Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Şehir içinde dolaşırken sizi en çok gıcık eden şeyler neler?

Son bir senedir yaptığım sürüşlerin yaklaşık %70'inde en az bir defa olmak üzere bir araç şoförüyle tartıştım veya kaza tehlikesi atlattım. En ilginciyse en sonda yaşadığımdı. Yaya ve bisiklet geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçtim ve bisiklet yoluna bağlanacağım. Kaldırım asfalta göre yarım metre daha yüksekti. Tam bisiklet yoluna gireceğim ki bir baktım karşımdan kocaman bir araç geliyor(ben nispeten aşağıda olduğumdan kocaman gözüktü). Hemen kenara çekildim. Bisiklet yolu için yapılmış rampayı kullandı ve yola bağlandı. Yolun kenarında durdum adama bakıyorum, geldi yanıma. Aracın içinde son ses müzik, hali tavrı ve giyimiyle de kendini belli ediyordu zaten. Arabanın içinden bana bağırıyor. Ben de git belanı başkasından bul deyip yoluma devam ettim.

Sonuç olarak güvende değiliz. Ne bisiklet sürerken ne de normal yaşantımızda. Bu tür insan müsvetteleri ellerinde taşıdıkları kesici delici aletlere güvenirler. Kafaları da çoğunun yerinde olmadığı için saplayıverirler. Bu yüzden artık kimseyle tartışmaya girmiyorum. Ben haklı olsam dahi dönüp yoluma devam ediyorum neden? Çünkü haklı olsanız bile karşınızdaki kalın kafalı olduğu için laf anlatamazsınız.
 
Scudo
5 kapılı motorlu taşıt sürücülerinin bisikletlilere durduk yere korna çalmaları.
Öyle demeyin. Hem bir bisikletliyim hem de araç sürerim çokça. Bir bisikletli görünce selam vermek, destek olmak maksadıyla kısa bir kornaya basarım.
Hatta zaman zaman beni anlayıp selamımı alan bisikletli görünce mutlu olurum.😅
 
Olur olmaz her yerden çıkan, yaya gecitlerin kullanıp, kaldırımda yayalara korna çalarak gelen gürültülü motokuryeler.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Çoğu zaman kendime gıcığım.
Bütün sürücüler birer katil olabilir
Bütün sürücüler beni sıkıştırabilir
Bütün sürücüler beni zor duruma düşürebilir
Bütün sürücüler bana hakeret edebilir

Diye diye, paronayakça gezdikçe; sürücülerin önemli çoğunluğunun da gayet medeni olduğunu görünce kendimin refleks halde onlara bilenmeme gıcığım.

Ek not @Cemal Ç. ye ayrı bir gıcığım.:snzdglsn:
 
Eskiden bisiklet yoluna park eden araçlardı. Geçen yıl bisiklet yolunda, ters yönde, yaya geçidinin üzerinde duran hafif ticariye biraz ters şekilde çattım. Adam sivilmiş açtı ağzını yumdu gözünü yok ben ne gorevde olduğunu bilmiyormuşum, yok onun her yerde geçiş üstünlüğü varmış, ne doğuda attığı mermiler kaldı, Ne kovid kisitlari. Bi tutuklanmadığım kaldı. O da bisiklete binmenin saçma sapan yasak olduğu günlerde Allahtan izin kağıdım vardı. Bir daha tövbe ettim. İsteyen istediği yerden gitsin, istediği yere dursun umrumda değil.....
 
Kuralların olmadığı, kuralların uygulanmadığı ve insanlarının çok büyük bir kısmı gayri medeni cahil ve ilkel olduğu toplumlarda herkes kendi kuralını uygular. Ülkede çok ciddi bir kekoluk seviyesi var ve her geçen gün katlanarak artıyor. Ya insanların olmadığı köy kasabalarda bisiklete bineceksiniz ya da bisikleti şehir hayatından çıkaracağız.
 
Türkiye için konuşacak olursam açık ara bisiklet yolları. Araç yolunda sürmek özellikle İstanbul için her zaman daha güvenli geldi bana. Tek tük keko sürücülerle tartıştığım oldu ancak bisiklet yolundaki kadar tehlike hiç atlatmadım. Bisiklet yolları ise bebek arabası ile gezen annelerden, denizin dibine gelip koltuğunu yol manzarası ve egzoz dumanına doğru çevirip orada bulunan bisiklet yolu üzerinde mangal yakan kekolara kadar saçma sapan tiplerle ve tehlikelerle dolu. Bisiklet zira Türkiye'de hala bir oyuncak. Araç yolundan gittiğim müddetçe ben yine de şehri tercih ederim, çünkü Türkiye'de şehirden çıktığınız an bana kalırsa güvenlik endişeleri başlıyor. Başıboş ve açlıktan ölmek üzere olan hayvanlardan, zerre dikkat etmeyen, direksiyon başında uyuyan ya da sarhoş sürücelere kadar tonla şey var.

