Scudo Sports

Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Üretilen her şeyin bir kılavuzu da oluyorsa toplumsal düzen için insanın da kılavuzu olmalıdır. Yoksa herkes kendi istediğine göre yaşasın oh ne ala memleket...

Toplumsal düzenin bir kılavuzu var zaten. Evrensel hukuk normları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi. Üstelik bunlar, dini metinlerden ve yasalardan çok daha eşitlikçi, kapsayıcı fikirler ve prensiplerdir.
 
Son düzenleme:
Scudo
İşte o "belirli bir bilgi" birikimi sayesinde, bu anlatıların masal olduğu sonucuna ulaşıyor insan.

Bundan yıllar önce, ODTÜ'de düzenlenen teoloji sempozyumuna katılmıştım. Konuşmacılardan biri olan Sevan Nişanyan'la yaptığımız bir sohbet esnasında şöyle demişti:

"Avrupa, kutsal kitaplarda yazanların masal olduğunu idrak ettikten sonra ortaçağ karanlığından çıktı ve aydınlanma çağını yaşadı"

Aydınlanma çağı, daha doğrusu ecnebilerin deyimiyle Awakening yani Uyanış, bu sayede mümkün oldu. İnsanlar masallara, kerameti kendinden menkul rivayetlere kulaklarını tıkadılar ve hayatlarının her alanına ölçülebilir, sınanabilir gerçekler, yani bilim yön vermeye başladı.

Küçük çocuklar çabuk uykuya dalsın diye masal anlatılır, bilirsiniz. Bizleri uyutmak için de büyüklerimiz masallar anlatıyorlar. "Artık masallara karnımız tok" diyerek uyanmanın zamanı geldi de geçiyor. Aman kimseyi incitmeyelim, aman kimsenin suyunu bulandırmayalım, aman kutuplaştırmayı arttırmayalım diye gerçekleri dile getirmekten imtina edersek, bu hem kendimize, hem de içinde yaşadığımız topluma ihanet olur...

Evet Mehmet Altuğ, sizin belirttiğiniz gibi Mekke müşrikleri de, "size göre masallar olan" ayetlerden öğrendiğimiz kadarıyla diğer peygamberlere inanmayan müşrikler de müslümanların inandığı şeyleri "masallar" diyerek aşağılıyorlardı. Hatta durun ben size Kur'an'dan ayet de getireyim: "Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Öncekilerin masalları!» der." (Kalem, 12) Ben bir müslüman olarak bu ayetlere inanıyorum. Siz inanmayabilirsiniz. "Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin." (Kehf, 29) Fakat asırlarca bu din yüce olsun, ezan dinmesin diye kanını döken, canını veren, iman ile yoğrulan bu topraklarda, Allah Allah diye cenge korkusuzca atılan bu mücahit milletin inançlarına "masal" demek haddiniz olmadığını bilmenizi isterim.

Yukarıdaki mesaj sebebiyle yönetimi göreve çağırıyorum!

Kerameti kendinden menkul rivayetlerden bahsetmişsiniz.
Bu söylediğinizin üstadı zaten bize örnek gösterdiğiniz medeniyettir. İznik Konsili falan, İncili nasıl tahrif ettikleri ehli için malumdur.

Rivayet kültürümüz, kişilerin yaşayışları, sözleri, toplum içindeki konumu vs. en ince ayrıntısına kadar araştırılıp oluşturulmuştur.

(link)
(bknz: (link))

Avrupa gibi Ortaçağ'da cehaletin dibini gören bir enkaz ile İslam gibi o zamanlar Avrupa'dan çağ belki çağlar farkıyla önde olan bir dini ve medeniyeti kıyaslıyor olduğunuz görülüyor, bu da olmamış..

(link)

Bir de toplumsal düzen için kendi yazdıkları kurallara kendi uymayanların kurallarına biz ne diye uyalım? Bosna'da gördük ne kadar Evrensel Kurallar olduğunu.. Yakın zamanlarda da gördük, ten rengi, saç rengi, göz rengi, dili uyanları ülkelerine seçtiklerini, ve yakın zamanlarda gördük ten rengi, saç rengi, göz rengi, dili uymayanları nasıl ölüme mahkum ettiklerini..
 
Yukarıdaki mesaj sebebiyle yönetimi göreve çağırıyorum!
Mesajda yalnızca bu cümle dikkatimi çekti. Yönetimin burada tam olarak ne yapması gerekiyor onu anlayamadım, biri aydınlatsın lütfen.
 
