Scudo Sports

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Yazılanları içim sıkıla sıkıla okudum ve lanet edip bıraktım. Öncelikle köpeğin yeri sokak değil insanın yanıdır. Köpek insanın olduğu yerde mutludur. Ben sokak köpeklerinin insanlar tarafından sevilmeden sokakta yaşamasına üzülüyorum. Uygun şartlar sağlanması halinde toplanmasına ve kısırlaştırılmasına karşı değilim. Ancak... uyutulmalı diyenlere sesleniyorum siz kimsiniz? Bu kararı nasıl alıyorsunuz? Nasıl kolayca yazabiliyorsunuz bunu? aklım almıyor. Konu köpek kedi değil, her hangi bir can için nasıl uyutulmalı diyebiliyorsunuz aklım almıyor. Bu tayfayı biraz daha aklı selim, birikimli vs sanıyordum, arabasının üzerindeki pati izlerinden bile rahatsız olanlar varmış :) Konu çok net. Sokakta köpek olmaz ama bu ölmeleri gerektiği anlamına gelmiyor. "Bence" evinde hayvan beslememiş herkes ne kaçırdığını bilmiyor ve büyük bir eksikle hayatına devam ediyor. Ön yargılı olmayın, bir çoğumuzun anne babası ön yargılıydı ancak hepsi torunum diye seviyor :) sosyal medyada bununla ilgili binlerce video var. Bugün de birilerinin yerine utandım çok şükür.
 
Scudo
Kısırlaştırılmalarına karşı olmadığınız için teşekkürler, aceleye lüzum yok henüz sayıları insanları geçmeden de sokakta sürü halinde olmalarına bir çözüm önerisine tarafınızı belli edin biraz da biz utanalım.
Bu arada ayda ortalama 4 insan hayatına mal oluyor sokak köpekleri, bilgilerinize arz ederim, bir çözüm bulun ve bu çözüm bizi sonuca yani insanların köpekler tarafından parçalanmamasına, maddi hasarlı dahi olsa trafik kazalarının olmamasına, çocukların acaba ıssıralacak mıyım bugün okula giderken diye korkmadan sokağa çıkmalarını sağlasın köpeklerin herhangi bir bilinci yok otobana çıkıyor, yolun ortasına yatıyor, birbirine saldırıp boğazlıyor siz vicdan duyarlılığı yapacaksınız önceliğinizin neden birilerinin annesi, çocuğu veya babası olmadığını sorgulamalısınız.

Önceliğimiz köpeklerin değil insanların mutluluğu olmalı. Issırmayacak dahi olsa sokakta köpek olmamalı kısırlaştırma zaten uygulanırken popülasyon bu boyuta ulaşmışken hala "ama onlar da can taşıyor" diyerek nereye varılabilir bunu anlamak mümkün değil. O can kendi canının bilincinde mi, birini ıssıran köpek uyutuluyor değil mi öyleyse bu eziyeti insanlara neden yaşatıyorsunuz? Bırakın sokağı hastanelerin içi aciller köpek dolu, çocuk parkları köpek parkı olmuş.

Bu hayvanları X noktasından alıp Y noktasına bırakınca vicdanınız nasıl rahat olacak onu da anlamıyorum hiç caretta yumurtası veya flamingo yiyen başıboş köpek videosuna denk gelmemişsiniz sanıyorum benim kümesimdeki tavukları komşuma emanet bıraktığımda yedi bu hayvanlar sadece insana değil doğaya da zarar verecek boyutta bir soruna dönüşmesinde can hıraç bunları besleyip, yardımlarla tedavisini yapıp sokağa salanlar ve 5199 sayılı kanunu çıkaranlar sorumlu.

Sorunumuz aslında köpeklerle değil insanlarla.
 
Benim en garibime giden köpeğin ne faydası var ülkeye ve nüfusları kaç olunca önlem alınacak kedi gibi toprak aramaz bulduğu yere sıçar, turizme zarar çünkü ülkeler vatandaşlarını Türkiye'ye gitmeden önce sokak köpekleri konusunda uyarıyorlar, Ortaçağdan kalma kuduz gibi bir hastalık yüzünden köyler karantinaya alınır, envai çeşit hastalık yayarlar fakat örneğin bir balon balığı nüfusu çok arttı diye o balığı öldürecek balık çeşidini kontrollü denize salıyoruz, 90'larda bir tır devrildikten sonra İstanbul'da aşırı çoğalan bir papağan türü var bunun başının belası olan kargaları bu türe karşı kullanıyoruz, tek bir ağacın üstünde 30'dan fazla saydım bu papağandan Acıbadem'de ama birileri köpek konusunu vicdan meselesi bir başka grup da geçim meselesi yapıyor.

