Herkese selamlar öncelikle,
Güzel fikirlerin tartışıldıgı ve faydalı önerilerin sunuldugu bir konu, katkıda bulunan herkese teşekkürler.
Önceki sayfalarda yer alanların hepsini okuyamadım henüz, şu an için kısaca birkaç şey eklemekle yetineyim. Ahmetgitar'ın sözünü ettiği boraks, karbonat vb malzemelerin aynı zamanda çamaşır deterjanı olarak kullanılabileceğini görmüştüm tvde. Çeşitli gündüz kuşağı programlarında yer alan ve ardından "Yeşil Bisiklet" adında kısa süre de olsa kendi programını yapan Erkan Şamcı diye bir adam var, önceleri bitki bakımına dair bilgiler veriyordu, ardından ekolojik öneriler de sunmaya başlar olmuştu. Şu aralar pek yok sanırım, gerçi ben de doğru düzgün tv izlemiyorum bu aralar.
İnternette kısa bir araştırmayla bulunabilir - şu an biraz üşendim sanırım - belirli ölçülerde boraks, rendelenmiş beyaz sabun ve bir de karbonattı sanırım, emin olamadım, bu tür malzemeleri karıştırıp çamaşır makinesinde deterjan gözüne bundan koyarak çamaşır yıkanıyordu, yumuşatıcı yerine de elma sirkesi.
Kendim denemedim ancak olumlu sonuç alınacağını düşünüyorum. Buradaki tartışmalı tek nokta şu olabilir: her ne kadar malzemeler kolay temin edilebilirse de, bu şekilde elde edilen -ev yapımı diyelim - alternatif deterjanın her seferinde her posta çamaşır için hazırlanmasına insanlar sıcak bakmayabilir. Özellikle tek başına yaşamayan, çocuklu bir aileye dışarıdan bilindik deterjan alıp kullanmak daha pratik gelecektir. Zaten hızlı tüketimin vaad ettiği şeylerin başında geliyor pratiklik, zamandan tasarruf, günümüzde kimsenin artık yeterince vakti yok. Oysa 60-70 yıl önce kadınlar dere kenarlarında tokaçla döverek çamaşır yıkıyorlardı ve beyaz sabun olmadıgında da kül kullanılıyordu deterjan yerine (ki alternatif ve ekolojik yaşam peşinde olan bazı insanlar halen kül kullanıyor çamaşır yıkarken) - belki potasyum içerdiği için faydalı oluyordur, o kadarını bilemiyorum. (Bu arada çamaşır yıkamak kadının asli görevi değildir, o günlere dönülsün demiyorum).
Bu arada gene eskiden çamaşırlar için sıcak su kazanda kaynatılırdı - çünkü elbette anında 60 derecede çamaşır yıkayacak bir makine ve elektrik yoktu. Hatta hazır çocuk bezleri de olmadıgı için çocukların altına bağlanan bezler bir miktar beyaz sabunla kazanda kaynatılırdı dezenfektasyon amaçlı.
Konu çok dağılmasın, yani aslında eskilerde çok şey var - çok bilgi ve değerli bilgi aslında, şu ana ve geleceğe aktarılması gereken, ki aynı zamanda kültür de aktarılmış oluyor. Şu an aktarılan şey ise sorgusuz bir tüketim "görgü"sü ve kültürü.
Epey uzun yazmışım, yazarken zamanı da unutuyor insan, fakat unuttuğum birşeyi ilave edeyim:
Reklama girmez umarım - bor madenlerinin işletmesinin piyasaya çıkarmış oldugu ve marketlerde satılan bir deterjan var, diğer bilindik markalara göre içinde daha az kimyasal oldugu iddiasıyla çıkarılmış ve daha çevre dostu. Alıp denemeyi düşünsem de alamadım çünkü biraz pahalı geldi. Oysa bu tür ürünler biraz daha ucuz olsa daha çok insana ulaşır. Bilindik markalarla bu durumda pek rekabet edemez bu örnekteki alternatif deterjan, ancak alım gücü biraz daha yüksek olan kişiler elbette tercih edebilir.
Ahmetgitar'ın da belirttiği gibi, sirke ve karbonat ikilisi ev temizliğinde pek çok yerde kullanılabilir. Burada tek sorun belki maliyet olabilir çünkü örneğin aynı yeri temizlerken hazır temizlik ürünlerinden veya çamaşır suyundan çok daha az miktarda kullanırken, ev yapımı alternatifte belki bir miktar daha çok karışım kullanmak gerekebilir, örneğin 1 şişe sirke (750 ml) 1.50 lira desek tüm evi (mutfak, banyo vs) temizlemeye yetmeyecektir, gene 1 litre civarı o koyu kıvamlı çamaşır suyu (ucuz market ürünü 2.50 lira desek) daha uzun süre yetecektir - fakat çevreye ve insan sağlığına etkileri elbette kıyaslanamaz. İşte burada da - pek çok şeyde oldugu gibi - hazır satılan ürünlerin, daha az zararlı ve/veya ekolojik muadillerine veya alternatiflerine göre daha ucuz olması ve dolayısıyla daha çok tercih edilmesi, daha çok satın alınması ortaya çıkıyor - yani daha çok tüketim, sistem bunun üzerine kurulu zaten. Böylece başlangıç noktasına büyük bir karamsarlıkla dönmüş oldum sanırım
![:) :) :)](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
Yani istesek de döngü kırılamıyor gibi, şahsen ben de umutsuz olanlardanım açıkçası. Ancak gene de bir kişi bile alışkanlığını değiştirse fayda faydadır.
Bu arada o son derece zararlı oda spreyleri, ev kokuları yerine ev yapımı formüller de var - gene Erkan Şamcı'dan: boş bir fısfıslı şişeye bir miktar su koyup içine birkaç damla limon yağı, portakal yağı vb ile karıştırıp arada odanın içinde fısfıs yapabilirsiniz, hangi kokuyu seviyorsanız artık, sadece sıkmadan önce biraz çalkalamak yeterli. O satılan aerosoller, oda spreyleri hem insan sağlığına çok zararlı, hem de hava kirliliğini arttırıyor - şahsen evime sokmam kesinlikle. Bir de gene çok zararlı olan sinek ilaçları içinde gene benzer bir formül önermişti, aratınca çıkar sanıyorum.
Unutmadan arap sabunu çoğumuzun evinde birkaç kuşak öncesine kadar demirbaştı, esasında sabun o da ve deterjanlar gibi zararlı değil, en azından onlar kadar değil. Ev temizliği yanısıra bulaşık temizliğinde kullanan birini tanımıştım yıllar önce, o zamanlar '70'lerinde olan emekli bir öğretmen bulaşıklarını arap sabunuyla yıkıyordu elde. Şimdilerde artık marketlerde o eski bildiğimiz krem- jel formu dışında sıvı halde de satılıyor (fakat bu yeni sıvı arap sabunu ile eskisi birebir aynı mıdır emin değilim). Ayrıca arap sabununu bitkilere dadanan bazı zararlıları uzaklaştırmak amaçlı zirai ilaç yerine alternatif olarak kullanmak mümkün - ev yapımı ilaç olarak (belirli ölçülerle ve malzemelerle bir karışım hazırlanıyor).