Scudo Sports

Bisiklet sporu neden bu kadar pahalı?

@edu

Yani diyorsunuz ki 3000 lira maaşı olan adam gitsin 800 liralık çöp bisiklet alsın, otursun aşağı.

Yoksa ülkedeki gelir adaletsizliğinin, dolaylı ve direkt vergilerin yükünün çalışan bordrolu kesimde olmasının, yurtdışında asgari ücretlinin rahatlıkla edinebildiği bisikletlerin ülkemizde “senin neyine o bisiklet pis fakir” seviyesinde olmasının falan devletin yönetimiyle falan alakası yok, çuvaldızı sokalım kendimize di mi ya?

Pırıl pırıl valla, oh.
 
Scudo
@Mert E.Almanyada benim yaptığım işi yapan adam benden üç dört kat daha iyi bir bisiklete biniyor olabilir, ama adam benden ortalamada 3-4 kat daha fazla üretim yapıyorsa bu doğal değil midir
 
@Anonim
Değildir çünkü 3-4 kat üretim yapan adam değil, ülke. Aynı üretimi yapan iki adamdan biri 100 liralık bisiklete rahat rahat binebilirken diğeri anca 20 liralık bisiklet için zorlanıyorsa suç üretende değil, üretenin hakkını vermeyende.
 
@Anonim

Ürettiği katma değer ve elde ettiği gelir sizin 3-4 katınız olan birisi, bisiklete de sizin 3-4 katınız para harcayabilir, hatta daha fazlasını da harcayabilir, çünkü zorunlu harcamalar düştükten sonra elde kalan, ihtiyari harcanabilecek gelir çok daha fazla olur. Adil veya "doğal" olup olmaması felsefi bir konu ama kapitalist düzende normal kabul edilen budur.

Burada sorulması gereken soru şu: aynı işi Almanya'da yapan kadın/adam, Türkiye'deki'nin 3-4 katı fazla mı çalışıyor, 3-4 katı daha verimli mi çalışıyor, yoksa başka şeyler mi var? McDonalds'da kasiyerlik veya Zara'da satış temsilciliği yapanlar gibi servis sektörünü düşünelim, aynı işi Almanya'da yapanın 3-4 kat daha üretken olduğunu iddia etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum, demek ki en azından bazı sektörlerde başka şeyler olmalı.
 
@Mert E.
Kişi olarak haklısınız ama toplum olarak baktığımızda hak etmek kavramı değişiyor. Hak etmek sadece harcanan efor anlamında değildir, zaten muhtemelen biz daha da fazla çalışıyoruzdur. Ama eforun yanında verilen kararlar, yapılan tercihler de önemli ve bu konuda bazı toplumlar daha önde, geride kalanlar da bunun bedelini ödüyor.

Başka bir açıdan bakalım. Diyelim ki ikinci dünya savaşında bir alman askerisiniz (nazi de değilsiniz, normal asker yani). Yapılan hesaplara göre bir müttefik askerinden 7 kat daha iyi savaşıyorsunuz (verimlilik olarak). Biz yenilmeyi hak etmemiştik diyebilir misiniz?
 
@Anonim

Galiba ayni seyden bahsediyoruz o halde. Zira karar ve tercihlerden kastiniz ulkenin yonetilmesi icin yapilan karar ve tercihlerse haklisiniz ancak demokratik sistemlerde insanlari yaptiklari demokratik tercih icin -ne kadar berbat ve yanlis olursa olsun- sonuclarindan sorumlu tutamayiz. (ayni metaforla nazi askerinin ne kadar savasip savasmadigi degil, Adolf ve komutanlarinin kararlari belirleyici oldu 2. dunya savasinda)

Ancak tercihin kendisi, yani toplumu yonetenler bundan sucludur, ki yukarida bahsettigim gelir adaletsizliginden ve asgari gecimin zorlugundan da mesul tuttugum zaten bu ulkeyi yonetenler. (bilmeyenler icin dis mihrak diye bir sey yok, ekonimimiz uzerinde oyun falan oynanmiyor, Almanya da bizi kiskanmiyor.)
 