Bir çocuk kuduz olunca veya köpekler tarafından parçlanınca o kişilerin vicdanı köpek ölümü kadar rahatsız olmuyor çünkü olsa çözüm üretirler.
 
Mahalleyi sürekli haftada birkaç kez turlarım. Semt pazarına, marketlere, bakkala, günlük spor turuna bisikletimle giderim.

son 3-5 yılda evcil hayvan eşyası mamacı dükkanlarının sayısı BAKKALları geçti.

bakkaldan daha çok mama dükkanı açıldı.

o yüzden bu işten mamalanan çok.
ama üzgünüm, çok iflas olacak.:uzgnm::uzgnm:
 
Çözümü ben değil kanun koyucular bulacak. Size ve çevrenize her zarar vereni öldürüyor musunuz? Hiç sanmıyorum. Her medeni insan gibi hukuk yoluyla sorununuzu çözüyorsunuzdur. Aksi halde trafikte önünüze arabasını kıran, düşmenize ya da sakat kalmanıza neden olan arabacıyı öldürmeniz gerekir. Ya siyah olun ya beyaz arası yok. Düşünmekte aceleci davranan sizlersiniz. Başıboş hayvan sorunu insan eliyle oluşmuş bir problem. Belediye/hükümet her ne ise... uygun koşulları sağlar ve bu sorunu çözer. Çözüm asla ölmeleri olmamalıdır. Hayvanların uyutulmalarını nasıl kolaylıkla söyleyebiliyorsunuz gerçekten anlamıyorum. Empati yapıyorum inanın düşüncelerinizin kıyısına yaklaşamıyorum. Birbirimizi asla anlamayacağımızın da farkındayım çünkü benzer cümleleri yıllardır kuruyorum. İtsever, mamalobisi vs değilim, insanım. Ülkenin içinden geçmişler, son 20 yılda alım gücünün geldiği yer ortada, eğitim müfredatı değişmiş, liyakat bitmiş, eğitimli ülkeye katma değer kazandıracak insanlar göç ettirilmiş, tek sorunumuz kalmış sokak hayvanları. Gücünüz kime yetiyorsa, aynı orman kanunları gibi ama sorsak hepiniz medenisiniz.
 
Çözümü ben değil kanun koyucular bulacak. Size ve çevrenize her zarar vereni öldürüyor musunuz? Hiç sanmıyorum. Her medeni insan gibi hukuk yoluyla sorununuzu çözüyorsunuzdur. Aksi halde trafikte önünüze arabasını kıran, düşmenize ya da sakat kalmanıza neden olan arabacıyı öldürmeniz gerekir. Ya siyah olun ya beyaz arası yok. Düşünmekte aceleci davranan sizlersiniz. Başıboş hayvan sorunu insan eliyle oluşmuş bir problem. Belediye/hükümet her ne ise... uygun koşulları sağlar ve bu sorunu çözer. Çözüm asla ölmeleri olmamalıdır. Hayvanların uyutulmalarını nasıl kolaylıkla söyleyebiliyorsunuz gerçekten anlamıyorum. Empati yapıyorum inanın düşüncelerinizin kıyısına yaklaşamıyorum. Birbirimizi asla anlamayacağımızın da farkındayım çünkü benzer cümleleri yıllardır kuruyorum. İtsever, mamalobisi vs değilim, insanım. Ülkenin içinden geçmişler, son 20 yılda alım gücünün geldiği yer ortada, eğitim müfredatı değişmiş, liyakat bitmiş, eğitimli ülkeye katma değer kazandıracak insanlar göç ettirilmiş, tek sorunumuz kalmış sokak hayvanları. Gücünüz kime yetiyorsa, aynı orman kanunları gibi ama sorsak hepiniz medenisiniz.
En basit kaideyi atlamışsınız, insanlarla hayvanları bir tutamazsınız
 
