Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Sağlıksız damacana sular

abdullahabdullah

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2007
Mesaj
633
Tepki
610
Yaş
42
Şehir
ÇANAKKALE
İsim
Abdullah YEŞİLTAŞ
Başlangıç
1987—88
Bisiklet
Lapierre
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Ölüm tehlikesine kadar gidebilecek olan Sağlık Bakanlığı'nın listesini vereceği sağlıksız damacana sulardan dolayı hastalanan varsa toplu şikayette bulunalım. Bisiklet sürerken daha fazla susadığımız için bu pis sulardan içmiş olabiliriz. Sağlık skandalı taa Rusya'ya kadar duyuldu. Rusya'da bulunan turistlere uyarı yaptılar. Devletin ayıbı, bu skandal firmalar işlerine devam ediyor, piyasadan toplanan su firması yok. 2-3 gün içinde liste verilecek. Liste açıklana kadar sağlıklı yaşam için sularınıza dikkat ediniz. Mineralli sulara ağırlık verilebilir. Vücudun temeli su ve maalesef tam da terlemenin daha çok arttığı bu dönemde içtiğimiz sularda şaibe var.
 
Scudo
Konu maalesef çok tehlikeli ve Sağlık Bakanlığı denetçileri sanki göz yumar gibi. Milliyet haberde bir kişi şu mektubu paylaşmış. Damacana için tekrar düşünmek gerek.


Konunun birkaç yönü var. Ben su piyasasına 4 senedir ozon jeneratörü satan bir firmanın sahibiyim. Hemen hemen tüm firmaları tanıyorum. En az 200’ünü ziyaret etmişliğim vardır.
İşin başından başlayayım; maalesef Türkiye’de içilen bir çok su “doğal kaynak suyu” değil.
Bir çoğu kendi kaynağının dışında ek sularla özellikle yazın yakın kuyulardaki sularla ekleme yaparak çalışırlar. Bunu maalesef birçok firma yaptığını bütün piyasa biliyor.
Bunu kim denetleyecek? Sağlık Bakanlığı. Yeterince denetliyorlar mı? Maalesef hayır.
Cebine 1,000,000 TL alan, su fabrikası açıyor ve maalesef çoğu bihaber… Biz anlatıyoruz, bak bu böyle, şu şöyle diye. Orada da gidip, en ucuzuna kaçıyorlar. 2 sene sonra da fabrikayı satoyorlar.



Her fabrikada da yeni mezun, analiz yapmayı dahi beceremeyen, çoğu sadece para tahsil etmeye yarayan ucuz maliyetli mesul müdürler oturuyor. Ve burada da sirkülasyon çok fazla.
30 senelik fabrika sahipleri anlatırlar; 1980’lerde ruhsat almak 7-8 sene sürermiş. 4 mevsim gelip, numune alırlarmış, suda ne kadar dalgalanma var diye. Şimdi bu süre 2-3 ay.

Fabrikayı kurduk. Satmaya başladık. Kime satacağız? Su bayilerine?
Su bayileri kim? Yaklaşık 20,000 tane, işi olmayan, parası olmayan, hamallar…

Diyelimki, su fabrikası, çok düzgün bir şekilde, suyu doldurdu, bayisine teslim edecek. Kamyonu dayadı bayi banta. Arabasının üstü kapalı olması lazım. Kapalı mı? Hayır. Çünkü parası yok.
İstihap haddini aşmaması gerekiyor. Bir kırkayağın resmi kapasitesi 28 ton. Bayi kaç tane su atıyor 1500 civarı. = 30 ton. Araba ağırlığı ile tamamen limit üstü. Fabrika doldurmak istemiyor, ancak sıkıysa doldurma. Hemen seni bırakırım, başka bir fabrikaya geçerim diyor. Ve geçiyor. Fabrika da el mecbur olması gerekenin üzerinde dolduruyor.

İndirdik bayiye suları. Müşteriye dağıtıyoruz. Diyoruz ki, eleman ter kokmayacak, düzgün konuşacak, iyi günlerde kullanın diyecek. Şu sıcakta 20 kiloyu 5 katı çıkarın, konuşacak haliniz kalıyor mu? Bu işi kim yapacak 500-750 TL ayda maaş verdiğiniz, sigortasını yapmadığınız adam yapacak. Peki o ne kadar çalışacak. En iyisi 2-3 ay. Sonra yeni adam, yeniden anlatmak.
Bayiler damacana başına 3 TL kar koymazsa ve ayda 2000 adetten az satmazsa para kazanamaz, yatırım yapamaz, elemanlarını memnun edemez. Ben size söyleyim, bayilerin çoğu 1000 adetten az satar ve ortalama 1,5-2 tl kar ile satar.