  • Beğen
Tepkiler: BveP
@Mert E.

Karar ve tercihlerden kastım sadece ülke yönetimine ilişkin olanlar değil. Medyada ve sosyal hayatta neyin konuşulduğu, boş zamanlarda nelerin yapıldığı, ailelerde nelerin önceliklendirildiği, yatırımın nerelere yapıldığı vs. Bütün bunların sonucunda artan maliyetlerimiz, boşa harcanan enerjimiz, yükselen kurlar, artan bisiklet fiyatları...

Diğer taraftan, derdi bisiklete binmek olan insan kendine ait ufak bir geliri de varsa bir şekilde bisiklete binmeye devam edebilir. Mesela şimdilerde eski bir bisikletin elini yüzünü düzeltmek ve bunun da vitessiz olması çok cool. Sahibindende 200-300 tlye bisikletler bulunabiliyor. O kadar pahalı değil bisikletler. Hatta ben ilk bisikletimi neredeyse bedavaya getirmiştim, bir akrabamızın balkonda kutuların arasında çürüyen ve yer kaplayan mtbsini istedim. İlk görüntü pek hoş değildi, İç lastik ve fren vites tellerini değiştirttim, temizletip yağlattım ve bir bisikletim olmuştu.

Küçükken cebimizde beş para olmadan vitessiz çelik bisikletlerle s çizerek 15 derece yokuşlara saldırırdık. Çok mutluyduk yokuş aşağı giderken. “Tiagra mı ultegra mı olsun? bu fiyata bu donanım iyi mi? Bu kadroda da kaynak izleri varmış” sorunları uykumuzu kaçırmıyordu. O zaman bisikletimin ağırlığını da hiç merak etmemiştim, fazla kilom da yoktu. Mutluydum ve spor yapıyordum. İmkanlarıma göre tabi.

Yarış için hazırlanan adam haliyle dura-ace isteyecek, onun ihtiyacı var. Ama çoğunluk hobi kullanıcısı imkanlarınca ulaşabildiği en iyisiyle rahatça mutlu olabilir. Avrupalının imkanı var daha iyisini alıyor, biz alamıyoruz, bu kadar basit. Bir insanın ne kadar zengin olduğu nasıl parasıyla ölçülemezse, bisiklet için de aynı şey. Bir bisiklet harcadığım paraya göre beni yeterince mutlu edemiyorsa pahalıdır.

İmkanlarımızı nasıl artırırız diye kafa yormak ayrı bir şey, o sadece bisiklet fiyatıyla alakalı bir konu değil.
 
@Anonim

Sosyal medyada neyin konusuldugu ile maliyetlerin artmasinin ne ilgisi oldugunu anlamadim. Ailede onceliklendirilen seyler mi kuru yukseltiyor. Hayir. Ben size kuru neyin yukselttigini soyleyim: Berbat bir para politikasi, faiz lobisi bilmem ne diye hazineyi olmasi gerektigi gibi yonetememesi, devletin uretimi desteklememesi, bilakis uretim yerine rant ekonomisini desteklemesi, tum bunlari yaparken de "bunlar dis mihraklar, bizi cekemiyorlar" palavrasini sikmasi.. Bunun otesi lafi guzaf.

@Anonim

Parasi olmayan retro takilsin mi diyorsunuz? Mesela evine et alacak parasi olmayana da "derdi protein olan mercimek yer, hem artik veganlik da cok cool" mu diyeceksiniz? Elin Almani boyle bir tercihe zorlanmiyorken, biz artik yerlerde surunen alim gucumuzu sorgulamak yerine "ne var canim, alirsiniz bir market bisikleti olur biter" mi diyelim?

