Scudo Sports

Bu ülke için hala ümit besleyen var mı acaba?

40 yılda bir arabayı çıkardım (o da araç muayenesi için). Ara sokaktaki bir kahvecinin (aldığı bir ürünün veya hizmetin "haksız kazanç" olup olmadığını sorgulamayan, bir kahveye 100 tl vermekte sakınca görmeyen Ataköy tikileri sağolsun, her taraf kahveci) önünde ticari bir araç mal indiriyor, tek kişi bir koliyi kucağına aldı, içeri doğru epey derin dükkanın diplerinde bir yere bıraktı ve araca dönerken aheste aheste yürüyor. Araçta 2 koli daha var. Saat 13:00. Tikilerin "hang out" saati henüz başlamamış, mekanda tek tük insan var. 2 tane garson ortalıkta duruyor. Arkamda 4 tane araba birikti bu arada. Sonrası şu şekilde:

Ben: Sen niye izliyosun? İkiniz birer tane alsaydınız bitmişti şimdi.

O: ("Parasını vermişiz, banane amk satıcı taşısın, elimi bile sürmem, sokak da şişerşe şişsin banane" fikrini yansıtan bir surat ifadesiyle) 5 dakika bekleyiver.

Hah, işte bu karşılığı alınca, işin lafsal kısmı bitiyor. Ya illegal tarafa geçip "5 dakika bekle diyen ağzını kırarım" diyip kıracaksın (ki muhtemelen 3 kişi olarak cevap vereceklerdi), ve darp suçu işlediğinden yargılanacaksın. Ya da polyanna şekilde telefonla sokağı kitlemelerini videoya çekip legal yoldan ceza almalarını sağlamaya çalışacaksın ve %99 ihtimalle zerre kadar para cezası almayacak.
 
Scudo
Beklentileriniz gerçeklerle uyumlu olur ümit de kendinizde ararsanız çok şey bulursunuz ama daha kendini yetiştirememiş insanlar hayal kırıklığına uğramaya mahkumdur.
 
Depremin üzerinden 14 ay geçtiği halde, şöyle uçuyoruz, böyle kaçıyoruz dedikleri ülkenin öz evlatları hala daha çadırlarda, konteyner kentlerde yaşamaya çalışıyolar.
 
40 yılda bir arabayı çıkardım (o da araç muayenesi için). Ara sokaktaki bir kahvecinin (aldığı bir ürünün veya hizmetin "haksız kazanç" olup olmadığını sorgulamayan, bir kahveye 100 tl vermekte sakınca görmeyen Ataköy tikileri sağolsun, her taraf kahveci) önünde ticari bir araç mal indiriyor, tek kişi bir koliyi kucağına aldı, içeri doğru epey derin dükkanın diplerinde bir yere bıraktı ve araca dönerken aheste aheste yürüyor. Araçta 2 koli daha var. Saat 13:00. Tikilerin "hang out" saati henüz başlamamış, mekanda tek tük insan var. 2 tane garson ortalıkta duruyor. Arkamda 4 tane araba birikti bu arada. Sonrası şu şekilde:

Ben: Sen niye izliyosun? İkiniz birer tane alsaydınız bitmişti şimdi.

O: ("Parasını vermişiz, banane amk satıcı taşısın, elimi bile sürmem, sokak da şişerşe şişsin banane" fikrini yansıtan bir surat ifadesiyle) 5 dakika bekleyiver.

Hah, işte bu karşılığı alınca, işin lafsal kısmı bitiyor. Ya illegal tarafa geçip "5 dakika bekle diyen ağzını kırarım" diyip kıracaksın (ki muhtemelen 3 kişi olarak cevap vereceklerdi), ve darp suçu işlediğinden yargılanacaksın. Ya da polyanna şekilde telefonla sokağı kitlemelerini videoya çekip legal yoldan ceza almalarını sağlamaya çalışacaksın ve %99 ihtimalle zerre kadar para cezası almayacak.
Olur da bir gün kısmet olur ülkeden göçersem, bunun en önemli sebeplerinden biri, insanların medenileşmeyi ve birbirlerinin hakkını gasp etmemeyi öğrenmeyişi olacak. Sizin özetlediğiniz bu sahneyi trafikte neredeyse her araba kullanışımda yaşıyorum. O kadar haklısınız ki…
 
