Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

@mervan kızıl merhaba, kitaba başladım, altmış sayfa geride kaldı. Her ne kadar, Foster, Marksizmin ekoloji ile alakası ile baktığım her yazıda adı geçen biri olmuş olsa da ben bu kitabı okuyana kadar hem Foster'in derin bilgisi, hem de Marksizmin böylesine güncel bir konuda bize ışık tutacağının farkında değildim.
Bir marksist olarak buna hem çok sevindim, hem de ekolojiye kuramsal yaklaşım konusunda bir temel oluşturmaya başladım.
Siz de kitabı sipariş ettiniz, fazlasını söylemek istemiyorum. Foster'in bir de Marx'ın Ekolojisi isminde kitabı varmış. Onu da edinmeye karar verdim. Umarım siz de okur beğenirsiniz. Zaman içerisinde kitap üzerine konuşmak güzel olacak.
Gelelim diğer kitaba,
Evet güzel bir rehber. Aslında bizim yapmaya çalıştığımız, amaç ettiğimiz şeyler için güzel uygulama örnekleri var. Baştan başlayıp okumadım. Konulara göz gezdirdim. Su depolamadan, gübre yapımına, biyoyakıttan havayı arıtmaya kadar çokça konu başlığı var. Ancak biraz Fen Bilgisi ders kitabı gibi yazılmış. Yayınevinin diğer kitaplarını da araştıracağım.
Metin Yeğin'in Duvar isimli internet sitesinde birkaç yazısından tanıyorum. Benim gibi aylaklığı, gezmeyi, çok ve biraz da boş konuşmayı seven sosyalist birine benziyor.
Kitabı olduğunu bilmiyordum. Bakayım ilk fırsatta.

@mervan kızıl az önce şu kitabı da aldım:
DSC_2298.JPG

Yordam Yayınları takip ettiğim, çokça kitabını okuduğum bir yayınevi olduğu için fazla incelemeden aldım. Sizin Marksist Ekoloji arayışınız için bir seçenek olabilir.

Bu arada gece sürdürülebilir yaşam rehberine de başladım. Kitap adeta gelecek senelerde bir ekolojik yıkıma kesin gözüyle bakılarak bizleri hazırlamak için yapılmış. Toprak kıtlığında asfaltın levye ile nasıl ayrılıp ürün ekimi için kullanılacağı bile yazıyor...
 
Scudo
şöyle bir olaya denk geldim bu arada (link)
yol bisikletçisi arkadaşlar sövdükleri her 5 çukurdan birine el atsa 2 yıla yemyeşil olur memleket :D


27c7bcae7e359bebf1974a3cf4435f54.jpg

e69121ee9d511314277a29435bb46a43.jpg
 
@Engin er.

Nasıl yani, Marx denen adam komünist miymiş?

@gercek umurcan Yalnız yollardaki çukurlarda o çiçekler telef olur, yazık da... Araç geçmeyen yerler için ama çok güzelmiş..

@Ahmetgitar Gözümden kaçmış bu kitap da... Bu ilk aldıklarımla bir giriş yapayım ekolojik Marksizme (ya da Marksist ekolojiye ) ordan yol alayım bu bahsettiklerinizle...
 
Merhaba arkadaşlar,
Açık Radyo'yu özellikle Marmara Bölgesi'nde yaşayanlar bilir.
Biz uzaktakiler ise bu radyoyu netten takip edebiliyoruz.
Muhteşem ekoloji yayınları var.
Son zamanların gündemi olan boykot ile alakalı olarak gıda kooperatifçiliği üzerine harika bir yayın yapmışlar.
Kahveden, zeytine kadar yerel ekonomiyi destekleyen ve çevreci kooperatifler listelenmiş.
Linkte hem bu yayın, hem de yayında adı geçen yerlerin adresleri aşağıda metin olarak yazıyor.
İlgili arkadaşlar radyo üzerinden diğer yayınları da podcast üzerinden takip edebilir.
Starbucks'a karşı Meksikalı zapatistlerin kahvesine hangi adreslerden ulaşılabileceği bile var...
(link)

