Öncelikle herkesin kendi inandığı, doğru olduğuna kanaat getirdiği, her türlü fikir ve soyut şeylere karşı öz eleştri, tenkit, muhasebe yapması gerekir. Sorgulanma yapılmalıdır.. Ne olursa olsun, zihin çalıştırılmalıdır. Bu çok basit ve ekonomik, yani maliyetsiz bir şeydir. Örn; kişi, galatasaraylı ise eğer, ''....neden galatasaray ı tutuyorum? Neden bu takımı diğerlerine tercih ediyorum?'' gibi bir kritği yapmalıdır. Ramazan kültürünü geçmek üzereyken, '' Oruç tutuyorum ama amacım ne? Hedefim ya da anlamam gereken, çıkarmam gereken sonuç ne?'' ya da bisiklet sürüyoruz örneğin, gravel neden aldım? Aero yol bisikleti ya da downhill neden almadım? gibi yanlışlama/doğrulama yapmalıdır. Bu tarz mantıklardan vazgeçildiğinde, ezbere ya da boşa bir yaşam sürüyor oluyoruz... Bu forum da güzel bir örnektir bizler için.. Pek çoğumuz aldığı/alacağı marka bisikleti daha iyi tanıma fırsatı bulmaktadır. Belki yıllardır yanlış yaptığı bir şeyi düzeltme fırsatı kazanmıştır...
Bir örnek üzerinden gideceğim; akşamüstü instgram a bir gireyim dedim. Ana sayfalarda paylaşılan o kadar çöp olgular, içerikler var ki... Kadınların kafalarından büyük göğüsleri mi dersiniz, doğasından koparılmış ve ait olmadığı yerlerde yaşamaya zorlanmış, adını bile bilmediğim yabani hayvanların insanlar tarafından nasıl sirk objesine dönüştürüldüğü mü dersiniz, Hala daha yerli ve milli varlıklar, kendi dünyalarından bir haber paylaşımlar altında eğlenip sosyopolitik orgazmlar yaşıyor.... Hakan fidan ile ilgili ''cumhurbaşkanı adayımız, reis gider sen gelirsin ne olacak?....'' gibi 3-5 kelimelik cümleler ile Türkiye tarihini, geleceğini inşa etmiş, yemiş bitirmiş, bir çağ kapayıp yepyeni bir çağ açmayı kolaylaştırdığını ya da bunu gerçekten yaptığını zanneden, yığınla insanları gördüm... Hakan Fidan astsubay iken, fetönün koruması idi. MİT in başında iken; Ankara'da dalga geçer gibi, arka arkaya 2 hafta içinde aynı yerde bomba patlatılmıştı. İlk patlamanın ardından ''bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı, kuş uçurtulmuyor, yaprak düşse, takip ediliyor....'' gibi yala yala bitmez bir senaryo yazıldığının akabinde, ikinci hafta yine aynı yerde aynı şekilde bir bomba daha patlatılmıştı... Bu yetmedi, Fetö darbe girişiminde bulunduğu sırada Hakan Reis, kabile reisinden (tayyipten) ''üstün hizmet nişanı'' almakla meşguldü.. Bu yetmez gibi e-devlet bilgilerimizin hepsi şuan isteyen herkesin girip ulaşabileceği halde, açık datalar şeklinde milletin elinde... 12-13 yaşında çocuklar, adınızı ve yaşadığınız şehri yazdığı anda size ait tüm bilgilere; örn kaç ev ya da araba kayıtlı, en son kullandığınız ilaçlar, hanede kaç birey var, kızınızın ya da eşinizin ailesi ve yine ona ait kişisel bilgiler...'' Türk milleti bu mu? Bunun sebebinin tamamen hastalık olduğunu düşünüyorum. Genetik ve toplumsal konsensusların, serbest radikallerin bir araya gelip, böyle deforme, abuk, sosyopat bir nesil yarattığı kanaatindeyim... Bunların tümü, aslında bilim olarak tüm bilimlerin alanına giriyor.. Örneğin; edebiyat fakültelerinde ya da dil bilimi enstütülerinde; ''yerli ve milli'' kelimesi irdelenmiyor... Sosyal bölümlerdeki akademisyenler, psikoloji ya da sosyolojide; her yıl 100 lerce makale ya da kitap kaleme alan aydın güruh; ne iş yapar hala çözemiyorum... Toplumun sadece alt tabakası değil, üst tabakası da tamamen contayı sıyırmış durumda... Şimdi kurban gelecek birkaç aya... Bankalar ''kurban kredisi'' dağıtacak her sene olduğu gibi... Adam her cuma camiye gider ama kredi çekip kurban kesecek.... Halbuki kurban kesmenin de yazılı ve yazısız kuralları var... Üstelik Kur an da (yani bu kültüre inanan insanların haberi yok mudur ki, faiz ile ilgili, Allah a ve elçisine karşı bir savaştır diye yazar) Kurbanı keser ama 1/7 sini dağıtır kalan 6/7 sini kendi yer mesela....
Kısacası, insanlarımıza düşünmeyi, felsefe yapmayı öğretmeliyiz... İdrak ve muhakeme, bizim alışkanlığımız olmalı... Belki burada teknolojinin de büyük bir negatif etkisi var... Bizim yerimize tercihlerimizi, geleceğimizi, çoktan programlamış algoritma dizileri dataya dönüştürülmüştür.... Özümüze dönmek zorundayız... Başka türlü olmaz.. Öz derken de din ve milliyetçilikten bahsetmiyorum, önce insan olmayı başarabilirsek gerisi çok kolaylaşıyor...