  • Beğen
Tepkiler: suyunsesi
Depremin üzerinden 14 ay geçtiği halde, şöyle uçuyoruz, böyle kaçıyoruz dedikleri ülkenin öz evlatları hala daha çadırlarda, konteyner kentlerde yaşamaya çalışıyolar.
Televizyon kanallarında dakikalar boyunca sürecek reklam çalışmaları için para ayırmaları gerekiyordu. Meydanlarda seçim otobüsünü bangır bangır bağırttırmak için para gerekiyordu. Ne yapsaydı, seçim için harcayacağı bütçeyle halka konut mu inşa etseydi?
 
Olur da bir gün kısmet olur ülkeden göçersem, bunun en önemli sebeplerinden biri, insanların medenileşmeyi ve birbirlerinin hakkını gasp etmemeyi öğrenmeyişi olacak. Sizin özetlediğiniz bu sahneyi trafikte neredeyse her araba kullanışımda yaşıyorum. O kadar haklısınız ki…
İşi bu hayvanların kendilerine bırakırsan medenileşmezler. Sorun şu, sağlam bir devlet otoritesi yok. Gevşeklik var. Suçu işleyenin yanına kar bırakmayan, "ben vatandaşın hakkına tecavüz ettirmem, asayişi bozdurmam" diyen bir devlet erki yok. Mesela bugün 10 dakikalık sokak kitlemeyi videoya çekip devlete yolladığımda o aracın sahibine veya işyerine, kayıtsız şartsız dişe dokunur bi ceza verilse (şöyle bi 10k yakışır), mum gibi olurlar.

Sonrasında bir vaka da seyir halinde yaşadım. Sağa sapak var ve sağ şeride geçmem lazım. 70'le gidiyorum, sapağa yaklaşık 30 metre kala sinyal vererek yan şeride burnumu soktum (Kişi benden 4 araç boyu geride, önüne kırmadım, "önüme giren girsin, kasmıyorum" mesafesiydi yani). Bir anda arkadan kornaya basılı tutma ve motor öttürme sesi geldi. İrkilmeyle kafamı sağa çevirdim (tahmin ettiğim gibi işyeri aracı, "istediğim postayı koyarım kaza olursa bana girmiyo ne de olsa" diyen bir hayvan var direksiyonda) tamponu benim sağ ön kapıya değdi değecek. Namus meselesi yapmış, ben önüne girmiyim diye vites düşürüp atak yaptı bana doğru. "Sen benim önüme nasıl geçersin, geçersen sana sürterim". Ani sol yaparak sürtmesini engelledim. Frene de basmak zorunda kaldım çünkü sapağa yaklaşmıştım, bu sebepten arkamdaki bana geçiriyodu az kalsın.
 
Ülke?
Halk?
Millet?
Devlet?
Hükümet?
Dünya?
Çevre bilinci?
Adalet?
Saygı?
Empati?
Hoşgörü?
Utanç?
Özeleştiri?
Edep?

Bu kelimelerin anlamını öğrenmeden, öğrendikten sonra hayatımıza ve kararlarimiza bunlari yerlestirmeden zor...

Ayrıca düşen eğitim ve aile kalitemiz, teknolojik urunler ile sosyal platformlar herkesi ve özelllikle genclerimizi ve cocuklarimizi kitaplardan uzaklastirdi. Sacma videolar ve gercekligi dogrulanamayn viral yayınlar. Bunun yanında egitici olmayan gittikce kotu ornekleri yucelten TV dizileri.

Herkes kucukken seyrettigi dizi veya film kahramanına ozenir. Ama son yıllarda tum TV kanallarinin kahramanları Aile'nin Aslan'ı, Gaddar'ın tetikçisi, İnci Taneleri'nin otopark mafyası, Yargı'nin bulasmadigi suç kalmayan ama hep haklı olan avukatları Ceylin ve Yekta'sı, Kızılcık Şerbeti'nin surekli birbiri ile ilişkisi zinası ortaya serilen sol ve sag goruslu aile yapıları gibi oldukca, toplumun gençleride bunlara ozenip bu tip seyleri dogal karsilar oldu.

