Scudo Sports

Alüminyum vs. Karbon kadro

Yazılanların tamamını okumadım. Ama aklıma gelmişken merak ettiğim bir şeyi sormak istiyorum; hani şu ağzımızın sularını akıta akıta izlediğimiz, keşke benim olsa dediğimiz, Paris-Roubaix'de ve Giro'da kullanılan o efsane kadrolar yarıştan sonra tekrar kullanılıyor mu sizce?
 
  • Beğen
Tepkiler: uguryilmaz144
Scudo
@Özgünn

Güzel bir örnek. Acaba daha alt seviye karbonlarda da aynı dayanıklılık söz konusu mu? Yani 5.000 - 6.000 TL'ye satılan full karbon bisikletlerden bahsediyorum.
 
@Bora Kıraç

45'le beton bloğa (nasıl bir blok olduğuna da bağlı tabi) çarpan bir bisikletin kullanılabilir kalma ihtimali de 10 kattan düşen birinin hayatta kalma ihtimaliyle eş değil mi?

Yanlış anlamayın da 45 km/h ile bir şeye çarparsam kadrodan önce kendimin tek parça kalmamı isterim. :D
 
@tolga akyol

Ben çok araştırdım, darbeyi Chainstay denen yerden aldığı için çok da endişelenmiştim açıkçası. Yabancı forumlarda benzer sorunları yaşayanların tecrübelerini okudum, 1-2 tane güvendiğim ustaya göstedim sorun olmaz dediler. Hakkaten de olmadı sorun :)
 
yanılmıyorsam karbon üreticileri 45km/h ile duvara girmeyiniz, sorumluluk almayız diye belirtiyorlar.
 
@hashus1099

Konu yine alakasız yerlere gidiyor ama belirteyim :)

Darbeyi karşıdan almadım, frenleme sonrası yan şekilde vurdum bahsettiğim beton bloğa. (Belediyelerin yola koyduğu kalıplar) Önce pedal, sonra chainstay denen yerden vurdum.

(link)

Bu hasarı karbon kadro alsa muhtemelen 4-5 parça olarak taksiyle götürürdüm eve :) Ama evet, kadro üreticileri böyle bir darbeyi hesaba katmaz muhtemelen.

Söz konusu beton bloğu da buldum :) suçlu buydu > (link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Yusuf !!WOW!!
bu şekilde bir karşılaştırma yapabilmeniz için karbon kadronun da aynı hızda yine aynı açı ile yani tüm parametreler aynı şekilde kazaya uğraması lazım.Yoksa bende karbon kadro ile kaza yaptım birşey olmadı alüminyum olsaydı teneke kutusu gibi yamulurdu dememden farkı olmaz.
@Bora Kıraç
 
Konuyu açan arkadaşın dileğini hatırlatıp görevimi yerine getireyim. Yoksa bu alü-karbon tartışması sayfalarca devam eder. Benim de başlığı takip etmemdeki amaç yakın zamanda Karbon kadroya geçmeyi düşünmem ve yılda 20.000 - 25.000 KM yol yapan birisi olarak doğa koşullarının karbon kadrolar üzerinde ne gibi aşınmalara / zayıflıklara neden olduğunu anlamaktı.

"*bir de lütfen karbon alüminyum tartışmasına dönmesin sadece bilgilendirme amaçlı olmalı konu, herkesin karbon mu alüminyum mu konuşmalarından bıktığına adım gibi eminim*"
 
Karbon dayanıklı malzeme ama müsabakalardaki pro bisikletçilerin ( bizimkileri kastetmiyorum uluslararası müsabakalardaki yabancılar-gelişmiş ülke sporcuları) gidip karbon bisikletlerini mağazadan almıyorlar biliyorsunuz değil mi onlar özel üretim. Şimdi aynı marka diye tüketici ürünü karbon bisiklet sağlamlığı-Pro consumer/özel üretim bisikletleri kıyaslamayın.

Diğer olay. Karbon ısıya dayanır evet ama kaplandığı reçine /epoksi yüksek ısıda deforme olmaya başlar. Deformasyonu ısı yapar ısıyı IR radyasyon verir görünür ışık ısıtmaz. Bir de uv var başbelasıdır kimyasalların. Sahip oduğu enerji ile yapılarını bozar. Epoksi yapıştırıcıları bilirsiniz hani iki karışımlı ve donduktan sonra çeliği bile yapıştıran vs. İşte o yapıştırıcı hangi marka olursa olsun verin 60 derece ve sonrasını kendini bırakmaya başlar. Elektronik endüstrisinde kullanılan epoksileri genelde devreyi korumak yada kopyalanmasından/tamirinden korumak için epoksi yaparlar. Sıcak hava ile deforme edip kolayca kazırız.

