Scudo Sports

Son 10 yılda Türkiye ve dünyada değişen gıda fiyatları

Road_Runner

Road Runner
Kayıt
24 Nisan 2010
Mesaj
5.995
Tepki
24.858
Şehir
İstanbul
Bisiklet
Cervélo
tüiik.png

Bir haber sitesinde şöyle bir video buldum, siteye gömülü olduğu için sitenin linkini bırakıyorum, grafiğin hareketli halini izleyebilirsiniz (link)

Hatırlıyorum, eskiden (2012 civarı) izin günümde dışarı çıkıp, iyi bir serpme kahvaltı eder, canımızın istediği tatlıyı, dondurmayı vs yer, sağlam bir öğle yemeği yer ardından da akşam üstü sinemaya giderdik ve 2 kişinin toplam harcaması 100 TL'yi bulmazdı.

Her neyse bu tip grafiklere, daha doğrusu internet ortamında gördüğüm her grafiğe inanmıyorum, mutlaka araştırıp doğrularım, videonun alt kısmında da kaynak TÜİK denmiş, açtım baktım bakalım endeksler gerçekten böyle mi diye:
(link)

Şuradan excel tablosunu indirebilirsiniz:

tüik.png

Excel tablosunu indirip açtığınızda karşınıza şöyle sayılar çıkacak:

ex.png

Bir de dünya endeksine bakalım, FAO demişler. Google'a "food price index fao" yazınca direk çıkıyor zaten:
(link)

index_table_feb1.jpg

Yani haber sitesinde yansıtılan grafik maalesef gerçek değerler baz alınarak oluşturulmuş ve doğru

Yanlış ve yalan bilginin kol gezdiği, doğru bilgiyle yanlış bilginin artık ayırt edilemediği şu günlerde, televizyona çıkan sözde uzmanlara bile güvenmeyen biri olarak doğru bir bilgiyi nihayet buldum! Bugünlerde doğru bilgiye rast gelmek oldukça zor çünkü. Bu korkunç tabloyu görünce neden bilmiyorum aklıma Osmanlı'nın çöküş devri senaryoları geliyor, tarih öğretmenlerimin anlattıkları, her şeyi kötüye giden Osmanlı... Depremlerle, savaşla, ekonomik krizle, her şeyle boğuşuyoruz ve hiçbirinin üstesinden gelemediğimizi düşünüyorum.

Asıl korktuğum şey ne biliyor musunuz, bu günlerin kötü günlerin henüz başlangıcı olabileceği ihtimali...
Umarım çocuklarımıza "eskiden bu ülke şöyle güzeldi, böyle güzeldi" derken 2010'lu yıllardan alıntı yapmak zorunda kalmayız...
Yükselen döviz değil, altın da değil, gıda fiyatları da değil, düşen Türk lirası. Tüm bunlar aynı sebeple yükselmiş gibi görünüyor, Türk lirası değersizleştiği için. Hani nasıl siz asansörle alt kata inerken sanki asansör kapısı yükseliyormuş gibi gelir ya size, aslında aşağı inen sizin içinde bulunduğunuz kabindir, sabit duran ise kapıdır, fakat biz o an sabit duramadığımız için kapı yükseliyormuş gibi gelir. İşte döviz, altın, ve fiyatların kapısı da aynı bu şekilde yükseliyor gözümüzde, halbuki düşen Türk lirası kabini...

Ben, sınırlı maaşımla satın almayı istediğim bir şeyi alamamaktan yana pek bir kaygı duymuyorum, bu arka planda kalıyor, almasam da olur. Aslında bu kaygım tam olarak 3. planda.