  • Beğen
Tepkiler: Peregrine
İşte o "belirli bir bilgi" birikimi sayesinde, bu anlatıların masal olduğu sonucuna ulaşıyor insan.

Bundan yıllar önce, ODTÜ'de düzenlenen teoloji sempozyumuna katılmıştım. Konuşmacılardan biri olan Sevan Nişanyan'la yaptığımız bir sohbet esnasında şöyle demişti:

"Avrupa, kutsal kitaplarda yazanların masal olduğunu idrak ettikten sonra ortaçağ karanlığından çıktı ve aydınlanma çağını yaşadı"

Aydınlanma çağı, daha doğrusu ecnebilerin deyimiyle Awakening yani Uyanış, bu sayede mümkün oldu. İnsanlar masallara, kerameti kendinden menkul rivayetlere kulaklarını tıkadılar ve hayatlarının her alanına ölçülebilir, sınanabilir gerçekler, yani bilim yön vermeye başladı.

Küçük çocuklar çabuk uykuya dalsın diye masal anlatılır, bilirsiniz. Bizleri uyutmak için de büyüklerimiz masallar anlatıyorlar. "Artık masallara karnımız tok" diyerek uyanmanın zamanı geldi de geçiyor. Aman kimseyi incitmeyelim, aman kimsenin suyunu bulandırmayalım, aman kutuplaştırmayı arttırmayalım diye gerçekleri dile getirmekten imtina edersek, bu hem kendimize, hem de içinde yaşadığımız topluma ihanet olur...
Orta çağdaki skolastik düşünceyle İslam dinini bağdaştırdınız ya, pes! Eminim çoğu şeyde bilgi sahibi olduğunuz gibi o çağların Avrupa'sına da hakimsinizdir, aynı zamanda İslam dinini ve hükümlerini de bildiğinizi varsayıyorum. Orta çağ Avrupa'sındaki baskılayıcılık, özgür düşünceyi engelleyicilik, belirli kalıplara göre düşünme İslamiyet'te var mıdır? İslam dini zorlayıcı değildir. İnsana aklını kullanmayı emreder ve iyiyi kötüyü kendine göre seçmesini söyler.

Orta çağdaki insanlar bu düşünceden kurtuldukları için uyanışı yaşamışlardır. Bu dönemden sonra İslamiyetin yaygın olduğu toplumların ürünlerini kullanarak kendilerini geliştirmişler ve şuanda lider vaziyete gelmişlerdir. Aynı düşünce değişikliğini bizim toplumumuz yaşasa buna uyanış mı diyecektik? Zaten insanlara iyiyi, güzeli buyuran bu dini bıraktığımız zamanı övünerek mi kutlayacaktık?

Kendi düşünceleriniz dışındaki düşüncelere inanışlara saygı duymanızı istiyorum ve Forum'u gereksiz yere tartışma ortamına çevirmenizi istemiyorum.
 
Orta çağ Avrupa'sındaki baskılayıcılık, özgür düşünceyi engelleyicilik, belirli kalıplara göre düşünme İslamiyet'te var mıdır?

Hem de yığınla vardır. Örneklerini alt alta yazsam bu sayfalara sığmaz. Lakin bunu yapmak için göstereceğim çabanın "Gerçek İslam bu değil" duvarına çarpacağını da biliyorum :)

Şu cümle bile, "Yukarıdaki mesaj sebebiyle yönetimi göreve çağırıyorum!", baskılayıcılığa, özgür düşünceyi engelleyiciliğe dört dörtlük bir örnektir. Bu arkadaşın, isminin önüne bir şekilde cumhuriyet savcısı sıfatı kondurulmuş olanı, benimle aynı şeyleri söylediği için Celal Şengör hocamızı adliyeye ifadeye çağırdı, biliyorsunuz. Bundan 500 yıl önceki benzerleri de, engizisyon mahkemesinde Galileo'yu yargılamışlardı.

Biz yine de söylemeye devam edelim: Eppur si muove...
 
Madem inanmıyorsun hesap kitap hak hukuk ahiret de yok. Siyasal "islamcılar "ile ticari "İslamcılara" takıl onlar gibi görün malı götür. Zaten onlarda inanmıyor.
Gerçekten inanan bunca kul hakkına giremez.
 
