Bu yazı tamamen kişisel ve bir o kadar da geneldir. Bisikletten öğrendiklerimi içerir. Zaman ilerledikçe ve öğrenmelerim arttıkça yeni bilgiler yer alacak. Amacım kimseye bir şey öğretmek değil, biriktirdiğimi paylaşmak... Mümkün olduğunca özgün şeyler paylaşmak. Her bilginin bir alıcısı bulunur. Dileyen alır. Dileyen eklemelerde bulunabilir.
Sıkmaması için bölümlere ayırdım.
A) GENEL
1. Bisiklet, bir dünya görüşüdür: Basit ve mutlu yaşa... Her şeye sahip olamazsın... Küçük şeylerden zevk al. Zaman ve mekan ayağının altından kayıp gidiyor işte... Anı yaşamaya bak...
2. Kendini aşmaya çalışmak insanlığın en önemli duygusudur. Bisiklet hoş bir aracıdır.
3. Bisiklet, politik bir tutumdur: Birbirimizi yemeden, pratik çözümlerle hayatı kolaylaştırabiliriz. Bu kadar kavgaya ve ayrışmaya gerek yok. Farklılıklara saygı duy. Bunu birbirini hiç tanımayan bisikletçilerin çabucak bir araya gelmesinden, hiç tanımadığı kişilerle kırk yıllık ahbaplar gibi konuşmalarından, yardımlaşmalarından, doğaya ve insana duyarlılıklarından anlayabilirsiniz. Otomobile binen insan birbirinin rakibi, bisiklettekiler dostu olur. Garip ama gerçek bir psikolojidir. Kendini beğenmiş bisikletçiler de vardır, ama bisikletin mülayimleştirici, muhlisleştirici bir etkisi vardır. İstisnalar hariç çoğu bisikletçi bu politik mesajı tavır ve davranışlarıyla verir.
4. Şahsen 40 yaşıma kadar öğrendiğim şeyler bana her türlü değişimin kendimizden başlaması gerektiğini öğretti. Bunda bisikletin büyük katkısı oldu: "Toplum ve insanlar bir türlü değişmiyorsa ve bu yüzden mutsuzsan, değişmesi gereken sensin." Kötülük her zaman olacaktır. Bunlarla mücadele et, ama anı yaşayıp mutlu olmaya da bak.
B) SAĞLIK
1. Bisiklet, - bir arkadaşımın dediği gibi- içimizdeki kötü enerjiyi boşaltan bir tür meditasyondur. Uçma hissi verir. Dopamin salgılatır. Mutlu olursunuz. Siz yine de çok hırs yapmayın. Sınırlarınızı kontrollü zorlayın.
2. İyi bir sigara bıraktırıcıdır. Egzersiz yapınca sigara canım istememeye başladı. Bir ikiye düşürdüm. İki haftadır içmiyorum. Sanırım geri de dönmeyeceğim.
3. Bisiklet insan doğasına en uygun araçlardan biridir. Çünkü insan bünyesi güç harcamaya uygun şekilde oluşmuştur. Güç harcamamaya yönelik her teknolojik çaba; stres, obezite, hastalık vs. şeklinde geri dönmektedir.
C) NASIL BİSİKLET ALAYIM?
1. En güzel bisiklet amacınıza en uygun bisiklettir.
Amacınızı iyi belirleyin. Yarış, yarış-şehir, şehir, dağ-şehir- dağ, dağ-yol (cyclorcross) , tur, katlanır, motosiklet tipi... Hepsini birden alamazsınız. Hangi amaca yakınsanız onun ara modelini alınız.
2.Üretilen hiçbir bisiklet sizi tam ifade edemez. Kendi bisikletinizi yaratınız.
Flatbarlı bir yol bisikleti düşünüyordum. İzmir/ Evka 2'nin bayırları ve yolların bozukluğu, ara sıra dağa gitmem beni caydırdı. 2015 model, ikinci el bir Sedona 410 aldım. 700x35 schvalbe road crusoer lastikleri turlarda kullanmak üzere yedeğe ayırdım. Üzerine 700x28 ikinci el specialized espoir lastik taktım. Kelebek gidon da tur için iyi olur. Bir kaç sene kullandıktan sonra vites sistemini de sora sistemle değiştirim, 27 vitese çevirebilirim. Demek istediğim, firmalar kendi ticari amaçları doğrultusunda bisiklet üretiyorlar. Öncelikle kaliteli ve amaca uygun kadrolu bir bisikleti belirleyin. Kadro önemli. Her yerini değiştirebilirsiniz ama kadro kalıcıdır. Diğer komponentleri ortalama bir bisiklet alıp zamanla değiştirin. Onu mu alayım bunu mu alayım diye sıkıntı yaşamınıza gerek yok. Firmaların profesyonel düzeyde yaptığını siz biraz araştırarak amatör düzeyde yapıp kendi bisikletinizi yaratın.
3.Her özelliği içinde barındıran bir bisiklet icat edilmedi. Biz özelliğe yaklaşmak diğerinden vazgeçmektir. Sınırları iyi çizin. Neye sahip olacağınızdan önce neyden vazgeçeceğinize karar verin.
