Batılı ülkelerde kışın ve yağmurda aracınızla 80-100 kiloometre yol alsanızda kaporta yüzeyinde sadece su damlacığı vardır yani bizdeki gibi 3-4 mm çamur ile sıvanmaz hatta beyaz spor ayakkabılarınızı bile kirletemezsiniz...Bizdeyse yolda yağışa yakalanınca korku ISLANMAK değildirki,yağmurluğunuz ,taytınız ve diğerleri LEŞ yanii berbat olur çıkar,kenara asar da öylece kurutursanız bu defada organik atık lardan sebep(kedi-köpek-kaplumbaağa ve balık leşi -yağı)iğrenç bir kokudan bırakın giymmeyi çevreniz sizi püüüf diye kovalar...
İŞte bu yüzden şayet yolda yakalndıysam tabii ki küfrederek çıkış istasyonuma dönüyorum amaaa en çokda dikat ettiğim tahmini sürüş saatlerim arasındaki SAATLİK YAĞIŞ VE RÜZGAR parametrelerini birkaç siteden detaylıca inceleyip,akabinde çıkış yapıyorum..
Keşke tek derdimiz ıslanmak olsaydı ama dediğim gibi kabak lastikli cahil sürücüler, bizleri araçtan saymayanlar,yollardaki balata-balık yağı-kedi köpek leşleri veya asfalttaki köpüren ve kayganlığı iyice artıran unsurlarla baş etmekle mi yoksa düşmeden kolu bacağı kırmadan hedefe varmayı düşünmek mi işte bunlar insanın mental gücünü süratle tüketiyor..
DEğermi sizce ...mesele sadece yağmurluk veya ekipman değil ki,elimizde olmayan kontrol edemediğimiz berbat unsurları yok saymak akıla ve mantığa zaten ters ve aptallık sınırına girer...