Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Tadım bar içinde ne var?

Araştırma özeti ve hipotezi: İki kedi grubu var. Kediler araştırma için farklı yerlerden bağışlanmışlar. Bir grup 2/3 pişmemiş süt ve 1/3 çiğ kasap reyonu artığı, pişmemiş balık ile besleniyor. Diğer grup 2/3 pastörize süt ve 1/3 pişmiş kasap reyonu artığı, pişmiş balık ile besleniyor.

Hipotez: Pişmiş besinler insan sağlığı için zararlıdır. (Bağımsız, Yanlış)

1. Kediler insanlarla karşılaştırılabilir deney için uygun değillerdir.
2. Kediler tam etçil canlılardır. Bu canlılar vücutlarında taurin sentezleyemezler. Bu araştırma ‘kedi beslenmesinde taurinin vazgeçilmez önemi’ bilinmeden önce yapılmış.
3. Isıl işlem görmüş proteinin kedilerde ‘büyük ihtimalle Maillard reaksiyonu kaynaklı bir bağırsak kısıtlaması’ taurin üretimini ve konsantrasyonunu kısıtladığını gösteren bir çok çalışma var.
4. Kediler ısıl işlem görmüş süt içtikleri için ve vücutlarında da başka malzemelerden bu amino asiti sentezleyemedikleri için taurin eksikliğiyle karşılaşmışlar ve uzun döneme yayılan hastalanma eğilimleri de bu yüzden.
5. İnsanlar, yani omnivorlar, taurini herbivorlar kadar verimli üretemeseler de vücutlarında başka malzemelerden sentezleyebiliyorlar. Ayrıca yenilen diğer ot/bitki vs gibi şeyler de taurin açığını kapatmakta yardımcı.
6. 80 yıl önce yapılan bu deneydeki bir diğer güvensizlik oluşturan konu ise tüm kedilerin ‘bağışlanmış’ olmaları ve geçmişleri hakkında bir bilginin olmaması.
7. Makalede geçen
“We placed an order for raw-meat scraps at the market where the Sanatorium meats were bought; these scraps included muscle, bone, and viscera.” bu kısım da araştırmadaki beslenme düzeni ve çeşitliliğinin kediler arasında eşit yüzdelerde dağıtılmamasına istinaden bir güven sorunu doğuruyor.

Sturman’ım 1986’da yaptığı kediler ve taurin üzerine olan araştırmadaki ‘Taurinsiz beslenen’ kedilerin gösterdiği sağlık problemleriyle Francis Pottenger’in sağlıksız kedilerinin gösterdiği sağlık problemleri aynı.


SONUÇ: ‘Her işlenmiş veya ısıl işlem görmüş gıda insanlar için zararlıdır’ hipotezi hem kedilerin insanlarla besin ve mikrobesin metabolizması açısından karşılaştırılamayacak kadar farklı olmaları sebebiyle ‘bağımsız’ hem de yanlıştır. Sağlıksız kedilerin oluşu tamamen kedilerin metabolik faaliyetlerindeki zamane bilgi eksikliğine bağlı olarak varolan bir sonuç.

Bir başka sonuç: Fazla komplo teorisi üretmeden hayatımıza devam edelim. Bilgi çağını çoktan geçtik. Önümüzdeki dönem, yanlış veya şüpheli bilgiyi ayırt etme dönemi.

Bir şaka: Lise biyolojiniz de zayıfmış zaten
@Serkan Mıstınoğlu
 
Scudo
@Watts Per Kilo #Froome
Kedi besleyen biri olarak bir ek; Kedi mamalarında ek olarak taurin bulunuyor. Hatta bunun yüzdesi ile övünüyor mama firmaları.
 
  • Beğen
Tepkiler: Watts Per Kilo
@Murat B.


İncir gibi yüksek früktozlu meyvelerden de uzak durun diyorum ve arttırıyorum:
Jelibon yeyin. Glikoz şurubundan yapılma içeriği temiz jelibonlar bisikletçiler için en ucuz enerji jelleri.
Korkmak yerine efektif kullanmaya bakalım.

Kent-Jelibon-Cola.jpg
 
@Berke Şahan Eğer çok şişko veya diyabetik değilsek ve antremanda/sürüşte duvara çarptıysak maltodekstrin ve glukoz ürünleri en hızlı/verimli/mantıklı seçenekler.

Fruktozun kan glukozuna çevrilmesi çok uzun süreceği için antrenman sırasında alınması mantıksız. Bir başka mantıksız şey ise, aynı şekilde, yulaf vs gibi sindirimi saatler alan şeylerin tüketilmesi.

Katılıyorum.
 