Batı Avrupa (Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre, Almanya, Avusturya vs.) için konuşacak olursam ise genelde ses. Sessizliğe günlük yaşamda o kadar alışıyorsunuz ki bisiklet yolları yoğun caddelerin yanında olmaya başladığı zaman ses sizi rahatsız etmeye başlıyor. Tabii bu görece küçük şehirlerde oluyor. Büyük şehirlerde ise sağa sola dönerken dikkatsizlik yapan veya zebralarda durmayan nadir de olsa kekolar insanı yoruyor. Tetikte olmakta fayda var. Yine de tabii Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar konforlu. Avrupa'nın büyük kentlerinde (Berlin, Paris, Zürih, Viyana vs.) ulaşım amaçlı şehir içinde bisiklet kullanımı bir keyif. Tek sıkıntısı ise maalesef hırsızlık. Bisiklet hırsızlığı inanılmaz çok.
 
2 haftadir Istanbuldayim, ozellikle haftasonu bogaz hattinda bisiklet kullanan cok arkadas gordum. Hepsini cesaretlerinden dolayi samimiyetle takdir ediyorum oncelikle, ardindan kazasiz belasiz surusler diliyorum.

Amsterdam ozelinde bu konuya yazmak gerekirse

  • Turistler: Is giris/cikis saatlerinde sehir trafigine karisan bisikletli turistler yerel halkin en cok sikayetci oldugu konu. Genelde gruplar halinde surus yaparlar, hic olmayacak bir yerde aniden durup foto/selfie cekmeye kalkarlar. Kavsaklarda el/kol kaldirip sinyal vermezler. Trafik isiklarinda yolu tamamen kapatip isigi beklemeden donecek olanlara engel olurlar. Kavsaklarda oncelik isaretlerini takmazlar. Bu arkadaslardan uzak durmak icin yolumu 2-3 km uzatip merkezin etrafindan dolasip ise gidip gelir cogu bisikletli.
  • Mobiletliler: Teorik olarak hizi 25 km/s ile sinirlandirilmis mobiletler bisiklet yolunu kullanabilir. Pratikte cogunun hiz limiti kaldirilmistir. Genelde 15-16 yaslarinda gocmen gencleri bunlar ile teror estirir. Istanbuldaki motorlu kuryelerin light versiyonlari diyebiliriz bunlar icin. Son 2 yildir sehir merkezindeki bisiklet yollarina girisleri yasaklansa da pek sallamazlar. Hollandalilar genelde ite bulasmaktansa caliyi dolasmayi tercih ettikleri icin arsiz olurlar. Damarlarimdaki asil Turk kani sebebiyle bunlarla defalarca laf dalasina girip parkta meseleyi cozmeye davet etmisligim coktur ama deli deliyi gorunce sopasini saklar misali daveti kabul etmezler, kufur edip giderler. Bunlari kovalamak motorsikletli polislerin hobisidir, sirenleri acar banka soyguncusu gibi kovalarlar, usenmezler.
  • Muhabbetciler: Yanyana bisiklet kullanarak tum seridi isgal ederler. Bunlar romantikler ve goygoycular olmak uzere ikiye ayrilir. Romantikler kisisel favorimdir bisikletciler arasinda, el ele bisiklet surerler gule eglene. Bunlari rahatsiz etmektense ne kadar acelem olsa da yavaslar beklerim, yolun genisledigi yerde rahatsiz etmeden gecer giderim. Bunlar disinda giybetin dibine vurdugu belli olan kankalar vardir ki onlara gore butun bisiklet yollari kendileri icin yaratilmistir, herkes bunlarin keyfini beklemelidir. Zil calsaniz dahi aldirmayani coktur bunlarin.
  • Paylasimli bisiklet yoluna parkedenler: Sehir merkezine yakin kesimlerde bisiklet yollari ile arac yollari seritlerle ayrilmis oldugundan zaman zaman bu yollar araclar tarindan isgal edilebiliyor.Duraklayan, yolcu indirip/bindiren taksiler olabiliyor. Dunyanin her yerinde oldugu gibi burada da bu arkadaslar ile mantik temelleri uzerinden diyalog kurmak mumkun degil. Onlara gore bisiklet yolu isgal edilebilir bir alan. Trollemek icin bunlarin tam onune/cevresine arac yoluna cikmalarina engel olacak sekilde bisikletlerini birakan arkadaslar oluyor. Uzaktan kesiyorlar, bisikletlerine dokunulmasi halinde ise hemen polis cagirmakla tehdir ediyorlar arac sucusunu. Bahane olarak da "ya iki dakka markete gittim kardesim beklesene" diyorlar.
  • Bisikletini duzgun parketmeyenler: Bisiklet yolunun hemen yaninda, yola dik park yerlerine/demirlerine bisikletlerini duzgun yerlestirmeyip tekerlegini/gidonunu bisiklet yoluna tasacak sekilde parkedenler. Bunlar yuzunden baska bisikleti gecmeye calisirken duzgun parkedilmemis bisiklete carparak kaza yapan cok insan var malesef. Isin kotusu bu gibi olaylar gecis sirasinda meydana geldigi icin genelde zincirleme kazaya sebep oluyor. Bu arkadaslar yuzunden kafa/goz yaran cok var.
 
