Scudo Sports

Şu malum bisiklet yolunda piknik haberi üzerine amatörce sosyolojik tahliller

itiraf ediyorum. daha birkaç yıl önce bisiklet yoluna (tabi o yolun bisiklet yolu olduğunu bilememişiz ) araba parketmiş ve "çimenlerin üzerinde" piknik yapmıştık yeni bir orta sınıf mensubu olarak. tabi o zamanlar bu forumlardan ve bisiklet rajonundan bihaberdim. insan bildiği ama gerçekten bildiği, özümsediği şeyleri sever, ona saygı duyar ve daha önce anlayamadığı için üzülür.
biz bilmediğimizin düşmanı, tanı(ya)madığımız, tahlil ed(e)mediğimiz, anla(ya)madığımız, karşımızdakini, aktüel tabiriyle "ötekini" yok saydığımız sürece bu tür sıkıntıları hep yaşayacağız.
ne bisiklet dünyası; piknik yapan ama kent yaşamının kurallarını bilmeden veya kasten çiğneyenlere üstten bakmacı, güncel siyasi fikirlerini çıkmazlarını bisiklet üzerinden verecek, sen bilmezsin ey adam ben bilirim havasına girecek, ne de piknikçi yeni orta sınıf, bisiklet dünyasındakileri laylaylom yaşayan, havai tipler olarak dikkate almamazlık yapmayacak.
artık önyargıları atmak lazım. videoyu tam izlemediğim ama "doğruyu doğru şekilde yapmak lazım."
 
Scudo
Olayın esinlettiği sosyolojik tahlil gerçekten amatörce olmuş.
Kendini ve ne yaptığını bilmek ve doğru değerlendirebilmek en büyük erdemdir.
Konu sahibi arkadaşımı bu nedenle kutluyorum.
 
İşin sosyolojik tarafına bakarsak, gerçekten her kesim her görüş her cinsiyet ve yapabileceğiniz tüm ayrımlarda giderek arası açılan ayrılıkların varlığı, asgari müştereklerin kayboluşu, herkesin birbirine şüphe ve güvensizlik tahtında yaklaşması, milli-manevi, ahlaki değerlerimizin yokoluşu, yozlaşmış cahilleşmiş ama çok cahilleşmiş, teknolojinin esiri olarak bireyselleşmiş bir genç nesilin gelişi, büyük şehirlerin insan kalabalığının ihtiyaçlarına cevap vermeyişi, veya verecek imkan olsa da yetkililerin bunu yönetmede aciz kalışı. Ancak her şeyi de yetkililere bağlamak çok ucuza kaçmak oluyor. Ana yollar- yan yollar- en dar ara sokaklar (40 derecelik dik yokuşlar dahil) araba parkına dönüşmüş durumda. Araba sahibi olmak, benzinin kulu kölesi olmak (devletin en önemli gelir kaynağının (ötv) -sürekli vergisinin yüksek oluşundan şikayet edilmesine rağmen- müşterinin bizzat kendisi tarafından pompalanması) bizim (toplum geneli) suçumuz değil mi? Ben devlet olsam aynen bu düzene (akaryakıtta yüksek ötv, paralı otoyol, paralı köprü) devam ederim hiç yalan yok. Şikayet eden insan kullanmayacak kardeşim. Arz-talep meselesi. Belediye doğru dürüst toplu taşıma yapmıyor ne yapalım diyerek sıyrılabilir miyiz? Sokaktaki kapkaçın daha büyüğü devlet mekanizmasının içindeyken, kime güvenebileceğimiz meçhulken, kadın doğrayanlar, bisikletliyi ezip kaçanlar neredeyse cezasız hayatlarına devam edebilirken, yapı ve işçi güvenliği, denetimleri konuları ancak büyük facialardan sonra dank ederken, bireysel çabalarla -bu örnekteki her iki taraftan- da anlayış beklemek zor gibi, çünkü ben dahil, hepimiz dahil, az ve çok, bilinçli ve bilinçsiz katkılarla bu resmin içindeyiz. Şöyle düşünmek lazım. Ben hatalıyım, ben kusurluyum, ben milleti düzeltmeden önce kendimi düzelteyim. Bendeki eksiklikler listesi: 1- xxx, 2- yyy, 3.... Ama dediğim gibi bu, yıllar, onyıllar alacak bir süreç.
 
@mehmetsunu

evet mehmet dostum düşüncelerine katılıyorum ve ekleme yapmak istiyorum
kaderci toplumlar kalkınamaz kadere inanan ,kaderim buymuş deyip kendine acıyan bir toplumdan hayır gelmez,
tarih çok büyük dersler ile dolu ,iki ülke var bu ülkelere şiddetle saygı duyarım