@Serkan Mıstınoğlu Buradada veteriner hekim ogrencisi olarak ben devreye girmek istiyorum.

Pastörize islemi süte mutlaka yapilmasi gereken bir islemdir, egee çiğ süt daha iyi diyorsaniz bence siz çiğ sut icin derim ama tavsiye etmem. Hayvandan süte gecen bircok zoonoz hastalik bulunmakta ve bu etkenler insan sagligi için oldukca tehlikeli, eger pastoriz islemi olmadan sadece çiğ süt içse herkes nüfusun çoğu hasta olurdu.

Kendim bir süt fabrikasinda staj yapmis birisi olarak arkadasimiza katiliyorum markette en az katkiya sahip ürünler süt ürünleridir
 
bir süt fabrikasında çalışıp ayrılandan duyduğum bir kaç ipucu vereyim. nişasta, çeşitli kimyasallar hatta kireç daki ekleniyormuş süt ve süt ürünlerine. hadi iyi olduğunu iddia ettiniz sütünüzün sütün muhafaza edildiği kutular üzerine minik bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim. cargill vb firmalar ülkemizin sağlığı ve geleceğiyle oynuyorlar.abd yi eğer protesto edeceksek iphone kırmakla değil mesele bu kanserojen firmaları geri kovalamaktır.
 
  • Beğen
Tepkiler: Berke Şahan
@Serkan Mıstınoğlu hocam en iyisi ben hiçbir şey yemeyeyim öleyim napayım yav :) tavuk konusunda da baya tartışmıştım buralarda aynı sekilde bence siz kaynatarak için ben pastorize :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
Selamlar çok fazla içerik bilmem ama migrosta yeni bir ürün çıktı power slim markasi 3 modeli var antioksidan-energy ve detox adinda ustunde ve reklamlarda seker-glukoz-koruyucu katki maddeleri yok diyor sadece kuru meyveden miş bilen biri incelerse seviniriz 3:50 tl fiyatı var
 
@Watts Per Kilo #Froome

Taurine dört elle sarılmışsınız da, pastörize süt içen buzağıların 6 haftalık ölümü için ne düşünüyorsunuz. Durun tahmin edeyim: "Buzağı ile insanlar bir tutulamaz" :eek:

Paylaştığım yazıda pek çok madde olmasına rağmen siz bir tanesini cevaplayıp işin içinden "sıyrılmaya" çalışmışsınız. Üstelik bunu yaparken de aşağılayıcı bazı ifadelere başvurmuşsunuz, gergin oluşunuzu anlayabiliyorum çünkü bazı soruları duymak dahi istemiyorsunuz, piyasanın içinde olan biri olarak. Bu soruların başında da "pastörizasyon, sıhhî olmayan mandıralardaki hasta ineklerden alınan sütü göreceli olarak "zararsız" hâle getirir" sorusu geliyor malesef :harika: Çünkü adeta ölü taklidi yapmışsınız.

İneklerin, üzerlerine bağlanan cihazlarla 7/24 yaşadığı ve kimi zaman memelerinin bu sebeple kanadığını, bu kanın sağılan süte de karıştığını gösteren çok sayıda video mevcut. Muhtemelen montaj ve iftira diyeceksiniz ama bunlar malesef endüstriyel sütün acı gerçekleri. Tabi size göre "ısıl işlem" :) Güneş görmeyen ve 4 metrekare alanda yaşayan bu ineklerden alınan ve "temiz" hale getirilen sütü savunduğunuzu hatırlatırım. Öte yandan sizi anlıyorum, tabiki savunacaksınız çünkü bu sizin işiniz :harika:

Çok farklı bir konuya değinmek istiyorum, madem sütlerin sıfır katkı ile rafa konulduğunu ima ediyorsunuz. Piyasadan en bilindik 4-5 pastörize sütü alın ve birer bardak için. Tatları aynı mı? Kesinlikle değil. Aynı şeyi köy sütü için söyleyebilir misiniz? Yani Farklı bölgelerden toplanmış köy sütlerini bile içseniz, tatları neredeyse aynıdır. Ayırt etmeniz istense ayırt edemezsiniz. Fakat ilk örnekteki pastörize sütleri kokusundan dahi ayırt etmek mümkün.

Bir adım daha ileri gidelim, aynı markaya ait pastörize sütü ve günlük sütü alıp için, tatları yine farklı! :eek:

Başka bir örnek, marketten alınma bir sütü sırf meraktan buz dolabında 1 seneye yakın muhafaza ettik. Süt açılmış ve yarıya kadar tüketilmişti. Kutularındaki ibarede açıldıktan sonra 2-3 gün içinde tüketilmeleri öneriliyor. Peki bilin bakalım bu süt ne zaman bozuldu? Tam 5 ay sonra bozulma belirtisi gösterdi, yani ekşidi. Ve bu süt günlük süttü, pastörize bile değildi. Bu süt masum mu sizce? o_O Sormam bile hata, tabiki masum diyeceksiniz çünkü bu sizin işiniz.

