Vahap Demir
Daimi Üye
- Kayıt
- 9 Temmuz 2012
- Mesaj
- 320
- Tepki
- 518
- Şehir
- istanbul
- Bisiklet
- Sedona
Yıllardır yol bisikletlerine inceden hastayım. Öyle uzaktan sever gibi, ergen aşıklar gibi bir durum benimkisi. Bir heves var içimde ama harekete geçmeye de niyetim yok gibi. Gel gör ki bir süredir bisikletin sırtındayken yaptığım aerodinamik testler (yokuş aşağı giderken çeneyi gidona yapıştıracak kadar eğilirken pedal çevirmeyi bırakmak ile aynı inişte var gücüyle pedal çevirirken tur bisikletinin dik duruşunu bozmamayı kıyaslıyor bu ? ) bana aerodinaminin önemini kavrattı.
Üzerine geçen gün af edersiniz ter neticemden akarken yol bisikleti kullanan birinin gayet rahat gelip sollaması da binince “ehh ulan yemişim tur bisikletinin fantazisini” diyerek yol bisikleti almaya karar verdim. Sonrasında kararımı verdim ve kısa bir araştırmanın sonucunda Mosso cavalier sora aldım. Niçin bu şekilde karar verdim diye soracak olursanız sebeplerim şunlar:
GRUPSET: yol bisikleti kullanıcılarının "en azından sora set olmalı" şeklindeki yaygın kanaatinden etkilenerek vites grubunda sora sete karar verdim. İlk kullanımda ayarsız gelmiş olan vitesler ayarlandıktan sonra sorunsuz çalışmaya başladı ama sanırım bir ince ayar daha gerekiyor. Ön aktarıcı en hızlı dişli kombinasyonundayken zincire sürtüyor. Bakalım bu kısmını halledeceğiz.
ESTETİK: Kararımı etkileyen diğer husus ise kadroya gizlenmiş vites ve fren kabloları oldu. Bisiklet gayet şık görünüyor.
İzlenimlerim de şunlar:
HİSSİYAT: İlk bisikletim MTB idi. Tur bisikletine geçtiğimde yaşadığım "bu makina uçuyor" hissini turdan yola geçince bir kez daha yaşadım. Kesinlikle asfalt kullanıcısı için yol bisikleti en iyi seçenektir kanaatindeyim. Yol bisikleti üzerinde kambur gibi süren insanları gördükçe çok rahatsız bir sürüşü olduğunu düşünürdüm. Öyle değilmiş. Tur bisikletinde ne kadar rahat isen yol bisikletinde de aşağı yukarı o kadar rahatsın. (Her ikisi de rahatsız )
SELE: Tahta gibi sele korktuğumdan rahat çıktı. En fazla yarım saat katlanabileceğimi düşünürdüm ama birkaç saatlik kullanımlarda ciddi bir rahatsızlık hissi vermedi. Tur bisikletine taktığım jel dolgulu sele bir süre sonra rahatsız ediyordu bu da ediyor. Her ikisi de tahammül sınırları içerisinde ama. Aynı seleyi MTB de ve tur bisikletinde kullanamamıştım. Sanırım oturma şekliyle alakalı. Bir de bu bisiklet uzun süre aynı pozisyonda sürmene müsaade etmiyor. Sürekli pozisyon değiştirince rahatsızlık azalıyor olabilir.
Yine de brooks sele takmayı düşünüyorum. Bunu deneyimlemiş olanlar varsa yeşillendirsinler. Tur bisikletinde brooks en iyi seçenektir. Peki yol bisikletinde de aynı şey geçerli midir?
HIZ: Her gün kullandığım rotayı yol bisikletiyle % 18 daha hızlı kat etmişim. Strava öyle söylüyor. Kilitli pedala geçme niyetim var. Bakalım o ne kadar fark yaratacak.
YOKUŞLAR: Tur bisikletinin en yavaş vites kombinasyonu 24 x 34 idi. 0,705 oran veren bu kombinasyona karşılık cavalier sorada 34 x 32 kombinasyonu en ağır seçenek. 1,062 oran veren bu seçenekle yokuşlarda zorlanacağımı düşünüyordum ama sebebini bilemediğim şekilde yokuşları gayet rahat tırmanıyorum. Hatta tur bisikletinde her turda en az bir defa en ağır kombinasyonu kullanırken kaç gündür hiç en ağır kombinasyona ihtiyaç duymadım. 52 – 38 aynakol kullananlara hayret ediyordum ama şimdi o kadar da imkansız olmadığı hissini yaşıyorum. Ha tercihim diz eklemlerimden yana yine de ? 50 – 34 aynakol iyidir benim için.
DROPBAR: Seksi duruşuyla uzunca bir süredir gönlümü fethetmişti zaten ama bilek uyuşmalarına neden olacağını düşünürdüm hep. Yine tur bisikletindeki gibi uzun süre aynı pozisyonda sürmek mümkün olmadığından da olabilir uyuşma filan yaşamadan kaç gündür kullanıyorum. Tersine çok farklı tutuş pozisyonlarına imkan verdiği için yüksek hızlara çıkmaya imkan vermesiyle bir kere daha kendisine aşık oldum ?
Üzerine geçen gün af edersiniz ter neticemden akarken yol bisikleti kullanan birinin gayet rahat gelip sollaması da binince “ehh ulan yemişim tur bisikletinin fantazisini” diyerek yol bisikleti almaya karar verdim. Sonrasında kararımı verdim ve kısa bir araştırmanın sonucunda Mosso cavalier sora aldım. Niçin bu şekilde karar verdim diye soracak olursanız sebeplerim şunlar:
GRUPSET: yol bisikleti kullanıcılarının "en azından sora set olmalı" şeklindeki yaygın kanaatinden etkilenerek vites grubunda sora sete karar verdim. İlk kullanımda ayarsız gelmiş olan vitesler ayarlandıktan sonra sorunsuz çalışmaya başladı ama sanırım bir ince ayar daha gerekiyor. Ön aktarıcı en hızlı dişli kombinasyonundayken zincire sürtüyor. Bakalım bu kısmını halledeceğiz.
ESTETİK: Kararımı etkileyen diğer husus ise kadroya gizlenmiş vites ve fren kabloları oldu. Bisiklet gayet şık görünüyor.
İzlenimlerim de şunlar:
HİSSİYAT: İlk bisikletim MTB idi. Tur bisikletine geçtiğimde yaşadığım "bu makina uçuyor" hissini turdan yola geçince bir kez daha yaşadım. Kesinlikle asfalt kullanıcısı için yol bisikleti en iyi seçenektir kanaatindeyim. Yol bisikleti üzerinde kambur gibi süren insanları gördükçe çok rahatsız bir sürüşü olduğunu düşünürdüm. Öyle değilmiş. Tur bisikletinde ne kadar rahat isen yol bisikletinde de aşağı yukarı o kadar rahatsın. (Her ikisi de rahatsız )
SELE: Tahta gibi sele korktuğumdan rahat çıktı. En fazla yarım saat katlanabileceğimi düşünürdüm ama birkaç saatlik kullanımlarda ciddi bir rahatsızlık hissi vermedi. Tur bisikletine taktığım jel dolgulu sele bir süre sonra rahatsız ediyordu bu da ediyor. Her ikisi de tahammül sınırları içerisinde ama. Aynı seleyi MTB de ve tur bisikletinde kullanamamıştım. Sanırım oturma şekliyle alakalı. Bir de bu bisiklet uzun süre aynı pozisyonda sürmene müsaade etmiyor. Sürekli pozisyon değiştirince rahatsızlık azalıyor olabilir.
Yine de brooks sele takmayı düşünüyorum. Bunu deneyimlemiş olanlar varsa yeşillendirsinler. Tur bisikletinde brooks en iyi seçenektir. Peki yol bisikletinde de aynı şey geçerli midir?
HIZ: Her gün kullandığım rotayı yol bisikletiyle % 18 daha hızlı kat etmişim. Strava öyle söylüyor. Kilitli pedala geçme niyetim var. Bakalım o ne kadar fark yaratacak.
YOKUŞLAR: Tur bisikletinin en yavaş vites kombinasyonu 24 x 34 idi. 0,705 oran veren bu kombinasyona karşılık cavalier sorada 34 x 32 kombinasyonu en ağır seçenek. 1,062 oran veren bu seçenekle yokuşlarda zorlanacağımı düşünüyordum ama sebebini bilemediğim şekilde yokuşları gayet rahat tırmanıyorum. Hatta tur bisikletinde her turda en az bir defa en ağır kombinasyonu kullanırken kaç gündür hiç en ağır kombinasyona ihtiyaç duymadım. 52 – 38 aynakol kullananlara hayret ediyordum ama şimdi o kadar da imkansız olmadığı hissini yaşıyorum. Ha tercihim diz eklemlerimden yana yine de ? 50 – 34 aynakol iyidir benim için.
DROPBAR: Seksi duruşuyla uzunca bir süredir gönlümü fethetmişti zaten ama bilek uyuşmalarına neden olacağını düşünürdüm hep. Yine tur bisikletindeki gibi uzun süre aynı pozisyonda sürmek mümkün olmadığından da olabilir uyuşma filan yaşamadan kaç gündür kullanıyorum. Tersine çok farklı tutuş pozisyonlarına imkan verdiği için yüksek hızlara çıkmaya imkan vermesiyle bir kere daha kendisine aşık oldum ?