Trafik kaza oranları ve bilinçlilik

Merhaba arkadaşlar,

Eminim ki bir çoğunuz benim gibi trafikte sadece bisikletle değil motorlu taşıtlar ile de yer almaktasınızdır. Sürücüleri kibar bir şekilde uyarmak genellikle yetersiz. Aynalarını kırmak araçlarına hasar vermek ise suç... Burada hepimiz için paylaşılmış internetten bulduğum özellikle de KGMnin internet sitesinde paylaşılan istatistikleri derlemek istedim.




2018 Yılı verilerini TÜİK ve KGM henüz açıklamamış lakin 1 ocak 2019 tarihli CNN haberine göre - Türkiye genelinde geçen yıl meydana gelen 428 bin 74 trafik kazasında 3 bin 373 kişi yaşamını yitirdi, 310 bin 109 kişi yaralandı. -




Yukarıda yayınlanan trafik kaza istatistikleri 2008-2017 belgesinde, 2017 yılında kazaya karışan araçların % değerinde oranları bulunuyor.
Trafikte korktuğumuz, çekindiğimiz otobüsler, iş makineleri ve kamyonlar



Yine aynı belgede gün ışığı durumuna göre olan kazalar.





Keşke belirli bir değerin üzerinde satılan bisikletler de kayda geçiriliyor olsa.




Bu tablo ise trafik konusunda bilinçliliğimizi ortaya koymaktadır diye düşünüyorum. Elbette ki bu benim şahsi görüşüm.

Trafik kazalarının büyük çoğunluğu sürücü hatasından meydana gelmektedir ve özellikle de düz yolda gerçekleşmektedirler.



Doğrudan habere ve istatistiklere erişilebilmesi için linkleri bırakıyorum.

(link)
(link)


Aynı şekilde ufaktan özetini geçeceğim lakin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sunulan raporda, trafikte cep telefonu kullanan bir sürücünün kullanmayana kıyasla kazaya karışma riskinin 4 kat fazla olduğunu söylemekte.

İlgili yazıyı Dünya Sağlık Örgütü'nün internet sitesinden indirebilirsiniz. Detaylı ve özet olmak üzere iki versiyonu mevcut bulunmakta.


Konuya son hız dalarak ufak bir çağrı da yapmak istiyorum

Trafikte seyir halinde iken, hata yapan veya bize kaza riski yaşatan bir sürücüyü uyarmak her zaman güzel son bulmuyor ne yazık ki. Eleştiri denen şeyi hakaret olarak algılamaya meyilliyiz. Bu nedenden dolayı bilinçlendirmelere ve uyarılara tanımadığımız sürücüler ile başlamaktan ziyade, çevremize önem vermemiz gerektiğini düşünmekteyim. Tanıdığımız, bir iki muhabbetimiz olan bir insanın bile bizi dinleme olasılığı trafikte el kol yapan bir sürücüye kıyasla kesinlikle daha yüksektir. Araya benim yaşadığım bir olayı da sıkıştırmak istiyorum. Dönel kavşakta motorlu bir taşıtla yavaş bir şekilde dönerken önüme atlayan taşıtın sürücüsünü kibarca uyarmak isterken yediğim küfürler sayesinde hayatım renklendi. Üstelik bunu bana yapan ise gayet lüks bir taşıt kullanan ve epeyce bakımlı bir kadındı... bir başka olayda ise bir şahin sürücüsünü uyarmak istedim, aslında ters bir tepki bekliyordum çünkü sinyalsiz bir şekilde önüme kırmıştı ve uyardığımda ise hemen özür diledi. Yüz ifadesi ise farkında olmadan yaptığını ve özründe samimi olduğunu apaçık belli ediyordu. Trafikte gerek bisikletle gerek motorlu taşıtla sayısız olay yaşadım. Kimin kimi dinleyeceği kesinlikle belli olmuyor ve bir insanın canı kesinlikle öbüründen daha değersiz değil. Çevremize önem verir isek, bir kişi bile bizi dinlese ve bir şekilde bir muhabbet içerisinde bir başka kimseye anlatsa düzen için ufacık bir adım atmış oluruz. Bisikletforum üyesi olan herkes en fazla üç kişiye bilgilendirme yapsa erişebileceğimiz kişi sayısı bihayli fazla.
Lütfen çevremizi bilinçlendirelim. Buna, gerek motorlu gerek motorsuz her tür taşıt kullanmak isteyen özellikle de genç arkadaşlarla başlayalım çünkü onlar trafik konusunda tecrübesiz olduğundan dolayı tecrübelileri dinlemeye daha meyilliler.