Son düzenleme:
Artık kabak tadı veren Mütedeyyin - Seküler tartışmasının yeri bu forum değildir...
Herkes kendi bakış açısına göre haklıdır, neye inanıp nasıl yaşıyorsa onun doğrusu o dur...
Kendi aranızdaki polemiklere yönetimi alet etmeyiniz.
Bir daha uyarılmayıp yaptırım uygulanacağını biliniz..
Bisikletforum üyelik sözleşmesini hatırlatır, iyi forumlar dileriz...
 
Hem de yığınla vardır. Örneklerini alt alta yazsam bu sayfalara sığmaz. Lakin bunu yapmak için göstereceğim çabanın "Gerçek İslam bu değil" duvarına çarpacağını da biliyorum :)

Şu cümle bile, "Yukarıdaki mesaj sebebiyle yönetimi göreve çağırıyorum!", baskılayıcılığa, özgür düşünceyi engelleyiciliğe dört dörtlük bir örnektir. Bu arkadaşın, isminin önüne bir şekilde cumhuriyet savcısı sıfatı kondurulmuş olanı, benimle aynı şeyleri söylediği için Celal Şengör hocamızı adliyeye ifadeye çağırdı, biliyorsunuz. Bundan 500 yıl önceki benzerleri de, engizisyon mahkemesinde Galileo'yu yargılamışlardı.

Biz yine de söylemeye devam edelim: Eppur si muove...

Neymiş yöneticileri göreve çağırmam baskılayıcı bir unsurmuş..

Ben burada birilerine hakaret etsem, dinine sövsem yöneticiler müdahil olmakta haklı mı haksız mı? Bu söylediğinize bakılırsa bal gibi de haksız. Geçenlerde Satrai'den mağduriyet yaşayanların başlığında birisi millete saldırıyordu, hakaretler havalarda uçuşuyordu. Ona müdahil olmakla yanlış yapıldı size göre yani..
Kaldı ki böyle bir durumda kişilere hakaret söz konusudur.. Sizin yaptığınız inanca hakarettir.. Bu daha ağır bir durumdur.

Ne güzel dünya! Yap hakareti, yaptığının yanlış olduğunu söyleyince de "ama bana baskı yapılıyor" de! Örnek diye de dışkısını yiyen birinin yaptığı işi göster. Peh..
İsmi ne olursa olsun herkesin bir sınırı olduğu açıktır. Hassasiyetimin anlaşılacağını umuyorum.

İyi forumlar diliyorum.
 
Sizin yaptığınız inanca hakarettir.. Bu daha ağır bir durumdur.

Birisi size "Senin dinini kitabını bilmemne edeyim" diyorsa, bu inancınıza hakarettir.
Birisi size "İnandığınız din, Mezopotamya mitolojisinin bir ürünüdür" diyorsa, bu bulgulara ve delillere dayalı bir saptamadır; hakaret değildir. Ve inanın bu kişi aslında sizin iyiliğinizi istiyordur.

Mit (Myth): Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, (yani masal)
 
Artık kabak tadı veren Mütedeyyin - Seküler tartışmasının yeri bu forum değildir...
Herkes kendi bakış açısına göre haklıdır, neye inanıp nasıl yaşıyorsa onun doğrusu o dur...
Kendi aranızdaki polemiklere yönetimi alet etmeyiniz.
Bir daha uyarılmayıp yaptırım uygulanacağını biliniz..
Bisikletforum üyelik sözleşmesini hatırlatır, iyi forumlar dileriz...
Forumda din ve siyaset tartışması görmek istemiyoruz Cem abi. Tamam bisiklet ile alakalı konularda tartışıyoruz, karşı karşıya gelebiliyoruz. Ona OK ama, din ve siyaset olayı lütfen tartışma konusu olmasın.
 
  • Beğen
Tepkiler: Burak Uğurlu
Üstüne vazife olmayan şeyleri üstlenenler var. İlgilenmiyorsan rahat bırakacaksın ki herkes kendi ilgi alanında kendi çapında forumlansın. Herkesin görüşü kendini bağlar, herkes ettiğini bulacaktır. Rahat verin lütfen.
 
  • Beğen
Tepkiler: yusufgs36
Konu " Birbirinizi seveceğiniz sözlerden" ne yazık ki " nefret ve tehdit edeceğiniz sözlere" evrildiğinden artık yoruma kapatılmıştır...
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Adil ÜNALDI
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri