Ahmet AKÇA
Aktif Üye
- Kayıt
- 11 Nisan 2014
- Mesaj
- 151
- Tepki
- 76
- Şehir
- SAMSUN
- Bisiklet
- Sedona
Öncelikle şunu söylemem gerek ki kardeşlerim,alkol insan vücudunda da azda olsa bir miktar üretilir.Yalnız kandaki alkol derişiminin,belli bir miktarın üstüne çıkmasıyla vücut sapıtmaya başlar,değişik etkiler görülür.Mesela bir örnek vermek gerekirse,böbreklerde süzülen sıvıdan suyun geri emilimini düzenleyen bir hormon vardır(gerek görmediğim için latince isimleri telaffuz etmeyeceğim),bu hormonun miktarını,kandaki su oranını ölçen reseptörler ve reseptörlerin bağlı olduklar/uyarı gönderdiği beyindeki ilgili bölüm düzenler.İşte belli bir derişimin üzerine çıkan alkol miktarı,bu bölümün de dengesini bozar ve insan yeri gelir altına bile kaçırabilir,sonuç olarak vücutta kontrolsüz bir su kaybı meydana gelir.Vücudumuz gerçekten ama gerçekten kompleks(karmaşık) mekanizmalara sahiptir ve hepsi birbiriyle kendi amaçları doğrultusunda uyum içinde çalışır ve böylelikle biz bir hayat sahibi oluruz.Bunun böyle olmasında hormonların yeri büyüktür.Ben beyni bir komutana,hormonları ise emir subayına benzetiyorum.Beyin yazılımı doğrultusunda o anki koşullara göre neyin emrini vermişse,hormonlarda o emri vücuttaki gerekli kısımlara yaptırırlar.Damarlardaki fazla alkol ise beynin içine sızarak onu dengesizleştirir aynı zamanda da işlev olarak basitleştirir.Yani demek istiyorum ki alkol yalnızca su örneğinde olduğu gibi değil,testosteronun baskılanması dahil birçok denge bozucu etkiye sahiptir.
Ayrıca şunu da bilmelisiniz ki dostlar,beyinimiz uykuda pasifleşmez,%80 dolaylarında bir kapasite ile çalışır,bu süreç içerisinde mutluluk kimyasalları üreterek gün içinde maruz kalınan strese karşı tamir yapar.Alkol etkisindeki beyin ise aslında uyumaz,uyuşur ve yaptığı birçok işlevinden yoksun olur,bunun sonucunda da bu işlemi de tam olarak yerine getiremeyerek insanın sabah gözünü açtığında huzursuz hissetmesine yol açabilir.Özellikle kişi buna uzun süre ve belli bir sıklıkta devam ederse,bunlar üst üste gelerek gerçek bir depresyona sebep olur.
Aynı zamanda alkol,vücuttan atılması kolay olan bir madde değildir,bu süreç içerisinde karaciğerin yoğun bir şekilde enerji harcaması gerekir.Bu haliyle vücudu yorar,direncini düşürür ve yıpratır.Tüm bunlar sırasında da karaciğer yağlanması gerçekleşir;bu olay etil alkolün,karaciğerin yağ metabolizmasını bozmasından dolayıdır.Tek etki buda değil elbette,alkol bunların yanı sıra siroz hastalığına da sebebiyet verir.(birçoğumuzun bildiği gibi)
Alkol aynı zamanda insanın fiziksel dengesini bozduğu gibi,algılarını da sarsar;tabiri caizse mallaşır(kastedilen anlam beynin algısal ve işlemsel niteliklerinin basitleşmesiyle ilgilidir).Alkol insanı psikolojik olarak da etkiler.
Psikolojik olarak demişken,yapılan bir araştırmaya göre:
İnsan beyninde haz bölgesi vardır ve bu bölge çeşitli hallerde uyarılır ve insan keyif alır.Bu bölüm çeşitli şekillerde/durumlarda aktifleşebilir.Bunlardan birincisi:
1-Bir insanın diyelim ki bir hedefi var,mesela lise sonda olan bir öğrenci tıp fakültesini kazanmak istiyor.Bu hedef için aylar süren bir çaba sarfedip bir birikimle sınava giriyor ve diyelim ki başarı sıralamasında 12 bininci olarak tıp fakültesini kazanıyor.Ondan sonra çok mutlu oluyor,hayat artık onun için daha keyifli hale geliyor.
İkincisi:
2-Diyelim ki X şahsı bir votka almak üzere büfeye giriyor,alıyor,evine giderek içerek kafayı buluyor ve keyifleniyor.
Şimdi iki durumda da beyindeki aynı bölüm uyarıldı ve keyif alındı.Peki o zaman fark nedir? Fark şu ki birinci durumda bir uğraş,sabır ve emekle elde edilen bir keyif hissi vardı.İkinci durumda ise bu hisse ulaşması için yalnızca gidip bir içki alması ve onu bardağa doldurup içmesi yeterliydi.Araştırma sonucuna göre birinci durumda olan insanın hayata olan bağlılığının,zorluklarla başetme gücünün/mücadele gücünün arttığı gözlemlenirken,ikinci durumdaki insanda ise hayattan zevk almanın kolay olduğu çaba sarfetmeye gerek olmadığı algılanarak,tam tersine o insanın yaşam enerjisinin düştüğü tespit edilmiştir.
Sözlerime son verirken artık bilimsel somut verileri bırakarak bu konu hakkındaki kendi soyut düşüncelerimi de eklemek istiyorum.Gördüğümüz üzere,'alkol içmek' gerçekten vücuda hem fizyolojik hem de psikolojik olarak oldukça AYKIRI bir durum ve böylesine ters olan bir maddenin günümüzde bu kadar yaygın olması gerçekten ama gerçekten çok tuhaf duruyor.Nasıl olmuşda bu alkol bu kadar normalleşmiş,benimsenmiş ve yaygınlaşmış.Belkide insanlar bu işin yalnızca kafayı bulma,keyif alma kısmına odaklanarak,bu işin diğer boyutunun tam olarak farkında olamamışlardır.İşte bu yazıyı yazmanın sebebi de buydu kardeşlerim.Aynı zamanda bizlerin bir ortak noktası var;spor.Şimdi şunu düşünmenizi istiyorum,normal bir insan için böylesine aykırı olan bir maddenin birde sporla uğraşan bir insan için ne kadar ters oduğunu düşünün.'Spor ve Alkol' gerçekten bir arada olabilecek en son kelimeler arasında!
Evet sevgili kardeşlerim,gerçekten uzun bir yazı oldu ama bu konu hakkında söylenebilecek hala o kadar şey var ki özelliklede daha önce belirttiğim gibi bu kadar insan için aykırı olan bir maddenin insanlar arasında normalleşmesi,devletlerin bu işten ciddi paralar kazanması vs vs..
Neyse siz değerli insanları daha fazla sıkmamak adına kendimi frenlemek zorunda kalarak,artık yazıya son vermeye karar verdim.
Kısaca diyebiliriz ki alkolün beynin işleyişinden,iç organlara,psikolojiye,düşünce sistemimize varıncaya kadar gerçekten ama gerçekten,bunu samimiyetle söylüyorum,çok ciddi etkileri vardır.
Okuduğunuz için teşekkür ederim!
Ayrıca şunu da bilmelisiniz ki dostlar,beyinimiz uykuda pasifleşmez,%80 dolaylarında bir kapasite ile çalışır,bu süreç içerisinde mutluluk kimyasalları üreterek gün içinde maruz kalınan strese karşı tamir yapar.Alkol etkisindeki beyin ise aslında uyumaz,uyuşur ve yaptığı birçok işlevinden yoksun olur,bunun sonucunda da bu işlemi de tam olarak yerine getiremeyerek insanın sabah gözünü açtığında huzursuz hissetmesine yol açabilir.Özellikle kişi buna uzun süre ve belli bir sıklıkta devam ederse,bunlar üst üste gelerek gerçek bir depresyona sebep olur.