İlk 2 kaygım ne biliyor musunuz?
1- 2000 yıllık devlet geleneği olan, tarih yazmış bir neslin evlatlarıyız... Felatun bey ile rakım efendi kitabında o dönemde bir piyanonun kaç sterlin olduğu ve akçe olduğu iki ayrı sayfada yazılmıştı. Ve ben hemen elime bir hesap makinesi alarak kur hesabı yaptım, kitapta yazan aynı piyanoya ait sterlin fiyatını (birkaç bin) akçe fiyatına (birkaç yüz) böldüm ve kaç çıktı biliyor musunuz? 37 çıktı arkadaşlar. 1 akçe, 37 ingiliz sterliniymiş bundan 145 (2020-1875) yıl önce... İçim parçalandı bunu öğrenince. Şimdi 1 sterlin 8 lira, yani 145 yılda sterlin lira karşısında 296 kat değer kazanmış, daha doğrusu Türk parası 296 kat değer kaybetmiş. Keşke elimizde 1875 yılından bu yana döviz grafiği olsa da bu bilgiyi doğrulayabilsek... Devletimin geldiği bu noktadan kaygı, üzüntü ve endişe duyuyorum.
2- Evlatlarımıza böyle bir ülke bırakacağımız için utanç duyuyorum. İnsanın biyolojik olarak 2 varoluş amacı vardır: İlki üreyip, yavru dünyaya getirerek neslinin devamını garanti altına almak, ikincisi ise beslenmek ve yavrusunu besleyerek kendi ayakları üzerinde durabilecek hale ve yaşa getirmek... Biz evlatlarımızı bu yaşa getirdiğimizde onlara bu satın alma gücü düşmüş Türk lirasını ve hayat pahalılığını, stresi ve yaşam zorluğunu bırakacağız. Ne suçu vardı onların? Tek suçları bizden sonraki nesil olmaları. İşte bu yüzden kendimi kötü ve suçlu hissediyorum. Evlatlarımıza, bizden sonraki nesle bıraktığımız bu imkanlar ve şartlar için kaygı, üzüntü ve endişe duyuyorum.
 
Scudo
Muhteşem bir grafik olmuş,emeğinize sağlık.
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
bu forumun eksiği troller, yok mu hiç "vatan haini, bir kesim terör yandaşı" diyecek sağlam bir iki trol...🤨
hocam durum cidden çok kötü, 3 çocuğum var 1 univ 2 lise ve ne evlilik ne çocuk düşünmüyorlar. genç işsizliği olmuş %27 ...bu ekonomik koşullarda yeni işyeri, fabrika da açan yok..emekli olacakları durdurdun mevcut pozisyonlarda boşalmıyor..yani bu haziranda işsizlere bir milyon yenisi daha direk katılacak...üstüne birde kime neye hizmet edeceği "belli" olan savaşa doğru sürükleniyoruz...dibe vurduk derken bakıyoruzki dip daha derinde...
ben şahsen deve kuşu taktiği uyguluyorum, benzerim milyonlar gibi..çaresiz...
 
Teşekkürler, grafiği ben oluşturmadım yanlış anlaşılma olmasın :) Yine de teşekkürler
O halde düzelteyim: Çok güzel bir post ama içerik olarak değil,emek olarak, uğraşı olarak. :harika:Keşke gerçek olmasaydı, ekonomi bu kadar vahim olmasaydı da,Türk lirası bu durumda olmasaydı da sizde yazmasaydınız. Emeğinize sağlık👏
 
Serkan bey, Osmanlı'nın çöküşünün halen devam ettiğini ve zannedilenin aksine bitmediğini söylesem... Araya sadece bir süreliğine tepeden inme batı idealizmi denemesi girdi desem. Üzülerek söylüyorum ki bu deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sosyal/politik değişimin tepeden inme biçimde gelip kaldığına kanıt gösteremezsiniz. Bu tip değişimler tam tersine toplumun tabanında tetiklenerek geldiğinde başarılı olmuştur. Bunun gerçekleşmesi için de malesef çok başka bir kültürel anlayış gerekiyor. Bizdeki "kadercilik" anlayışı bunun önüne geçiyor. Daha uzun bir süre de böyle devam edecek. Hala bir umut ışığı görmüyorum. 90'lı yıllarda Anadolu'da devlet memuru olarak çalışan bir abim, işçi alımı için yaptıkları sınavlarda (ki hepsinde sınav bahane torpil şahaneymiş, alın size batı idealizmi) sordukları basit sorulara cevap olarak Türkiye yerine "Osmanlı"yı okuduklarını söylemişti. Tabi bu okuma yazmayı bir şekilde sökmüş işçi adayları için geçerliymiş. Bir o kadar da okuma yazması olmayan koskoca adamlardan bahsediyordu.