Tamam bilgilisiniz, benim hayatımda duymadığım biyolojik terimleri siz tesbih yapıp sallıyorsunuz hatta küçük görür ifadelerde bulunuyorsunuz, benim için sorun yok. Fakat şunu da bilin ki, tüketiciden gizlenen ve "ısıl işlem" ifadesinin arkasına saklanan ciddi müdahaleler var süte, öyle ki sütün kokusu dahi, bozulma süresi dahi değişiyor. İneklerin 4 metrekare alanda işçi gibi çalıştırılmasından bahsetmiyorum bile, o ineğin vereceği sütü zaten sorgulamıyorum bile :) Zaten size (veya bu şirketlere) sorsak inekler aynı böyle bir hayat yaşıyorlar:

maxresdefault.jpg


:bsmagryr:

Bahsettiklerimi komplo teorisi olarak değerlendirenler için video da paylaşalım :harika:


@Watts Per Kilo #Froome

Kesinlikle :harika: :acpsnr:
 
Çiğ sütle ilgili bir makale.

(link)
"Consumption of unprocessed cow's milk protects infants from common respiratory infections."
"İşlem görmemiş inek sütü tüketimi, bebekleri yaygın solunum yolu hastalıklarından korur."

"CONCLUSIONS:
Early life consumption of raw cow's milk reduced the risk of manifest respiratory infections and fever by about 30%. If the health hazards of raw milk could be overcome, the public health impact of minimally processed but pathogen-free milk might be enormous, given the high prevalence of respiratory infections in the first year of life and the associated direct and indirect costs."

Sonuçlar: Erken yaşta, çiğ inek sütü tüketimi solunum yolu hastalıkları ve ateşi yaklaşık %30 azalttı. Çiğ sütün "SAĞLIK YÖNÜNDEN RİSKLERİ AŞILABİLİRSE", az işlem görmüş ve mikropsuz sütün ,(ilk 1 yaşta yüksek oranda görülen solunum yolu hastalıklarının sıklığı düşünüldüğünde) genel halk sağlığı üzerindeki faydaları çok büyük olacaktır.

-------

Çiğ süt "temiz" olarak elde edilebilirse çok faydalıymış anladığım. Ama asıl zorluk çiğ sütü sağlıklı bir şekilde taşımak, ulaştırmak.
Köyde kendi yetiştirdiğiniz sağlıklı bir inek olsun, onun sütünü sağıldıktan hemen sonra içmekte bir sorun olmaz, hatta çok faydalı olur. Ama o sütü şehre ulaştırmak, şehirde müşterilere dağıtmak işte orası sorun.
Sokak sütçülerinin getirdiği sütlerin çiğ olarak içilebileceğini sanmıyorum.
 
Geçmiş dönemde işim gereği kredi pazarlaması için büyükbaş hayvan çiftliğine gitmiş idim Torbalı - İzmir bölgesinde...
Firma sahibi ile konu doğal süt ve süt ürünlerine geldiğinde, adam doğal süt bulmanın neredeyse imkansız olduğundan bahsetmişti...
Nedenini sorduğumda doğal mera mı? Kaldı diye cevaplamıştı...

Hayvanların doğal ürünle beslenme imkanı olmadığını, meralarda yetişen ot türlerinin bile kimyasala maruz kaldığını,
kaldı ki ülkede doğru düzgün mera kalmadığını,
kırsalda yada sanayi tipi besicilikte yoğun olarak fabrikasyon yem, antibiyotik vb ile hayvanların beslenmesi hakkında detay vermişti...

Demem o ki doğal ürün’e ( süt, yumurta vb ) ulaşmak günümüz sanayi toplumlarında pek mümkün değil...
Asya steplerinde, Güney Amerika yüksek bölgelerinde falan doğal yöntemler devam ediyordur.(Belgesellerden izlediğim kadarıyla)

Kaldı ki her doğal ürün en sağlıklı ürün müdür?
Hele içinde yaşadığımız akvaryum benzeri dünyayı göz önüne alırsak...
 
