Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Büyük şehirlerde bisiklete binmek

2 değişik konu bir başlık. Motor sürücüleri şayet gerekli koruma ekipmanlarını kullanırlarsa bisiklet kadar tehlikeli olmaz + motorlar araç kabul edilir ancak bisiklet araç kabul edilmez bu yüzden de diğer sürücüler dikkate almaz. Bisiklet sürücüleri daha fazla tehlike altındadır.

Nerede ve nasıl biniyoruz veya binilmeli? Ben İstanbuldayım. K.çekmece-Yeşilköy sahili-Yedikule sahil hattında biniyorum. Şu söze inanırım; "Diğer sürücüleri acemi gör". Bu yüzden de özellikle şehirde bisiklete binenler her zaman diğer sürücülerin "acemi ve dikkatsiz" olduğunu düşünerek hareket etmesinde yarar var. Yol bisikletim olmasına rağmen hiç acele etmem. Her zaman diğer vasıtaların geçmesine izin veririm ve yol durumuna göre kaldırımdan giderim. Önemli olan kendi canınız. Gerekirse durun ve bekleyin. Acele etmeyin.

Bir de şu eklemeyi yapayım; yaşımızdan mı nedir sağolsun bazı sürücüler çok saygılı davranıp yol veriyorlar. Burda karşılıklı saygının da önemli olduğunu düşünüyorum
 
Scudo
Diğer sürücüler birer katil beni öldürecekler diye bisiklete biniyorum.Faydasını gördüğümü söyleyebilirim.Hâlâ hayattayım.:)
Motosikletin avantajı akan trafikten kaçabilme yeteneği.Bisikletle kaçmak,trafiğe ayak uydurmak biraz daha zor.
 
@ErHan72
Benim konuyu buraya entegre ettiler, insan bir içeriğe bakar ama nerede...Hani aktif adminde gözükmüyor,sistem kafasına göremi birleştiriyor anlamadım.Bu konu Şehirde nerelerde bisiklet sürüyorsunuz vs üzerine.Benim açtığım konu şehirde bisiklet veya motor sürmenin kıyaslanması, amacım biraz nabız yoklamak. Trafikte tehlikelerinin karşılaştırılması vs
 
  • Beğen
Tepkiler: bilalfidanboy
@hamlet2006
bence tam tersi en dar yerden bile geçilebiliyor bisiklet motorlu taşıtların tıkandığı yer benim aktığım yerdir. Arabaların aralarından sıyrılmanın verdiği zevki anlatmıyorum bile
 
@hamlet2006
Düzeltiyorum:
Motosikletin avantajı akan trafikten kaçabilme yeteneği.Bisikletle akan trafikten kaçmak,akan trafiğe ayak uydurmak biraz daha zor Bence
 
Ankara ya yazın bisikleti götürsem Batıkent civarında veya çevre ilçelere tur düzenleyebilir miyim ?
 
Kurallara uyulduğu takdirde hiçbir araç tehlikeli değildir ama dört tekerlek daima iki tekerleğe göre daha oturaklıdır. Şerit çizgileri, mazgallar iki tekerlekli araçlara daima risktir.
Bisiklet kullanıyorum, yamaha bws 100 scooter de kullandım. Ikisinin de yeri ve zevki başka.
 
  • Beğen
Tepkiler: monder33
İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir vs gibi büyük şehirlerimizde yaşayan bisiklet tutkunları, bisiklet hayatınız nasıl? Bisiklet sürmeye uygun yer olmaması, trafikti, insan topluluğuydu vs sizi bisikletten soğuttu mu veya soğutuyor mu? Bu tür kalabalık şehirlerde yaşayacak olanlar için sizce bisiklete fazla masraf yapması mantıklı mı?( verdiği masrafa değecek kullanım yeri,süresi,zamanı açısından)
 
İstanbul için konuşursam: Giderek artan trafik, bisikleti her geçen gün daha hızlı ve mantıklı bir ulaşım aracı haline getiriyor. 2 senedir işe bisikletle gidip geliyorum. Sağlığım, kondüsyonum çok daha iyi hale geldi. Yaşadığım şehre dair sıkıntılar bisikletten değil insanlardan soğutuyor genelde. Bisiklet tüm bu koşturmaca arasında ilaç gibi geliyor. İnanın bu şehir arabayla, otobüsle yaşanacak şehir değil ?
 
@BerkEvren
İstanbul'da hiç yaşamadım, gezmek için gittim sadece. Özellikle motovlogerlardan gördüğüm trafik keşmekeşlik insanı düşündürüyor.Bir motor bile bu trafiktte, bu sıkışıklıkta yol alırken zorlanıyorsa,biz bisikletlikler ne yapıyordur, ne yapabilir? Tek turda yanınızdan yüzlerce araç geçecek, onlarca kaza riskine gireceksiniz,bu şehirlerde bisiklet sürmek bildiğin parkur sporu kadar riskli ve streslidir kanımca.O yüzden birazda bu şehirlerde yaşayan bisikletçilerimizden kendi durumlarını paylaşması için böyle bir konu açayım dedim.Acaba göründüğü gibi mi zor mu? :)
 
  • Beğen
Tepkiler: NS.
istanbulda sürmek için her an tetikte olmak gerek. bildiğiniz yollar dışında ekstra dikkatli olmanız gerekiyor. ama benim için en tutarlı araçta bisiklettir. 1 saatte gideceğim yere 1 saatte gitmişimdir. böyle kalabalık ve stresli yerlerde bisiklet sizin kurtarıcınız oluyor.
 