@Anonim

Cogunluk hobi kullanicisinin imkanlarinca ulasabilecegi orta karar bir bisiklet bile bugun 1500 liradan basliyor. Zaten bu konu tam da bundan bahsediyor. Avrupa'da asgari ucretli icin orta karar bir bisiklete ulasmak gayet kolayken, bizde artik bir hayal olmaya dogru gidiyor, en iyi ihtimalle 5 yil onceki zevkinizden veya alabileceginiz donanimlardan bugun artik feragat etmeniz gerekiyor. Kim bunun sorumlusu?

Havalimanini kiskanan Almanya da degil, sosyal medyada selfie atan esim de degil, market bisikletine mecbur biraktiginiz ben de degilim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet 38
@Mert E.

Para politikası ve uzun süre aşırı düşük faiz ortamı bugünkü krizin sorumlusu olabilir, ancak ülkemizin ilk krizi değil bu, hatta ekonomik tanımlara göre kriz sayılır mı ona da emin değilim. Son da olmayacak. ben çok genç sayılmam 20-25 yıl önceki ekonomik siyasal ortamı ve krizleri de hatırlıyorum. Biz istikrarlı olarak yetkin yöneticileri çıkarmada ve etkili kurumsal yapılar oluşturmakta sıkıntı yaşıyoruz. Bu da bana göre toplumuzda genellikle kısa vadeli beklentilerin ağır basmasından kaynaklanıyor. Sistem peşinde olan kişiler geriye itiliyor, sistemik sorunlar tartışılmıyor. Onun yerine o anki duygular, hazlar ön planda.
Sosyal hayat, medya veya aile önceliklerinin de ilgisi nedir söyleyeyim. İnsanlar ekonomik durumlarına bakmadan saçma sapan düğün ve tatil harcamaları yapıyorlar, çocuklarının geleceklerine harcayacakları para ve zamanı akşama hatırlamayacakları aktivitelere gömüyorlar. Erkekler birbirlerine 0’ladıkları arabaları ile -kendi yaptıkları değil, almanlar tarafından yapılan arabalar- hava atmaya kalkıyorlar, kadınlar aile bütçesi yapmadan ithal lüks giyim ürünleri alıyorlar. Çocuklarla ilgili konulara hiç girmeyeyim.
Kötü bir şey olsa suçlu aramak ve cezalandırmak (yani öfke ve intikam duygularını tatmin etmek) suçu önlemenin ve engellemenin, adaletin ve huzuru sağlamanın önünde. Zaten suç da kişiye göre değişiyor. O yüzden sırf ortalığı yatıştırmak amacıyla verilen cezalar da işe yaramıyor. Evde de öyle, dışarıda da öyle. Futbol kulüpleri bile böyle. Thatcherin holiganizmi engellemek için yaptıklarına bakın, bir de bizim hala terbiyesizlik yapan futbolcu bizim takımdansa haklıdır diye takılan futbol camiasına.
Eğitim şart diye dalga geçiyoruz ama okulu bitirince kitabın yüzünü açmıyoruz (kopyanın toplumca normalleştirilmesine hiç girmiyorum). İşe girdikten sonra işverenin zorunlu tuttuğu eğitimler dışında kendimizi geliştirmeye vakit ve çaba harcamıyoruz. Risk almıyoruz ve yönetemiyoruz. O yüzden en zeki gençlerimiz bütün enerjilerini maaşlı memur olmak için harcıyor.
Şehir olayı maliyetleri azaltmak için ortaya çıkmış bir şey, bizde tam tersi verimsizlik merkezleri. En bariz örneği, haritadan bakın yüz metreden fazla kaç tane düz çizgi bulacaksınız şehirlerimizde. Ben 2005te google maps çıkıp da ingiltereye, niyorka zoomlayıp baktığımda şok olmuştum, filmlerde o kadar belli olmuyordu. bunun para politikasıyla çok alakası yok, daha uzun süreli bir birikimin ürünü.
Tabi bunlar sadece bizim toplumda olmuyor, ama bazı ülkelere göre daha az bazılarına göre daha fazla oluyor. Şimdi bunların yarattığı ek maliyetlere daha az maruz katlanan hans mı ultegraya daha kolay biner ben mi?