@Serkan Mıstınoğlu Sıhhi olmayan mandıralar... Hocam süt endüstrisi veya teknolojisi hakkında hiç bir fikriniz olmamasına rağmen ay şöyle şuna ne dersiniz ay buna ne dersiniz diye gereksiz sorular soruyorsunuz. Süt endüstrisinin içinde’idim’. Hiç bir alakam kalmadı ne endüstriyle ne süt ile. Bir hafta içerisinde yüksek lisans için avrupaya gidiyorum. İnanın ülke de endüstri de umrumda değil. Sorduğunuz tüm soruların bilimsel ve GERÇEK cevapları var. Mikrobiyal yükten, z sayısına, ısıl işlem teknolojisinden süt alım testlerine anlatabilirim. Sorularınızın cevapları bu konularda yatıyor.

Daha önce Türkiye dışında da ‘Haycancılık Teknolojisi ve Üretim Planlaması’ üzerine çokça eğitim aldım.

Son sözüm: Güvenilir, köklü markaların raflardaki sütleri marketlerde bulabileceğiniz en güvenli ve en saf gıdalardır.
 
Daha önce yazmıştım olay anlaşılmadı sürt endüstrisinin birebir içindekilerden yani denetleyenlerden biliyorum. Şu anda piyasadaki pastorize sütlerin hepsi gerçekten süt mü ?

Cevap elbetteki değil
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
Eski (2. sayfadaki) sorularıma cevap yok, bu sayfadaki yeni sorularıma da cevap yok. Geçen sayfada yazılan "150 ton süt işliyoruz" yorumunuzu kendiniz silmişsiniz :) Paylaşılan diploma, ilk uçakla gidilen yüksek lisans, alınan eğitimler. Cevaplanamayan sorular :harika: Biliyorsunuz diye size soruyordum sinirlenmeyin. Ben de başkalarına sorarım o zaman :cool:

Neden kızdığınızı da anlayamadım :(

Ben;
@Serkan Mıstınoğlu
dedim,

Siz de;
@Watts Per Kilo #Froome
dediniz.

Yapacağınız yeni yorumda yine aldığınız eğitimlerden bahsetmenizi umuyorum. Sizi daha yakından tanımak istiyorum çünkü. Örneğin diploma notunuz, bildiğiniz yabancı dillerin sıralı tam listesi, gibi bilgileri paylaşarak haklı olduğunuzu ima edebilirsiniz o_O
 
  • Beğen
Tepkiler: dodurgalı_06
-
-

Raftaki her süt içilir, her süt iyidir diye bir şey yazmadım. Pastörizasyondan önce ‘Süt Alım’ ünitesi vardır. Bu; bilindik, köklü markaların hepsinde vardır. Süt alım ünitesi süt daha köylüden ve süt merkezlerinden alınınca kimin sütü hangi tankta bilir. Çiftliklerden alınan veya süt merkezlerinde toplanan her sütten birer örnek alınır. Fabrikadaki süt alım ünitesi her süt tankından örnek alır; kimyasal ve biyolojik analizler yapar. Eğer bir kalite/güvenlik kusuru varsa tespit eder ve tüm tankı imha eder. Sonra sütler toplanırken alınan örneklere gidilir, analizler yapılır; kimin hile yaptığı ortaya çıkar. Tüm süt tankının ücreti hile yapan kişiden alınır.

Neyse, yazmayacağım dedim ama gene yazmışım. Siz, mahallenizdeki sütçüden aldığınız ocakta kaynamış antibiyotikli ve peroksitli sütü için :)
 
Sütçü ne hile yapsın @Watts Per Kilo #Froome bey, en fazla su karıştırır :) Zaten yapılan testlerin amacı da sütte ne kadar su olduğunu tespit etmek, ve suyu abartanla bir daha çalışmamak üzerine kurulu :bsmagryr: Antibiyotik konusu tam tersine, marketlerdeki sütte var ki aylarca bozulmayan bir günlük sütü bizzat kendim test ettim. Yağı alınmış, kaymağı hiçbir şekilde olmayan "yapay" bir sütü daha fazla savunmayın lütfen. İyisi mi size bir gün köy sütünden yapılmış sütlaç ikram edeyim ben ;) Hayatınızda unutamayacağınız bir an olarak hafızanızda yer etsin :eek:
 
Gıda hakkında konuşan birinin yetkinliğini ispat etmek için paylaştığı bir belgeydi.
-
-
Yazdığım şeylerden kendine katkı sağlamak isteyen sağlar.
-
-
Ha bu arada süt ve süt ürünlerini çok nadir tüketirim. Sebebi ise beslenmede bir gerekliliğinin olmadığının çıkarımını yapmam.

Bu marketteki en katkısız ürünün pastörize süt olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama tabi.

@Serkan Mıstınoğlu Süte antibiyotiği üretici koymaz. Süte antibiyotiği hayvanı iyi bakılmayıp hastalananan çiftçi hayvanına vererek karıştırır.
 
Geri