@-Skynet-
Trafikte sürmek kesinlikle tecrübe istiyor. Yolu, bisikletinizi ve kendinizi iyi bilmelisiniz. Nerde durup, nerde ufak ataklar yapacağınızı, ne zaman şerit değiştireceğinizi bilmek için tecrübe şart. En büyük keyfim sıkışan trafikte araçların, otobüslerin ve hatta motorların yanından geçip gitmek. O an doğru şeyi yaptığınızı anlıyorsunuz zaten. (Bu arada süs için yapılmış bisiklet yollarını değil araç güzergahlarını kullanıyorum. Bisiklet yolları bilinçsiz yayalar sayesinde çok daha tehlikeliler)
 
İzmir açısından konuşursak, bisiklet şehiri diyebiliriz. Her açıdan çok uygun bir şehir. Ulaşım için de kullanılabilir, gezi için de kullanılabilir. Her tip bisiklete uygun rotalar çok. Yani tek tip bir bisiklete mahkum değilsiniz. Şehir içi trafiğinde her yerde olduğu gibi İzmir de de kendini bilmezler var, onlara pek yapacak birşey yok ama sayıları çok fazla değil , veya bana çok denk gelmiyor.
 
Bir İstanbul sakini olarak bisikletin trafik keşmekeşine alternatif olarak iki açıdan bakmak gerektiğini savunuyorum. Tamam bisiklet kardiyo ve vücut direnci için her türlü daha sağlıklı ve trafiğe takılmadan ilerlemek mümkün. Ama insanlar arabaların arasından sıyrılırken aslında daha fazla egzoz gazına maruz kaldıkları gerçeğini es geçiyorlar. Bu tabii her yer cadde için geçerli değil ama mesela iş çıkış saatlerinde Kabataş'tan Beşiktaş'a gitmek çok akıl karı değil. Yine aynı cadde için konuşacak olursak, kaldırımda koşu antrenmanı yapanlar için de benzer şeyler geçerli.

İnsan koşarken ya da bisiklet sürerken normale oranla daha fazla nefes alma ihtiyacı duyacağı için bazen gayri ihtiyari ağzından bile nefes alıyor. Spor esnasında genişleyen damarlar, hızlanan metabolizma vs. solunan sağlıksız havayı içeriye daha kontrolsüz (normalde burun içi kıllar bile az da olsa filtre görevi görür) iletiyor gibi düşünebilirsiniz.

Şu nokta da önemli. İnsanımızın dizel araba takıntısı var. (link) insanımız üç kuruş uğruna günü kurtarmak için peynir ekmek gibi dizel alıyor. Kiralık filo araçları genellikle dizel... Renault, Peugeot gibi markalar da "yakıt cimrisi" diye adlandırılıyor ve çok tutuyor. Amerika Volkswagen'e hayvan gibi ceza keserken bizim ülkemizde eline para geçen sıraya girip VW alıyor. (link)

(Dizel demişken, benzin-Motorin fiyat farkı kalmadı. Kaldı ki dizel aracı hem alırken hem de bakım-parça değişikliği sırasında fazla para veriyorsun. Şirket yöneticisi, millet vekili vs gibi adamlar hani sürekli Ankara - İstanbul git gel yapıyorsa lafım yok ama ev-ofis-avm üçgeninde hayat geçiren insanların ne demeye ısrarla dizel araba aldığını bir türlü çözemedim. Bu konu gerçekten tez yazmalık sosyolojik bir vaka bence...)

Diyeceğim o ki trafikten kaçmak için bisiklete sarılmak, bana bıçak sırtı bir iş gibi geliyor. Yaşadığınız semte göre değişmekle birlikte, aktif pedallayacağınız saatleri trafiğe göre kesip biçmek gerekir diye düşünüyorum.
 
Büyük şehirlerde bisiklete binmek Paris Roubaix'de bisiklete binmek gibidir.Kısaca "Klasik spesiyalisti" olmanız gerekir.Yani gerektiğinde sizi korkutmak hatta düşürmek isteyen taksi,dolmuş ve araç şoförlerinden kaçabilmek için yeterli düzeyde "rouleur" vasıflarınızın olması gerektiği gibi sizi anlık sıkıştıran araçlardan ve sokaktaki garibim köpeklerden bir anda kurtulmak adına patlayıcı gücünüz yani "sprint" vasfınız kabul edilebilir düzeyde olmalı.Nasıl ki Paris Roubaix'de taşların arasında gidebilmek için bisiklet hakimiyetinizin mükemmel olması lazımsa ,bisiklet yolunda önünüze çıkan başıboş yayalara karşı da aynı şekilde "bike handling" iniz mükemmel olmalıdır.
İçgüdelerinizin yerinde ve her türlü olaylara karşı zeki olmanız gerektiğini ve bol miktarda şansın da yanınızda olması gerektiğini söylememe gerek yok sanırım.
 
@hamlet2006
Böyle okuyunca bi an şehirde bisiklet sürüyorsam Roubaix'de de yarışırım dedim :)
 
Ah bi de egsoz dumanı olmasa. 27 yıldır trafikte, yalnız trafikte sürüyorum. Hem ankara hem izmirde. Ahh egsoz. Onun dışında, çok keyifli.
 
@hamlet2006
Cok guzel yasmıssımız hıslerıme tercuman oldunuz klavyenıze saglık :)
 
@yenhesa

Teşekkürler, gözümden kaçmış yanıtınız. İzledim. Demek ki uzun vadede fiziksel aktivite daha baskın çıkıyor.
 
Geri