Scudo Sports

Aynakol uzunluğu ne olmalı?

Birkaç dandik Türk firması dışında üreticiler bisikletleri zaten bedenine uygun krankollarıyla birlikte satıyor zaten. S boya daha kısa krank kolu, M boya orta uzunlukta krank kolu, L boya ise daha uzun krank kolları konuluyor. Mantık çok net: Uzun bacağa uzun kran kolu, kısa bacağa kısa krank kolu. Çünkü uzun bacak daha büyük bir daire çizmek isteyecek konfor açısından.

KoSD614.png

Firmalar bunları zaten biz "Normal" kullanıcılar için hesabını yapıp koyuyor.

Madem dokunmamamız gerektiğini düşünüyorsun gidon boğazını da firmalar hesaplayıp koyuyor, onunla oynamakta niye bir sakınca görmüyorsun? diyeceksiniz. Bu, gidon boğazından çok farklı bir konu. Bu, marjinal kazanım hesaplaması. Profesyoneller arasında bile kendi bacak boyuna uygun olmayan, marjinal bir krank kolu kullanan sporcu sayısı çok az (en son çok azdı). Fakat gidon boğazıyla oynamak çok yaygın, çünkü bel problemi olan kullanıcılar olabiliyor, kendisini daha esnek bulan ve daha yatık sürmek isteyen kullanıcılar olabiliyor.

Fakat krank kolu gerçekten çok üst derecede marjinal bir kazanım. Bizim gibi tatlı su bisikletçilerinin kolay kolay hissedemeyeceği bir kazanım belkide. Belkide birkaç yorum yukarıdaki bir forumdaş, bu yüzden "160'tan 172.5'a geçtim, yokuşta pedala daha zor basıyorum" diyordur. HAlbuki tam tersi olması, torkun artması gerekirdi :D Veya aynı şekilde bir başka kullanıcı yine 2 farklı bisiklette 0.72 santimlik farka sahip olan krank uzunluklarını deneyimlemiş ve birtanesinde dizleri karnına daha çok çarpıyormuş :D Vay arkadaş ne 0.72 santimmiş :snzdglsn:

Ben gerçekten herhangi bir fark anlayamıyorum forumdaşlar. Anlayabilene derin saygı duyuyorum. Ayrıca bu tip marjinal kazanımların ve marjinal ayarlamaların biz tatlı bu bisikletçileri için biraz aşırıya kaçmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü çoğumuz ideal kilomuzda bile değiliz. Çoğumuz ideal duruşumuza bile kavuşmuş değiliz bisiklet üzerinde. Bizler amatörüz ve bu derece hassasiyet ayarlamaların, bizim ihtiyacımız olan bir şey olduğunu sanmıyorum. Ha bike fit pazarlamacıları bas bas bağırıp, bize bu marjinal kazanımları pazarlamaya çalışıyor, eh, onların da işi o. Saygılar kendilerine :ssrtcbya: Sana abarta abarta anlatmasa, bana abarta abarta anlatmasa, kim gidip onca para verecek baykfite? :snzdglsn:

"Baykfit yaptım sırt ağrım geçti."
Tamam kanka :snzdglsn:
 
Scudo
Bu mevzu aslında L şeklindeki alyan anahtarları kullanirken edinilen tecrübe ile ozetlenebilir..L alyanin kısa bölümü ile bir somunu sokmeyi deneyelim, diğer taraftan aynı somunu, alyanin büyük kısmı ile ve uyguladığımız kuvvetleri karşılaştıralım .. ciddi güç ayriklari olacaktır. Arabalarin jant göbeğindeki vidalari sökmek için de, eğer direnen civatalar olursa, lastikciler de söken anahtara daha büyük bir kol takarak ayni civatayi ayni kuvvetle açabilirler.. Bu yüzden aynı kuvvet ile dönmeyen cıvata döndürülür, daha zor dönme ihtimalli cıvata için belki daha da uzun bir kol ile (+) kuvvet yaratılır...

@Road_Runner abi , çok iyi ifade etmişsin, eline sağlık ama bence marjinal kazanımları çok kucumsuyoruz bazen. O kazanımlar aslında hayatı şeyler demek.. Mesela saatimizin ya da kemerimizin bir tık alt ya da üst deliğini kullanmamız, hemen değişikliği hissettirecektir. Bisiklet konusunda da 1-2 cm sele borusu yüksekliği /alçaklığı, lastik genişliği, 100 Gr lik lastik/jant ağırlığı farkı , paraşüt etkisi yaratacak kıyafet ya da 0',a0 ,üstümüze yapışan dalgıç kıyafeti tarzı bir bisiklet kıyafeti ne kadar da etkili oluyorsa ayna kol uzunluğu da o kadar etkili oluyor.. Bu farklar, bakkala giderken , işten dönerken cok çok etkisiz de olsa, özellikle uzun turlarda inanılmaz farklara çıkabilir..
 