Sonuç olarak daha güzel hayatlar yaşamak istiyorsak toplumca yapacağımız ödevlerimiz var, yoksa hayaller ultegra gerçekler tourney...

5 yıl önceki alım gücümüz de aslında hiç olmamıştı, biz ödünç almıştık. Şimdi geri gitti.

Not: Yanlış anlaşılmasın ülkemizin pek çok güzelliği de var, konumuzla ilgili kısımlardan bir değerlendirme yaptım. Seviyorum bu ülkeyi, ama durum bu...
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
@edu
Ya kardeşim ne diyorsun biz aç gözlüyüz diyelim yabancı ülkede ki adam nasıl bizden daha iyi olabiliyor, bizim aldığımız fiyatın çeyreğine adam xtr set alıyor, bizim 800 tl ye aldığımız bisikleti 100 tl ye alıyorlar. Devletin kötü ekonomi politikaları yüzünden bu haldeyiz lami cim i yok.

Uzatmanın manası yok üretmiyoruz her gün fabrika kapatıyoruz, adam akıllı bisiklet kompanent üreticimiz yok, yani her şey bizim suçumuz, yok ya da bizim suçumuz değil devletin suçu, yabancı ülkede ki adam bizim asgari ücretle specilazed demo alıyor, yani öpülüyoruz.
 
@Anonim

Doğru söylüyorsunuz, Türkiye'nin ilk krizi değil bu. (evet bu bir kriz) Ben 38 yaşındayım, daha berbat krizler de gördüm. Ancak ilk kez yaşanan ekonomik darboğazı bu kadar görmezden gelen, sırf siyasi pozisyonu korumak adına bu denli müdahalede yetersiz, bu kadar halının artına süpürmeye çalışan bir yönetim anlayışı görüyorum, ki bu inanılmaz.
Yalnız bir yanlışınız var. Birikim yapmamak veya aşırı harcama, ülkede ekonomik krize sebep olmaz. Sonuçta bir iç piyasa ekonomisi var ve insanların para harcıyor olması (devletin merkez bankasında karşılığı olduğu sürece) krize değil, tam tersine ekonomik büyümeye sebep olur. Daha çok harcama = daha çok üretim = daha çok kazanç = daha çok harcama. Dışa açık serbest bir piyasa ekonomisinde, eğer üretim gücünüze güveniyorsanız, vatandaşlarınızın kime nasıl hava attığı, ithal giyim kalemleri falan devlet olarak umrunuzda olmaz. Bunların olmaması resesyona sebep olur, ki bir devlet için bundan daha kötüsü olamaz. (zira para harcama oranı düşerse, istihdam düşer, direkt vergi azalır) Ha keza, şu an yaşadığımız krizin de adı bu; aşırı artan fiyatlar karşısında insanlar alımlarını kestiler, buna mukabil üretim düştü, zaten darda olan üreticiler çalışan çıkartmaya başladı, işsizlik fırladı, devlet resesyonu engellemek için direkt vergilerden kesintiye gidiyor (gene sizin benim cebimizden çıkacak dip toplamda), manavcılığa falan başlıyor! "Cari açık azaldı" diye başarı goygoyu yapılıyor, oysa cari açığın tek başına azalması değil başarı olan, sizin üretimi arttırarak cari açığı azaltmanız. İthalat kalemleri insanların fakirliği yüzünden azaldı diye cari açık azalınca başarı değil, felaket oluyor.

@Anonim

Tekrar aynı yere geliyorum. Bu söylediklerinize katılmamak imkansız. Evet eğitim sistemimiz rezil, evet kitap okumuyoruz, evet futbol camiası pislik içinde, evet risk almıyoruz, evet göçebe toplum genlerimizi hala üstümüzden atamadığımız için, rant sevdasıyla 2000 yıllık İstanbul şehrinin ırzına geçmekte en ufak beis görmediğimiz gibi hala suçlusu biz değilmişiz gibi yapıyoruz vesaire.

