Güncel döviz kuru ve ithalata getirilen çok yüksek gümrük vergileri yüzünden, yerli bisiklet üreticileri bir anlamda rakipsiz kaldılar diyebiliriz. Özellikle tur bisikleti segmentinde CRT World'ün iç piyasada rakibi yok, bu eksik rekabet ortamı da ne yazık ki tüketicinin aleyhine.
Bu model dünya piyasasına çıksa, 2 yıl standart garantiyle pek fazla talep görmeyeceği aşikar. Lakin ülkemiz koşullarında
"koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi" demek zorunda kalıyoruz. Ben tur bisikleti arayışımda CRT World'ü de seçenekler arasına almıştım lakin 2 yıl garantiyi duyunca
"şaka yapıyorlar herhalde" diye düşünmüştüm. Daha sonra ibre, 10 yıl garanti veren "kıskanç" Almanlara döndü tabii
Bu kıskanç herifler küresel pazarda nasıl ürün satıyorlar? Şöyle: Rohloff'un 100.000 km garantisi var. Tubus, bagajınız kırılırsa dünyanın neresinde olursanız olun size yenisini ulaştırıyor. VSF 10 yıl kadro garantisi veriyor vb.
Başıma gelen güncel bir örnek: Vaude gidon çantasını gidona sabitleyen KlickFix aparatının 2 vidası montaj esnasında deforme oldu. Fotoğraflarıyla beraber hem Vaude destek hattına, hem de KlickFix'i üreten firma olan Rixen & Kaul'a eposta gönderdim. Her iki firma da 1-2 gün içinde yedek vidaları adresime kargoladılar. Nereden aldın? Ne zaman aldın? Faturası-fişi nerede? Vidayı fazla mı sıktın? Nereden bilelim senin kırmadığını? falan yok; sorgusuz-sualsiz...
"Altı üstü iki vida" diye düşünen olabilir. Başka bir güncel örnek: Bir yakınıma, benim tavsiyemle aldığımız Accell Bisiklet üretimi Bianchi katlanır bisikletin gidon katlama mekanizması kırıldı. Parçada bariz tasarım hatası var, sürüş güvenliğini de riske atan bir durum. Tüm bu detayları belirterek Accell'e mesaj attık. Önce bizi servise yönlendirdiler. Servis bin dereden su getirdi, "Kullanıcı hatası, değişim için para isterler, parçayı ben istemem siz isteyin, gelsin takarız ama ona da para alırım" bir saat kafa ütüledi
Neyse, dedik... Accell'e tekrar yazdık, durum böyle böyle. Nihayet parçayı onlara göndermemizi kabul ettiler. Biz parçanın yenisini beklerken 1 hafta sonra kargo poşetinin içinden gönderdiğimiz parça çıktı; tamir edilmiş halde. Biz de kendi çözümümüzü geliştirdik, deri bir kayışla mandalı sabitliyoruz yerine. Yakınım da Accell'in kulaklarını çınlata çınlata kullanıyor bisikleti.
Şimdi ben bu firmadan, üzerine 30-40 kg. yük yükleyeceğim bisiklet alır mıyım? Yiyecek 40 fırın ekmekleri var daha. Ama işte alternatifsizliğin doğurduğu, yüksek kur ve gümrük duvarlarının pekiştirdiği eksik rekabet ortamı, firmaları rehavete sürüklüyor ve kolaya alıştırıyor. Hani bir dönem
"Vehbi Koç 30 yıl araba diye teneke sattı" denirdi ya, o günlere geri döndük...