Dostum bir söz vardır katranı kaynatsan olurmu şeker diye. Sonrası uzar gider bazen sinkaflı bir hal alır. Neden böyle bir mücadeleye girersinki anlamam. Olmaz. çakal dan çakal arslandan arslan doğar. Eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu beyhude gayretinin sonunda ortaya çıkan mamulenin adı yol bisikletimsi olur. Tıpkı hızlandırılmış trenin hızlı tren olamadığı gibi. Hem kendine hem sedonana zulmetme. Gel vakit yakınken bu işten vazgeç. Bak sanayici gençler doğanları, şahinleri drift yapıp lastik yakarak ferrari yapamayacaklarını en sonunda 21. yy da anlamaya başladılar. Yol bisikleti kadro geometrisiyle, malzemesiyle, freniyle, vitesiyle, jantıyla ayrı bir prosesin ürünüdür. Tarihteki en büyük düşkırıklıkları-tamamıyla bir metafordur-sütçübeygirini İngilizatına benzetmeye çalışmaktan çıkmıştır. Bu tür ilim, teknik, fen devreye girmeden alelhusus yapılan işler hep bir felaketle sonuçlanmıştır. Biraz sert oldu ama benim biçemimde bu şekilde napıyım. Bazen memlekette bazı şeyler sert söylenmeden anlaşılmıyor ne yazıkki.