Birçok farklı kadro deneme fırsatım oldu. Şu an kullandığım kadro ise sökülebilir dropoutlara sahip bir model. Fabrika çıkışı chainstay uzunluğu 445mm iken benden önceki sahibi cnc ile 465mm chainstay elde edeceği bir dropout daha yaptırmış. İki dropoutu tamamıyla aynı donanımla arka arkaya test etme fırsatım olduğu için bu konuda hakkında çok güzel çıkarımlarım oldu.
Yazıma başlamadan önce boyumun 193 olduğunu, xl kadro kullanıcısı olduğumu söylemek isterim. Günümüzde çoğu marka halen daha kadro boyu arttıkça birçok şeyi değiştirmesine rağmen chainstay uzunluğunu ve sele açısını sabit tutuyor. Chainstay uzunluğunun sabit kalıp ön tarafın uzaması bisikletin dengesini tamamen arkaya kaydırıyor. Benim boyumda birisi için berbat bir olay. Aynı şey kısa boylu kullanıcılar için de geçerli.
Sele açısının kadro boyuyla beraber dikleşmesinin gerekçesi ise şöyle; büyük kadro kullanıcılarının bacak boyu da uzun oluyor. Böylece kağıt üstündeki sele açısı, seleyi kaldırdıkça efektif kullanımda yatay hale geliyor. Yol ve xc bisikletlerinde seat tube tasarımları büyük çoğunlukla düz bir boru halinde olduğundan yine problem olmuyor ancak dananın kuyruğu kadronun seat tube kısmının bükümlü tasarımda olduğu çift süspansiyonlarda fena kopuyor.
Bahsettiğim türdeki bisikletlerin geometri tablosunda seat tube için iki ölçü yer alır; actual seat tube degree ( borunun esas açısı) ve effective seat tube degree (orta göbekten sele kelepçesine hayali bir çizgi çektiğimizde elde ettiğimiz asıl sele açısı)
Efektif sele açısıyla actual sele açısı arasında fark yüksekse boru çok bükümlü bir yapıda demektir. Bu da uzun boylu kullanıcı için sele açısının iyice yatay hale gelip kullanıcının kendisini arka teker göbeğiyle hizalanmış bir pozisyonda bulması gibi tatsız mı tatsız bir duruma yol açıyor. Tüm bu saydıklarım sebebiyle chainstay uzunluğunun ve sele açısının kadro boyu büyüdükçe artması gerekiyor. Bisikletin üstünde ortalamak yokuş yukarı bisikletin önünü yerde tutmanın yanısıra, diğer tüm alanlarda size agresif bir duruş sağlayarak saldırı modunda sürmenize olanak sağlıyor. Mesela ben kullandığım tüm sözde xl kadrolardan sonra şu anda kullandığım hem uzanma hem chainstay mesafesinin uzun olduğu kadromda dizlerimi ve dirseklerimi bükerek teknik arazide yağ gibi aktığımı, aktıkça daha da hızlanma çabasına girdiğimi hissediyorum. Buna olanak sağlayan şey bisikletin açıları gereği beni soktuğu pozisyon. Uzun chainstayin bir diğer ve çok da önemli olan faydası ise ağırlık merkezini arkadan ortaya kaydırmasıyla beraber gelen, bisikletin hem önünden hem arkasından anlık olarak ağırlık transferi yapabilme kabiliyeti sağlaması. Kısaca gereken yerde saniyelik bir şekilde kollarınızla ön tarafa ağırlık verip çekebiliyor, bacaklarınızla arkaya baskı uygulayıp hafifleyebiliyorsunuz.

Bu fotoğrafta chainstay ve sele açısının sabit kalıp kadronun büyümesinin etkisi muhteşem gösterilmiş.
Buraya kadar olan kısımda chainstay ve seat tube açılarına bağlı olarak nasıl değişimler gözlendiğine değindim. Şimdi ise aynı kadroda aynı parçalarla 445mm chainstay ile 465 arasındaki farktan bahsetmek istiyorum. Kullandığım bisikletin xl kadro bir enduro olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. 445mm uzun bir cs ölçüsü iken 465 hiçbir bisiklette bulunmayan ekstrem bir ölçü. Hatta çoğu bisikletin önünden daha uzun bir arka merkez ölçüsü.
465 cs yeri deli gibi tutuyor. Denemeden anlatılacak gibi değil. Tamamen bitik, havası basketbol topu kıvamında lastikle taşlı arazide ayakta patinaj çekmeden tırmanabildim. Çok ilginç bir deneyimdi. İlk başlarda şanslı olduğumu düşünsem de sonradan patinaj çekmek için özel çaba sarfettiğimde bile zorla başarabildiğimi gördüm. 445e döndüğümde bisiklet yeri yine çok iyi tuttu(ne de olsa arkada bunu sağlayan süspansiyon var) ancak 465 gibi ne yaparsam yapayım dümdüz gidecekmiş gibi bir his vermedi.