Osmanlı isim olarak çöktü evet. Fakat anlayış olarak, kültür olarak, politik olarak halen ayakta. Ve çoklu parti dönemine geçildiğinden beri bu ülkenin halkı her defasında malesef batı idealizmine değil, osmanlı söylemlerine oy verdi. Batı idealizmin koruyucusu olan Türk ordusu da her defasında gelip demokrasiye ayar verip gitti. Bu ayar verme olayı son 20 yıldır artık yapılamıyor. Artık yapılabilmesi de mümkün değil, o günler geride kaldı. Bu kimilerine göre iyi bişey, kimilerine göre değil. Yorum sizin.

Şunu da şuraya bırakayım:
 
@HakanAydn artık içinde bulunduğumuz hali normalleştirdiler çünkü, bunu bize normal olarak benimsettiler. Biz de "ha
Serkan bey, Osmanlı'nın çöküşünün halen devam ettiğini ve zannedilenin aksine bitmediğini söylesem... Araya sadece bir süreliğine tepeden inme batı idealizmi denemesi girdi desem. Üzülerek söylüyorum ki bu deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sosyal/politik değişimin tepeden inme biçimde gelip kaldığına kanıt gösteremezsiniz. Bu tip değişimler tam tersine toplumun tabanında tetiklenerek geldiğinde başarılı olmuştur. Bunun gerçekleşmesi için de malesef çok başka bir kültürel anlayış gerekiyor. Bizdeki "kadercilik" anlayışı bunun önüne geçiyor. Daha uzun bir süre de böyle devam edecek. Hala bir umut ışığı görmüyorum. 90'lı yıllarda Anadolu'da devlet memuru olarak çalışan bir abim, işçi alımı için yaptıkları sınavlarda (ki hepsinde sınav bahane torpil şahaneymiş, alın size batı idealizmi) sordukları basit sorulara cevap olarak Türkiye yerine "Osmanlı"yı okuduklarını söylemişti. Tabi bu okuma yazmayı bir şekilde sökmüş işçi adayları için geçerliymiş. Bir o kadar da okuma yazması olmayan koskoca adamlardan bahsediyordu.

Osmanlı isim olarak çöktü evet. Fakat anlayış olarak, kültür olarak, politik olarak halen ayakta. Ve çoklu parti dönemine geçildiğinden beri bu ülkenin halkı her defasında malesef batı idealizmine değil, osmanlı söylemlerine oy verdi. Batı idealizmin koruyucusu olan Türk ordusu da her defasında gelip demokrasiye ayar verip gitti. Bu ayar verme olayı son 20 yıldır artık yapılamıyor. Artık yapılabilmesi de mümkün değil, o günler geride kaldı. Bu kimilerine göre iyi bişey, kimilerine göre değil. Yorum sizin.

Şunu da şuraya bırakayım:


Videoya kadar olan kısma katılıyorum, videoya şu sebeple katılmıyor ve temkinli yaklaşıyorum, dünyanın diğer gelişmemiş ülkelerinde de yerli markalar bu şekilde dünya devlerine satılıyor bence. Zaten satın alan markaların, dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösterdiği bu videoda bile gösterilmiş. Dünya tekelleşmeye doğru gidiyor, Türkiye neden gitmesin? Büyük global şirketler, yerli küçük şirketleri bir bir satın alıyor ve bu bizim ülkemize has bir durum değil bence :harika:
 