1- almanya
2- japonya

bu ülke örnek alacak ise bu ülkelerin 2.dünya savaşından nasıl muzaffer çıktıklarını görecek nasılmı,
atom bombası yiyen hemide iki tane yiyen japonlar amerikalıların önüne 4 işlem hesap makinesini koydular
japon mucijesi ,evet adamlar teknoloji hamlesi yaptılar,
biz 200 senedir belimizi doğrultamıyoruz bi şey icat etmek bizim neyimize anlamayız biz
burada kendi ülkesini aşalayarak bir yere varma derdinde değilim şuna inanırım bu halkı harekete geçirtecek kadrolar lazım,
onları üretime teşvik edecek ve teknolojik hamle yaptıracak kısaca türk mucizesi olacak ,bunun için argeye önem vereceksiniz
montaj sanayi değil benim sanayim ,
evet sıra eğitime gelecek reform yapacaksınız ezberci değil beyni çalışan düşünen düşünmeyi seven nesiller yaratacaksınız,ilkokula bisiklet dersleri konacak seçmeli olmayacak böylelikle bisikleti seven nesiller doğacak
çocukların neye kabiliyeti olduğunu eğitici uzmanlar keşfedecek ve devlet o çocuğun önünü açacak
ülkede işşiz kalmayacak asgari ücret 2500 lira olacak işçiler mutlu patron mutlu köylü çiftçi ürettiği ile mutlu ,abd 'de tarım sektörü yüzde 5 'dir ama bu ülkenin tarım sektöründen son derece üsttedir
dışardan yiyecek almayacaksınız siz üretecek iç pazara ucuza mal edeceksiniz aracıları devlet aradan çıkartacak nakliye devlet tarafından yapılacak ,köylüden alacak devlet şehirdeki tüketiciye iletecek hemde ucuza ,sera değil doğal üretim çiftlikleri kurulacak ve hayvancılık bir numara olacak ,hiç bir şeyi dışardan satın almayacaksınız öncelikle kendi yağınızla kavrulmayı öğreneceksiniz.bizde olmayan hammadde var ise takas yolu ile satış yapacaksınız,bu ülkenin en büyük derdi petroldür alternatif enerji bulunmadığı müddetçe senede 60 milyar dolar gidecek,

evet son olarak ,cahilliği bitireceksiniz,mükemmel alt yapılı şehirler kuracak ve şehir kültürünün ne olduğunu halka öğreteceksiniz.
 
Dönüştürülen her toplumda bu tür vakıalar olacak, daha beteri de olacak ve olmakta da. Bir tarafta, özgürlük kavramını içselleştirmiş bilinçlenen kesim, diğer tarafta, dönüştürme politikasının hedefindeki, dönüştürülmeye müsait yığın, esas kitle. Bir tarafta, şehir yaşamının gereklerini bilen ve devletin zaafına, eğitimin yetersizliğine, cehaletin ayak diremesine rağmen, aynı havayı soluduğu kitleye kuralları benimsetmeye çalışan (videodaki gibi, bazen taviz vermeksizin, bazense eğitmeye çalışarak) bir kitle, diğer tarafta, usulsüzlüğü, kuralsızlığı, gücü elinde bulunduranın sonsuz, sınırsız tavizkârlığı ile kendi lehine kullanmaya çalışan kesim.
Topiği açan arkadaş bir tahlil yapmak istemiş, sonuçta, her bireysel ya da kitlesel davranışın altında elbette sebebiyet veren bir olgu olmalı. Olaylar arasında neden- sonuç ilişkisi kurmaya çalışmış. Şahsım adına teşekkür ederim.
 
@S.Paker

Çok güzel özetlemişsiniz. Ben de hep anlayış-empati öneminin üzerinde durmaya çalışıyorum bu gibi durumlarda. Şöyle yazmıştım bir diğer başlıkta:

Bu gibi durumlarda karşımızdakini saygı çerçevesi içinde uyarmalıyız, hatasının doğuracağı sonuçları anlatmalıyız o kadar. Gerisi karşımızdaki insanın kapasitesine, karakterine kalmış bir durum. Ya utanır, akıllanır, özür diler ya da umursamaz. Nitekim aile bisikletliler geri döndüğünde hala orada oturmaya devam ediyorlar. Bu onların ayıbı, siz zaten üzerinize düşen görevi yerine getirdiniz, uyardınız onları. Herkesi olduğu gibi kabul etmek gerek. Umursamaz ve saygısızlarsa ne yapalım yani değiştiremeyiz onların bakış açılarını. Mangal devirmekle, bize yapılan saygısızlığa saygısızlıkla cevap vermekle de düzelmez işler.
 
keşke tahlil yapmanın zorluğu ile insanlara kazandırmaktaki zorluğun yeri tam tersi olaydı da bu konuda yazılan her bir tahlili kolayca kazandırabilseydik.
 
@Raşit S

Ben de tam 3 kere okudum hiçbir şey anlayamadım.

İyi birşeyler demiş orası kesin ama :)
 
@Y. Serdar Güler

Hamam böceği olayım demiş hamam böceği olmuş anlamış yani
 
@Raşit S

Anaa kertik sen ölmedin mi ? Dün o kadar kafana raid i boşalttım hala mı :D ?
 
@MertAG

Biz bir ölür, bin doğarız Mert...Ayakkabının içinde mantar yapıcı kalikus kilikus bakterilerini yemek için girmiştim, ama sana iyilik yaramıyormuş. Elveda zalım dünya, daha çocuklarla bisiklet yolunda mangal yapacaktık, artık öbür tarafta yaparız.
 
videoyu izlemeden önce bisikletçileri haklı buluyordum.Ancak izledikten sonra haklıyken haksız duruma düşen bisikletçiler gördüm.
Adam bilmiyor demekki bisikelt yolu oldugunu
Diğeri de sosyal medyada paylaşacağım deyip duruyor.
İnsan,insan gibi küçümseden nabza göre şerbet vererek usulunce anlatır olayı.O çocuklar ailesinin nasıl kötü duruma düştüğünü belki şimdi kavrayamaz ama ileride ne olacak ?

İçimden dedim ki keşke şöyle kadın ağırlıklı değilde yetişkin,holigan bir grup erkek olsaymış orda

Bisiklet yolu diye birşey olduğunu 5 yıl üniversite için iki farklı büyük şehirde yaşamama rağmen ben daha bu sene öğrendim.
Bazı şeyler zamanla oturur.
 
@mehmetsunu

Ben de yaşım gereği sizin bu ifade ettiğiniz gruba dahil oluyorum sanırım. Ne tür bir simge derdindeymişim acaba? Tayt giyip bisiklet süren benim gibi ileri yaşta insanların aklının ucundan geçmeyen, bu art niyetli düşünceniz nedir acaba?
 
Geri