Emeğine sağlık dostum @Hues

2018 verilerinde sadece kaza yerinde ölenlerin sayısı var, kaza sonrası ölenlerin sayısı henüz tabloya eklenmiş değil.

Zaten dikkat ederseniz, 2015 yılına kadar sadece kaza yerinde ölenler sayılıyor, kaza sonrası hastanelerde hayatını kaybedenler dikkate alınmıyordu. 2015'ten itibaren ölü sayıları ikiye katlandı.

Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler benim de katkım kamyonetler, yeni nesil (neredeyse) arka camsız arabalar ve (baş belası) suvlarla ilgili bu araçlarda dikiz aynası bir işe yaramıyor çünkü görebilecek bir alan yok özellikle yüklü kamyonetlere çok dikkat edin veee vazgeçilmezimiz canımız kanımız yaşlı sürücümüz efendim bunlar trafikte katilden farksızdır 5 metre yanına yaklaşmayın. Hayatta kalın ve bir ömür boyu iki tekerlekten vazgeçmeyin.

Ayın yedisinde içişleri bakanlığından bir kısa mesaj aldım..Demişler ki;''Aldığımız önlemler ve sizlerin duyarlılığıyla 2019'un ilk 4 ayında trafik kazalarında ölümler %41 azaldı..''
Trafikteki ölümlerin azalmasından dolayı takdir/tebrik bekliyorlar..Hiç,mesela şöyle derler mi;''
Al(a)madığımız önlemler ve sizlerin duyarsızlığıyla 2019'un ilk ayında sokaklarda 43 kadın öldürüldü..!''
(link)

Gencecik bir insan daha aramızdan ayrılmış! Yine dikkatsiz bir katil!

24 yaşındaki (link)’in feci sonu! O detay yürekleri yaktı!
(link)'de üniversite öğrencisi 24 yaşındaki (link), bisikletiyle seyir halindeyken bir kamyonetin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Genç öğrencinin 6 gün sonra (link) tarafından düzenlenecek olan bisiklet turuna katılmak için hazırlık yaptığı öğrenildi…

(link)

Her yerde söylüyorum. Gidecek olanlara hep hatırlatıyorum. Gelibolu yarımadasında bisiklet sürmek, kelleyi koltuğa almak demek.
Yolların tamamı daracık, emniyet şeridi yok. Gidiş geliş şeritleri bile dar, araçlar yan yana geçerken yavaşlayıp kontrollü geçmeleri gerekiyor.
Dev turist otobüsleri bu tehlikeli yollarda yüz km'yi geçen hızlarda insan taşıyorlar.

Önde ve arkada trafikten koruma sağlayacak eskort araç olmadan, yani organize grup sürüşü yapılmadığı sürece Gelibolu yarımadasında hiçbir bisikletlinin can güvenliği yoktur! Mezbaha gibi, kabus gibi bir bölge, tabi ki yollar açısından konuşuyorum.

Hayatını kaybeden bisikletli kardeşimize rahmet, sevenlerine sabırlar diliyorum

Trafik kültürünü oluşturmak en az 15-20 senede olabilir. Bizde "merdiven altı sürücü kursları"nda, kamyon şoförlüğünden veya fizik kurallarını bilmeyen kişilerden "eğitmen" adı altında kişiler görev yapıyor. Şoförlük ciddiye alınan bir iş bile değil. Gerçek sürücüler, başkalarını da düşünerek hareket eden ve bu sayede bırakın öndeki araçlara veya yayalara çarpmayı, arkadan gelenleri bile kurtarabilir.

Kurslarda ileri sürüş tekniği eğitimi verilmelidir demiyorum, ancak minimum düzeyde bir bilgi akışı olmalı. Zaten trafikte sürerken, iyi şoförlerin yaptıklarını gözlemleyerek bir çok şey öğrenilir.

Trafik kültürünü sadece halk değil belediyeler de benimsemek zorunda. Kaldırım, yol, yola çizgi, emniyet şeridi, bisiklet şeridi çizdik, yaptık demekle bunlar işlevsel olmuyorlar. Anayollar ve caddelerde büyükşehir, ara sokaklarda yerel belediye bile anlaşamadığı gibi sorumluluk alanlarında, fizibilite yaptıklarını da sanmıyorum.

Belediye otobüs şoförü bugün, otobüs durağına 50 metre kalmış, beni geçip, durağa dalıyor, sağından gitsem yol daralıyor ve yolcu inme riski var; soldan gitmeye kalksam araç trafiğine giriyorum, haklı olarak motorlu taşıt sürücülerinin önüne geçiyorsun. Motorlar yine bir şekilde kıvrılıyor veya seni anlayıp geçmene müsaade ediyor. Yani burada biraz empati kuracak insan kitlesine de ihtiyacımız var. Araç için 20-25 km/h çok olmayabilir ama bisiklet için neredeyse şehir içi ort. seyir hızı.

