta gelen sebepleri:
-Yanlış sele yüksekliği (olması gerekenden yüksek veya alçak, iki durumda da kötü etkileniriz. "Olması gereken yükseklik ayarı nedir?" sorusunun detayına girmiyorum, çıkamayız
)
-Sele olması gerekenden ileride veya gerideyse. Bildiğiniz gibi sele rayları 5 santimden fazla ileri-geri kaydırabilmemize, yani ince ayar yapabilmemize olanak tanır. Bunun asıl amacı her bireyin uyluk kemiği uzunluğunun vücuduna oranının aynı olmayışı, yani ince ayar için bu 5 santimlik ileri-geri payının bırakılmış olması gerekiyordu, nitekim bırakılmış da
Fakat bu ince ayardan haberi olmayanlar veya nasıl yapılacağını (basit yöntemleri var, pedal saat 3 pozisyonundan dizden bir ip sarkıtmak ve tarak kemiğinin tam üzerinden geçmesini beklemek gibi gibi. Detaya girersek uzar
) bilmeyenler bu detayı çoğunlukla atlıyor
-Sele boyutu. Evet, selenin boyutu VAR
Yurt dışı sitelerinde mutlaka görmüşsünüzdür Wide - Narrow muhabbeti (dar-geniş). (İşte birisi 134mm diğeri 143 mm falan, detaya girmeyelim
) Bu ayrım temelde cinsiyet farkı için yapılmıştır. Nasıl yani? Kadınların kalçası daha geniş, bu sebeple oturma kemikleri arasındaki mesafe erkeklerden daha geniştir, tıpkı erkeklerin omuzlarının daha geniş olması gibi
Erkekler genellikle Narrow (dar) olanları kullanır ve sorun yaşamazlar. Fakat bazı özel beklentiler tercihi değiştirebilir, bunlar uzun yol bisikletçiliği, ulaşım amaçlı kullanım veya aşırı konfor beklentisi ya da sağlık sorunları sebebiyle çoook konforlu bir kullanımla ihtiyaç duyma olarak sıralanabilir ama anladınız siz meseleyi
Ben gaza basacam diyenler %99 Narrow tercih eder.
AYRICA, seleleri dar ve geniş olmak üzere 2'ye ayırdık tamam da, her firmanın dar ve geniş selesi bir olmuyor. Bazı firmalar performans selesi üretirken bazıları tur selesi veya klasik sele üretiyor, binbir çeşit sele var (her ihtiyaca göre) gerçekten de. Bazı firmaların geniş seleleri bile pek de fazla geniş olmayabiliyor, bu yüzden istisnaların olduğunu bilin, yani kullandığınız sele Wide (geniş) olarak geçiyor ama sayısal olarak çok da geniş olmayabilir, bu firmaya has bir durumdur
-Sele şekli
265221 dosyayı görüntüle
Çook farklı sele tipleri var, kimi armut şeklinde, kimi T şeklinde, kimi üçgeni andırıyor ama hepsinin hitap ettiği farklı kullanıcı tipleri var
Dahası, pedal çevirme alışkanlığımız bile bu noktada sele seçimini etkiler. Örneğin Selle İtalia'nın çoğu selesi tam bacak arası kısmında fazla sürtünme yaratmazlar çünkü bu bölgeleri oldukça ince bir yapıdadır, ama Fizik marka selelerin bacak arasına denk gelen kısmı daha geniştir. Ve kullanıcıların bacaklarının birbirine yakınlık durumu farklılık göstereceği için bir selede bacak içi (bacağın tam başladğı yer, kasık diyelim) sürtünme sebebiyle sorun yaşayacaktır. Fakat diğer (ince uçlu selede) bu sorunu muhtemelen yaşamayacaksınızdır
Fakat bir başkası geniş uçlu bir selede daha rahat hissedecektir sizin tam tersinize. Neden? Çünkü dar uçlu selede bacak aranızdaki o ince bölgeye tüm vücut ağırlığınız bineceği için yüksek bir basınç oluşacak ve belki de uyuşmaya, hatta sinir sıkışmasına sebep olacaktır. Diğer geniş uçlu sele tercih eden kullanıcıda ise basınç daha geniş bir alana dağıldığı için uyuşma sorunu olmayacaktır. Budurumda daha fazla sünger dokusuna sahip bir sele veya ortası delik bir sele (bana göre hayatımda kullandığım en rahatsız seleydi
) çözüm yollarını denemeniz gerekecek
Bu maddeden çok önemli bir çıkarım yapmanız gerekir:
Asla bir başkasının tavsiyesiyle sele almamalısınız, çünkü siz farklısınız!