Aynı zamanda alkol,vücuttan atılması kolay olan bir madde değildir,bu süreç içerisinde karaciğerin yoğun bir şekilde enerji harcaması gerekir.Bu haliyle vücudu yorar,direncini düşürür ve yıpratır.Tüm bunlar sırasında da karaciğer yağlanması gerçekleşir;bu olay etil alkolün,karaciğerin yağ metabolizmasını bozmasından dolayıdır.Tek etki buda değil elbette,alkol bunların yanı sıra siroz hastalığına da sebebiyet verir.(birçoğumuzun bildiği gibi)
Alkol aynı zamanda insanın fiziksel dengesini bozduğu gibi,algılarını da sarsar;tabiri caizse mallaşır(kastedilen anlam beynin algısal ve işlemsel niteliklerinin basitleşmesiyle ilgilidir).Alkol insanı psikolojik olarak da etkiler.
Psikolojik olarak demişken,yapılan bir araştırmaya göre:
İnsan beyninde haz bölgesi vardır ve bu bölge çeşitli hallerde uyarılır ve insan keyif alır.Bu bölüm çeşitli şekillerde/durumlarda aktifleşebilir.Bunlardan birincisi:
1-Bir insanın diyelim ki bir hedefi var,mesela lise sonda olan bir öğrenci tıp fakültesini kazanmak istiyor.Bu hedef için aylar süren bir çaba sarfedip bir birikimle sınava giriyor ve diyelim ki başarı sıralamasında 12 bininci olarak tıp fakültesini kazanıyor.Ondan sonra çok mutlu oluyor,hayat artık onun için daha keyifli hale geliyor.
İkincisi:
2-Diyelim ki X şahsı bir votka almak üzere büfeye giriyor,alıyor,evine giderek içerek kafayı buluyor ve keyifleniyor.
Şimdi iki durumda da beyindeki aynı bölüm uyarıldı ve keyif alındı.Peki o zaman fark nedir? Fark şu ki birinci durumda bir uğraş,sabır ve emekle elde edilen bir keyif hissi vardı.İkinci durumda ise bu hisse ulaşması için yalnızca gidip bir içki alması ve onu bardağa doldurup içmesi yeterliydi.Araştırma sonucuna göre birinci durumda olan insanın hayata olan bağlılığının,zorluklarla başetme gücünün/mücadele gücünün arttığı gözlemlenirken,ikinci durumdaki insanda ise hayattan zevk almanın kolay olduğu çaba sarfetmeye gerek olmadığı algılanarak,tam tersine o insanın yaşam enerjisinin düştüğü tespit edilmiştir.
Sözlerime son verirken artık bilimsel somut verileri bırakarak bu konu hakkındaki kendi soyut düşüncelerimi de eklemek istiyorum.Gördüğümüz üzere,'alkol içmek' gerçekten vücuda hem fizyolojik hem de psikolojik olarak oldukça AYKIRI bir durum ve böylesine ters olan bir maddenin günümüzde bu kadar yaygın olması gerçekten ama gerçekten çok tuhaf duruyor.Nasıl olmuşda bu alkol bu kadar normalleşmiş,benimsenmiş ve yaygınlaşmış.Belkide insanlar bu işin yalnızca kafayı bulma,keyif alma kısmına odaklanarak,bu işin diğer boyutunun tam olarak farkında olamamışlardır.İşte bu yazıyı yazmanın sebebi de buydu kardeşlerim.Aynı zamanda bizlerin bir ortak noktası var;spor.Şimdi şunu düşünmenizi istiyorum,normal bir insan için böylesine aykırı olan bir maddenin birde sporla uğraşan bir insan için ne kadar ters oduğunu düşünün.'Spor ve Alkol' gerçekten bir arada olabilecek en son kelimeler arasında!
Evet sevgili kardeşlerim,gerçekten uzun bir yazı oldu ama bu konu hakkında söylenebilecek hala o kadar şey var ki özelliklede daha önce belirttiğim gibi bu kadar insan için aykırı olan bir maddenin insanlar arasında normalleşmesi,devletlerin bu işten ciddi paralar kazanması vs vs..
Neyse siz değerli insanları daha fazla sıkmamak adına kendimi frenlemek zorunda kalarak,artık yazıya son vermeye karar verdim.
Kısaca diyebiliriz ki alkolün beynin işleyişinden,iç organlara,psikolojiye,düşünce sistemimize varıncaya kadar gerçekten ama gerçekten,bunu samimiyetle söylüyorum,çok ciddi etkileri vardır.
Okuduğunuz için teşekkür ederim!