Neyse. Aynı paraya aynı ağırlıkta karbon-titanyum ve alüminyum bisikletler var. Dediğim gibi sağlamlıksa ve paranız varsa başka seçenekler de var ama karbon daha bir havalı geliyor sanırım.

Sevgili Tasogare şimdi sizdeki kadro kırılmadı yada sorun yaşamadınız diye hiç kimse yaşamayacak değil. Piyasada 1 milyon alü kadrolu bisiklet varsa 1000 tane karbon var. Dolayısıyla karbonların kıyaslamasını alü kadroda kırılıyor diye yapamayız öte yandan sıkıntı alü kadrolar hasar aldığında bütünlük büyük oranda korunup büyük kazalar yaşamadan geçiştirmek mümkün iken karbonda daha ölümcül olaylar olabiliyor.

Karbon da kullanılan reçine/epoksi vs zamanla eskimeye müsait ama lü öyle değil. Mesela ben alü kadrolarımdan birini boyadım ve 3 kış balkonda o soğuklarda ve yazın güneşin altında kaldı. Hasar sadece boyasında kılcal çatlaklar. Ama karbonu bu şekilde bırakamazsınız yada ne bileyim birisi ithal eder iklimlendirmesi olmayan bir depoda 2 sene bekletir sonra ambalajında satar. Ne bileceksiniz ki, yada taşırken düşürmediklerini. Karbon mucizevi bir buluş gibi sunuluyor ama o kadroya elbette doğal olanı üst seviye komponent takmak. Acaba pro olmayan biri aynı komponenti alü kadroya taksa ve kadro 500 gram ağır olsa ne olur olmasa ne olur çok merak ediyorum. KArbona binince tamam meşhur bir yol hissi var onu da anlıyorum ama daha başka
 
@Bora Kıraç Daha önce yazımda belirtmiştim kullanılan karbon kalitesine bağlı ben bunu ünlü bir firmanın temsilcisiyle konuşmuştum giriş seviyesi ve orta seviye karbon modellerinin en üst seviye karbon modelleri ile farkının karbon örüm sıklığının daha fazla olduğunu ama bunun daha alt seviye modellerin kırılacağı yada çatlayacağı anlamına gelmediğini söyledi aynı kalitede karbon kullanıldığını söylemişti
 
UV ışınları konusunda bulduğum bi yazışma;


*Dear Lennard,
I often put my bike in the back seat of my car in hopes that I can squeeze in a ride after work. I live in Southern California, so it gets pretty hot and there’s usually direct exposure to sunlight.
I own a Time carbon frame with an unpainted carbon finish. Should I be concerned about the 130 plus degree temps inside the car or the prolonged exposure to direct sunlight?
Mike
Dear Mike,
My friend Bert Hull, former Product Development Manager of True Temper’s Alpha Q Composites division and now of (link), (link) says, “no problem whatsoever, on both counts.” He goes on to say (he is referring to Alpha Q products when he says “our”):
“We have actually measured temps over 170 degrees in a black car with black leather interior (our R & D center is in San Diego), and even that is not too hot.
It may vary a little from brand to brand, but with our resin system you can safely get up to 275-300 degrees F before you start to see any damage. The paint on the fork may not like temperatures that high, but structurally there is no problem with the carbon composite.
As for ultra violet rays, our paints contain inhibitors to block a lot of the UV. The UV is not damaging to the carbon composite, but without the UV inhibitors, you would get some yellowing of the resin on the surface of the part. You may have seen this on the carbon hoods of street racer cars. This is only a cosmetic concern, not structural.

sevgili lenard,
işten sonra bisiklete binmeyi sevdiğimden bisikletimi arka koltuğa sıkıştırmaya bayılırım, boyasız karbon time kadrom var, bizim buralarda arabanın sıcaklığı 54 dereceyi geçiyor, kadrom eriyecek diye aklım çıkıyor, ben şimdi bunu gönül rahatlığıyla 6 ay güneşin altına bırakabilir miyim?

