Demir Atlı Adam
Sunroofa değil gökyüzüne inananlar
- Kayıt
- 12 Nisan 2014
- Mesaj
- 2.045
- Tepki
- 3.157
- Şehir
- Ankara
- Başlangıç
- 2015—16
- Bisiklet
- Scott
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Bisiklet Kaskı Takmak Zorunda Mıyım?
Dün facebook sayfamda işe bisikletle giderken çekilen aşağıdaki fotoğrafımı paylaştım ve paylaşımdan sonraki 3 saat boyunca 30 küsür yorum aldım.
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/bisiklet-bisikletizm-izmir-1024x686.png
Bu yorumlardan beni en çok şaşırtanlardan iki tanesini paylaşmak istiyorum:
“ bisiklet sürerken kask tak”
“ topuklu ayakkabı ile bisiklete binme”
Bütün gün bu yorumların nedenini anlamaya çalıştım. Neden sivil kıyafetlerle bisiklete binmem bu kadar tepki almıştı? Thinking Fast and Slow (Daniel Kahneman) kitabını hatırladım. Tepkilerimizin ve kararlarımızın otomatik yapılmasının altındaki neden aslında düşünme tembeli olmamızdan kaynaklanıyormuş. Kahneman, hızlı düşünme ve yavaş düşünme olarak ikiye ayırdığı sistemlerden hızlı düşünmenin içgüdüsel ve otomatik bir yaklaşımken; ikinci sistemin yani yavaş düşünmenin ise soruna çözüm bulma, idrak etme, kurgulamak, odaklanmak, verileri değerlendirmek gerektiriyor ve hızla sonuca varmamak anlamına geldiğini belirtiyor. İyice düşünmek beyin kaslarını kullanmayı gerektirdiği için birçoğumuz kendini yormak istemiyor ve birinci sistemi tercih ediyor.
Bisiklet ve bisiklet kullanımının yaygınlaşması konusunda ingilizce, almanca ve italyanca başta olmak üzere hemen hemen tüm yabancı yayınları ve araştırmaları takip ediyorum. Özellikle (link) , (link) yelek , (link) vs konusunda son bir yıldır yazı yazmadığımı fark ettim. Dün aldığım tepkiler ise bu konuda güncel bir yazının daha faydalı olacağı düşüncesini tetikledi. Bisiklet kullanırken kask kullanma konusunda bir karara varmadan önce Kahleman’ın ikinci düşünme sistemi olan yavaş düşünmeyle son yapılan araştırmaların sonuçlarına birlikte bakalım.
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/brooks-canta-kask-1024x683.png
Herkes bisiklete binerken kafasına ne takacağına kendisi karar vermelidir
2009 yılında Avrupa Bisiklet Federasyonu -ECF- başlattığı (link) ile daha çok insanın bisikletli ulaşımı tercih etmesi için önlerine engeller ve cezalar koymak yerine onları teşvik etmek gerektiğini savunarak “ bana neden kask takmadığımı sor” yazılı bir yaka rozeti hazırlamıştı. Ben bu 2013 yılında (link)’da denk gelmiştim ve elbette rozeti yakama takmadan önce güçlü argümanlarını dinlemiştim; sonuçta aynı soru bana da yöneltilecekti:
“ECF olarak bisiklet kasklarına karşı değiliz. Bazı insanlar kask taktıklarında kendilerini daha çok güvende hissediyorlar. ECF olarak karşı olduğumuz şey, bisiklete binmenin olduğundan daha tehlikeli bir şey olarak gösterilmesi ve bisiklet kaskının olduğundan daha fazla güvenli olduğunun iddia edilmesi. Bisiklete binmek sağlıklı ve eğlenceli bir ulaşım şeklidir- kasklı veya kasksız.” ECF’in kask konusundaki bilgilendirme brosürü için (link).
Bisiklet Kaskının Tarihi
1880’li yıllarda asfalt yolların artması ve bisikletlilerin bu yollarda düşme sonucu yaralanmaları ile doğan ilk bisiklet kaskı modelleri, 1970’li yıllarda bisiklet yarışlarındaki sporcular arasında kullanımının artması ile çeşitlendi. Bugün dünya çapında bisikletliler arasında kask kullanım oranı %4,2. Otomobil yarışçıları için kask üreten Bell Otomobil Yedek Parça şirketi (Giro markasının sahibi) bugün dünyanın en büyük kask tedarikçisi. 2003 yılında bisiklet yarışlarında kask kullanım zorunluluğu getirildi. Kaynak: Bicycle Helmet Safety Institute
Bisiklet Kaskı ve Bisikletli Ölümleri
Bisiklet ölümlerinin %90’ının nedeni motorlu taşıtların karıştığı kazalar.