-Selenin yeterli sünger tabakasına sahip olmaması. Bu madde çok enteresan bir madde olacak
Şöyle açıklayayım, forumca 3 saatlik bir sürüş yapsak, sele üzerinde oturup tüm ağırlığı seleye verdiğimiz süreler herkeste farklı çıkar. Nasıl yani?
Cevap basit: Kadanslarımız ve pedal alışkanlıklarımız farklı. Yani? Pedala bastığınız sürece farkında olmadan vücut ağırlığınızı pedala da dağıtırsınız, yani selenize düşen basınç her pedalda anlık azalır. Pedalı kestiğinizde ise ağırlık tekrar tamamen seleye kalır. Yani 3 saatlik bir sürüşü 110 kadansla tamamlayan biri sele üzerinde 2 saatten az oturmuştur dersek, 60 kadansla süren başka biri sele üzerinde 2 buçuk saatten fazla oturmuştur diyebiliriz. (İtiraf edin bu, daha önce aklınıza gelmemişti
) Kesinlikle! Bu yüzden amatörler daha çok sele ağrısı yaşar, çünkü sürüşün büyük kısmında pedal keserek sürerler ve sele her daim vucüt ağırlığını yüklenir. Pedallama alışkanlıklarından dolayı, yeni başlayanlar daha yumuşak seleleri tercih edebilirler, ilerleyen dönemlerde daha az sünger dokusuna sahip selelere geçiş yapabilirler. Fazla süngere sahip selelerin, yaylanmamıza sebep olacağı için performansı olumsuz etkileyeceğini de ortalama gurmeleri için belirtmiş olalım
-Pedallama tekniğinden bahsetmişken, duruş tekniği de sele seçiminde çok belirleyici. Bu maddemizin adı: "Bisiklet üzerinde yanlış duruş". Çoğumuz yol bisikletinde fazla eğilmek istemiyor, elbette sağlık problemi, bel ve boyun problemi yaşayanlar için yapacak birşey yok, ama dik durma alışkanlığından bir türlü vazgeçmek istemeyen ve gidon bölgesiyle oynayıp daha dik bir sürüş pozisyonu yaratıp bu şekilde süren kullanıcı sayısı gerçekten fazla. Eh, göbekliyiz çoğumuz, eğilmek zor oluyor
İşte bu durumda, yani biz bisikletin üzerinde daha dik oturdukça gidona düşen beden yükümüz azalıyor, seleye düşen yük artıyor
Nasıl? Basit bir test yapın: Eğiliğ dropbardan tutun gidonu. Artık vücut ağırlığınızın ciddi bir kısmı kollarınızda, seleye düşen ağırlığınız ise azaldı
Elbette bu durumu fazla sürdüremezsiniz, çünkü buna alışık değilsiniz, buna alışabilmek içiz uzun süre uğraşmanız, sırt ve kol kaslarınızı güçlendirmeniz gerekecek, aero olmak kolay değil!
-Duruş tekniği demişken, seleler farklı duruş stilleri için üretiliyorlar
Ne kadar farklı durabiliriz ki bir selenin üzerinde? Fizik markası kafayı buna takmiş durumda. Sitelerine girip "Bana uygun sele bul!" dediğinizde sizi şu basit teste yönlendiriyor: "Eğilin"
265224 dosyayı görüntüle
Eğildiğinizde elleriniz ne kadar aşağı gidebiliyor? Bu durum sizin esnekliğinizi, sırtınızı kullanış tipinizi belirliyor. Ve bunun sonucunda da öne ne kadar uzanma eğiliminde olacağınız öngörülüyor, eh bunun da sonucunda (yeteeeeer
) seleye temas noktanızın tam olarak neresi olacağı öngörülüyor
OMG!? Nasıl?
Deneyin! Yine bisiklet üstüne çıkın ve dimdik oturun. Seleye temasınız nerede? selenin tam ağırlık merkezinin biraz arkasında olması beklenir. Tamam, şimdi de droplardan tutun. Selenin neresindesiniz?
Daha önündesiniz değil mi? Evet! İşte Triathlon selelerinin burun kısımlarının daha etli (süngerli) olmalarının sebebi budur, çünkü kullanıcı tüm sürüş boyunca dropbarda (TT bar aslında) gidiyor ve seleye temas noktası selenin neredeyse ucu!
İşte FİZİK markası, sizin belinizin duruşuna göre selenin hangi noktasına temas edeceğinizi öngörmeye çalışarak, o bölgesi güçlendirilmiş bir sele tavsiye etmeye çalışıyor size
Benzer uygulamalar yapan başka markalar da mevcut, ama bu işin babası Fizik'tir.
