Evet dün yarış yorgunluğuyla pek bişey yazmaya fırsatım olmadı. Bu gün pek tarzım olmasa da organizasyonu kötüleyeceğim. Yani bi elin parmaklarını geçmiyor diye genelde daha yapıcı yorumlar yapardım fakat bu seferki yarışın cidden savunulacak bir yanını göremiyorum.
Olaylardaki tek sorun ve en büyütüleni olan çip sorununa değinmeyeceğim. Bu konu yeterince tartışıldı zaten. Bitiş hakemi tarafından belirlenen ve olası sprint finiş için kamera sistemi yerleştirmişlerdi gördüğüm kadarıyla. Buna rağmen numaraları baya karıştırmışlar. Kürsü töreni esnasında baya yanlışlıklar vardı. Yani yarışın koşulduğu 2 saat boyunca bile bunu için bir çözüm bulunup finişe gelen adamın direkt numarası alınabilirdi. Yapmadılar!
Uzun etabı 2 gün önceden gittik ve test sürüşü yaptık. Yollarda ciddi çukurlar ve bozukluklar vardı "düzeltirler heralde böyle bi etapta yarış koşulmaz" diye düşündüm. Çeşme'de de yarışmış biri olarak. 40km/h üzeri hızlarda geçmenin ciddi anlamda risk taşıdığı ama yarışırken de bu hızlarda geçmeniz gereken çukurlu alanlar var. Hiç birine önlem almamışlar. Komik komik oklar çizmişler "bu ok ne?" diye bakarken zaten çukurda buluyosunuz kendinizi. 50. kilometrede bu çukurlardan birine girmem ötürü 2 lastik patlatıp. Bu patlaklar sonucu 24 dakika kaybetmem ve ana gruptan kopmamla benim için yarış bitti zaten
Bu bi tek benim başıma gelmedi. Her 1km de bir sağda solda elinde bisikletle yürüyen birileri vardı. Yolu mıcırdan temizlemeleri, boşluklar, mazgallar için önlem almaları gerekiyordu. Yapmadılar!
Onlarca yarışmacı lastik patlattı bildiğim kadarıyla 3 kadro kırıldı. 2-3 kişi ciddi kırık veya yaralanmalarla yarışa veda etti. Hafifleri saymıyorum yarış sonunda baya bandajlı insan vardı. Bunlar içinde Mutlu Erçevik gibi gayet tecrübeliler de mevcut.
Etkinlikte trafik ışığında araçları bekleyen arkadaşım oldu. Bazı noktalardaki görevliler kenarda çay, kahve içiyordu. Yarışın son 15km sinde bir şerit bisikletlere dubalarla sözde ayrılmış yandan arabalar geçiyor. Hatta yarış için ayrılan kısımdan motor da geçti
Ücretsiz olan Edirne yarışı kadar trafiği kapatmaları gerekiyordu. Yapmadılar!
Finişe doğru yapılan son yönlendirmede görevli falan yoktu. Finiş karşı şeritte kaldığından ilerideki kavşaktan dönüp finişe tersten girdim. Bu bi çok yarışmacının da başına gelmiş bu arada. Bazıları bisikleti eline alıp karşıya geçmiş. Gözlerinin önündeki yanlışı bile görmeleri gerekiyordu. Onu da yapmadılar!
Kayıt aşaması iki aşamalı oldu çip vs. mevzuları yüzünden ortada kargaşa varken tam 1 saat kayıt sırası bekledik. 2 tane masa koymuşlar 400 sporcuyu kaydetmeye çalışıyorlar.
Bitiş madalyaları yetersiz ve yersizce verildi. Sporcular organizatörün elinden madalya kapmaya çalışıyorlar yüzlerce bisikletçi yarış yorgunluğunda sıraya girip madalya için el uzattılar adeta. Gayet küçük düşürücü bir görüntüydü.
Bitiş alanında sıcakta haşlanmış sudan başka bir şey yoktu. Orada sizi tutan tek şey yarış kritiği yapmak için arkadaşlarınızı görmek. Ne bir gölge ne düzgün bir alan vardı.
baya baya yazılacak şeyler var daha da...
Yani bu organizasyonu görünce "eh ben de o zaman stravadan rota oluşturup haftasonu 100-200 kişiyi çağırıym, adını da uci granfondo istanbul koyayım" diyorum. Trafik falan hak getire.
Yani ciddi anlamda kötü bir organizasyondu. Calypso sports'un hiç bir etkinliğine para verip de gitmem. Hatta bir süre artık fondolara katılmamayı düşünüyorum o derece bıktırdı.