Mesela istediğiniz kadar kural yazın, 1000 tane detay döşeyin, sağa park etmiş araçtan inmek için uyulması gerekenlere zerre kadar dikkat etmeyen sürüyle insan var. Motorsiklet, bisiklet, araç geliyor diye düşünmeden, yan dikiz aynasını kontrol etmeden lap diye kapıyı açıp atlıyorlar. Sürücü kursunda buna değinildiğini görmedim, duymadım. Basit ama hayat kurtaran bir eylem. Sırf bu yüzden arkadan gelen otobüs veya tır gibi ağır vasıta altında kalıp can veren motorlu ve bisikletli insanlar oldu. Ne için? Basit bir kuralı, dangalak biri uygulamadığı için... Çok aşırı kuralcı olmamıza gerek yok, yapmamız gerekenin minimumunu dahi toplum olarak yapmıyoruz ve bununla gurur duyan ultra dangalaklar da var.

Türkiye'nin kaza istatistiklerini dikkate alan bir sosyal devlet olduğunu sanmıyorum. Yaya önceliği olan yerlerde denetim yapılmadığında da insanlar kurala uyma gereksinimi duymalı. Denetim olmaması, kuralın çiğnenebilir olmasına bağlanmamalı. STOP işareti, Amerika'da kesinlikle hızın 0 km/h düşülüp, tekrar hareket edilmesi şeklinde çalışıyor ve uygulanıyor. Bizde tamamen durup kalkan var mı? veya şöyle sorayım, anayol-tali yol tabelasının anlamını bilen var mı? Tali yoldan nasıl çıkılır bilmiyoruz ki bisikletliyi gerçekten dikkate alan insanlar bekleyelim...

vvvooo demiş ki:

Trafik kültürünü oluşturmak en az 15-20 senede olabilir.

Hepsini görüntüle...

İlkel zihniyetli şahıslar (yani Türkiye nüfusunun %90'ı falan) sopayı görmeden hizaya girmez. Yani diyeceğim şu ki, cezalar çok yüksek olmalı. Bir bisikletliye çarptığın zaman (bisikletlinin olayı ne miktarla atlattığından bağımsız olarak) 1 sene hapis cezası ile başlamalı. Ölümlü ve video ile net tespitli aşikar durumlarda idam cezası olmalı. (Evet, Türkiye'de toplum asayişi sağlamak adına bazı suçlarda idam gereklidir). Zihinlerde "Sağda bisikletli var, uzağından geçeyim de başıma bela almayayım şimdi" fikrini oluşturmadan bisikletli ölümleri engellenemez.

Can Çelik demiş ki:

İlkel zihniyetli şahıslar (yani Türkiye nüfusunun %90'ı falan) sopayı görmeden hizaya girmez. Yani diyeceğim şu ki, cezalar çok yüksek olmalı. Bir bisikletliye çarptığın zaman (bisikletlinin olayı ne miktarla atlattığından bağımsız olarak) 1 sene hapis cezası ile başlamalı. Ölümlü ve video ile net tespitli aşikar durumlarda idam cezası olmalı. (Evet, Türkiye'de toplum asayişi sağlamak adına bazı suçlarda idam gereklidir). Zihinlerde "Sağda bisikletli var, uzağından geçeyim de başıma bela almayayım şimdi" fikrini oluşturmadan bisikletli ölümleri engellenemez.

Hepsini görüntüle...

Bu önergeye kuvvetle katıldım. Bir bisikletli plakayı verip yanımdan geçti rüzgarından düştüm diye beyanda bulunsa azımsanmayacak bir yaptırımı olmalı. Kulaktan kulağa "aman abi bisikletliye yanaşma başımıza iş almayalım" algısı yerleşmeli.

Maalesef hukuk kurallari ve bu kurallarin uygulanabilirlikleri anlaminda haritada yerini bile gosteremeyecegimiz abuk subuk afrika kabile devletleri statusunde yer aliyoruz artik. Koskoca ulkenin geldigi durum bu. Hukukcularin yaptigi tek sey iktidar aleyhinde tweet atanlarin pesine dusmek.

Sevgili kardesimiz isiklar icinde uyusun, geride kalanlara ise sabirlar dilerim. Bu cografyanin kaderi oldu artik bu olaylar. Bisikletle eve tek parca varmak luks oldu artik.

Bu ülkede pazar sabahları erken kalkıp bisiklet sürmek (En tenha yollar ve zamanlar), ömrünüzü uzatabilir ancak!