Satıcılar, kendi ticari amaçlarını sizin zorunluluğunuz gibi göstermede şeytandırlar. Eğer dağda kullanmayacaksanız, off-road yapmayacaksanız, çok kilolu ya rahatına çok düşkün biri değilseniz süspansiyonlu bir bisiklet almayınız. Düz maşa daha iyidir. Hidrolik disk güzel bir sistem, ama dağda, yağmur çamurda kullanmayacaksanız bu da gereksiz ve pahalı. Aynı modelin disk frenlisi en az 300-500 lira fark ediyor. Ha ben tura gitmem, şehir içinde de ani fren önemli derseniz doğrudur. Yine ağırlık meselesinde karbon maşa on numaradır, ama bisiklet hafifledikçe kontrolü zorlaşıyor. Siz 70 kilosunuz, bisiklet 9 kilo. Çok iyi basıyorsunuz, ama ne oldu? 20 kiloluk bisikletle paldır küldür giderken şimdi pür dikkatsiniz ve düz yol hariç hızınız azaldı. Yani her şeyin bir ortalaması ve sınırı oluyor. Profesyonel değilseniz bir noktadan sonrası gereksizleşiyor. Yani 12 kg bir kadro 1000-2000 TL iken 9 kg bir kadro 3000-5000 TL'ye... 6-7 kg bir kadro 5-10 Bin ya da daha fazla TL'ye alınıyor. Üstelik o bisikleti çaldırmayacağım diye fıtık oluyorsunuz. Bisikletin esası basitlik, pratiklik ve işlevselliktir. Diğerleri özel tercihtir saygı duyarım.
D) NASIL HIZLI, GÜVENLİ VE RAHAT GİDERİM?
Daha önce söyledik. Tabiatın ve insanın altın kuralı: Bir şeye sahip olmak karşıt özelliğinden vazgeçmektir. Hızlandıkça güvenlikten vazgeçiyorsunuz. Bana hafif bir şehir bisikleti alıp yerine göre farklı kalınlık ve özellikte lastik kullanmak en mantıklısı geldi. Bunun için jant seçimi önemli tabii ...Mesela 19 mm genişliğindeki janta 28-47 aralığındaki genişlikte lastik takılabiliyor. Birçok yola gidebilecek en ideal lastik de 700x35 hafif dişli lastikler. Ya da çok paranız varsa değişik türde birkaç bisikletiniz olacak. Her bisikleti her özellikte kullanmaya kalkmayın. Dağ bisikletine ince lastik taktınız. Eee! Kadro ağır, lastikler ince, küüüt... Karbon bisikletin jantını değiştirip dağa vurdunuz: çaat... Yol bisikletini toprak yolda sürmeye kalktıınız... Paat... Dropbarlı ya da fitnes bisikletle tura çıktınız: Ihh... Bisikletinizin amaçları dışına kısmen çıkabilirsiniz, yine de sınırları fazla zorlamayın. Belli bir aşamayı geçmeyin. Yol bisikleti yolda, dağ bisikleti dağda, şehir bisikleti şehirde hızlı ve rahat gitmek içindir. 700x28 lastik çakıl asfaltta bile tatsız sürülüyor. Düz toprak yolda ise saatte 15'i geçemiyorsunuz. Dağ bisikleti ile yağmurda zevkle pedal basarken geçen yağmurda yarış lastiği ile 10 km hızla ancak gittim. Belli bir güvenlik içinde belli bir bisiklet türüyle belli bir hızda gidilir. İşin suyunu çıkarmayınız.
Trafikte ise araçlara uyun. Kenardan pısırık pısırık gitmeyin. Kaldırımdaymış gibi davranırsanız size yaya muamelesi yaparlar. Taşıt gibi davranın. İşi fazla da abartmayın. Etiniz budunuz ne? Yonca yapraklı kavşaklarda şerit çizgilerinden takip ederseniz trafik iki yandan akıyor, sorun olmuyor. Tabii, ayna, kask, ışık, reflektörlü yelek vb. güvenlik önlemleri şart. Bunlar yoksa araç gibi davranmaya kalkmayın. İnanın bunlar olunca şoförler sizi daha ciddiye alıyor. Şehir trafiğinde deneyerek öğrendiklerim bunlar.
E) DOĞA:
Bisikletçiler neden doğaseverdirler. Doğaya yakın yaşarlar da ondan. Arabada sinema filmini camdan izlersiniz, bisiklette film setinin içinde gezer; bazen o filmde oynarsınız. Doğayla ilişkiniz senli benlidir. Yapay bir dünyadır otomobil. Bisiklette doğanın her sesini, kokusunu, görüntüsünü, teninize vuran rüzgarı sindire sindire hissedersiniz. Çiçeği, böceği, yaprağı yakından tanırsınız. Her benzin istasyonu, her rampa, hatta yoldaki taşlar, ağaçlar tek tek kazınır hafızanıza... Ter kıçınızdan aktığında, sele apış aranızı ezdiğinde, düştüğünüzde, ıslandığınızda, sıcaktan gidemez hale geldiğinizde doğanın bir parçası olduğunuzu anlar;kendinizi doğanın dışında ve üstünde bir halt zannetmekten vazgeçersiniz. Doğanın verdiğiyle yetinip ona saygı duymayı bisiklet sayesinde daha rahat anlarsınız.
E) SONUÇTA NE ÖĞRENDİM? Bisiklet, bir insanın kendini, toplumu, doğayı tanıyıp sevmesi; haddini ve özgürlüğünü fark etmesi için en iyi araçlardan biridir. Bisiklet, yaşama sevincidir. Bisiklet insanın hayata ve kendine bakış açısını değiştirir. Daha dingin ve mutlu yaşamanızı kolaylaştırır. Stresinizi alır. Bisiklet candır. Hüseyin TUNCA - 19.04.2107