@mariokaldato
Evet, bizim ülkede mal değerli, emek ve insan ise malesef değersiz. En kolay göstergesi, -bu forumda da zaman zaman rastladığım- hayatımızda çok da önemli bir fark yaratmayacak olan bir kaç cm metale yüzlerce (belki binlerce) lira verilmesini gayet normal karşılayıp, emek ve bilgi ile yapılan tamir ve bakım için iyi bir bisikletçiye verilen paraya acınması. 10 lira fazla verdim diye üzülüyor insanlar.

gıda fiyatlarına ilişkin olarak diyeceğim ise;
Dışarda yenilen yemeğin maliyeti ciddi şekilde arttı. En büyük sebebin verdiğimiz paranın önemli bir kısmının yemeğe değil dükkanın kirasını karşılamak için verilmesi olarak görüyorum.
Market ve pazar fiyatlarındaki artışı da benzin maliyetine ve aracısız satışın zor olmasına bağlıyorum. Üretici malını tüketiciye doğrudan kolay satamıyor.

Ama ben bir uzman değilim tabi, veriyle araştırma yapmadım. bunlar benim kendi hayatımdan çıkarımlarımdır.
 
Bu günler daha iyi günlerimiz. Mevcut kriz Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en uzun krizi olacak. Bu güne kadar yaşadıklarımız henüz krizin fragmanı bile değildi.
 
Evet oğlanla turum bugün 25 liraya patladı, kerata acıkmış ekmek arası köfte, bir ayran, azıcık patates cipsi ve benim içtiğim 3 bardak çay.

Çocuk bugün acıktım dediği için öyle oldu, diğer günlük 2 saatlik turlarımız 2 çikolata, 2 su, 2 muz 6 bilemedin 7 lira tutuyor.

Aya vursan en az 20 gün de minumum 150 lira tutuyor turlarımız tabi çocuk yemek yemezse:).
Kimin için kazanıyoruz elbette evlatlarımız için. Bu işin hesabını da ilk defa yaptım Serkan Hocanın açmış olduğu konu başlığını okuyunca.
Ya çok şükür yiyecek ekmeğimiz aşımız var ama birşeyler ters gidiyor. Allah kimseyi namerde muhtaç etmesin.
 
Tohum, gübre, mazot ithal. Yıl kurak gitti mi, fiyatlar arttı mı, sıfır vergi ile ithal gıdaya kapıları açıyoruz. Yıllardır çiftçilik yapan adam artık kendi yiyeceği kadarını ekip biçiyor.
 
…...
Batı idealizmin koruyucusu olan Türk ordusu da her defasında gelip demokrasiye ayar verip gitti. Bu ayar verme olayı son 20 yıldır artık yapılamıyor. Artık yapılabilmesi de mümkün değil, o günler geride kaldı. Bu kimilerine göre iyi bişey, kimilerine göre değil. Yorum sizin.
Demokrasiyi içselleştirememiş toplumlarda askeri vesayetin sürmesi lazım..
Türkiye'nin uçurumdan yuvarlanma veya freni patlamış kamyon gibi aşağıya uçma süreci,askerin vesayetin kaldırıldığı yıllara denk geliyor..Sonrasında laikliğin iyice sindirilmesiyle,Türkiye bu noktaya geldi..
 
Bütün dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye'de artıyor. Çünkü köylerde üretecek genç insan kalmadı. Tamamı şehirlere indi. Köylerde sadece ihtiyarlar kaldı. Onlar büyük çaplı ekim işlerine giremiyorlar. En fazla 3 ya da 5 ineğe bakabiliyorlar.

Neoliberal ekonomi politikalarıyla tarım planlı bir biçimde bitirildi. 80'li yıllara kadar kendine yeten Türk tarımı bilinçli biçimde baltalandı. Üretim ekonomisinden rant ekonomisine geçiş yapıldı. Bunu sadece okuyan yazan kimseler değil cahil halk kitleleri bile gördü. Üreticisine ikinci sınıf yurttaş muamelesi yapan her ülke sonunda aç kalmaya mahkumdur.