sevgili mayk,
konuyu bizim burda Alpha Q kompozitlerinden Bert Hull ustaya sordum; bana "lenardçım öyle nereye eriyor hemen, benim kendi aracım zengin olmam sebebiyle siyah deri, yengenle çöle çıktığımızda 76C°yi görüyoruz banamısın demiyor alet. Epoksi diyorlar bilmemne, şimdi zaten bizim reçineler nerden baksan 135 - 150°ye kadar herhangi bi sıkıntı yaratmadan dayanabilir. ama üzerindeki insan, ya da kadronun üzerindeki boya dayanırmı bilinmez? UV ışıkları denmiş, evet boyanın içine UV yansıtıcı koyuyoruz ,karbonu eritecek diye değil, boya soluyo sonra, böyle şeylerle canınızı sıkmayın hiç"
şeklinde cevapladı
 
@Tasogare

@Tasogare

Demek ki kulaktan duyma bilgileri mutlak doğrumuş gibi foruma yazmamak gerekiyormuş... @Tasogare 1, @Helen 0 :)

@C. Tiryaki

Asıl merak ettiğim soruyu sormuş arkadaş. Kuzeyin cehennemini sağlam bir şekilde tamamlayan kadrolar, sonraki yarışlarda tekrardan kullanılıyor mu bilen var mı arkadaşlar ?
 
  • Beğen
Tepkiler: hashus1099
@Bora Kıraç

geçmiş olsun. ben de 45 km/h ile kadroyu vurdunuz sandım. :)
bunu genel bir cevap olarak kabul edin, konuyu size öğretmek haddim değil sadece okuyup fikir edinecek olanlar olabilir.
daha önce şu konuda kadro esnemesiyle ilgili mesaj atmıştım.
Kadro esnemesi normal mi? (video içerir)
buradan da bahsedeyim. bildiğimiz gibi kadroya binen yükler hep boruların birleşim noktalarındandır. pedalların yükü orta göbekten, popomuzun yükü sele borusunun girdiği yerden biner.
yola da önden maşanın bağlandığı noktadan, arkadan da arka göbek kısmından yük aktarılır. klasik bir kadro çizip üzerinde yükleri ve kadro üzerinde dağılışını gösteriyorum;

IMG_8561.JPG

görüldüğü gibi yükler sadece eksenel olarak taşınıyor ve kadro parçalarının bazılarında basınç, bazılarında çekme gerilmeleri oluşuyor. yükler hep birleşim noktalarından olduğu için, kadro üzerinde eğilme momenti oluşturacak hiçbir kuvvet bulunmamaktadır. eğilme momentinin etkisi de fotoğrafta sağda. eğilme momentini ne taşır dersek, binalarda en iyi örnek kirişler. bu kuvvete karşı koymak için de önemli parametre, kirişin atalet momenti. atalet momenti b*h^3/12 dikdörtgen kesitte. yani kabaca genişliği 25 cm, yüksekliği 50 cm olan bir kiriş, genişliği 50 cm, yüksekliği 25 cm olan bir kirişle aynı kesit alanına sahip olsa da daha fazla atalet momentine sahiptir, daha fazla eğilme momenti taşır.
kadrolara baktığımız zaman, eğilme momentine karşı koyacak şekilde atalet kuvveti geliştirecek dizaynlar yok. bisiklet kadroları, kafes sistem mantığıyla eksenel yük taşıyacak şekilde tasarlanıyor ve aynı malzeme için bu taşıma kapasitesinde etkili parametre kesit alanı sadece.

yani ben bir kafes sistem tasarlasam, sonra bu kafes sisteme biri gelip eğilme momenti verecek şekilde yük yüklerse ve o sistem çalışamaz duruma gelirse ne yaparım diye düşünüyorum? tasarım amacı dışında yük vereni suçlarım tabi. :) yani deprem zamanında dükkan katında kolonları kesilen binaların yıkıldığıyla ilgili haberleri hatırlarsınız. hah, binanın kolonunu kesmek de kafes sisteme eğilme momenti vermek gibi bir şey.