asfalttan numune almak için yola 3-5 tane delik açtıktan sonra öylece bırakmaları (nasıl olsa motorlu taşıtlar bu delikler yüzünden sıkıntı yaşamıyor)

delikler su bardağından geniş ve 20-25 santim derinliğinde, iki kilometrelik yol

rampa yukarı giderken gördüm de dönüşte temkinli davrandım

bu resmen vahşet
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kestel Minibüsleri desem;

Kaç Bursa'lı beğenir?
16 M 4022
16 M 4056 bu iki plakalı araç tam durak hizasında arkamdan durmak yerine soldan içeriye doğru sıkıştırmaya çalıştı. Zaten 25-30 km hızla durmadan gidicektim. Hiç gereği yoktu. Ama yaşadığımız bu dönemde artık her şeyi normal sayıyorum.
 
  • Üzgün
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Dolmuş-minibüs olayının kendisi zaten medeni şehir yaşamına ters bir olay. Nüfusu ve trafiği az, küçük, belediyesi olmayan yerleşim birimleri arasındaki ulaşımın az maliyetle karşılanabileceği anlamlı bir sistem. Ancak anladığım kadarıyla hızlı göç sonucu şehirlerimizi sarmış, alternatif ulaşım sistemlerinin gelişmesini engelleyen, trafiği de mahveden bir düzen haline dönüşmüş. Medeni bir şehirde trafikte istediği yerde aniden durup, istediği yerde istediği şeritten giden, birbiriyle yolcu için rekabet eden ve araç kullanılırken tek elle bozukluk sayılıp cambazlık yapılan toplutaşım araçlarının yeri olamaz.
 
1. sırada sinyalsiz dönüş yapanlar.
2. durmadan her şeye korna çalan aptal insanlar.
3. martı denilen scooter çetelerinin scooterleri şehrin her yerine istedikleri gibi bırakıp acayip bir görüntü kirliliğiyaratmaları.
4- Asla düzelmeyen yollar.
 
Yaşadığım şehir kuralların olmadığı mega bir köy ve kasaba olduğu için bazı durumlarda zamanla bizler de onun şeklini alıyoruz.
Galiba bu bazı durumlar hoşumuza da gidiyor. Bunlar bizi biz yapan şeyler olmuş durumda.
 
İnsanlar, insanlar, insanlar

 
1. Arac kullanan insanlar
2. Arac kullanmayan insanlar
3. Sehir planladigini, altyapı kurdugunu, yol yaptigini, park bahce kaldirim duzenledigini sanan ilgili yönetici insanlar

NOT: Bu döngü içerisinde bir parça oldugum icin kendimede gıcıgım :acpsnr:
 
1. Araç kullanan herkes.
2. Bisiklet yolundan giden herkes.
3. Scooter kullanıp saçma sapan şeyler yapan kişiler.
4. Yayaların saygısızlığı.
5. Zil çalmana rağmen sana yol vermeyen insanlar.
6. Bira şişelerini kırıp yere atanlar.
7. Koskocaman yolda araçların gelip beni sıkıştırması.
8. Bisikletin güzel miş bir tur versene kardeş diyenler.
9. Hatasını kabul etmeyen insanlar.
10. İnsanlar evet insanlar o yüzden sessiz sakin yerlere gitmeyi seviyorum.
 
Çok çok gitmeyeceğim rotada gittiğimde az da olsa minibüsler. Onunda dışında çok rahatsız eden yok. Ana yolda trafiğin akışına az da olsa uygun sürdüğüm için çok bir problem yaşamıyorum. Hatta genelde problem yaşadığım zamanları göz önüne alırsak; Trafik akışına aykırı davranıp maceralı hareketler yapmaya çalıştığım zamanlar diyebiliriz.

Buradan dert yanan arkadaşlara seslenmek gerekirse. Trafik akışı içerisinde bisiklet sürmek istiyorsanız. Düz bir yolda, sağ şeritte minimum 35/40 kmh ile sürmeniz gerekli. Uzun süreli bu tempoyu yakalayamıyorsanız lütfen akan trafik içerisinde bisiklet sürmeyin. Bisiklet yolunda hiç kullanmadığım için o konuda bir yorum yapamayacağım. Ben şuyum, ben buyum, ben bu bisiklet gurubunun kurucusuyum demeniz sizi trafikte korumaz ve öncelik sağlamaz. Sağlığınız ve vücut bütünlüğünüz açısından lütfen akan trafiğe kondisyonunuza ve bisiklet hakimiyetinize güvendiğiniz zaman giriniz. Yoksa nefes almakta zorlanır bir şekilde, emniyet şeridi beyaz çizgisi üzerinde, dili bir tarafına kaçmış 25 kmh ile görünmeniz an meselesi.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: hasanben
Geri