Ama tüm bunların istediğimiz bir bisikleti alamayacak kadar fakirleşmemizle alakası yok. Türk parası sadece geçen 3 sene içinde amerikan dolarına karşı %100 değer kaybetmesinin kitap okumayla, holiganizmle alakası yok. Yönetim zihniyeti ile alakası var. O şehrin o hale gelmesine izin veren, futbolu bu şekilde yöneten, eğitimi yapboza çeviren yöneticiler, devletin para politikasını yönetince de böyle oluyor işte.

Not: Google Maps'te zoomlayıp baktığınız New York'un oldukça eğitimli ve okumuş nüfusunun yanında, yanına yaklaşamaya tırsacağınız bir insan kitlesi de vardır. Gökdelenlerle dolu ve blok blok birbirini dik kesen binaların olduğu Manhattan'ı pislik götürür, ara sokakları bildiğiniz çiş kokar; Bronx'a akşam vakti girmek için Türk esmerliği bile fazla "beyaz"dır, metrolarında delisi, aidslisi (adam elinde aids belgesiyle dilenir), kafası dumanlısı eksik olmaz. Ama sizin Google Maps'ten görüp şok olduğunuz o görüntü, insanların değil, bir yönetim anlayışının eseri. Demek istediğim bu.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet 38
@Serkan Mıstınoğlu
Ben 10 yıl önce aldığım tuşlu telefonu kullanıyorum.Söyler misin benim için de komik mi bu durum? Bana da pahalı mıdır? Benim bisiklet ve ürünlerini kullanmaya hakkım yok mudur? Diğer dünya vatandaşlarının kullandığı yaşadığı gibi uygun şekilde.
Elbette insan parasının yettiği kadar almalıdır bu ayrı konu, size katılıyor ve zaten bu şekilde yaşıyorum. Ama bu spor ürünlerinin pahalı olduğu gerçeğini değiştirmez. (Bakın bisiklet demedim, spor ürünleri dedim). Ben ki toplu taşıma pahalı geldiği için, ayımı çıkaramadığım için, bisikleti ulaşım aracı olarak kullanıyorum. Doğal olarak akşam vardiyesinde ışığa ihtiyaç duyuyorum. Yol da zifiri karanlık. 20 liralık ışıklar önümü görmeye yetmiyor. Bu ben değilim. Halktan denk gelebilieceğimiz bu kişiye karşı saygılı olmamız gereken bir kişi. Bu kişi için de komik midir bu durum?
Şuan işsizim ama işim olduğunda da asgari ücretle gece sürüşü için uygun bir far almaya kalksam asgari ücretin onda birini bırakıyorum. Bana göre de pahalı. Ya sizce?
 
Bisiklet fiyatlarında bir sorun görmüyorum ben ortalama 1000 - 1500 lira civarında gerçekten sorunsuz binilecek bisikletler mevcut.Daha ucuz bisikletler de var ayrıca ikinci el düşünülebilir mükemmel fırsatlar çıkabiliyor.

Fakat yedek parçadan ziyade özellikle aksesuarlar yüksek ücrete satılıyor heleki elektronik ürünler çantalar vs.
 
Aksesuarları olabildiğince internetten alıyorum. Biraz daha risk alıyorsun ama oradaki fiyatlar daha rekabetçi oluyor. Hatta mümkünse çinli arkadaşlara bakıp kıyaslamadan almamak lazım. Malum, aksesuarların çoğu çinde üretiliyor.

Esnaf yüzüne bakıp fiyat söylüyor. Eskiden Decathlondan alırdım ama onlar da son zamanlarda sağlam bir fiyat politikası değişikliği yaptılar.
 