Yazılanları içim sıkıla sıkıla okudum ve lanet edip bıraktım. Öncelikle köpeğin yeri sokak değil insanın yanıdır. Köpek insanın olduğu yerde mutludur. Ben sokak köpeklerinin insanlar tarafından sevilmeden sokakta yaşamasına üzülüyorum. Uygun şartlar sağlanması halinde toplanmasına ve kısırlaştırılmasına karşı değilim. Ancak... uyutulmalı diyenlere sesleniyorum siz kimsiniz? Bu kararı nasıl alıyorsunuz? Nasıl kolayca yazabiliyorsunuz bunu? aklım almıyor. Konu köpek kedi değil, her hangi bir can için nasıl uyutulmalı diyebiliyorsunuz aklım almıyor. Bu tayfayı biraz daha aklı selim, birikimli vs sanıyordum, arabasının üzerindeki pati izlerinden bile rahatsız olanlar varmış :) Konu çok net. Sokakta köpek olmaz ama bu ölmeleri gerektiği anlamına gelmiyor. "Bence" evinde hayvan beslememiş herkes ne kaçırdığını bilmiyor ve büyük bir eksikle hayatına devam ediyor. Ön yargılı olmayın, bir çoğumuzun anne babası ön yargılıydı ancak hepsi torunum diye seviyor :) sosyal medyada bununla ilgili binlerce video var. Bugün de birilerinin yerine utandım çok şükür.
Oncelikle bir konuyu acikliga kavusturalim, siz dunyanin merkezi degilsiniz ve akliniza gelen her dusunce kutsal kitaptan ayet degildir. Yani sizin dogrunuz sizi baglar ve bize gore dogru kabul edilmesi gereken birsey degildir.

1. Insanlarin karsi oldugu hayvan sadece kopeklerdir, isin icine kedileri koyup konuyu baska yonlere cekmeyin. Kedi saldirisinda olen insan yok.
2. Kopeginize mama yapmak icin oldurulen hayvanlara neden saygi duymuyorsunuz?
3. Siz kopek seviyorsunuz diye milleti kopekleri sevmeye zorlayamazsiniz. Siz dunyanin hakimi degilsiniz, bu ulke babanizin mali degil. Toplum icinde baskalarinin haklarina saygi duyarak yasayamayi ogrenin
4. Kopek saldirisinda olen insanlara empati beslemeyen bir kisi sosyal medya hesabina 50 milyon tane kopek fotografi koysa da benim gozumde bir insan degildir.
5. 13 Haziran 1932 tarih 2123 sayili resmi gazetede yayinlanan teblig ile basibos sokak kopeklerinin itlafi emrini veren Mustafa Kemal Ataturk hakkinda da neden yorum yazmiyorsun? Ataturk'ten de utaniyor musun? Akli selim biri olmadigini dusunuyor musun? Ona da lanet ediyor musun?
 
En basit kaideyi atlamışsınız, insanlarla hayvanları bir tutamazsınız

Carl Sagan'ın sözüdür; çok severim: "Hidrojen ve helyum atomlarının 15 milyar yıllık evriminin sonucuyuz."

Diğer canlılardan farklı olarak evrim sürecinde farkındalık geliştirmiş olmamız onları bize köle, bizi de onların üzerinde dilediğimiz her şeyi yapabileceğimiz efendileri mi yapıyor? Oysa ki tüm varlıkların yapıtaşları aynı. Yaşayan varlıklar olarak hepimiz ortak atalara, ortak genlere sahibiz. Kendi türümüzün hükümranlığını sürdürmek için uydurduğumuz kaideler, bu yalın gerçeğin üstünü örtemez.

Bu sapkın anlayış, gezegemizi ve üzerinde yaşayan bizler de dahil tüm canlıları felakete sürüklüyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?
 
Carl Sagan'ın sözüdür; çok severim: "Hidrojen ve helyum atomlarının 15 milyar yıllık evriminin sonucuyuz."

Diğer canlılardan farklı olarak evrim sürecinde farkındalık geliştirmiş olmamız onları bize köle, bizi de onların üzerinde dilediğimiz her şeyi yapabileceğimiz efendileri mi yapıyor? Oysa ki tüm varlıkların yapıtaşları aynı. Yaşayan varlıklar olarak hepimiz ortak atalara, ortak genlere sahibiz. Kendi türümüzün hükümranlığını sürdürmek için uydurduğumuz kaideler, bu yalın gerçeğin üstünü örtemez.

Bu sapkın anlayış, gezegemizi ve üzerinde yaşayan bizler de dahil tüm canlıları felakete sürüklüyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?
Carl Sagan yıldız tozu olduğumuz söylüyor diye insanlar sokak köpekleri tarafından öldürülsen mü yani? madem eşitiz hiç hayvan eti yemiyorsunuz o zaman?
 
