Ben Hollanda'da iş için herbiri birkaç ay olmak üzere 3-5 defa bulundum ve bolca bisiklete bindim. Oradaki imkanları, bisiklet yollarını, kültürünü vs. anlatmaya gerek yok, tahmin edeceğiniz şeyler.
Esas olay ben orada otomobil de kullandım. Türkiye'den farklı şu birkaç konuya dikkat ederek :
1. Kavşaklarda yerdeki testere desenlerinin dişleri seni gösteriyorsa yol veriyorsun. (aynısı Almanya'da kesikli çizgi ile gösteriliyor) Gayet kolay anlaşılır bir mesele.
2. Yukarıda bahsi geçen testere işaretleri veya trafik ışıkları yoksa eğer bizdeki gibi anayol-taliyol ayrımı yok, sağdan gelen hiç düşünmeden önüne çıkıyor. İşte burada insan biraz zorlanıyor, ama yine de alışılıyor.
3. Karşıdaki araç selektör yakıyorsa bu "yol veriyorum" anlamında. Ben zaten alışkanlık olarak selektör ve kornayı pek kullanmadığım için benim için sorun olmadı. Fakat geçmişte Türkiye'de araba kullanan bir Hollandalı meslektaşlarının tali yoldan anayola çıkarken kendisine selektör yakan bir kamyonun altında kalarak hayatını kaybetiğini anlatırdı Hollandalı iş arkadaşlarım.
4. İşte zurnanın cııırtt dediği yere geldik : HOLLANDA'DA BİSİKLETLER DAİMA ÖNCELİKLİDİR, KAVŞAKLARDA ARABALAR DURUR BİSİKLETLER DURMAZ. Yukarıda bahsini ettiğim testere deseninin ve trafik ışığının olmadığı sokak aralarında, özellikle sağa dönüşlerde bisiklet yolunu kolaçan etmeden ASLA hareket etme.
Hollanda'daki en büyük paranoyam, gecelerimin kabusu buydu, ya birgün boş bulunup bir bisikletçiyi alırsam altıma, kendimi yabancı memlekette hakim karşısında bulursam diye durduk yere irkilirdim.
Şimdi hep Türkiye'deyim, daha rahat araba kullanıyorum, fakat bisiklet sürerken full paranoya modundayım, biliyorumki burada popomu bizzat ben kollamak zorundayım.