Ek olarak mahalle kooperatifçiliği konusunda güzel bir röportaj da var,
(link)
 
Pierre-Joseph Proudhon'dan Mülkiyet Nedir ? kitabı. Yayın evi İş Bankası :acpsnr:...
İşte bu ikilem aynı petrol şirketlerinin çevreci kampanyalara - kurumlara para yardımı yapmasına benziyor. (Ya da BMW'nin bisiklet üretmesine)
Güzel 3'lü olmuş ama :)
 
@BerkEvren benimde gözüme ilk çarpan o oldu, mülkiyet hırsızlıktır diyen adamın kitabını banka dağıtıyor... neyse kitabın kapağına çok takılmamak lazım:)
 
@Kazuya iş bankası yayınları ile ilgili iz tv'de bir belgesel seyretmiştim, bu konudaki misyonları ve bakış açıları bankacılıktan çok farklı ve cumhuriyetin ilk yıllarında yüklendikleri sorumluluğu halen sırtlarında taşıdıkları izlenimi verdiler.kitabevi kurucusu Hasan Ali Yücel'in (eski milli eğitim bakanı-köy enst. kurucusu-Can Yücel'in babası) çizgisi devam etmekte.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kazuya
(link)

Devebağırtan. Çıktım ama şöhretiyle müsemma öyle devebağırttığıda yoktu. Belki biz deve olmadığımızdandır.
 
@appendix

içmişim oyy oyy oyy oyy sarhoşum oyy oyy oyy oyy
 
@appendix elbette oyle, katılıyorum. Yermek için soylemedim fakat değişik bir ironi var. Proudhon (her halde anarşizmin kurucu desem abartmış olmam) yaşamını devamettirmenize yarayacak araç gereç barrınma vb. zilyeti dışında mülkiyete tamamen karşı çıkan biri. Yani mülkiyet konusunda marxla bile anlaşamıyorlar oderece:) İşte bunu bir bankanın yayınlarından okumak ironik:) yoksa çzellikle Hasan ali Yücel klasikleri benim de kütüphanemde yer tutar.
 
@Kazuya Bankalar bu tür girişimlerde bulunurken "Kime ne kadar kredi iteleriz" diye düşünmediklerinden ironi olduğunu düşünmemek gerek. Sadece İş Bankası değil, Yapı Kredi'nin de benzer kitapların ötesinde Cogito Dergisi var. Akbank ve Garanti de sağ olsunlar çok geri kalmıyorlar, onlar sayesinde ulaşılması zor müziklere, festivallere, etkinliklere ulaşabiliyoruz.
 
@Seymour Glass

Ben buna kontrollü muhalefet diyorum. Sistem / Kurulu Düzen olarak tüm olası alternatif düşünce ve üretimi ele geçirip ne kadar ileri gideceğini ve sınırlarını çizmek kabaca. Mesela asıl işim şekerli ve yapay abur cubur satmak. Ama beni organik / doğal ürünleri pohpohlarken görebilirsiniz. Size probiyotik gibi afilli bir kelimeyi kakalar, sağlıklı beslendiğiniz algısı oluştururum. @Ahmetgitar kadar kafayı kırmadığınız sürece istediğim alternatif beslenme biçiminde kalmışsınız demektir :) Bu popüler müzik ve best seller kitapları satmaya çalışan düzenin size yılda bir caz festivali hediye etmesi ve kendinizi özel hissettirmesidir. Popüler kültüre karşıysanız sizi belgesel izleyen birine çevirip rahatlatırım. Magazinel ve içeriksiz Discovery belgeselleri ile o dijital platformu bir şekilde satarım. İçiniz rahat olsun:) Çevreci otomobiller, A enerji sınıfı çamaşır makineleri, organik besinler, gezen tavuklar... Bana karşı çıkanlara muhalefet satmak, muhalefetin güçlenmemesi için tek ve en kolay çaredir.
 
