Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisikletle karşılaşmak istemeyeceğiniz üç şey

mehmetsunu

Kaldato ile sohbeti kestim.
Kayıt
28 Eylül 2011
Mesaj
5.670
Tepki
13.144
Şehir
kayseri
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Cube
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Beni mazur görün dostlar. Artık yaşımız gereği böyle mebzul miktarda retorik ihtiva eden başlıklar açıyorum. Yaş ilerledikçe işlerin seyri bu minvalde tekamül eder: Daha az okuma yazma, ilgi azlığı ve dağınıklık, eski dağarcığın ekmeğini yeme. Siz anlı şanlı profların oturup her gün kendilerini geliştirdiklerini mi sanıyorsunuz. O yaş ve unvana geldikten sonra artık bir nevi otomatik pilota bağlarlar. Zaten ortalama hitap ettikleri kişi /kişiler için yeterli akademik cephaneye sahiplerdir ki ülkede genel anlamda yaşanan ataletin, skolastizmin bir açıklaması da budur.
Hülasa konumuza dönecek olursak bisiklet üzerindeyken veya bisikletle ilgili yaşamaktan çekindiğiniz, keyfinizi kaçıran, canımızı sıkan, uğraş vermekten yüksündüğünüz bazı hadiseler vardır mutlaka. Kim yolda kendini kaptırmış giderken lastiğinin patlamasını, zincirinin atmasını, vites ayarlarının bozulmasını isterki. Bazen zevkine bir kaç saat bisikleti temizlemekten keyif alırken bazen beş dakikalık bir lastik değişimi eziyete dönüşür. Evet çokça lastik dedim farkındayım o zaman ne yapalım kişisel sıralamamıza geçelim.
1-Lastik patlaması: Yolda olur olmadık yerde böyle bir sürprizle karşılaşmamak için bu sene gittim en ağırı da olsa lastiklerin en patlamazını aldım. Bir yıldır patlağı unutmuş durumdayım.
2-vites ayarlarının bozulması: bilmem kaç yıldır bisiklet kullanıcısıyım daha şu vitesin matematiğini çözebilmiş değilim. Bisiklet bir okul olsaydı eskilerin tabiriyle çoktan tasdiknameyi almıştım. Çok mükemmel ayarlanmış olsa dahi o vitesin bir bozulma ihtimal ve ataleti her zaman mevcuttur. Yolda sürüş halindeyken bu hissiyat bile beni deli etmeye yeter.
3-Bisikletten gelen sesler: Bu tam anlamıyla bir çin işkencesidir. O sesin periyodik kesilmezliği, geldiği yerin bilinmezliği, bir türlü giderilemezliği, bisiklet kaynaklı ruh hastalıklarının bana göre ana nedenidir.
Dostlarım şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Haklısınız yazı teknik olmaktan ziyade bolca retorik ve demogoji ihtiva ediyor. Ama ne yapalım müzik dünyasına MJ nin bir kez gelmesi gibi Bahadır Güreller, Doğukan Aksularda kolay yetişmiyor. İsteyen gıcık/kıl olduğu durumların sayısını beşe çıkarır isteyen "ne lan bu, herife bak üç dakikamı heba etti" der bir şey yazmaz.
Şimdiden affola...
 
Son düzenleme:
Scudo
1- Şiddete eğilimli bela arayan 2 ayaklı itler.
2- Saldırgan köpekler
3- Kuvvetli yağmur, dolu, fırtına.

Bunun dışında bisiklet 10 parçaya ayrılsa 3 gün sonra salla der çaresine bakarım.
 
1- Trafik kazası geçirmek
2- Jant telinin kırılması. Özellikle ruble tarafından bir jant kırıldıysa rubleyi sökmesi çok büyük eziyet oluyor.
3- Kalabalık şehir merkezleri. Kamp, duş hepsi birer sorun haline geliyor. Nedense kendimi pek güvende hissetmiyorum. Araç yoğunluğu da ayrı bir sorun oluyor.
 
1. Köpekler. Ben eskiden köpeklerden bu kadar şikayet edilmesini anlamıyordum çünkü hiç kovalanmamıştım. Bir gün sabah 6'da Alsancak sahilde beklemediğim anda bir köpek sürüsü kovaladı. Öyle korktum ve pedalladım ki Stravam açık olsaydı KOM bugün hala bendeydi.
2. Otobüsler/uzun araçlar. Şehir içinde denk geldiğimde korkuyorum çünkü etraflarını gördüklerinden emin değilim. Uzaktan geçmeye çalışıyorum.
3. İnsanlar. Bazen araba yoluna bakmadan fırlıyorlar. Sırf geçen ay iki kez sert çarpmanın eşiğine geldim. Onun dışında bisiklet yolunda seni göre göre üzerine gelenlere de anlam veremiyorum. Çocuklar olsa tamam ama genç insanlar da böyle yapıyor. Yıllar önce birine çarpmıştım, tekrar çarpmaktan korkuyorum.
 
1-Lastik patlaması değilde yarılması ve en yakın pisiletçiye taksiyle gitmek!
2-otobüsün yanından taytla sexy sexy geçerken g.tüme bakıldığını hissetmem,
3-Ara yollardan aniden önüme fırlayan sarı taxici terörü,
4-Aniden kapı açan ayna bilmez cahiller,
5-Mevsimin ilk yağan yağmuru yollar jilet.
 
Süratte görmediğim çukurlar
Pedal bilyasının dağılması
Jant telinin kırılması ve korkutucu cins sesi..

Ve şu hala kimsenin çözüm bulamadığı tık tık sesi
 
Sizin yazdıklarınıza katılıyorum. Vites bozulmasının yaptığı sesten nefret ederim ama umuruma takmıyorum. Şunları ekliyorum. Şehir içinde pedalladığımı da belirteyim

1- Sinyal vermeden dönen araçlar
2- Yeşil yanmasına rağmen lambada duran araçlar (en arkadan geliyorsun frene basmakta istemiyorsun sıra uzun. Araya bir yere sıkışmak zorunda kalıyorsun)
3- Önüne atlayan çocuklar yayalar
4- Dibinden geçen araçlar (Defol git yola o yolda 3 araç yan yana gider . Araç dibimden geçiyor sığamadı ...)
5- Yavaş giden araçlar (Yokuş yukarı gidiyorum ablanın biri emniyet şeridni kapatmış rölantide gidiyor . MTB ile yokuş yukarı geçmek zorunda kaldım, arka lastiğim , ön tamponu okşadı.)
6- Araba sürdüm diye kendini bi ... Sanan sürücüler . Tam kavga etmelikler . Senin çocuğuna , kardeşinde bisiklet sürerken araç sürücüsü senin gibi davransa ne olur diyecen (kavgaya falan tutuşmayacan, hiç yanaşmacan)
 
1-Lastik patlaması
2-Trafik de seyir halinde iken korkutma amaçlı bağırmalar (hele kızların çığlık atması fıttırıyorum🤯)
3-Bisiklet tamircisi ustanın düzgünce ayarladığı balataların hiç ses yok iken yolda ses çıkartmaya başlaması ufacık bile sürtse deli oluyorum
 
2. defa olan lastik patlaması - yakından geçen araçlar- bisiklet turuna başladığımda kendimi halsiz hissetmek...
 
Geri