Carl Sagan'ın sözüdür; çok severim: "Hidrojen ve helyum atomlarının 15 milyar yıllık evriminin sonucuyuz."

Diğer canlılardan farklı olarak evrim sürecinde farkındalık geliştirmiş olmamız onları bize köle, bizi de onların üzerinde dilediğimiz her şeyi yapabileceğimiz efendileri mi yapıyor? Oysa ki tüm varlıkların yapıtaşları aynı. Yaşayan varlıklar olarak hepimiz ortak atalara, ortak genlere sahibiz. Kendi türümüzün hükümranlığını sürdürmek için uydurduğumuz kaideler, bu yalın gerçeğin üstünü örtemez.

Bu sapkın anlayış, gezegemizi ve üzerinde yaşayan bizler de dahil tüm canlıları felakete sürüklüyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?
Diğer hayvanların evrimsel süreçte farkındalık kazanmaması bize bir üstünlük vermez dediniz, bir noktaya kadar haklısınız. Peki bu durum sadece köpeklerle ile mi alakalı? Mesela binlerce inek gezegende sadece çiftliklerde 'evrimsel süreçte farkındalık kazanması ile farklı olan tür, homosophiense' için yetiştirilip 'canice' katledilmesine bir şey diyor musunuz? Buna şöyle cevap verebilirsiniz: bu türün yaşaması için gerekli. Peki, sokakta insanların ölmesine doğrudan yol açan bir 'tehtidi' türün devamı için ortadan kaldırılmak mantıksal değil midir? Ya da şöyle sormalıyım: Bunu görmeyecek kadar kör müsünüz?
Carl Sagan yıldız tozu olduğumuz söylüyor diye insanlar sokak köpekleri tarafından öldürülsen mü yani? madem eşitiz hiç hayvan eti yemiyorsunuz o zaman?
Hayvan eti yememek çözüm değil arkadaşın mantığına göre. Çünkü bitkilerden aynı hidrojen ve helyum atomlarından oluşmadı mı? Onlar canlı değil mi? Zannımca sadece şu tüketiyor.
 
Hayvan eti yememek çözüm değil arkadaşın mantığına göre. Çünkü bitkilerden aynı hidrojen ve helyum atomlarından oluşmadı mı? Onlar canlı değil mi? Zannımca sadece şu tüketiyor.
doğru taşa da basmayalım o da yıldıztozu
işte daha önce de dediğim her konu sulandırılıyor, çözümsüzlüğe itiliyor, hiç bir meseleyi çözemiyoruz ki ileri gidelim
(link)
 
Ortaokul yıllarımda anneannem ile aramızda geçen bir konuşma olmuştu, biz Sivas'ın Karaözü köyündeniz köyde hiç yaşamadım ama 13-14 yaşlarımda bir kez gittim bu muhabet de o döneme rastlar.

Çocuksun köpek merakı var bir de Sivaslısın "neden komşularda çevrede kangal daha çok yok? demiştim

-"Alim benim babam da diğer köylüler de köpek yavrulayınca en güzel, iri 1-2 yavruyu alır geri kalanını çuvala kor içine de taş koyup Kızılırmak nehirine atardı"
-"ya bu ne kadar zalimce neden yavru köpekleri öldürüyorsunuz?" demiştim çocuk aklımla
-"öldürmeyip ne yapacaksın koç büyüklüğünde etle beslenen hayvan 4-5 tane her yıl doğuruyor bu hayvan otla beslenmiyor ki onu doyuracak kemik bile sağlayamaz köylü" demişti.

Elbette o zaman çok zalimce gelmişti ama beslenmeyen, sahiplenilmeyen başıboş köpeğin başına bela olacağını köylü metrolpolde yaşayıp evinden işine arabayla, otobüsle giden insandan çok daha iyi biliyor bağa, bahçeye giderken karşısına aç köpek çıktığında ücra bir yerde çaresiz kalacağını öngörüyor veya o köpeğin insanlar içinde bakılmadığında yabanileşeceğini bunun doğasında olduğunu biliyor.

Metropolde yaşayan insanlar tüm sorunlarına siyasiler çözüm bulsun ama bizim vicdanımız da tertemiz hiç incinmesin istiyor. Siyasetçinin oy kaygısını görmezden geldiği gibi onları makam araçlarındaki yaşantılarının köpekten uzak olduğunu da görmezden geliyorlar.

