@yunus b
Sizin geçtiğiniz yollardan epey bir zaman önce geçerek, sırasıyla giriş seviye bir mtb, aynı düzeyde bir şehir, daha iyi bir şehir, daha da iyi bir fitness, cyclocross ve nihayet yol bisikletine geçtim. Tilki - kürkçü dükkanı hikayesi yani. Mevcut bisikletim özel toplama bir Cannondale CAAD10.
Bu kadar çok bisiklet değiştirmenin maddi külfeti olduğu kadar, kendi tarzımı ve bana uygun olan bisiklet türünü bulma konusunda da getirisi oldu.
Birgün bisikletimi değiştirmeyi düşünecek olsam muhtemelen karbon-fiber kadrolu daha üst donanımlı bir başka yol bisikletine bakarım.
Şehir bisikletlerinin sürüş pozisyonu gereği daha dik ve konforlu olduğu aşikar, ancak bunun karşılığında performans beklentisi de oldukça düşük. Fitness bisikletler daha agresif ve rijit kadroları ile dikkat çekici. Konfor ve hız oranı iyi bir bisiklet arayanlar için makul tercihler.
Cyclocross bisikletler araziye de girebilen, genellikle bagaj da takılabilen yol bisikletlerine yakın ayrı bir sınıf. Konforlu oldukları pek söylenemez, ancak bozuk zeminde sürüş yapmak için ideal.
Nihayetinde yol bisikletleri konfor beklentisini geriye atıp, performansı ön plana çıkaran bisiklet dünyasının spor arabaları.
Tercih yaparken ilk olarak kullanacağınız güzergahın zemin ve eğim durumuna ve bisikletten beklentilerinize bakmak gerek. Ben cyclocross tercih ederken İstanbul'un meşhur asfalt yollarını ve bagaj takma imkanını değerlendirmiştim. Ancak sonradan baktım ki aynı yollarda yol bisikletleri de akıp gidiyor ve bagaj kullanmamı gerektirecek mesafelere gidecek zamanım yok. Araziye de girmediğim için boşuna ağırlık taşımaya gerek olmadığını görüp yol bisikletine geçtim.