Damacana eve geldi. Pompaya taktık. Müşteri aradı suyum kokuyor.
Olanları söyleyeyim; damacana çöpün yanında. Pompa pis çöp havasını içeriye basıyor ve gerisini siz düşünün.
Damacana balkonda. Güneşe maruz kalan suyun gerisini siz düşünün.

Kazasız belasız suyu içti bitirdi müşteri. Ancak o gün arabasının mazotu bitti. Veya iş yeriyse, kompresörün mazotu bitti. Ahmet şuradan boş damacanayı al, git benzinlikten 20 lt mazot al gel.
Mazot yerine ulaşır. Sonra nereye gider? Cevap veriyorum. Su bayisine yeni su almak için değişiklik yapılır. Bayideki en fazla 2 aylık adamın, umrunda olmadığı için damacanayı koklayarak almaz. Diyelimki fark etti. Müşterisine dediki, abla buna mazot mu koydunuz? Cevap; evet, ne olmuşki? Mazotlu damacanayı fark edecek ne teknoloji, ne de sistem var. Olanlarda da bir koku parametresi koyuyorsunuz, diğeri için başka bir kit almanız gerekiyor. Ancak Türk milletinin yaratıcılığına yetişmek mümkün olmadığı için o yüklü ve bilinmez yatırımdan vazgeçiyorsunuz.
Neler mi geliyor? Ayran, benzin, mazot, yağ, oyuncak, çiş vs…Hemen aklıma gelenler…

O mazotlu damacana tamamen manuel bir process’ten geçerek doluma gitmeye çalışır. Eğer fabrikanızda işçiniz memnun, parasını zamanında alıyor ise yıllardır çalışıyordur. Tecrübeli koklamacılar bu işi çözerler. Ve böyle damacana hemen imha edilir. Ama tamamen manuel.

Veya herşey düzgün. Ancak damacananın süresi doldu. Süresi 2 yıldır. Ortalama 60-70 dolumdur. Bunu sayan sistem var? Yok. Bunu bir firma denedi. Ben de süreçlerine yardımcı oldum. Üzerine barkod koyuldu ve sayıldı kaç defa dolum yapıldı diye. Ancak sürdürmek zorluklar sebebiyle mümkün olmadı. Bugün en çok satılan suların altlarına bakın. 2010 ve aşağısındaki damacanaların doldurulmaması ve kullanılmaması gerekiyor. Ancak buradaki finansman yükü, tamamen bayide olduğu için ve yukarıda bahsettiğim sebepten güçsüz oldukları için, bu stoğu yeni tutmak finansal olarak mümkün değil.

Bilirsiniz, ne kadar güzel ürün üretirseniz üretin, ambalajınız pis olursa, ürününüz de pis olur.

2008’de içme suyu olan bir çok ünlü bir yabancı marka, bugün nasıl oluyor da, doğal kaynak suyu ruhsatı alıyor.
Bu iş, sağlık bakanlığı ekiplerinin deneti elemanlarının denetlenmesi ile başlar. Büyük su markalarının arkası kuyu dolu. Resmi ruhsata göre günlük kapasitesi yaklaşık 500 adet olan fabrikalar, nasıl oluyor da günde 30,000 adet satıyorlar? Bunlara memur zihniyetli, denetimciler bilmiyorlar mı?

Başka bir şey daha? Pompa musluk suyu satmak yasak.!!!! Yakacık’ta, Beykoz’da pompa ile su satılıyor. İl sağlık buna neden izin veriyor. Oysa Y-A-S-A-K.
Belediyeler tankerle içme suyu dağıtıyorlar. Nerede izin, nerede analiz? Su nereden geliyor?

Ben size söyleyeyim; bu iş kime yarar? Ev arıtma cihazı satanlara. Peki, o cihazlar arıtma mikrobiyolojik arıtma yapıyor mu? Hayır. Ozon, UV veya klordan hiçbirisi yok…

Sağlık bakanlığı buna ses çıkarıyor mu? Hayır…

Bu ülke her alanda olduğu gibi, işini iyi yapanın değil, işini “bilenin” köşeyi döndüğü bir ülke olacak. İktidarlar değiştikçe, zenginlerin adı değişiyor…

Biz bu zihniyetle hiç birşey yapamayız…

Gerçekten düzeltmek istiyorlarsa, önce yönetmeliği düzenlesinler. Tamamen İngilizce’den Türkçe’ye çeviri. Kimse bir şey anlamıyor. Bir tercüman üretimi…
 
Bilgilendirici yazınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Bir öneriniz var mı? eskisi gibi kaynak bildiğimiz yerlerden kendimiz mi doldursak, şebeke suyuna mı itibar etsek, marketlerdeki (görece) pahalı olan hazır 19 lt lik sulardan mı alsak ne yapsak ?
 
Su konusu yiyecekten çok daha önemli.Su deyip geçmemek lazım. Yiyecekten daha fazla tükettiğimiz bir şey.

Piyasadaki en bilindik markayı kullansak bile benim aklıma takılan şey pet şişelerde ve damacanalardaki suyun ne kadar sağlıklı olduğu? Ayrıca herkese bir tavsiyem var.Evinize gelen 19 litrelik damacanıyı sırtlanıp evin içinde bir iki tur atın. Tabi belinizi sakatlamadan.Ben bahşişsiz göndermem su getiren arkadaşı.
 
Burası türkiye yanlış olan herşey burada ne yazık ki...
 
  • Beğen
Tepkiler: tt2000
Bir başka forumda bu piyasada olduğunu söyleyen bir arkadaş tek kullanımlık şişe alın diye önermişti... Evde her taraf 1.5 lt.lik pet şişelerle dolu.. Gürkaya mıdır nedir öyle bir marka.. Suyun ne kadar doğal olduğundan emin değilim ancak şişenin temiz olduğundan eminim artık... Bu arada benim için böylesi daha karlı :) 1.5 lt 30 krş.tan 19.5 lt 3.9 tl ediyor.... Damacana ile aynı fiyat...
 
İşin en güzel yanı neredeyse çoğu mikroba artık Türk insanının bünyesi alıştı.AIDS bile birşey yapmaz diyecez artık,şaka bir yana, akrabam Bursa'da su dolum fabrikasında çalışıyordu ve kesinlikle yarım, 1lik, 1.5lukları öneriyordu. Çünkü gerisi elle ozonlanıp steril ediliyormuş. Tabi bir de hiç ozonlama yapmayanlar var bu vicdansızları zaten Allah'a bırakıyoruz.

Su için belediye diyorlar ve depo temiz olmalıymış. Arıtma cihazları ise tam bir felaket. Özellikle sporcular için gerekli minerallerde arıtma filtresinde kalıyor ve sağlığımız gidiyor. Şimdilik en fazla 1lik sulardan alıp kullanacağım. Liste de açıklanırsa vicdansızları burda duyururuz artık.

İkinci bir bomba daha var. Bu diş macunları fluoridli oluyor ya, hatta Amerika'da su da bile katılıyor, ancak İngiltere'de marketlerde fluoridsiz diş macunu bulundurma zorunluluğu varmış galiba. Bununla ilgili bir araştırma yapıp koyacağım foruma. Bana kalırsa misvak en iyisi. Bu diş macunları çünkü doğurganlığı azaltıyor, kemik yapısını da bozuyormuş. Allah bizi şeytana kendini satan doktorlardan uzak tutsun.
 
florid, kemikleri güçlendiriyor. siz araştırın bu sonuca ulaşacaksınız zaten ben ön bilgi vermek istedim sadece. Türkiye de tuz koktu. bundan sonra herşey serbest artık.
 
  • Beğen
Tepkiler: tt2000
@abdullahabdullah


bu arada ettiğiniz dua ya amin dedikten sonra ilave etmek istiyorum, Allah bizi, para ve çıkarları için ister şeytan olur ister yabancı olur her kim olursa onlar için satanlardan, paraya tapan insanlardan ve din bezirganlarından korusun.
 
"Buzada", "Erpınar", "Alps", "Kervansaray","Yalısu". Sağlık Bakanlığı'nca İstanbul'da belirlenen standart dışı markalar. Anlamadığım içinde ünlü markalar da var deniliyordu ama bu firma ne zaman duyurulacak yoksa uyarı olarak mı bu şekilde dendi bilinmiyor.
 
5, 10 , 19 litrelik pet şişelerdeki sular damacanadan daha sağlıklıdır diyebilir miyiz peki?
Bi' de suyun ısınmaması lazım yoksa damacanadaki kimyasallar suya geçiyor deniliyor. Damacana plastik. O zaman o mantığa göre plastik kahve makineleri de çok zararlı... Neyse ek bilgi oldu bu da...
 
Uzmanların dediğine göre pette kullanılan ağırmetal madde var, plastik yumuşatmada kullanılır, ısı,zaman faktörü ile suya kartışıyor ve hormon bozukluğu yapıyor; petteki bazı maddeler de zamanla ve ısıyla suya karışıyor, bu da hormon bozukluğu yapıyor.

Plastik zararlı bir madde ve suyu cam, metalde tutun diyorlar. 5 litreye kadar sıkıntı, hijyen ihmali az, diğerlerinde artık sürekli kullanım, aşınma... mikrop saçmaya devam ediyor.

Meyveleri, ekmeği yani gıdaları da lütfen poşette bırakmayalım. Kese kağıdı, file hayatımıza tekrar girmeli. GAzete kağıdı da olmasın, çünkü mürekkebinde ağır metal, kurşun, boya zamanla vücutta birikime yol açıyor.

Cam şişe kullanmak, satın almak pet şişeye göre pahalı ama kanser tedavisine vereceğimiz para daha fazla olacaktır. Kanser etkenlerini ne kadar azaltsak bu kârdır.

Sağlıklı pedallamalar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Yusuf Z. Şipal
burası malesef türkiye. şimdide suya el attılar. bununda altında mutlaka birşey vardır diye düşünüyorum. şimdiye kadar nerelerdeydiniz. sıra anca geldi demekki suya. neymiş pis olanları duyuracaklarmış. ne duyuruyorsunuz kapatın fabrikayı ilgililerinide atın içeri. ne bilelim açıklanmayan olduğunu. yanlış anlaşılmasın ben su işi falanlada uğraşmıyorum. zorunlu kaldığımda da aldığım 1,5 lt lik su olur. ben 20 yıldır su arıtma cihazı kullanırım. çokta memnunum. zorda kalmadıkça dışardan su almam. hani dedim ya bunun altında mutlaka birşey vardır diye. acaba diyorum su arıtma cihazı işinemi girdi bazıları.
 
Arıtma cihazlarının suyun içinde olması gereken mineralleri de tuttuğu ve zararlı olduğu söyleniyor. Ayrıca bakterileri tuttuğu filtrelerin 3 aylık periyotlarla temizlenmesi gerektiğini bugün tv de söylüyordu birisi.

Damacanaları da su pompaları ile kullanmayın dedi aynı kişi.Bulunulan ortamdaki toz, duman, kokuyu aynen suyun içine çekiyor, su temizse bile kirleniyor dendi.


Onu kullanma bunu kullanma ne yapacağımızı şaşırdık! :(
 
Eskiden cam damacalar vardı. Onu almalıyız derim. Dışını da örtüyle koruyun, ışık almasın. Güvendiğiniz yerden dolum yapılabilir ve htta numune alıp, laboratuara tahlile de gidebilirsiniz. En güzeli bu.

Çorum'da bir çeşme vardı, Merzifon'dan bidonları yükler arabaya giderdik, sırada beklerdik...derken tanıdık bir doktora numune verdik, dediği cevap : " Ben bununla arabamı bile yıkamam. Aşırı kireç.... felan var." Baya gülmüştük. Keşke yeme-içme işi ile uğraşanlar temiz olsa da "Yok 19 lt idi, yok 5 lt miydi?" uğraşmasak. Ne yapalım. Türkiye'de böyle.
 
bi şey sormak istiyorum
1 lt, 1.5lt lik şişelerde su almayı öneriyorsunuz da sizin evde günlük su ihtiyacınız nedir?
ben yalnız yaşıyorum; çay ve kahve için, yemek için, içmeye vs derken günde 5lt ye yakın su tüketiyorum. küçük küçük şişelerle evin su ihtiyacı nasıl karşılanır kestiremedim de.
 
ben suyu kaynatıyorum, cam damacana'da depoluyorum soğuduktan sonra. damacana su almıyorum, hiç bir markadan.
Diş fırçasını-macununu da bıraktım misvak kullanıyorum, cep telefonunu bluetooth ile kullanırım, içecekleri sıcak içmem, meyve-sebze ve ekmeği poşette bırakmam... bazı önlemleri alıyorum artık. Hayat çok kirlendi. Büskivi, püsküvet gibi şeyler de yok, gazlı içecek yok. Nişasta bazlı yiyecek kullanmam, GDO'ya dikkat ederim.Düne kadar Nişasta bazlı şeker, mısır şurubu tartışmaları vardı unutuldu. Su da böyle olacak, aynı koladaki farelerin, hamburgerdeki solucan, fare kanının,Kadıköy Mc Donalds'da ete aidsli kan bulaştırmanın unutulduğu gibi ama bilinç oluşturmak istiyorum, amacım bu. Kanserli çocuklar saracak dünyayı galiba önümüzdeki 30 yılda. Ölmezsem onu da yazar-tartışırız burada.
 
@Elif Gökalp

Ben çalıştığım yerdeki kantinden toplu alım yapıyorum... 6 adet 1.5 lt.yi 1 koli sayarsak haftada 1 defa 8-10 koli alıyorum iş çözülüyor... Tabi araba ile taşımak gerekiyor o yüzden bazen süryi uzatıp koli sayısını arttırdığım oluyor...
 
Geri