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri bisiklete yeni başlayanların kask takmasını tavsiye ediyor ancak bisiklet kaskının ancak bisikletli kendi kendine bisikletten düşerse başı koruyabileceğini ekliyor.
Hollanda ve Danimarka’da bisiklete binmek yürümek gibi normal bir davranış olarak kabul ediliyor ve bisiklete binmek için herhangi bir özel kıyafet veya aksesuarın gerekli olmadığı savunuluyor. Amsterdam’da bisikletlilerin %0,1’i kask kullanıyor. Danimarkalılar bisikletlilerden çok yayaların daha çok risk altında olduğunu ve illa birilerinin hayatı kask ile kurtarılacaksa, yayalara kask kullanma zorunluluğu getirilmesini belirtiyor.
Dünyayı “kopenhaglaştırabilmek” için çalışan Mikael Colville-Andersen ise kask lobisinin gücünden ve onların yarattığı “korku kültürü”nden bahsediyor. Bisiklet tehlikeli birşey, öldürür, kask tak, hayatını kurtar…. “hadi canım bunları yutmayın” diyor.
“Kask takmazsan ölürsün” mesajı vermek yerine bisikletli ulaşım için güvenli yolların inşa edilmesine ve yolları kullanan herkesin eğitim almasına yoğunlaşılması bana daha mantıklı geliyor.
Oregon Üniversite’sinden psikolog Paul Slovik, insanların kontrollerinin dışında kalan durumlarda riske karşı daha hassas olma eğiliminde olduğunu söylüyor. Sosyal çevrenin de risk algısındaki etkisi büyük. Otomobil kazalarının bu kadar çok olduğu ülkemizde hala ısrarlar otomobil kullanılmasının altında yatan nedenlerden birisi bu: otomobil kullanmak normal birşey ve kabul gören bir ulaşım şekli. Bu kabullendiğimiz ölüm riski, bisikletli ulaşımı tercih eden birisini gördüğümüzde birden bire kabul edilemez hale geliyor.
Bence şehir içinde ulaşım amaçlı bisiklet kullanan bir kişinin kask takıp takmaması tamamen kişisel tercihidir. Blogumda ve sosyal medya hesaplarımda kasksız fotoğraflarımı paylaşmamın nedeni “çocuklara kötü örnek” olmak değil; bisiklete her şekilde binilebileceğini aktarmak…
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/bike-fashion-1024x593.png
Neden bazen kask takmıyorum?
1- Bisiklet kaskı takıp takmamaya odaklanılması, bisikletle güvenli sürüş ve ulaşım konularından uzaklaştırıyor. Bisikletli kazalarının ve ölümlerinin nedeni kask takmamak değil.
2- Bilimsel araştırmalar kask kullanımının etkinliği üzerinde henüz kesin bir sonuca varmış değil. En azından ben ikna olmadım.
3- Bisiklet kaskı kullanımı üzerindeki baskının olumsuz sosyal etkileri var. Bisiklet kullanırken kask takmayan bir kişiye yapılan baskı kişiyi bisiklete binmekten soğuttuğu için bisiklet kullanımının azalması gibi sonuçlar doğuruyor. Bisiklete binmenin tehlikeli bir ulaşım şekli olduğunun vurgulanmasının kimseye bir faydası olduğunu düşünmüyorum.
Bisiklet kaskı takmak ve takmamak arasında bir seçim yapmak zorunda olduğumu sanmıyorum. Bisiklete dilediğim gibi dilediğim zaman dilediğim yerde binmeye devam edeceğim; kasklı ve kasksız.
Kask Pro vs Contra
Bisiklet kaskı düşme sırasındaki başa gelen darbeyi biraz azaltıyor. Başta çiziklerin olmasını engelliyor. Motorlu taşıtlar bisiklet kaskı kullanan bisikletçilerin yanından daha süratli geçerken, kasksız bisikletlinin yanından daha yavaş geçiyor çünkü onun korumasız olduğunu düşünüyor. Kask takan bisikletli kendini fazlasıyla güvende hissettiği için sürüş sırasında daha fazla risk alıyor ve kaza ihtimalini arttırıyor.
1990’larda ABD’de kask kullanımının yaygınlaşması ile birlikte baş yaralanmaları %51 arttı (Kaynak: NY Times).
Ve unutmamak gerekiyor: Bisiklet kaskı kazaları önlemiyor, bisiklete binerken dikkatli ol. Kafanda kask olması otomobillerin sana çarpmasını önlemiyor.