(bu arada eş durumundan maruz kaldigim dizi manyakligimda ortaya cikti 🙃 kayınvalidem oldugunda kanal 7 dizileri, hint dizileri, masterchef ve survivor asiri dozuna maruz kalıyorum. Neyle ugrasirsaniz ugrasin kulaginiza doldukca, gozunuz kaydikca zehirleniyorsunuz 🤣)

Baska ulkeler daha mı iyi? Hicbir fikrim yok! Ama binlerce yıllık sümer yazıtlarida kuşak farkından sikayet ediyor, yurtdışından konustugum eski kuşaklarda surekli yozlasan adalet ve toplumdan sikayetci. Belkide biz yaslandık, bazilarimizin yasi olmasada hep beraber ruhlarimiz yaslanıp karardi...
Bizim ulkede kuşak farkı olmaksizin asiri yozlasma her yeri sardi 😞
Eğitim şart! Ve şimdi başlasak ancak 20 yıl sonra hissedilir bir fark gormeye baslariz.
 
Öncelikle herkesin kendi inandığı, doğru olduğuna kanaat getirdiği, her türlü fikir ve soyut şeylere karşı öz eleştri, tenkit, muhasebe yapması gerekir. Sorgulanma yapılmalıdır.. Ne olursa olsun, zihin çalıştırılmalıdır. Bu çok basit ve ekonomik, yani maliyetsiz bir şeydir. Örn; kişi, galatasaraylı ise eğer, ''....neden galatasaray ı tutuyorum? Neden bu takımı diğerlerine tercih ediyorum?'' gibi bir kritği yapmalıdır. Ramazan kültürünü geçmek üzereyken, '' Oruç tutuyorum ama amacım ne? Hedefim ya da anlamam gereken, çıkarmam gereken sonuç ne?'' ya da bisiklet sürüyoruz örneğin, gravel neden aldım? Aero yol bisikleti ya da downhill neden almadım? gibi yanlışlama/doğrulama yapmalıdır. Bu tarz mantıklardan vazgeçildiğinde, ezbere ya da boşa bir yaşam sürüyor oluyoruz... Bu forum da güzel bir örnektir bizler için.. Pek çoğumuz aldığı/alacağı marka bisikleti daha iyi tanıma fırsatı bulmaktadır. Belki yıllardır yanlış yaptığı bir şeyi düzeltme fırsatı kazanmıştır...

