@mariokaldato
Kendine oldukça haksızlık ediyor gibisin sevgili Raşit. Yıllrdır televizyon seyretmem veya gazete okumam. Bir tek Yılmaz ÖZDİL'in yazılarını gülerek okuyabilirken , artık seninde yazılarını gülerek ve beğenerek okuyuyorum. Yıllrın deneyimini espri ile harmalayabilmek ve bunu okuyanı sıkmadan yazıya dökebilmek hakikaten büyük meziyet. Bu yüzden sevgili Raşit , bu forumda sen varken , bırak kendi yazılarımı beğenmeyi , içinde kendimin geçtiği bir cümle bile kurmam.
Madem ninjalığı didikledik , Ninjalıktan devam edeyim. Holivut'un Ninjalığa olan yaklaşımı nasıl oldu ?
80 yıllarda Japonlar , Amerikaya elektonik göstergesi bol ve ucuz araba satmaya başlayınca , Amerikalılar Japon kültürüne merak salmaya başladılar. Gerçi o zamanlar neyin japon külütürü neyin uzakdoğu kültürü olabileceğini sadece bu bölgeler giden denizciler bilirdi. Neyse uzakdoğu kültürünün herşeyini didiklediler. Harakiri , Yakuza , Samurai ve gizemli savaşçı Ninjalar. Peki Ninja nedir ?
"Karas" yani karga adam olarak başlayan , bu durum bildiğiniz kiralık katilden başka bir şey değildi. Şöyle düşünün , hanedan çekişmeleri , shogunlar arasında güç kavgaları , samurai'ler arasındaki itibar kavgaları ,ticari çekişmeler gırla gidiyor. Nerdeyse herkez kale gibi duvarları olan evlerde yaşarken , bir çok koruması ile güvenliğini sağlıyor.
En yetenekli savaşçılar samurai' lar ancak kendi shogunlarına bağlılar ve asla pis iş yapmıyorlar. Yapacakları her işte bir asalet olacak ve isimlerine yakışır işler olacak ( Uzakdoğunun şövalyeleri gibi düşünün ) Bu durumda pis işleri kim yapacak ? Tabii ki Ninjalar.
Gecenin karanlığından da yararlanmak için tamamen siyah giyinen , karşısındaki insanın silah olacağını anlayamadığı kadar değişik silah kullanmayı bilen ve gerekirse tabiattan topladığı bitkilerle çok etkili zehirler yapacak kadar iyi kimya eğitimi olan, verilen ölüm emrinin , en ufak bir teretdüt göstermeden yerine getirecek eğitimli katiller.
Böyle gizemli ve yetenekli bir insan grubu olursa , Amerikalı hiç bundan geri kalırmı ? Delimisiniz Kalmaz elbette.
Amerikan Samurai filmleri tutmayınca , Olayı Amerikan Ninjalığına bağladılar. 80 'li Amerikalıların yanı sıra , Meksikalı , Porto rico'lu ninjalar , Zenci Ninjalar derken işin çivisi çıktı. İpini koparan , kazığını söken ninja filmi çekmeye başladı. İş o kadar çığrından çıktı ki , O zamanın modası olan "vatka" modası ninja kıyafetlerine de yansıdı.
(link)
Hızını alamayan film sektörü , siyahın yanı sıra kırmızı ,sarı , metalik hatta transparan Ninja kıyafetleri tasarladı.
(link)
Peki Herkez maskeli ise filmin kahramanın kim olduğunu seyirci nasıl anlayacaktı ? Elbette kahraman temizliğin ve saflığın simgesi olan beyaz kıyafet giyecekti.
(link)
Gecenin karanlığından yararlanmak şöyle dursun , nerdeyse her ordamda kabak gibi belli olan beyaz renkli ninja ama iyi yürekli. Yani olay şöyle. Amerikalı bir eleman kendisine Ninja eğitimi verecek iyi yürekli bir hoca bulmuşta , ninja eğitimi almışta , o kadar iyi yürekli ki kimseyi öldürmeme yemini etmişte , Kendisine veya sevdiklerine zarar veren bir durum olunca ninjalık yeteneklerini sergilemeye karar vermişte , 3-5 yaşından beri oldukça sıkı eğitim alan diğer ninjaları tek vuruşta ikiye yarıp , yinede iyi bir Ninja olarak kalmayı becerebilmişmiş. Yerseniz artık.
Zaten yememek gibi bir durumda yok ortada . Çünkü 80 yıllarda kimse neyin ne olması gerektiğini bilmediği gibi bilmesinede gerek yoktu. Mesela Steve James abimiz.
Eski bir Amerikan futbolu oyuncu. O günlerde iyi varsayılan bir vücut yapısına sahip. Parmakları kesik eldiven ve ter bandı takıp , ellerini de şöyle şeyettinmiy di. Tamam oldu işte. Bundan çok güzel uzakdoğu dövüşcüsü olur. Zaten millet anlamıyor. Gönder gitsin.
(link)
Dijital efekte felanda gerek yok. Zaten, O zamanlarda, bu hem yok. Hemde gerek yoktu. Kimse oscarlık performans beklemiyor çünkü bu filmler tutuyordu. Bilet satabildiği sürece konusunun da pek fazla önemi yoktu. Kimsede filmlerde mantık aramıyordu. Çünkü o yıllar ninja filmleri yıllarıydı. Ninja olsun , çamurdan ninja olsundu.
1936 Yapımı CharlieChaplinin Modern zamanlar ismiyle türkçeleştirilen şu filminindeki paten sahnesini lütfen bir izleyin.
O zamanlar nasıl çektiklerine bir türlü inanamayacağınız kadar hassas bir zamanlama ile yapılmış gibi duruyor.Öyle ya , çekim yılı 1936. Ne bilgisayarı , ne efekti ? Birde aşadaki videoyu seyredin.
Doğru açı ile çekilmiş bir resimi , uygun açıyla , kameranın görüş alanına yerleştirdiğinizde, yapılan çekim inandırıcılık açısından , ne kadar etkili oluyor değil mi ?
Adamlar 1936 da bunu düşünüp çatır çatır uygularken , 2018 Türkiyesinde çekilen filmlerrrrrr. Eh yani gerisini siz düşünün.