Uzun cs yüksek hızlarda çok stabil davranıyor ancak bunu yapabilmek için +30km hızlardan aşağı düşmemek lazım. Bizim %30 ortalama eğimli, kısa ve dar parkurda uzun chainstay maalesef çalışmıyor.
Uzun cs çevikliği tamamen alıp götürüyor. Vücudunuzun her bölgesini yapabildiğiniz kadar kullanmadan kontrol etmek imkansız. Bisiklet gidondan dönmüyor, siz vücut pozisyonunuz ile manevra veriyorsunuz. Bunu iyi yapabilirseniz, hız taşıyabilirseniz sizi stabilite ile ödüllendiriyor ancak yavaşlarsanız bisiklet birden limuzin oluveriyor. Daha önce dediğim gibi uzun cs bisiklrti kontrol etmek için manevrayı gidonla değil vücutla yapıyorsunuz. Bisikleti 15km hızda yatıramayacağınız için yavaşlamak sizi kilitliyor. Mesela bizim parkurun bir kısmı bir dizi arka arkaya gelen, aralarda Pedal atmaya müsaade etmeyen virajlardan oluşuyor. Bu virajların birinde hızım kesilse diğerlerinde dönmem aşırı zor oluyordu.
Uzun chainstay vücudu aktif olarak kullanmanızı, güçlü ve enerjik olmanızı istiyor. Mesela kaldırıma önce önü sonra arkayı çekip çıkmaya niyetlendiniz diyelim. Arka tarafın ayağınızdan normalden 2cm uzaklaşmasının size harcattığı gücün farkını deneyimleseniz inanamazsınız. Aynısı bir yerlerden atlarken de geçerli. Kendinizi normalden daha fazla arkaya çekmeniz gerekiyor ki iki teker yere aynı anda bassın. Uzun cs, kolların, bacakların ve karın bölgesinin çalıştığını sonuna kadar hissettiriyor.
Uzun cs dümdüz yokuş yukarı çıkarken bisikletin iki tarafının yere aynı şekilde bastığını hissettiriyor. Bisikletin önü kalkarmış gibi ya da arkası tutuşu kaybedermiş gibi olmuyor. Elbette bunun sebeplerinden biri de arka tarafın uzayıp sizi ortada bir pozisyona sokması. Bunun avantajı muhteşem bir şey. Halihazırda ortada olduğunuz için gerektiği takdirde santimetrelik vücut pozisyonu değişimleriyle bisiklete istediğinizi yaptırabiliyorsunuz. Mesela ağırlık çok arkada olsaydı öne kaymak için yapacağınız hareket uzayacaktı. Sonra doğal vücut posizyonunuza dönmek için yine uzun bir mesafeniz olacaktı. Uzun cs, daha doğrusu vücudunuzla dengeli bir cs, bunu engelleyip sizi tam merkezi bir konuma alıyor.
Uzun cs ile ufak manevraları yapmak zor. Örneğin yolda ufak bir çukurdan kaçınacaksınız. Bunu yaparken ritmi hiç bozmadan kaçamıyorsunuz. Olay şöyle bir hal alıyor: çukuru gör>pedaldan gücü kes>çukurdan kaçın>pozisyonu düzelt>pedala bas
Bunu yaparken Pedal çevirmeyi tamamen bırakmıyorsunuz ancak manevrayı tamamlamak için pedalda hafiflemek şart oluyor.
Uzun cs ile ani yüklenmeler olsun, düzenli ritimde ayakta çevirmek olsun gerçekten olmuyormuş. İlk defa kısa dropout geçişini yaptığım gün hayretler içerisinde kalmıştım. Ben bisikletin ağır oluşu, lastiklerin 2.40 downhill lastiği oluşu beni kesiyor diye düşünüyordum ama cs imiş beni kesen. Hep çıktığım 40 saniyelik %5 civarı eğimli, tokatlayıp geçmelik bir yokuşta gördüm bunu. Hep ayağa kalkar bisikleti sağa sola yatıra yatıra çıkar, arada 2 vites falan düşerdim. Bisikleti kısaltınca aynı yokuşta uzadım gittim. Aradaki fark bisiklete terlikle binmek ve spd ile binmek gibiydi. Artık o yokuşta vites yükseltiyorum. Bisikleti belli bir ritimde ayakta sürmek de kısa haliyle çok daha konforlu ve efektif hale geldi. Fark inanılmazdı, sanki iki farklı bisiklet kullanır gibiydim.
Kısa cs bisikleti daha sağlam ve bütün hissettiriyor. Özellikle parkurda sık sık arka tarafı sağa sola attığım için ya da yatıra yatıra sürdüğüm için bunu farketmek de zor olmadı. Bisiklet yanal olarak daha az esniyor. Yanal olarak az esnemesi, dikey olarak çalışan şokun hassasiyetini etkiliyor.
Başka merak ettiğiniz bir şey veya unuttuğum bir nokta varsa söylemeniz durumunda ekleme yapabilirim.