İlkokul yıllarından sonra bisiklete olan ilgim göbek ön tarafta balkon yapmaya ve dolayısıyla sağlık sorunları başgöstermeye başlayınca depreşti. Hiç aklımda yok iken birgün beyaz eşya mağazası önünden geçerken direk içeri girdim ve fevkalade becerikli mağaza görevlisi elimi Bianchi scorpion D yi tutuşturuverdi. Yaptığımın uygun bir seçim olmadğının çok geçmeden anladım. Evime doğru çıkan 300 metrelik hafif rampada kalp hastası olmama ramak kalmıştı. Hiçte bütçe oluşturmama ve finanasal olarak sıkışık olmama rağmen bu garip tutku beni sarmıştıki her gün internetin başına oturuyor bana uygun modelin araştırmasını yapıyordum. Bianchi hakikaten benim için hammallıktan başka bir şey değildi, üstelik uzun yıllardır bisklet sürmediğim için seleye alışmam da bir hayli uzun sürdü. Araştırmalarım sonucu üç modeli uygun gördüm: Salcano city sport 27 vites, Sedona 321, Carraro D,ambians 24 vites. Salcanoyu üzerindeki donanım ve fiyatı açısından alma eğiliminede girmiştim. Sonra serin kafayla şunu düşündüm. Ben bisikletten ne bekliyorum; 1-yokuşlarda beni yormaması 2-4 km uzaklıktaki işyerime hızlı ulaşım 3-hafif olması 4-servise ve satıcıya kolay ulaşım 5-basit ama kullanışlı ve dayanıklı model 6-uzun yol kullanımında bagaj takılabilmesi 7- dayanıklılık 8- büyük oranda asfatta şehir kullanımı.
Bütün bu beklentileride gözönüde bulunduruarak salcanoyu hidroli frenlerle gereksiz gördüm ve kadro açısındanda beni nedense tatmin etmedi, sedona 321 ise sağlam ama donanım açısından yetersiz geldi carraro d,ambians ı ise araştırdığımda ismi cimi olmayan bir ara model olduğunu ve lastik yapısınında tur bisikletine uygun olduğunu gözlerimle gördüm. Bu arada tüm bu modellerin yaklaşık 900-950 tl arasında olduğununda belirtmek isterim. Bisiklet bir tutkuya dönüştü demiştim ya size bütçeyi biraz daha aşarak kafamda soru işareti bırakmayacak bir bisiklet arayışına girdim. yeni modellerim fiyat açısındanda birbirine yakın duran (1200 tl civarı) şunlar oldu: Merida crossway tfs 100-d, Scott sprtster 40, Cannondale quick 5, Corratec x-vert cross base, Specialized sirrus sport, vede whistle guipago.
Bu modeller dışında kron, trek muhabbetine hiç girmedim. Whistle guipago donanım/fiyat avantajıyla bu modellerin birden üzerine çıktı. Neredeyse aynı aksamı taşıyan Scott hem daha pahalı hem daha ağırdı(13.1 kg whistle ise 12.44 kg) specializek değişik kadro yapısı ile cezbediyordu ama fiyat açısındanda yüksekti, birde istanbuldan nasıl getirecektim, servis sorunu v.s v.s cannondale ise nedense üstündeki donanım ile çok silik geldi. İyi bir markanın alt modelini almaktansa donanımı yeterli bir model almayı tercih ederim diye düşündüm.
hafta sonu olur olmaz hemen elimdeki yol törpüsü bianchi yi takas ederek whistle' ı aldım. Bir haftalık kullanım sonucu şunu diyebilirimki
1-tatminkar hafiflikte bir araç bu (maşa, kadro aliminyum)
2-Bisiklet düz maşa ama kilitlemeli maşa yı çok abartmışlar hiçbir rahatsızlığını duymadım. üstelik köstebek yuvası bir asfalt zeminde biskleti sürmeme rağmen
3- yokuşlarda işimi önemli ölçüde kolaylaştırdı. Artık yokuş başında bisikleti elime almıyorum.
4-Bisiklet çok seri bir bisiklet
5-yüksek oturma yapısı ile bianci den sonra suv bir araca binmiş gibi oluyorsunuz
6-Vites kullanımı serilik açısından biraz daha tecrübe istiyor.
7-vites kollarıındaki kadran kullanım açısından oldukça kolaylık sağlıyor.
8-Bisiklet internette byte lastik le satılıyor gözükmesine rağmen bana rubena APS li lastiklerle geldi. Buda bir avantaj.
9-Donanım açısından tatminkar (deore ve alivio çifti)
10- kadro yapısı 6061 hydroformed özellikli. Ne demek olduğunu anlamak için forum sayfalarına bakın
11- kadro çizgileri ve renkleri harika. Hem bizim yaştaki kişiler için biraz daha ağırbaşlı (scott la kıyasladığımda)
12-bagaj takılabilmesi için uygun bağlantılara sahip.
13-servis ve satıcı aynı şehirde.
Whistle' ı tercih edecek arkadaşlara da şimdiden hayırlı olsun diyorum...