Bu konu ve diğer Brook sele Bakımı konusu dahilinde muhtelif mesajlarda tecrübelerini paylaşan arkadaşlara teşekkür etmekle birlikte, Brooks Sele ile 500. Kilometreyi tamamlamam hasebiyle ben de tüm süreç içindeki tecrübelerimi bir araya toplayarak bu seleyi almayı düşünen arkadaşlara bir nebzede olsa fikir vermek isterim.
Öncelikle konuyla alakalı internet ve YouTube ortamında inanılmaz bir kaynak zenginliği var belirtmek isterim. Zira ben de bir hayli faydalandım.
bisikletimin üzerinde gelen stok sele rahatsızlık verdiği ve bisikleti daha çok gündelik hayatımda gündelik kıyafetlerle kullandığımdan, el yapımı olan (link) modelini tercih ettiğim sele markası. selelerinin olayı kösele deriden imal edilmiş olmaları ve kullanım neticesinde kullanıcının kalçasına göre şekil alıp tam bir ergonomi sağlıyor olmalarıdır.
Bu selenin verimli kullanımıyla ilgili olarak kendimce değineceğim bir kaç nokta var.
1) selenin montaj açısı: basit bir müdahale gibi görünse de seleden alınacak verimi en fazla etkileyecek ayarlama burada yapılıyor. nitekim internette bu konuda çeşitli bilgilere rastlamanız mümkün. benim söylemek istediğimse selenin montaj açısı, sizin bisiklet üzerindeki oturuş pozisyonunuzla doğrudan alakalı. eğer dik oturuşa sahip hollanda tipi bir şehir bisikleti kullanıyorsanız, selenizi, burnunu daha yukarı bakar bir açıda olacak şekilde monte ediniz. yok eğer 60 dereceye yakın bir açıda bisiklet süren bir kullanıcıysanız yine tam düz olmayacak şekilde biraz daha yere paralel monte etmeniz gerekiyor. burada en önemli püf nokta kalça kemiklerinizin selenin geniş noktasına tam bir baskı yapabiliyor olması sanırım. ancak her ne koşulda olursa olsun seleyi önü aşağı eğimli bir pozisyonda monte etmeyin zira en küçük bir faydasını göremeyeceğiniz gibi ani bir frende sele üzerinden de düşebilirsin.
Açıya ek olarak sele yüksekliği ve ileri geri ayarının da doğru yapıldığını varsayıyorum.
2) selenizin bakımı: yukarıda da bahsettiğim üzere seleniz sert köseleden imal edilmiş bir ürün. bu sebeple üzerine ilk oturduğunuzda muhtemelen sert bulacak ve verdiğiniz parayı sorgulayacaksınız. endişe etmeyin, bu, tüm kullanıcıların başına gelen bir durum. kösele siz onu kullandıkça yumuşayacak ve kalçanızın şekline uygun formu alıp size konfor sağlayacak bir yapıya sahip. ne kadar çok sele üzerinde kalırsanız o kadar çabuk gerçekleşecek bir süreç bu. yalnız deri organik bir malzeme olduğundan bakım süreci önemli. firma profide adını verdiği parafinli bir yağı öneriyor bakım konusunda. ancak şöyle bir durum var ki bu yağın 25 gr'lık paketi için geçerli fiyat 2021 mart itibariyle 80-100 tl arasında değişiyor.
marka takıntısı olan arkadaş düşünmeden sipariş edebilir, ancak aynı işi yapan ve daha ucuz alternatif arayan muadilini düşünen olursa leflef badem yağını tavsiye edebilirim.
3) yağlamaya girdik madem devamını getirelim: 2. maddede bahsettiğim yağlardan birini aldınız selenizi bisikletinize taktınız veya takacaksınız diyelim. yağlama sürecini şu şekilde düzenleyebilirsiniz.
a) seleyi henüz hiç kullanmadan önceki yağlama: bir veya iki çay kaşığı kadar bakım yağını selenin altındaki kösele dokusuna yüzeye yayarak uygulayın. bir müddet bekleyin ve pamuk bırakmayacak bir bezle silin.
b) iki hafta sonraki yağlama: kullanımdan sonraki ikinci hafta civarında aynı işlemi tekrar yapabilirsiniz.
c) bakım yağlaması: bu saatten sonra selenizin kuruduğunu hissettiğiniz zamanlarda çok daha az miktarda yağı aynı teknikle uygulayabilirsiniz.
ancak ne yaparsanız yapın yağı bol bulup aşırı kullanmayın, çünkü kösele kendini koyverirse eğer sele demirine oturma ihtimaliniz var.
4) gerdirme: arkadaşlar seleyi aldığınızda farkedeceksiniz ki kutu içeriğinde bir adet ayar anahtarı var. efendim öyle şahsına münhasır bir anahtardır ki bu kaybetmeniz durumunda aynısını ebay veya öyle bir yerden temin etmeniz gerekebilir, her anahtar uymaz buna. işte bu anahtarın sıkacağı bir somun vardır selede. bulmak zor değil selenin ön kısmında.
3. maddede bahsettiğimiz yağlama işlemini yapıp selemizi kullandıkça zaman içinde selenizin yumuşadığını fark edeceksiniz ve öyle bir zaman gelecekki yaysız olan bu selenin sanki yay varmışcasına bir gıcırtıya sebep olduğunu göreceksiniz. İşte bu gıcırtıyı kesmek ve selenizi ideal konforuyla kullanmaya devam etmeniz için bu anahtarla bu somunu sıkmanız (saat yönüne) ve köseleyi gerdirmeniz gerek. yalnız bu işlemi yaparken bonkör davranmayın. mümkünse çeyrek turlarla çevirip kontrol ederek sıkın. sıkma yönü saat yönüne doğru gerçekleşmekte. selenin ideal gerginliğini merak eden arkadaşlar üzerinde yer alan üç yuvarlak deliğin daireselliğini kontrol edebilir. doğru bir gerdirmede sele çökmeyeceği gibi söz konusu delikler kapanmaz.
Bu seleyle herkesin alışma süreci farklı geçebiliyor. Ben ilk andan itibaren öyle aman aman yadırgamayanlardanım. Bunda çok uzun turlar yapmamam etkili olmuş olabilir ama 50-70 km'leri de yapmadım değil. Bu açıdan daha önce kullandığım sele royal selelere göre fersah fersah üstün olduğunu söyleyebilirim.
Kendimce doğru bir bakım yaptığımı düşünüyorum, zira sele kendini koyvermeden orantılı yumuşadı diyebilirim.
Her şeyden önce organik bir maddeye oturuyor olmak güzel bir his. Vegan arkadaşlar için de alternatif var tabi.
Sonuç olarak 500 km sonunda pelvisimin temas noktalarının yumuşamaya başladığını ve her sürüşte daha fazla konfor sunduğunu söyleyebilirim.
Bilgi gerçekten paylaştıkça çoğalıyor. Benim maceram da burada dursun.
Selamlar, saygılar.