-Sık sele değişimi yapıyor olabilirsiniz! Birkaç konu başlığında değinmiştir, yeni bir sele aldığımızda daha ilk denememizde o selenin bize göre olup olmadığını anlayamıyoruz. Anladığımızı sanıyor olabiliriz ama aslında yanlış bir değerlendirme yapıyoruzdur. Seleye zaman vermeliyiz. Önerilen süre 2 haftadır ve bu süre içinde 1-2 saatlik sürüşler önerilmektedir (çok uzun olmayan). Tabi denemenin de belli püfleri var, 1-2 gün ara vermek, o bölgenin toparlanmasını sağlamak gerekiyor. (Silverdin iyidir
)
-"Sele kullanımında Pro olmak" maddesini de ekleyip bitireyim çok uzadı
Amatörlükte ne susadığımızı, ne gücümüzü, ne bacaklarımızın durumunu, ne nabzımızı, ne yorgunluğumuzu, ne de sele bölgemizi anlayamıyoruz. Çünkü tecrübesiziz. Sürdükçe kendimizi tanıyor ve ufak kestirimlerle kendimizi değerlendirebiliyoruz: "45 dkdır bir yudum su içmedim, biraz içsem iyi olur" gibi, veya "Temmuzun ortasında sürüşe çıkıyorum, saat başı 1-2 matara su içmezsem pert olurum" gibi tecrübe kokan klas hareketler yapmamızdan bahsediyorum
Bu hareketlerin benzerini sele kullanımı için de yapıyoruz aslında. Örneği ter, tam bir düşmandır o bölge için. Tabi bunda tayt kalitesi de önemli, o bölgedeki teri atmalı (ayrıca ped kalitesi de çoook önemli, hatta en önemlisi, belki de seleniz iyi ama taytınız kötü ve siz seleden biliyorsunuz! Kaşıntı varsa bilin ki taytınız çöp
). Diyelimki bir yokuş çıktınız, her yerinizden(söylememe gerek yok
) ter akıyor. Ve iniş başladı, artık 60-70'leri göreceksiniz. İşte kurumak ve havalanmak için iyi bir fırsat. Gidona yatmış bile olsanız seleden milimetrik ayırın o bölgenizi, havanın soğukluğunu hissedin
İniş bittiğinde bir bebek gibi kuru olmayı hedefleyin! Eğer iniş yoksa, belli aralıklarla ayağa kalkarak terli olan sele bölgenizi mutlaka havalandırıp kurutun
Bu, hem teri atmanıza hem de o bölgenin uzun süredir maruz kaldığı basıncı azaltmaya yardımcı olacaktır. Hatta bunu alışkanlık haline getirin, 5-10 dakikada bir otomatikleştirin ve birkaç saniyeliğine ayağa kalkın. Bunu hep yapın, zaten iyi olanlar bunu mutlaka yapar. Sebepsiz ayağa kalkarlar
Hiçbir şey sebepsiz değildir
15 dakikada bir matardan fırt almayı ve sele bölgenizi havalandırmayı alışkanlık haline getirin
-Pahalı sele en iyi sele değildir. Bunu da eklemeliyim. Pahalı sele genellikle hafif seledir
Elbette performas da getirir. İskeleti plastik olan bir seleyle iskeleti karbon olan bir sele sadece hafiflik anlamında değil, güç anlamında da fark yaratır. Diyelim düzdesiniz ve kendinizi deniyor, 500 watt basıyorsunuz bunu 3-5dakika koruyacaksınız (zone4 intervali) Plastik bir selede her pedalda altınızda esneyen seleyi hissedersiniz ve bu size güç kaybettirir. Şöyle düşünün, seleyi elinizle esenetecek olsanız ne kadar güç harcardınız? Az değil. İşte bu gücü siz her pedalda ziyan ediyorsunuz, o güç pedala değil, geriye seleye gidiyor
Son olarak sele denenerek bulunur demem gerek. Ben 4. veya 5. denememde başarmıştım
Selenizin size problem çıkaran kısmını tespit edin, ve bir sonraki selenizin o bölgesi daha farklı bir yapıda olsun, bu şekilde birkaç denemede kusursuz sele bulunuyor
Alışmam 2 ay süren fakat 275 km'lik sürüşün ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi, dün sanki 300 km bisiklet sürmemişim gibi yataktan kalkmamı sağlayan seleyi hatırladım. Selenize mutlaka zaman verin!