Başıboş köpek sorunu aynı kontrolsüz göç olayına benziyor ülkeye çok kısa zamanda 15 milyon veya daha fazla kaçak göçmen girdi biz enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz, o enflasyon düşmez bu nüfus artışı ile. Sağlık bakanlığı milyonlarca adet kuduz aşısı almış şu ekonomik ortamda verilen paraya mı yanarsın, aşı olunca kuduzdan koruyacak mı korumayacak mı ona mı yanarsız çünkü başa yakın yerden ıssırınca aşı da işe yaramıyor mikrop hızla beyine yerleşiyor.

Çok zor insanlarla bir arada yaşamak ve mantıklı davranmalarını beklemek.
 
Metropolde yaşayan insanlar tüm sorunlarına siyasiler çözüm bulsun ama bizim vicdanımız da tertemiz hiç incinmesin istiyor. Siyasetçinin oy kaygısını görmezden geldiği gibi onları makam araçlarındaki yaşantılarının köpekten uzak olduğunu da görmezden geliyorlar.
Cok guzel ozetlemissiniz 👌
Guvelikli sitede yasayip cocugunu okula servisle gonderen insanlar dunyayi toz pembe zannediyor. Sabahlari kopek dolu sokaklardan okula yuruyerek gidip gelen gariban cocugu zerre kadar umurlarinda degil.
 
Oncelikle bir konuyu acikliga kavusturalim, siz dunyanin merkezi degilsiniz ve akliniza gelen her dusunce kutsal kitaptan ayet degildir. Yani sizin dogrunuz sizi baglar ve bize gore dogru kabul edilmesi gereken birsey degildir.

1. Insanlarin karsi oldugu hayvan sadece kopeklerdir, isin icine kedileri koyup konuyu baska yonlere cekmeyin. Kedi saldirisinda olen insan yok.
2. Kopeginize mama yapmak icin oldurulen hayvanlara neden saygi duymuyorsunuz?
3. Siz kopek seviyorsunuz diye milleti kopekleri sevmeye zorlayamazsiniz. Siz dunyanin hakimi degilsiniz, bu ulke babanizin mali degil. Toplum icinde baskalarinin haklarina saygi duyarak yasayamayi ogrenin
4. Kopek saldirisinda olen insanlara empati beslemeyen bir kisi sosyal medya hesabina 50 milyon tane kopek fotografi koysa da benim gozumde bir insan degildir.
5. 13 Haziran 1932 tarih 2123 sayili resmi gazetede yayinlanan teblig ile basibos sokak kopeklerinin itlafi emrini veren Mustafa Kemal Ataturk hakkinda da neden yorum yazmiyorsun? Ataturk'ten de utaniyor musun? Akli selim biri olmadigini dusunuyor musun? Ona da lanet ediyor musun?
Bu hayvansever arkadaşlar ne köpek mamasının neyden yapıldıgına, ne et yiyip yemediklerine, ne köpekler için hangi hayvanların kesildiğine, ne Atatürk ile ilgili duruma cevap vermiyorlar. İşlerine gelmiyor çünkü. Yalandan hayvansever hepsi. Evde kedi köpek beslemekle, sokakta asfalta 10 kilo tavuk eti dökmeyi aynı sanıp, bunları başımıza bela eden bu tayfa zaten...
 
Bu sabah 6.30 da fırına giderken mahallenin köpekleri fırın civarında yatıyordu uslu uslu. Eve geldim bir saat sonra çıktım kargocu acilmış kopekler konum değiştirmişler.(mafya gibiler yemek karşılığı koruma)Birtanesi arkamdan sinsi sinsi yaklaştı ısıracak ben farkettim döndüm havlamaya başladı. Ben kacmayinca susdu.
Yoluma devam ettim. 200 m sonra 5 Köpek daha bunlar yeni düşmüş ters ters baktılar ikisi arkama dolandı ama saldırmaya çalışmadı.
Ben bir şekilde köpeklerle baş ediyorum. Bu olanlar küçük bir çocuğun yaşlının başına gelse olay başka yerlere gider.
100m daha gittim yeni öldürülmüş bir kedi yerde yatıyor. "Kopekler sokakta yaşasın" diyenler battaniyelerini alıp bir gece sokakta geçirse keşke empati yapsalar.

