Benim genel gördüğüm, bisikletlilerin araçları, araçların bisikletlileri doğru oranda ve zamanda değerlendirmeden hareket etmek istemesi. Araba kullanırken, bisikletlilerden mümkün olduğu kadar uzaktan geçiyorum. Onun döneceğini veya düz gideceğini hesap etmem gerekiyor. Bu yaptığımı zaten avrupada trafik kurallarında öğretiyorlar. Bizde ise sürücü kursu bisikletlere veya motorsikletlere yönelik bir eğitim sağlamıyor.
Bisikletlilerin en temel problemi, bisikletin trafikte nasıl hareket etmesi gerektiği ve kol hareketleriyle yön tayinini arkadan gelenlere bildirmemeleri gibi basit şeyler. Bunlar okullarda daha ufakken öğretilecek konular. Yavaş yavaş toplumun bu modeli benimsemesi sağlanabilir... Dedem bisiklet kullanırken görmüştüm, çocukluktan beridir o hareketlerin bir anlam ifade ettiğini bilerek sürdük. Bunu uygulamama, araç sürücülerinin sizi kestirememesine neden oluyor. Zaten problemli bir zihne sahip kişi, bisikletliye sövüyor, kızıyor, üstüne kırıyor, tartaklıyor. Karşılıklı bir anlaşmazlık var ve çözüm konusunda gerekli çaba iki taraftada bence yok.
Bu aslında sadece Türkiye'ye has problem değil. Amerika'da bisiklet yolu olan bir çok kent var. O yola park eden araçlar, yürüyen yayalar vs var. Tabi bunun yanında, MonsterTrack gibi tamamen kuralsız fixedgear bisikletli illegal yarışlar var ve sürücülere magandalık yapan sürüyle bisikletli de var. Yayaların üstüne, araçların önüne süren bir bisikletliyi seven olamaz. Hele ki bisiklet sürmeyen biriyse daha fena.
Hollanda'da bu konuda her iki taraf için en başarılı toplum diyorum. Yolsa yol, haksa hak, kuralsa kural. Müthiş bir bilinç ve 7'den 77'ye. Çin veya Japonya'yı görmedim, bilemiyorum ama Çin belki şu an yeni tasarlanmış şehirleri ve kurallarıyla, videolardan gördüğüm kadarıyla Hollanda'ya rakip olmasa da başarılı gözüküyor.