Bisiklete binmek özendirilmeli, bisiklete binen kişi sayısı artmalı, yollarda bisikletliler olmalı. İşte o zaman güvenli bir şekilde pedal çevirebiliriz
Kaynaklar:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Dün facebook sayfamda işe bisikletle giderken çekilen aşağıdaki fotoğrafımı paylaştım ve paylaşımdan sonraki 3 saat boyunca 30 küsür yorum aldım.
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/bisiklet-bisikletizm-izmir-1024x686.png
Bu yorumlardan beni en çok şaşırtanlardan iki tanesini paylaşmak istiyorum:
“ bisiklet sürerken kask tak”
“ topuklu ayakkabı ile bisiklete binme”
Bütün gün bu yorumların nedenini anlamaya çalıştım. Neden sivil kıyafetlerle bisiklete binmem bu kadar tepki almıştı? Thinking Fast and Slow (Daniel Kahneman) kitabını hatırladım. Tepkilerimizin ve kararlarımızın otomatik yapılmasının altındaki neden aslında düşünme tembeli olmamızdan kaynaklanıyormuş. Kahneman, hızlı düşünme ve yavaş düşünme olarak ikiye ayırdığı sistemlerden hızlı düşünmenin içgüdüsel ve otomatik bir yaklaşımken; ikinci sistemin yani yavaş düşünmenin ise soruna çözüm bulma, idrak etme, kurgulamak, odaklanmak, verileri değerlendirmek gerektiriyor ve hızla sonuca varmamak anlamına geldiğini belirtiyor. İyice düşünmek beyin kaslarını kullanmayı gerektirdiği için birçoğumuz kendini yormak istemiyor ve birinci sistemi tercih ediyor.
Bisiklet ve bisiklet kullanımının yaygınlaşması konusunda ingilizce, almanca ve italyanca başta olmak üzere hemen hemen tüm yabancı yayınları ve araştırmaları takip ediyorum. Özellikle (link) , (link) yelek , (link) vs konusunda son bir yıldır yazı yazmadığımı fark ettim. Dün aldığım tepkiler ise bu konuda güncel bir yazının daha faydalı olacağı düşüncesini tetikledi. Bisiklet kullanırken kask kullanma konusunda bir karara varmadan önce Kahleman’ın ikinci düşünme sistemi olan yavaş düşünmeyle son yapılan araştırmaların sonuçlarına birlikte bakalım.
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/brooks-canta-kask-1024x683.png
Herkes bisiklete binerken kafasına ne takacağına kendisi karar vermelidir
2009 yılında Avrupa Bisiklet Federasyonu -ECF- başlattığı (link) ile daha çok insanın bisikletli ulaşımı tercih etmesi için önlerine engeller ve cezalar koymak yerine onları teşvik etmek gerektiğini savunarak “ bana neden kask takmadığımı sor” yazılı bir yaka rozeti hazırlamıştı. Ben bu 2013 yılında (link)’da denk gelmiştim ve elbette rozeti yakama takmadan önce güçlü argümanlarını dinlemiştim; sonuçta aynı soru bana da yöneltilecekti:
“ECF olarak bisiklet kasklarına karşı değiliz. Bazı insanlar kask taktıklarında kendilerini daha çok güvende hissediyorlar. ECF olarak karşı olduğumuz şey, bisiklete binmenin olduğundan daha tehlikeli bir şey olarak gösterilmesi ve bisiklet kaskının olduğundan daha fazla güvenli olduğunun iddia edilmesi. Bisiklete binmek sağlıklı ve eğlenceli bir ulaşım şeklidir- kasklı veya kasksız.” ECF’in kask konusundaki bilgilendirme brosürü için (link).
Bisiklet Kaskının Tarihi
1880’li yıllarda asfalt yolların artması ve bisikletlilerin bu yollarda düşme sonucu yaralanmaları ile doğan ilk bisiklet kaskı modelleri, 1970’li yıllarda bisiklet yarışlarındaki sporcular arasında kullanımının artması ile çeşitlendi. Bugün dünya çapında bisikletliler arasında kask kullanım oranı %4,2. Otomobil yarışçıları için kask üreten Bell Otomobil Yedek Parça şirketi (Giro markasının sahibi) bugün dünyanın en büyük kask tedarikçisi. 2003 yılında bisiklet yarışlarında kask kullanım zorunluluğu getirildi. Kaynak: Bicycle Helmet Safety Institute
Bisiklet Kaskı ve Bisikletli Ölümleri
Bisiklet ölümlerinin %90’ının nedeni motorlu taşıtların karıştığı kazalar.
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri bisiklete yeni başlayanların kask takmasını tavsiye ediyor ancak bisiklet kaskının ancak bisikletli kendi kendine bisikletten düşerse başı koruyabileceğini ekliyor.