  • Beğen
Tepkiler: Helvetica
Birkaç dandik Türk firması dışında üreticiler bisikletleri zaten bedenine uygun krankollarıyla birlikte satıyor zaten. S boya daha kısa krank kolu, M boya orta uzunlukta krank kolu, L boya ise daha uzun krank kolları konuluyor. Mantık çok net: Uzun bacağa uzun kran kolu, kısa bacağa kısa krank kolu. Çünkü uzun bacak daha büyük bir daire çizmek isteyecek konfor açısından.

324854 dosyayı görüntüle

Firmalar bunları zaten biz "Normal" kullanıcılar için hesabını yapıp koyuyor.

Madem dokunmamamız gerektiğini düşünüyorsun gidon boğazını da firmalar hesaplayıp koyuyor, onunla oynamakta niye bir sakınca görmüyorsun? diyeceksiniz. Bu, gidon boğazından çok farklı bir konu. Bu, marjinal kazanım hesaplaması. Profesyoneller arasında bile kendi bacak boyuna uygun olmayan, marjinal bir krank kolu kullanan sporcu sayısı çok az (en son çok azdı). Fakat gidon boğazıyla oynamak çok yaygın, çünkü bel problemi olan kullanıcılar olabiliyor, kendisini daha esnek bulan ve daha yatık sürmek isteyen kullanıcılar olabiliyor.

Fakat krank kolu gerçekten çok üst derecede marjinal bir kazanım. Bizim gibi tatlı su bisikletçilerinin kolay kolay hissedemeyeceği bir kazanım belkide. Belkide birkaç yorum yukarıdaki bir forumdaş, bu yüzden "160'tan 172.5'a geçtim, yokuşta pedala daha zor basıyorum" diyordur. HAlbuki tam tersi olması, torkun artması gerekirdi :D Veya aynı şekilde bir başka kullanıcı yine 2 farklı bisiklette 0.72 santimlik farka sahip olan krank uzunluklarını deneyimlemiş ve birtanesinde dizleri karnına daha çok çarpıyormuş :D Vay arkadaş ne 0.72 santimmiş :snzdglsn:

Ben gerçekten herhangi bir fark anlayamıyorum forumdaşlar. Anlayabilene derin saygı duyuyorum. Ayrıca bu tip marjinal kazanımların ve marjinal ayarlamaların biz tatlı bu bisikletçileri için biraz aşırıya kaçmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü çoğumuz ideal kilomuzda bile değiliz. Çoğumuz ideal duruşumuza bile kavuşmuş değiliz bisiklet üzerinde. Bizler amatörüz ve bu derece hassasiyet ayarlamaların, bizim ihtiyacımız olan bir şey olduğunu sanmıyorum. Ha bike fit pazarlamacıları bas bas bağırıp, bize bu marjinal kazanımları pazarlamaya çalışıyor, eh, onların da işi o. Saygılar kendilerine :ssrtcbya: Sana abarta abarta anlatmasa, bana abarta abarta anlatmasa, kim gidip onca para verecek baykfite? :snzdglsn:

"Baykfit yaptım sırt ağrım geçti."
Tamam kanka :snzdglsn:
Ayarla ekipmanla Pogacar olacagini zanneden cuzdani kalin bir kesim var 🙂
 
Birkaç dandik Türk firması dışında üreticiler bisikletleri zaten bedenine uygun krankollarıyla birlikte satıyor zaten. S boya daha kısa krank kolu, M boya orta uzunlukta krank kolu, L boya ise daha uzun krank kolları konuluyor. Mantık çok net: Uzun bacağa uzun kran kolu, kısa bacağa kısa krank kolu. Çünkü uzun bacak daha büyük bir daire çizmek isteyecek konfor açısından.

324854 dosyayı görüntüle

Firmalar bunları zaten biz "Normal" kullanıcılar için hesabını yapıp koyuyor.

Madem dokunmamamız gerektiğini düşünüyorsun gidon boğazını da firmalar hesaplayıp koyuyor, onunla oynamakta niye bir sakınca görmüyorsun? diyeceksiniz. Bu, gidon boğazından çok farklı bir konu. Bu, marjinal kazanım hesaplaması. Profesyoneller arasında bile kendi bacak boyuna uygun olmayan, marjinal bir krank kolu kullanan sporcu sayısı çok az (en son çok azdı). Fakat gidon boğazıyla oynamak çok yaygın, çünkü bel problemi olan kullanıcılar olabiliyor, kendisini daha esnek bulan ve daha yatık sürmek isteyen kullanıcılar olabiliyor.