Ya sadece bisiklet pahalı olsa keşke millet yemeğinin derdine düştü kuyruk peşinde bisiklet hobi sonuçta daha önemli şeylerde var cep telefonu pahalı bisiklet pahalı patates pahalı genel olarak durum kötü bunlar hep varlıktan varlık kuyruğu
 
  • Beğen
Tepkiler: OğuzAytar
Hiç bir parçasını kendimiz üretmediğimiz için, her şeyi dışarıdan ithal ettiğimiz için olabilir mi acaba!? Ayrıca anladığım kadarıyla bisiklet sporu yurtdışında da pahalı.. Geçen Look bisikletlerinin yapılışını gördüm.. bir mühendislik bir çaba var üstünde.. ayrıca üreten firmanın belli bir kar beklentisi var.. Yalnız Avrupa ve Amerika'da sanırım ikinci ele düşmüş ekipmanlar bayağı değer kaybediyor ve hala kullanılabilir birşeyi ucuza alabiliyorsunuz.. yani bu spor böyle.. hatta Facebook'ta bir espri vardı.. ''eğer çocuğunuzun uyuşturucuya alışmasını istemiyorsanız, ona bisiklet aşkı aşılayın.. Böylece uyuşturucuya verecek parası hiç bir zaman olmayacaktır..'' Yani iyi bir kadro vs alıp tepe tepe uzun seneler kullanmalı.. Ondan sonra ufak tefek takviyeler.. ne yazık ki, pahalı bir spor.. tenis ıvır zıvır halt yemiş.. belki golf pahalıdır o da oynanacak alanın bakımı ıvır zıvırı pahalı.. bir klübe üye olmak için bile 10000 dolar yıllık aidat falan veriyorsunuz.. tabii insanlara da peşinden koşacak para harcayacak statü kazandıracak bir şeyler lazım... Pahalı işte amk.. az kazanıyoz da bi yandan.. zengin adama ucuz... :)))) sonuç.. bu tatminsiz adamların alıp bir kaç ay kullanıp sattıkları bisikletler var.. kovalarsanız ucuza mal ederseniz... ama hastasıyız.. :)))
 
@DiyarBronzface
Bak güzel kardesim foruma geldiginden beri her konuya atiliyor ve dünyanin bilgisi sendeymis gibi yaziyorsun. Buna tepki gösterenlerlede büyük kücük demeden tartisiyorsun. Daha yasin 15 ama sanki yazilarini, yorumlarini okuyan seni 30 sanar ki ve bencede öylesin. Neyse gelelim su yurtdisi konusuna...
Kac defa yurtdisinda bulundun ve oradaki fiyatlari biliyormus gibi burada kesin bilgi olarak yaziyorsun. Türkiyedeki askeri Ücret diyelim 2000TL tam bilmiyorum ama o civarda herhalde ve misal euro olarak 330€ civari ediyor. Simdi senden ricamiz forum halkina 330€ ya yurtdisindan bir Demo linki vermen ve arti yine 800Tl ye alinan bir parcayi yurtdisindan 100Tl ye alacak bir link gösermen olacak.
Yanlis anlama maksatim seni kötülemek falan degil, bisiklet konusunda bilgilide olabilirsin bunada diyecegim yok ama bilmedigin konularada fazla yorum yapma misal yurtdisi fiyatlari ile alakali. Her dedigine katilirim sorun degil amab yurtdisi fiyat konusunda sana malesf katilamiyorum cünkü yanlis ve bilmedigin bir bilgi vermissin.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kızılçam
@Murat Cömez
Murat abi demek istediğim şu, adam sanki tek suç bizdeymiş gibi ego vs bir şeyler diyor belki bilgim yanlış ama orda kompanentler buraya göre daha ucuz, ve kazandıkları parada buraya göre fazla istisnalar tabi ki var.

@Murat Cömez
Ve de 100 tl derken brim olarak sonuçta onlar tl kazanmıyor örnek olsun diye yazdım tl=euro mantığı
 
Yurtdışına yerleşin hayat kurun çalışın, karbon bisikletlerin pahalı olmadığını göreceksiniz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet 38
@Guanzo45
Tamam hemen yarın yerleşiyorum Yurtdışına.. ?
 
Geri