Antalya denen yer Konyaalti, Lara gerisi proleterya (çöp, moloz, bakimsiz, altyapisiz)20240529_070239.jpg20240529_070844.jpg
 
Bu sabah 6.30 da fırına giderken mahallenin köpekleri fırın civarında yatıyordu uslu uslu. Eve geldim bir saat sonra çıktım kargocu acilmış kopekler konum değiştirmişler.(mafya gibiler yemek karşılığı koruma)Birtanesi arkamdan sinsi sinsi yaklaştı ısıracak ben farkettim döndüm havlamaya başladı. Ben kacmayinca susdu.
Yoluma devam ettim. 200 m sonra 5 Köpek daha bunlar yeni düşmüş ters ters baktılar ikisi arkama dolandı ama saldırmaya çalışmadı.
Ben bir şekilde köpeklerle baş ediyorum. Bu olanlar küçük bir çocuğun yaşlının başına gelse olay başka yerlere gider.
100m daha gittim yeni öldürülmüş bir kedi yerde yatıyor. "Kopekler sokakta yaşasın" diyenler battaniyelerini alıp bir gece sokakta geçirse keşke empati yapsalar.

Antalya denen yer Konyaalti, Lara gerisi proleterya (çöp, moloz, bakimsiz, altyapisiz)317612 dosyayı görüntüle317613 dosyayı görüntüle
Peki belediyeye şikayette bulundunuz mu?
 
(link)

Özellikle haber linkindeki videoyu izlesin köpek"sever" arkadaşlar, ayrıca yazıdan bir kaç not paylaşayım;

Köpeklerin yılda 2 kere doğurduğunu, her doğumda ortalama 6-8 yavru doğurduğunu belirten Sabuncuoğlu, popülasyon artışında korkunç bir ivme olduğunu gözler önüne serdi. Sabuncuoğlu, “Popülasyon ‘üstel’ büyüme gösteriyor. Bir doğumda çok sayıda hayvan doğabiliyor. Bir çift dişi ve erkek köpek, 3-5 sene içerisinde, 50-60 bin hayvan demek. Böyle devam ederse, 40-50 milyon başıboş köpek sokaklarımızda olacak.” ifadelerinde bulundu.

Yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız” diyen Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin (TVHB) yaklaşımını eleştiren Prof. Sabuncuoğlu, “Veteriner hekimliği insan ve halk sağlığı için vardır” ifadesinde bulundu. “Veteriner hekimliği yemini halk sağlığını önceler” diyen Prof. Sabuncuoğlu, “Veteriner hekimlik mesleği ve yemini, veteriner bilimleri, diğer sağlıkla ilgili bilim dalları gibi, en önce insan ve halk sağlığı, hayvandan insana geçen hastalıkların (zoonoz) engellenmesi, gıda sağlığı ve güvenliği için vardır.” diye konuştu.

“Evcil hayvanın sokakta yaşayamayacağını, evcil hayvanın yerinin on binlerce yıldır, sokak olmadığını, en çok biyologlar ve veteriner hekimler bilir. TVHB yönetiminin, ‘Sokakta yanındayım’ gibi bilim dışı bir söylemle gündeme gelmesi şaşırtıcıdır, mesleğin amacına, etik standartlarına aykırıdır. Halkın sağlığı ve güvenliği açısından, meslek üyeleri tarafından da kabul edilemeyen talihsiz bir açıklamadır.”

"Devlet ve millet karar verdi. Türkiye, sıfır başıboş köpek politikası uygulayacak. Gelişmişliğin, uygarlığın gerekliliği budur. Kuduz ülkesi listesinden çıkmanın tek yolu budur."
 
Peki belediyeye şikayette bulundunuz mu?
Daha önce aramıştım. Geliriz bakarız dişi hayvan varsa alırız gerisine karışmayız dediler. Geldiler mi bilmiyorum?
(link)

Özellikle haber linkindeki videoyu izlesin köpek"sever" arkadaşlar, ayrıca yazıdan bir kaç not paylaşayım;

Köpeklerin yılda 2 kere doğurduğunu, her doğumda ortalama 6-8 yavru doğurduğunu belirten Sabuncuoğlu, popülasyon artışında korkunç bir ivme olduğunu gözler önüne serdi. Sabuncuoğlu, “Popülasyon ‘üstel’ büyüme gösteriyor. Bir doğumda çok sayıda hayvan doğabiliyor. Bir çift dişi ve erkek köpek, 3-5 sene içerisinde, 50-60 bin hayvan demek. Böyle devam ederse, 40-50 milyon başıboş köpek sokaklarımızda olacak.” ifadelerinde bulundu.

Yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız” diyen Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin (TVHB) yaklaşımını eleştiren Prof. Sabuncuoğlu, “Veteriner hekimliği insan ve halk sağlığı için vardır” ifadesinde bulundu. “Veteriner hekimliği yemini halk sağlığını önceler” diyen Prof. Sabuncuoğlu, “Veteriner hekimlik mesleği ve yemini, veteriner bilimleri, diğer sağlıkla ilgili bilim dalları gibi, en önce insan ve halk sağlığı, hayvandan insana geçen hastalıkların (zoonoz) engellenmesi, gıda sağlığı ve güvenliği için vardır.” diye konuştu.

“Evcil hayvanın sokakta yaşayamayacağını, evcil hayvanın yerinin on binlerce yıldır, sokak olmadığını, en çok biyologlar ve veteriner hekimler bilir. TVHB yönetiminin, ‘Sokakta yanındayım’ gibi bilim dışı bir söylemle gündeme gelmesi şaşırtıcıdır, mesleğin amacına, etik standartlarına aykırıdır. Halkın sağlığı ve güvenliği açısından, meslek üyeleri tarafından da kabul edilemeyen talihsiz bir açıklamadır.”

"Devlet ve millet karar verdi. Türkiye, sıfır başıboş köpek politikası uygulayacak. Gelişmişliğin, uygarlığın gerekliliği budur. Kuduz ülkesi listesinden çıkmanın tek yolu budur."
Veterinerlere sokak hayvanlarına ücretsiz bakma tedavi etme zorunluluğu getirilirse fikirlerini değistiriverirler.
 
(link)

Atatürk'ün Türkiye'de Kuduzla Mücadelesi
Son günlerde medyada bazı kanalların Atatürk sokak köpeklerini itlaf ettirdi söylemlerinin arkasında aslında bir trajedinin yattığını biliyor muydunuz? 13 Haziran 1936 yılında yayınlanan resmi gazetede sokak köpeklerinin toplatılması sahipli köpeklerin bağlanarak zapt edilmesini kanunlaştırması yaygın kuduz vakalarından dolayıdır. Keyfi yada sevgisizlikten kaynaklanan bir itlaf olmadığı o dönemdeki kuduz vakaları ve kayıt altına alınan kuduz ölümleri ile ispatlıdır.

Atatürk'ün Türkiye'de kuduzu ortadan kaldırma çabalarının başarısı liderliğinin ve halk sağlığını iyileştirmeye olan bağlılığının bir kanıtıdır. 1920'lerin başında kuduz Türkiye'de ciddi bir sorundu ve her yıl binlerce vaka rapor ediliyordu. Atatürk, hastalığın yarattığı tehlikeyi fark etti ve onu ortadan kaldırmayı öncelik haline getirdi. Bu hedefe ulaşmak için Atatürk, eğitim, aşı kampanyaları ve kuduzun kontrolü ve ortadan kaldırılmasını düzenleyen yeni yasaların oluşturulmasını içeren kapsamlı bir strateji uyguladı. Ayrıca enfekte hayvanlara ve insanlara tedavi ve bakım sağlamak için ülke çapında bir veteriner klinikleri ve hastaneler ağı kurdu. Atatürk'ün çabaları, Türkiye'deki kuduz vakalarının sayısını yılda binlerden sadece birkaç yüze düşürmede başarılı oldu. Liderliği ve halk sağlığına olan bağlılığı sayısız hayat kurtardı ve diğer ülkelerin takip edeceği bir örnek oluşturdu. Bugün Türkiye dünyada kuduzdan neredeyse tamamen arınmış birkaç ülkeden biri olmayı sürdürüyor. Bu başarı, Atatürk'ün vizyonu ve sıkı çalışmasının yanı sıra veteriner hekimlerin ve halk sağlığı görevlilerinin kuduzdan arındırılmış bir ortam sağlamak için süregelen çabalarına da atfedilebilir. Atatürk'ün Türkiye'de kuduzu yok etme çabalarının başarısı gerçekten dikkate değerdir. Kuduz, hayvanlardan insanlara ısırık yoluyla geçebilen ölümcül bir virüstür. Alıntıdır
 
Geri