Fakat krank kolu gerçekten çok üst derecede marjinal bir kazanım. Bizim gibi tatlı su bisikletçilerinin kolay kolay hissedemeyeceği bir kazanım belkide. Belkide birkaç yorum yukarıdaki bir forumdaş, bu yüzden "160'tan 172.5'a geçtim, yokuşta pedala daha zor basıyorum" diyordur. HAlbuki tam tersi olması, torkun artması gerekirdi :D Veya aynı şekilde bir başka kullanıcı yine 2 farklı bisiklette 0.72 santimlik farka sahip olan krank uzunluklarını deneyimlemiş ve birtanesinde dizleri karnına daha çok çarpıyormuş :D Vay arkadaş ne 0.72 santimmiş :snzdglsn:

Ben gerçekten herhangi bir fark anlayamıyorum forumdaşlar. Anlayabilene derin saygı duyuyorum. Ayrıca bu tip marjinal kazanımların ve marjinal ayarlamaların biz tatlı bu bisikletçileri için biraz aşırıya kaçmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü çoğumuz ideal kilomuzda bile değiliz. Çoğumuz ideal duruşumuza bile kavuşmuş değiliz bisiklet üzerinde. Bizler amatörüz ve bu derece hassasiyet ayarlamaların, bizim ihtiyacımız olan bir şey olduğunu sanmıyorum. Ha bike fit pazarlamacıları bas bas bağırıp, bize bu marjinal kazanımları pazarlamaya çalışıyor, eh, onların da işi o. Saygılar kendilerine :ssrtcbya: Sana abarta abarta anlatmasa, bana abarta abarta anlatmasa, kim gidip onca para verecek baykfite? :snzdglsn:

"Baykfit yaptım sırt ağrım geçti."
Tamam kanka :snzdglsn:
dikkatli okursan 172.5 dan 160mm geçtiğimi söyledim forumdaş.
 
E öyle ama. 150w ile giderken patlayan adamın ne işi var 200k bisikletle. Bence performansa göre ekipman tercih edilmeli.
Yarışlarda kürsü yapıyorsa alsın, ama ilk 300e bile giremeyip pro adamların ekipmanlarını satın almak da ne bileyim, Tofaş Şahin motorunu Ferrari'ye koyup performans beklemek gibi birşey.
 
E öyle ama. 150w ile giderken patlayan adamın ne işi var 200k bisikletle. Bence performansa göre ekipman tercih edilmeli.
Yarışlarda kürsü yapıyorsa alsın, ama ilk 300e bile giremeyip pro adamların ekipmanlarını satın almak da ne bileyim, Tofaş Şahin motorunu Ferrari'ye koyup performans beklemek gibi birşey.

Bunu yargılamanın, yargılayanın parasını harcamadıkça, kişinin kendisinden başka kimseye düştüğünü düşünmüyorum ben. Malesef toplum olarak böyle bir huyumuz var. Bir insan başkasına zarar vermedikçe, hakkını gasp etmedikçe ne ile mutlu oluyorsa onu yapsın , isterse milyonluk bisiklet alır 120wattla patlar, isterse duvarına asar seyreder. Size, bana zararı var mı ? -Yok! Kendi seçimi mi? -Evet. Salalım gitsin :)

Ayrıca herkesin sadece ekipman farkından böyle bir performans beklediği de gerçeklikten öte, tamamen varsayımsal bir yorum. İnsanlar farklı şekillerde mutlu ve motive oluyorlar. İyi bir ekipman kişinin motivasyonunu arttırabilir ki, bunun performansa da etkisi kısa vadede olmasa bile, bir zaman sonra olabiliyor, tabi olmasa da olur :) Çok insan gördüm sürekli alıp, satan ama çok kısıtlı kullanan. Adamın mutlu olduğu hobisi de o. Hatta satın alıp, daha uygun bir fiyat ile satıyorsa, başkalarına da faydası var ;)

Ben bir ekipman alırken, bütçemin yettiği, en iyisini almayı tercih ediyorum. Çünkü bu beni mutlu ediyor, yoksa beni uçuracağını falan düşünmedim hiçbir zaman. Saati aldığımda(O dönem kategorisinin en iyilerinden biriydi) 5km zor koşuyordum, bugün güle oynaya maraton tamamlıyorum. İlk yol bisikletimi aldığımda muhtemelen 150watt a ulaşmadan patlıyorumdur sizin bahsettiğiniz gibi. Ehh kendi bütçeme göre fena da bir para ödemedim. 4 ay sonra 90km IM parkurunu bitirdim, sonraki yıl aynı parkuru 2sa 20dk da bitirdim. Benim özelimde konuşursam ,"bu kadar yatırım yaptın, bunun hakkını ödemelisin" motivasyonu vardır hep bende. Yoksa benim için bir hobiden vazgeçmesi çok kolay oluyor malesef.

Çok uzattım kusura bakmayın.
 
isterse milyonluk bisiklet alır 120wattla patlar, isterse duvarına asar seyreder. Size, bana zararı var mı ? -Yok! Kendi seçimi mi? -Evet. Salalım gitsin :)
Bisiklete yeni baslayanlara bazilarinin "su bisikleti al, su ekipmani al, su janti al"... diyerek gaz verdigine cok kez sahit oluyorum.
Bu yeni arkadaslarimizi "Amacin performansini artirmak ise antrenmanlarina odaklan, belli seviyeye geldikten sonra zaten bazi seyleri ogrenmis olursun, Ondan sonra bisiklet/ekipman bakarsin" diye uyarmayi tercih ederim.

Bacaklarindan cok agzi calisan, hava atmak icin saatlerce bisiklet/ekipman muhabbeti yapan tiplerle zaten muhatap olmuyorum. Bunlarin paralarini nasil harcadiklari beni zerre kadar ilgilendirmiyor.
 
Geri