@Ahmet.S
Gürkan beyden 3500 USD lharcayarak MTB yi nasıl TUR bisikleti yaptığını dinleyelim:
"Tur bisikleti dendiğinde; 28 jant düz maşa yani amortisör olmayan bir bisiklet gösterilir. Peki, ben neden 26 jant bir dağ bisikletini tur bisikletine çeviriyorum?
28 jant tur bisikletleri ile ancak asfalt yollarda tur yaparsınız. Araziye girdiğinizde jant telleri uzun olduğundan ve aşırı yükten dolayı tek tek kırılmaya başlar. Türkiye - Japonya yolculuğumda Tacikistan'da karşılaştığım Polonyalı bisikletli gezginler 28 jant bisiklet kullanıyorlardı. Asfaltın olmadığı bir ülkede o yüklerle 28 jant bisiklet kullanmaktan defalarca jant teli kırdıklarını dile getirmişlerdi. Dağ bisikletine Shwalbe Marathon marka lastikler taktığınızda hem asfaltta hem de arazide çok rahat bir şekilde gidebilirsiniz, tellerin boyu kısaldığından direnci de artacaktır. Gene düz maşalı yani amortisör olmayan tur bisikletleri de asfalt içindir. Araziye girdiğinizde eğer düz bir maşa kullanıyorsanız yoldaki tüm girinti çıkıntılarda yük kollarınıza ve eklem bölgelerinize binecektir. 1000 kilometre arazide yüklü bir bisikletle seyahat ederseniz ve ön tarafta amortisör yoksa akşamları çadırda eklem yerlerindeki ağrılardan dolayı uyuyamazsınız.
Kendi yolculuklarımda en zor şartlarda seyahat etmeyi seven biri olduğumdan 28 jant ve düz maşa klasik tur bisikletleri benim tur anlayışıma uymamaktadır. Bisikletin Üzerinde yer alan DT swiss teller, Jantlar, maşa ve yukarıda saydığım ekipmanla birlikte maliyet 3500$. Kadro hariç.
Bu da Kadir Aşnaz arkadaşımızın deneyimi:
Burada iyice kafanız karışacak, çünkü markadan tipe bir sürü seçeneğiniz var. 2 teker için genel olarak şöyle bir durum var: Her bisikletle her yere gidilir! Peki siz gidebilir misiniz?
Yoksa yol bisikleti, hybrid, mountain bike olmuş önemi yok; her tipin kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Ben mountain bike seçmedim çünkü gereksiz ağır (amortisörler,lastikler vs) ağır olmayanlar ise gereksiz pahalı. Bir de her zaman ince lastikli hybrid bisikletlerle daha rahat hissettim kendimi. O kadar kalın lastikler ve amortisörleri çoğu zaman kullanacağınız bir ortam olmayacak, hele ki arkanızdaki yükü düşünürseniz, sürekli downhill (yokuş aşağı) yapacak haliniz yok. Ama rotanızdaki yollar çok bozuk ama “arkadaş ben sevdim bunun tipini” diyorsanız o da olur, ‘there is no sikinti’.
Hybrid ve tur bisikletlerinin güzel tarafı ergonomik olarak uzun yolda sizi daha az yoracak şekilde bir yapısı var, unutmayın yeri gelecek 8-10 saat bineceksiniz, gidonun 3 cm yukarıda olmadı ya da kollarınızın duruşu zaman geçtikçe ne kadar rahat bir yolculuk yaptığınızı belirleyecek.
Yok bu carbon, aman efendim tura kompozit malzemeli aluminyum bisikletle çıkılmaz böyle demir döküm kafası olmalı kırılırsa kaynak yaptıramazsın gibi saçmalıklara inanmayın.. Eğer dünya turu yapıyorsanız, 3 yıl boyunca yolda olacaksınız veya Afganistan’da nasıl kaynak yaptırırım diye düşünüyorsanız olabilir.. Ama artık ortalama bir bisiklet markasının kadrosunu kırmak için baya bir saçmalamış olmanız ya da üstünüzden tır falan geçmiş olmalı. Artık markalar kadrolar için hayat boyu garanti veriyorlar.
Üstündeki vites ve fren takımı, markası vs ufak tefek farklar dışında çok bir şey fark ettirmeyecektir. Aynı mesele bütçe için de geçerli: paranız yettiği sürece en iyi kompenentleri alın, sonradan bir şeyi değiştirmek çok daha pahalıya gelecektir. Hiçbir vites, fren vs hayati değil ama yolculuktaki konforunuzu belirleyecektir. 50km’de bir g.tü başı oynayan zinciri atan belirli viteslerde artık ses yapan bir bisikletle 2000 km gitmek sinirlerinizi bozabilir. Tercih size kalmış ama disk fren yerine v brake denen eski tip frenli bir bisiklet seçmeniz yoldaki olası sorunları kendi başınıza halledebilmeniz için daha iyi olacaktır. Hidrolik disk frenler çok afilli ve stabil gibi olsalar da gereksiz ağırlık ve herhangi bir kazada kırdığınızda çok zor yaptıracağınız bir soruna yol açar. Hidrolik yağının boşaltılıp tekrar doldurulması bile çoğu zaman ızdıraplı bir süreç. Ama aldınız bisikletin üstünde de disk fren varsa yürüyün gidin, sadece dikkatli olun ve manetlere daha fazla dikkat edip lastik değiştirirken ya da takılı değilken sakın frenleri sıkmayın..