Bir örnek üzerinden gideceğim; akşamüstü instgram a bir gireyim dedim. Ana sayfalarda paylaşılan o kadar çöp olgular, içerikler var ki... Kadınların kafalarından büyük göğüsleri mi dersiniz, doğasından koparılmış ve ait olmadığı yerlerde yaşamaya zorlanmış, adını bile bilmediğim yabani hayvanların insanlar tarafından nasıl sirk objesine dönüştürüldüğü mü dersiniz, Hala daha yerli ve milli varlıklar, kendi dünyalarından bir haber paylaşımlar altında eğlenip sosyopolitik orgazmlar yaşıyor.... Hakan fidan ile ilgili ''cumhurbaşkanı adayımız, reis gider sen gelirsin ne olacak?....'' gibi 3-5 kelimelik cümleler ile Türkiye tarihini, geleceğini inşa etmiş, yemiş bitirmiş, bir çağ kapayıp yepyeni bir çağ açmayı kolaylaştırdığını ya da bunu gerçekten yaptığını zanneden, yığınla insanları gördüm... Hakan Fidan astsubay iken, fetönün koruması idi. MİT in başında iken; Ankara'da dalga geçer gibi, arka arkaya 2 hafta içinde aynı yerde bomba patlatılmıştı. İlk patlamanın ardından ''bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı, kuş uçurtulmuyor, yaprak düşse, takip ediliyor....'' gibi yala yala bitmez bir senaryo yazıldığının akabinde, ikinci hafta yine aynı yerde aynı şekilde bir bomba daha patlatılmıştı... Bu yetmedi, Fetö darbe girişiminde bulunduğu sırada Hakan Reis, kabile reisinden (tayyipten) ''üstün hizmet nişanı'' almakla meşguldü.. Bu yetmez gibi e-devlet bilgilerimizin hepsi şuan isteyen herkesin girip ulaşabileceği halde, açık datalar şeklinde milletin elinde... 12-13 yaşında çocuklar, adınızı ve yaşadığınız şehri yazdığı anda size ait tüm bilgilere; örn kaç ev ya da araba kayıtlı, en son kullandığınız ilaçlar, hanede kaç birey var, kızınızın ya da eşinizin ailesi ve yine ona ait kişisel bilgiler...'' Türk milleti bu mu? Bunun sebebinin tamamen hastalık olduğunu düşünüyorum. Genetik ve toplumsal konsensusların, serbest radikallerin bir araya gelip, böyle deforme, abuk, sosyopat bir nesil yarattığı kanaatindeyim... Bunların tümü, aslında bilim olarak tüm bilimlerin alanına giriyor.. Örneğin; edebiyat fakültelerinde ya da dil bilimi enstütülerinde; ''yerli ve milli'' kelimesi irdelenmiyor... Sosyal bölümlerdeki akademisyenler, psikoloji ya da sosyolojide; her yıl 100 lerce makale ya da kitap kaleme alan aydın güruh; ne iş yapar hala çözemiyorum... Toplumun sadece alt tabakası değil, üst tabakası da tamamen contayı sıyırmış durumda... Şimdi kurban gelecek birkaç aya... Bankalar ''kurban kredisi'' dağıtacak her sene olduğu gibi... Adam her cuma camiye gider ama kredi çekip kurban kesecek.... Halbuki kurban kesmenin de yazılı ve yazısız kuralları var... Üstelik Kur an da (yani bu kültüre inanan insanların haberi yok mudur ki, faiz ile ilgili, Allah a ve elçisine karşı bir savaştır diye yazar) Kurbanı keser ama 1/7 sini dağıtır kalan 6/7 sini kendi yer mesela....

Kısacası, insanlarımıza düşünmeyi, felsefe yapmayı öğretmeliyiz... İdrak ve muhakeme, bizim alışkanlığımız olmalı... Belki burada teknolojinin de büyük bir negatif etkisi var... Bizim yerimize tercihlerimizi, geleceğimizi, çoktan programlamış algoritma dizileri dataya dönüştürülmüştür.... Özümüze dönmek zorundayız... Başka türlü olmaz.. Öz derken de din ve milliyetçilikten bahsetmiyorum, önce insan olmayı başarabilirsek gerisi çok kolaylaşıyor...
 
Futbola ayrılan kaynağın, enerjinin %1 i bisiklete veya diğer branşlara ayrılsaydı eğer bambaşka bir spor ortamımız olurdu. Futbolla ilgilenenler futboldan başka her şeyi konuşuyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Can Çelik
Bu ülke için umudu geçtim, dünya için umutlar azalmıyor mu? Kaçıncı yüzyıla gelmişiz, insanlık hâlâ ayrı ayrı sınırlar içinde yaşıyor. hâlâ birleşemiyor.
Güç kötülerin elinde savaşlara dönüşüyor, canlılar kolayca öldürülüyor. Canlılık için dünyanın çok daha uzun yüzyıllar yeterli kalabilmesine harcanması gereken bilimin bütçesinin çok büyük bir kısmı silah üretimine gidiyor. Dünya canlılığını çok daha güçlü ve uzun yaşatalım, dünyanın kaynaklarına kaynak katalım, gerekirse, başka dünyalar bulalım yerine, daha çok ve daha kolay nasıl insan öldürürüm, daha çok nasıl toprak gasp ederim, daha çok nasıl yok ederime kafa yoruluyor. :( Bilime yorulan kafa yetersiz kalıyor.
 
Geri