Ben bunun doğru bir düşünce tarzı olduğunu düşünmüyorum. Bu şekilde her gün birbirini öldüren kediler, köpekler, kedi öldüren köpekler (ve hatta köpek öldüren kediler), kuş öldüren kediler, vs. hayvani mücadeleler yaşanıyor sokaklarda. Eros için istenen adalet onu katleden insanımsıya karşıydı, bu olaylarda cinayete karışanlar için nasıl bi adalet uygulayacaksınız ki? O köpekler can sıkıntısından, zevkine falan mı öldürdü sizce o kediyi? O köpekleri o kediyi öldürdü diye alıp örneğin uyutsanız veya barınağa kapatsanız, dövseniz ya da diğer köpekler için feyz alınacak bir durum mu olacak? Bu hayvanlar her zaman birlikte yaşıyordu, aradığınız adaleti ne kadar geriye doğru gidip nerden başlatacaksınız ya da? Hayvanlar birbirini öldürüyor diye kimi suçlayacaksınız ve yine aynı soru; tarihin hangi noktasına kadar gidip bu suçlamayı yönelteceksiniz o insanlara?
Hayvanlarda suç ve bundan dolayı göreceği ceza kavramı olmadığı konusunda haklısınız.
Doğanın dengesi olarak baktığınız bu durumda, şehir içinde yaşamaya adapte olmamış, doğanın da bi parçası olmayan ve sayıları suni yollardan aşırı derecede artmış bir köpek popülasyonu var. Köpek, diğer besin zinciri tepesindeki yırtıcılar gibi çoğalmıyor. Yani aslan, kaplan, jaguar, leopar gibi bulunduğu ekosistemin en üstünde bulunan canlılara bakarsanız hiç birisi yılda 8-10 yavru çıkartmıyor. Yıllardır koruma altında olmalarına rağmen kaplanlar sadece 20.000 rakamlarına ulaşabilmiş mesela. Dolayısıyla köpek, şuan şehir ekosisteminde en üst seviyede ve direkt olarak bir rakibi olan bi canlı değil. Sayıları katlanarak daha da artıyor.
Diğer yönden bakarsak kediler sıcak kanlı ve açıkça sürü halinde dolaşan bu köpeklerin çoğundan daha insana yakın canlılar. Burada da insani olarak empati duygusu devreye giriyor. Dün başını sevdiğiniz, bahçenizde baktığınız kedinin bu şekilde köpekler tarafından parçalanmasına tepkisiz kalamıyorsunuz, psikolojinizi etkiliyor. Haricinde içgüdüsüyle hareket eden bu hayvanın kıstası sadece kedi değil; kendinden(sürüsünden) güçsüz, korku emaresi gösteren herhangi bi canlı. İnsan da olabiliyor bu. İçgüdüleriyle psikolojik olarak bizi etkileyen bi canlıya dönüşüyor.
Bir delinin de suç hükmü yok diye gelip sana tacizde bulunması nasıl senin ve toplum psikolojisini olumsuz etkiliyor, sonucunda buna karşı önlem alınmasını istiyorsan; köpeklerin de toplum üzerinde artık böyle bir etkisi oldu.
Bu konuda bir makale yazacak kadar örnek verilebilir. Ben bisiklete binerken yolda saldırır mı acaba diye tedirginlik yaşıyorsam, gece sokakta yürürken köpek sürüsüne denk gelip yolunu değiştiriyorsan, insanlar çocuğunu acaba köpek saldırır mı diye korkarak okula tek başına gönderemiyorsa (geçen sene yaşanan olaylarda bunların pek nadir bi olay olmadığını gördük) artık bu toplumsal bi sorun oluyor.
İnsana zarar verme olasılığı azımsanamayacak kadar fazla olan sürüleşen köpekler(tek olanları saymıyorum ki çoğu zaten bu sürüleşen köpekler yüzünden öldürülüyor veya saldırıya uğruyor) için gösterilen bu hoşgörüye göre şehirde leopar, timsah vs. de beslememiz normal karşılanmalı. Sürüleşen köpekler şehir hayatının bi parçası olmadı hiç bir zaman. Geçmişte yaşanan örneklerde defalarca bu tarz durumlarda itlaf edilmişler. Modern diyebileceğiniz ve insan hayatının öncelik olduğu yerlerde düzenli bi şekilde de devam etmekte. Suni yoldan artan nüfusları yüzünden de ekosistemi çökertmektedir. Koruma altındaki türlere saldırıyor.
Köpeğin bir aklı olmayabilir ama bizim var. Zamanında yaralı halde bulduğum köpeği besleyen ve seven birisi olarak maalesef sürüleşen köpeklere karşı bende gram sempati falan kalmadı.
Umarım durumun normal olmadığını ve "bırakalım yaşasınlar" bakış açısının günümüz şartlarında kabul edilemez olduğunu, sorgulayarak anlarsınız. Daha normal sayılara indikten sonra kısırlaştırma politikası aksatmadan uygulanmalı diye düşünüyorum. Yoksa fire verdiğiniz anda gördüğümüz üzere tekrar bi sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Yukarıda verilen örneği bile izleyemiyorum, kendi sokağımda da başıma geldi. Durumu anlayana kadar iş işten geçmişti. Kimse 2025 yılında sokağında vs. böyle bi manzara ile karşılaşmak zorunda değil. Başını okşayıp sevdiğimiz bi hayvanın parçalanırken, bağırışlarına şahit olmanın kimsenin hoşuna giden bi durum olduğunu sanmıyorum. Yaşamamanız dileğiyle.