Hollanda ve Danimarka’da bisiklete binmek yürümek gibi normal bir davranış olarak kabul ediliyor ve bisiklete binmek için herhangi bir özel kıyafet veya aksesuarın gerekli olmadığı savunuluyor. Amsterdam’da bisikletlilerin %0,1’i kask kullanıyor. Danimarkalılar bisikletlilerden çok yayaların daha çok risk altında olduğunu ve illa birilerinin hayatı kask ile kurtarılacaksa, yayalara kask kullanma zorunluluğu getirilmesini belirtiyor.
Dünyayı “kopenhaglaştırabilmek” için çalışan Mikael Colville-Andersen ise kask lobisinin gücünden ve onların yarattığı “korku kültürü”nden bahsediyor. Bisiklet tehlikeli birşey, öldürür, kask tak, hayatını kurtar…. “hadi canım bunları yutmayın” diyor.
“Kask takmazsan ölürsün” mesajı vermek yerine bisikletli ulaşım için güvenli yolların inşa edilmesine ve yolları kullanan herkesin eğitim almasına yoğunlaşılması bana daha mantıklı geliyor.
Oregon Üniversite’sinden psikolog Paul Slovik, insanların kontrollerinin dışında kalan durumlarda riske karşı daha hassas olma eğiliminde olduğunu söylüyor. Sosyal çevrenin de risk algısındaki etkisi büyük. Otomobil kazalarının bu kadar çok olduğu ülkemizde hala ısrarlar otomobil kullanılmasının altında yatan nedenlerden birisi bu: otomobil kullanmak normal birşey ve kabul gören bir ulaşım şekli. Bu kabullendiğimiz ölüm riski, bisikletli ulaşımı tercih eden birisini gördüğümüzde birden bire kabul edilemez hale geliyor.
Bence şehir içinde ulaşım amaçlı bisiklet kullanan bir kişinin kask takıp takmaması tamamen kişisel tercihidir. Blogumda ve sosyal medya hesaplarımda kasksız fotoğraflarımı paylaşmamın nedeni “çocuklara kötü örnek” olmak değil; bisiklete her şekilde binilebileceğini aktarmak…
http://www.bisikletizm.com/wp-content/uploads/2015/12/bike-fashion-1024x593.png
Neden bazen kask takmıyorum?
1- Bisiklet kaskı takıp takmamaya odaklanılması, bisikletle güvenli sürüş ve ulaşım konularından uzaklaştırıyor. Bisikletli kazalarının ve ölümlerinin nedeni kask takmamak değil.
2- Bilimsel araştırmalar kask kullanımının etkinliği üzerinde henüz kesin bir sonuca varmış değil. En azından ben ikna olmadım.
3- Bisiklet kaskı kullanımı üzerindeki baskının olumsuz sosyal etkileri var. Bisiklet kullanırken kask takmayan bir kişiye yapılan baskı kişiyi bisiklete binmekten soğuttuğu için bisiklet kullanımının azalması gibi sonuçlar doğuruyor. Bisiklete binmenin tehlikeli bir ulaşım şekli olduğunun vurgulanmasının kimseye bir faydası olduğunu düşünmüyorum.
Bisiklet kaskı takmak ve takmamak arasında bir seçim yapmak zorunda olduğumu sanmıyorum. Bisiklete dilediğim gibi dilediğim zaman dilediğim yerde binmeye devam edeceğim; kasklı ve kasksız.
Kask Pro vs Contra
Bisiklet kaskı düşme sırasındaki başa gelen darbeyi biraz azaltıyor. Başta çiziklerin olmasını engelliyor. Motorlu taşıtlar bisiklet kaskı kullanan bisikletçilerin yanından daha süratli geçerken, kasksız bisikletlinin yanından daha yavaş geçiyor çünkü onun korumasız olduğunu düşünüyor. Kask takan bisikletli kendini fazlasıyla güvende hissettiği için sürüş sırasında daha fazla risk alıyor ve kaza ihtimalini arttırıyor.
1990’larda ABD’de kask kullanımının yaygınlaşması ile birlikte baş yaralanmaları %51 arttı (Kaynak: NY Times).
Ve unutmamak gerekiyor: Bisiklet kaskı kazaları önlemiyor, bisiklete binerken dikkatli ol. Kafanda kask olması otomobillerin sana çarpmasını önlemiyor.
Bisiklete binmek özendirilmeli, bisiklete binen kişi sayısı artmalı, yollarda bisikletliler olmalı. İşte o zaman güvenli bir şekilde pedal çevirebiliriz
Kaynaklar:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)