@Seymour Glass konu alakasız bir yere geldi ama yanıtlayayım:)

bankacılık konusu o kadar derin ki, girip de konuyu saptırmadan şunu soyleyip kaçayım. Bankacılık paradan para üretmektir. Yani baskasından aldığı parayı size kredi olarak verir. Siz o parayla bir mal satın alırsınız ve satın aldığınız kişi de sizden aldığı parayı bankaya yatırır. Sistem bu şekilde devam eder. Aslında bu da baska türlü bir soygun. Ne sizin bankaya borcunuz tükenir ne de bankanın parası...

Ha bir de sizi(hepimizi) sisteme baglı tutmak için egonuzu okşayacak küçük süprizler yapar..caz konserleri SİZE özel faiz oranlar vs..
 
@BerkEvren

@Kazuya


Üretimi ele geçirmek demeyelim ona. Arkasında banka ya da halka arz olunmuş bir şirket olmadan da daha iyilerini, daha yaygın olarak yapabilenler de var. Ötesinde konu sizin (bizim), sisteme kendinizi ne kadar teslim ettiğinizle ilgili. Yoksa caz konserinden çıkarken ya da YKY'den Salinger kitabı alırken şahsen benim kredi çekesim gelmedi. Kendimi sisteme teslim ettiğimi de düşünmüyorum. O yüzden Specialized ya da Scott almadım. Çünkü benim (sizin de) "ucuz ve alt segment" Btwin ile yapamayacağım şey yok. (Ekleme: Boyuma göre Salcano olmadığından Btwin tercih ettim:))
 
  • Beğen
Tepkiler: avkebele
Bugün 29 Nisan...
Geçen yıl 29 Nisan'da tur bisikletimi almıştım ve bir yıl için alışverişsizlik denemesi yapmaya karar vermiştim.

Bu bir yılda sadece bir kere 29 liraya bir Waikiki marka pantolon aldım (zorunlu alışverişti)
Kitap alışverişi geçmiş yılların çok altında kaldı, çoğunlukla takas ve ödünç kitap edinme yoluna gittim.
Hiçbir elektronik eşya alışverişi yapmadım, zorunlu durumda ikinci el alacaktım.
Elektrik ve su tüketimini yarı yarıya azalttım. Tuvalet ve çiçek sulaması için atık su kullandım.
Son altı ayda marketten su alımını bıraktım.
Son üç ayda marketten süt ve yoğurt alımını bıraktım.
Market alışverişinde torbayı bıraktım.
Geceleri ikişer saat güneş enerjili lamba ile evimin aydınlatmasını sağladım (yüksek bir aydınlatma sağlamıyor olsa da).
Eş dost buluşmaları dışında dışarıda çaya kahveye para vermedim, yemek yemedim (zaten pis olur genelde).
Bisikletle 11 bin kilometre üzeri sürüş yaptım.

Bu bir yıl böyle geçti.
Eskiye oranla, dörtte bir parayla geçindim diyebilirim.
Bu bir yoksunluk değil, bu işleri kafada bitirme olayı.
Çevrem de biliyor artık bu durumu. Onlara da bazı şeyleri özendiriyorum. En azından nispeten eski (ama tertemiz) kıyafetleri üzerimde görenler beni yadırgamıyor.
Yakınlarım apartmanlarının bahçesini bellemeye ufak tohumlar atmaya başladı.

Geride kalan bir yılın ardından yeni başlayan süreçte kooperatifçilik üzerine çalışmalar yapacağım.
Süt ve yoğurtla başladığım yerel gıda tüketimini kahveden çaya, zeytinden tereyağına, içkidensebze-meyveye kadar geliştireceğim; kolektif üretimleri yakın çevremde örgütleme yoluna gideceğim. Belki yerel gıda inisiyatifi şeklinde bir paylaşım sayfası oluşturur, yerel üreticileri biraraya getiririm.

Şimdilik mutluyum...
Sevgiler, saygılar...
 
Geri