2019 aralık ayında 296 liradan 100000 liralık altın alsaydınız bugün 110000 liranız olacaktı. Böyle bir ekonomide kim neden üretsin? 2 ayda 100 bin liralık yatırıma 10 bin lira kazanç getirebilecek bir üretim alanı var mı? Üretici parasını aralık ayında yatırıma yönlendirse idi bu ekonomik koşullarda kâr etmeyi bırakalım parasını bile kurtaramayacaktı. Millet üretmek yerine paradan para kazanıyor artık. 250 bin liraya tarla alsan ve onu ekip biçsen yıllık 10 bin lira kazandırmıyor. Aynı parayı %10 faiz oranıyla kırık vadede işletsen aylık 2 bin yıllık 24 bin lira faiz getirisi var. Şimdi parası olan adam neden yatırım yapsın? Enayi mi? Bir ayda altından 10 bin lira vurup geçmek varken, faizden yıllık garanti 24 bin lira kazanmak varken üretim amaçlı yatırım yapıp onun kahrını neden çeksin?
 
Son düzenleme:
Yerli tohum elemlere devlet desteğini çekmedi daha değil mi? Sonrasında sanırım yerli tohumla çiftçilik yapana hapis cezasına varan uygulamalar dillendiriliyor. İnsan inanmak istemiyor bu söylentilere.
 
1984 distopyasına doğru hızla gidiyoruz.
 
Şimdi köy de 1000 dönüm arazin olsa , ahırında 40 tane büyükbaş hayvan, 300 tane davar önünde, eee o kadar arazi için olması gereken en az 200 liralık bir traktör ve 100 liralık zirai ekipman en hesaplı olanından bugün bir havalı mimzer 100 bin liraya yakın. Eğer oğlun varsa nanayi yedin . Niye mi evlenecek kız bulamayacaksın, çocuk okadar malla mülkle terbiye olacak.

Maalesef kızlarımız aman şehir olsun asgari ücret olsun ,yok diğerine gösteriş olsun diye asgari ücrete taş gibi yiğitleri kul köle etti. Zihniyetimiz bozuldu. Gıda fiyatları normal her halde . Biz ettik biz bulcaz vesselam.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
Adamlar emirle faiz indirip habire millete kredi pompalıyor. Enflasyonun fırlaması çok normal. Serbest piyasa ekonomisini mahvettiler. Artık istikrar yok. Herkes hak ettiği şekilde yönetilir. Cumhuriyet bu insanlara bir kimlik, bireylik verdi ama onlar kul köle olma zihniyetinden çıkamadılar ne yazık ki. Değişmeye direnen, muhafazakar toplumlar başkasının oyuncağı olmaya mahkumdur. Atatürk elindeki malzemenin farkında olarak hızlıca devrimlere girişti ama gördüğünüz gibi ne yazık ki başarısız oldu. İçim parçalanıyor ülkenin bu halini gördükçe
 
@bugraakb
O kadar da değil. Atatürk büyük bir entelektüeldi. Sayesinde oldukça ilerledik. Zaman zaman ileri geri gidişler olur, ama çok ciddi bir birikimimiz var. Tabi daha iyi olabiliriz ama bu moralimizi bozuk tutarak olmaz. Şimdi özendiğimiz ülkeler de pek çok sınavdan geçti, biz de geçeceğiz. Geçmiş tercihlerimiz gelecektekileri bozmasın. Geçmişteki başarısızlıklarımızdan ders alarak geleceğe bakarsak bu bizim için bir varlık olur, batık masraf (“sunk cost”) değil.
 
Türkiye gıda fiyat endeksi TL üzerinden, dünya gıda fiyat endeksi $ üzerinden hesaplanmıyor mu? Son 10 yılda paramızın $ karşısında %75 değer kaybettiğini düşünürsek gıda fiyatlarının da bizde çok daha fazla artmış olması gayet normal. Mecimeği Kanada'dan, nohutu Arjantin'den ithal ediyoruz, Türkiye'deki fiyatların uluslararası piyasada belirlenmesi kaçınılmaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Afyon35 ve MakRo
@Anonim ben iyimser olamıyorum ama umarım dediğiniz gibidir
 
Geri