gelelim karbon-alüminyum kadro meselesiyle ilgili konusuna bunun. yine doğaldır ki kadro tasarlarken, tasarlanan yükleri taşıyacak şekilde tasarım yapılır. alüminyum da, karbon da bu eksenel yükleri taşıyacak şekilde hesap edilerek kadrolarda kullanılıyor. baktığımız zaman, malzeme özelliklerini ilk sayfada konuştuk zaten, aynı ultimate dayanımlı karbonun kuvvet taşıma kapasitesi/şekil değiştirme kapasitesi alüminyumdan çok daha fazla. yani aynı taşıma kapasitesine daha düşük şekil değiştirmede ulaşır. bu da daha rijit bir yapıda olduğunu gösterir. alüminyum muhtemelen max kuvvete ulaştıktan sonra hemen de kopmaz, yamulur bükülür ama tek parça kalmayı da başarır. bu sebepledir ki bunun için tasarlanmamış olsa da kadroya yandan gelecek bir yükü çok doğal olarak karbon taşıyamaz, çünkü eğilme momenti taşıyabilecek bir yapıda pek değil bu karbon kadrolar. hiç taşımaz demiyorum ama o bloğa yandan vuran karbon kadronun yaşayamayacak olması çok normal. diklemesine çarpılsa ne olur bilemem, dayanımını vs bilmiyorum, ama yandan veya üstten farketmez, eğilmeye neden olacak yüklere karşı karbonun zayıf olduğu teyite muhtaç olmayan bir gerçek.

tekrar edeyim, mesajı size atmaktan ziyade genele yazmayı amaçladım.
 
Yazılanları çok fazla okumadım ama nacizane kısaca yorum yapayım...

Aluminyum yumuşak ve sünek bir metaldir. Darbe görünce ezilir.. Karbon ise sert / gevrek bir malzemedir, darbe görünce kırılır...

Karbon hafiftir, bisiklet sürerken hafiflik büyük avantajdır.. Aluminyum daha ağırdır haliyle.. :)

Dedim ya, aluminyum metaldir, yoldaki aksaklıkları size daha fazla hissettirir... Ancak karbon esasen bezdir, reçine ile sertleştirilmiş ve sıkıştırılmıştır, titreşimleri absorbe etme yeteneği doğal olarak daha fazladır...

Aluminyum daha ucuzudr, karbon daha pahalıdır...

Konu kısaca budur.... Mevzu, sizin yukarıdakilerden hangisine daha fazla önem verdiğinizle ve cebinizdeki parayla alakalıdır... :)

Kimseyi üzmek, rencide etmek gibi bir niyetim yoktur, sadece fikirlerimi söyledim..

Saygılarımla..
 
@uguryilmaz144
yok hocam en fazla carbonfiber: 1 /UV ışıkları: 0 olsun o :)
netice olarak karbon üzerine çok spekülasyon yapılan bi malzeme, geçek etkilerin dışında olan abartmalar sadece kullanıcısını tedirgin eder, bence kimseye amaçsız bu zulmü yapmayalım :) sağlamlık için arıza bir "Roadie" vakası daha paylaşayım;
3.50 ye dikkat lutfen

@Helen

:D
 
  • Beğen
Tepkiler: hashus1099
@uguryilmaz144


Ayıklaya ayıklaya o kadar makale arasından bunları ayıklamışsınız :D Yazdıklarımınn neresinde sıcaklığa bağlı olduğu yazıyordu. O yazımı bulun özür dileyeyim. UV ile ilgili birçok makale var. Ve siz sırf haklı çıkmak için iki satırı alıntılamışsınız. Üreticiler UV filtreli boya veya cila kullanıyor diye de belirtmiştim ancak bu koruyucunun dahi bir ömrü var tabii ki.

Benim için sorun yok. Siz de bisikletinize bakım yapmadan, güneş altında bırakabilirsiniz. İnsanı, araştırdığı bildiği konularda paylaşım yapmaktan soğutuyorsunuz.
 
  • Beğen
Tepkiler: hashus1099
@Helen

hayır efendim burdan korumuyoruz diye bi anlam çıkmasın, yanlış olur, ben kendim şu ürünü güvenle kullanıyorum bisikletimde, dropoutlara ve kadronun gıdısına bolca uygulayın yeter
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/f9/35/6f/f9356f0a37775901cead2630e21fd70a.jpg

@Helen bu arada bu satır ayıklama işleri @uguryilmaz144 ün başının altından çıkıyo, bana özelden de makaleyi gönderen o zaten al paylaş diye :O karbon lobisi adına çalıştığından şüpheleniyorum çünkü bana karbon kadro vaadetti gene özelden, yoksa ne uğraşcam
 
  • Beğen
Tepkiler: SOZUAK
Geri